Amerikalı gazeteciler Pete Brush ve Benjamin Harvey’nin mahkeme salonundan aktardığına göre Reza Zarrab, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın “İran işinde kârı yüzde 50-50 paylaşmayı” önerdiğini öne sürdü. Zarrab “Toplamda ona 45-50 milyon euro kadar rüşvet ödemişimdir. Öteki para cinslerini hiç saymıyorum” diye konuştu.
-
Eski Halkbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın tutuklu olarak yargılandığı, ABD’deki davada ikinci duruşma başladı. Duruşmanın bugünkü bölümünde soruşturmanın baş aktörü Reza Zarrab ilk kez tanık sandalyesine oturdu ve ifade vermeye başladı. Zarrab ifadesinde; Egemen Bağış’ın ismini telaffuz etti ve İran’a dönük ambargonun nasıl delindiğine ilişkin çeşitli iddialarda bulundu.
Savcının sorgusunda Reza Zarrab; Aktifbank’ta hesabı olan ancak kendi parasına erişim izni olmayan ‘Agazani’ isimli bir İranlı işadamının işlemlerini yapabilmek için banka ile irtibata geçtiğini ve başvurusunun reddedilmesi üzerine dönemin Avrupa Birliği (AB) Bakan Egemen Bağış irtibata geçtiğini açıkladı. Egemen Bağış’ı ‘sosyal ortamlardan’ tanıdığını belirten Bağış “Egemen Bağış’tan yardım istedim. O da genel müdür ile (Dönemin Aktifbank Genel Müdür) ile toplantı ayarlardı ve o görüşmede gerekli izni aldım” dedi. Zarrab çapraz sorgulamada Aktifbank’ta bir hesapla başlayan “Türkiye-İran arası para transferinin” detaylarını da anlattı.
Savcı ile Zarrab arasında şu görüşme geçti.
Zarrab: Agazani isimli bir İranlının Aktifbank’taki hesaplarına ‘erişim izni alabilmek için’ Bakan Egemen Bağış ile irtibata geçtim.
Savcı: (Egemen Bağış’ın fotoğrafını çıkarıp gösterdi) Kim b? Tanıyor musun'
Zarrab: Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış.
Savcı: Egemen Bağış’a ne sordunuz'
Zarrab: Sayın Bağış’tan banka işlemleri için yardım istedim.
Savcı: Egemen Bağış size tam olarak nasıl yardım etti'
Zarrab: Kendisine bankanın genel müdürünü tanıyıp tanımadığı sordum. O da bana ‘daha önce ABD’de tanıştığını’ söyledi. Benim için bir onunla (banka müdürü) bir randevu ayarladı ve ben orada toplantıya gittim.
Savcı: Randevu ayarlanan kişinin görevi nedir'
Zarrab: Bankanın yöneticisi, en yetkili kişisidir.
Savcı: Bağış seni bu en yetkili kişiye mi gönderdi'
Zarrab: Evet. Egemen Bağış randevuyu aldı ve ben de gittim.
Savcı: Bu randevu işe yaradı mı. Hesap açabildiniz mi'
Zarrab: Evet efendim.
Savcı: Bu parayı hesap açtıktan sonra İran’a döndürmeyi başarabildiniz mi'
Zarrab: Evet efendim.
Savcı: Günde ortalama ne kadar paradan bahsediyoruz'
Zarrab: İlk başta 5 ila 10 milyon euro ile başladı işler.
Savcı: Euro nedir'
Zarrab: Avrupa Birliği’nin para birimi.
Savcı: Doğrulamak için soruyorum. Bu miktar günlük para transferi midir'
Zarrab: Evet efendim ilk baştaki günlük miktarıdır.
Savcı: Daha sonra Aktifbank’la işleriniz yavaşladı mı'
Zarrab: Evet efendim. Aktifbank’taki tüm fonları kullandım. Bu yüzden de orada parası olar farklı müşteriler bulmaya çalıştım.
Savcı: Çok parası olan müşteriler mi'
Zarrab: Tabi Türkiye’de çok parası olan kişilerin peşinde gittim.
Savcı: Kim bunlar'
Zarrab: İran Merkez Bankanı ve Mellat Exchange.
-
“İRAN MERKEZ BANKASI İLE GÖRÜŞTÜM”
Savcı: İran Merkez Bankası ile nasıl temasa geçtiniz'
Zarrab: Babamın tanıdığı kişilerle onun da bulunduğu bir toplantı ayarladım. İlk toplantı günü iki kez toplandık.
Savcı: Kim vardı toplantıda'
Zarrab: Ben, babam ve İran Merkez Bankası Başkanı vardı.
Savcı: Ne konuşuldu'
Zarrab: O toplantıda o dönem İran Merkez Bankası’na başka aracılardan da nakit para döndürebileceği söyledim.
Dolar gibi para birimleriyle, İran para birimininin kur dengesini sağlayabilmek için yardımcı olabileceğimi söyledim. Kuru dengede tutabilmek için.
Savcı: İran Merkez Bankası Başkanı bunu kabul etti mi'
Zarrab: Evet etti.
Savcı: Sonraki adım ne oldu
Zarrab: Sonra Merkez Bankası Başkanı o dönemde o birimin başındaki kadını odasına çağırdı ve teknik toplantı yaptı.