Raylı sistemin yükü caddelere taştı

Geçtiğimiz aylarda kalan istasyonların hizmete girmesi ile birlikte tam kapasiteye çalışmaya başlayan İzmir Metrosu bir başka sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Aktarmalı sistemde yükü artan raylı sistemi tercih eden İzmirlilerin sayısının artması ile birlikte metro istasyonları çevresinde görülmeye başlayan otopark ve araç yoğunluğu trafik sıkışıklığını da beraberinde getirirken, toplu taşımada yeni bir altyapı ihtiyacını da gündeme getirdi.

Haberler / İzmir

10 Ekim 2014 Cuma 13:56

PAYLAŞ

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İzmir’de raylı sistemin yükünü çeken İZBAN ve metroda son dönemlerde yaşanan yoğunluk metro çevresindeki yollara ve caddelere de yansımaya başladı. Hizmete açılan yeni istasyonlar ve yolcu sayısının artışı özellikle toplu ulaşım noktalarında ve aktarma merkezleri civarında otopark ihtiyacını karşılayacak çözümlerin yetersizliği nedeniyle trafik karmaşasını da beraberinde getirdi. Metrodan faydalanmak isteyen araç sahipleri istasyonlar çevresinde yeterli park yerleri bulunmadığından taşıtlarını yollara ve sokaklara park etmek zorunda kalınca, raylı sistemdeki yoğunluk ana cadde ve bulvarlara kadar taştı.

İSTASYONLARIN ÇEVRESİ OTOPARK OLDU, TRAFİK PROBLEMİ BAŞLADI
İzmir’de genişleyen raylı sistem ağı ve hayata geçirilecek yeni projeler bir başka sıkıntıyı da gündeme getirdi. Ulaşıma nefes aldıran ve trafiğe çıkan lastik tekerli araç sayısını azaltmayı hedefleyen raylı sistem yatırımları, kentteki hayatı kolaylaştırmayı hedeflerken, planlamadaki otopark eksikliği ise ana arterlerde ve meydanlardaki yoğunluğu da ikiye katladı. Kendi araçları ile uzak noktalardan gelerek işe aktarmalı şekilde gitmek isteyen vatandaşlar, özellikle metro ve İZBAN istasyonları çevresindeki otopark eksikliği nedeniyle yolların tıkanmasına ve trafiğin aksamasına yol açıyor.

METRO VE İZBAN İSTASYONLARINDA OTOPARK ALANLARI YOK
Üçyol, Üçkuyular (Fahrettin Altay Meydanı), Halkapınar, Konak, Karşıyaka, Buca, Bostanlı, Bornova gibi halkın yoğun olarak kullandığı aktarma noktalarında son dönemde yaşanan bu yoğunluk bir başka ihtiyacı da gündeme getirdi. Özellikle Avrupa ve Amerika’daki birçok kentte başarıyla uygulanan, hafif raylı sistem yatırımları ve diğer ulaşım yöntemleri ile entegre biçimde istasyonlar çevresinde özel araç ve bisiklet sahiplerinin toplu taşımaya yönlendirilmesi sağlamak amacı ile hayata geçirilen “Park et ve devam et” çözümlerinin kentteki eksikliği, yaşanan trafik yoğunluğunu da bir kat daha arttırıyor.

ŞEHİR PLANCILARI TRAMVAY PROJESİ İÇİN ÖNERİDE BULUNMUŞTU
İzmirlileri toplu taşımaya teşvik etmek, trafikteki araç yoğunluğunu azaltmak, karbon salınımı ve çevre kirliliğinin önüne geçilebilmesi için “Park et-devam et” uygulamalarının yoğun noktalarda ve aktarma merkezleri çevresinde hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, “Son dönemde özellikle Konak ve Karşıyaka Tramvay projeleri içerisinde bu tarz uygulamalara yer verilmesi gerektiğini sık sık dile getirdik. Raylı sistem ve diğer ulaşım biçimlerinin daha etkin kullanılabilmesi, yoğunluğun azaltılabilmesi için istasyonlar çevresinde halkın özel araçlarını park edebilecekleri otopark alanları oluşturulmalı ve toplu taşımada entegrasyon sağlanmalı. Buna dair eleştirilerimizi ve önerilerimizi sıkça belirtmemize rağmen, ne yazık ki bu konuda henüz bir gelişme sağlanamadı. En azından tramvay projesi hayata geçirilmeden önce buna dair bir çalışma yapılmasını diliyoruz. Diğer yandan, metro ve İZBAN istasyonlarında uygulanabilecek bu sistemle ilgili yine de geç kalınmış değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamu yararı gözeten bu çalışma için gerekli yeri bularak ya da kamulaştırma yaparak tıpkı yurt dışındaki kentlerde olduğu gibi modern çözümleri hayata geçirmelidir. Önümüzdeki süreçte oluşturulacak yeni Ulaşım Ana Planı içerisinde özelikle bu konunun üzerinde duracağız ve bu yatırımların hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması konusunda ısrarcı olacağız” dedi.

“PARK AND RIDE” SİSTEMİ (PARK ET VE DEVAM ET) NEDİR'
Kent merkezlerine ulaşmak isteyen kişilerin, özel araçlarını kent merkezi dışında düzenlenen otopark alanlarında bırakarak toplu taşıma araçlarını kullanımını teşvik eden Park and Ride (Park Et Devam Et) adlı sistemde, aracını gün boyunca bu otoparklara park eden kişiler, otobüs, metro ya da deniz yolunu kullanarak kent merkezinde gitmek istedikleri noktalara ulaşıyor, gün bitiminde de tekrar otopark alanına dönerek araçlarını alıyorlar. Bu uygulamayla, toplu taşımanın teşviki, daha az zararlı egzoz emisyonu ve küresel ısınma etkisi, daha az yol işgali, daha az yakıt tüketimi, trafik odaklı stresin azaltılması, zaman kazanımı ve yol kenarı otoparklarda daha fazla sirkülasyon olanağı hedeflenmektedir. Avrupa ve Amerika’daki birçok kalabalık şehirde başarı ile uygulanan sistemin Türkiye’de de İstanbul başta olmak üzere diğer bazı kentlerde örnekleri mevcuttur.