Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi vatani görevini yaptığı Bornova Jandarma Komando Tugayında zırhlı araçlar ile silah ve mühimmat depolarının anahtarlarını saklayarak kahramanlık gösteren er Emre Ev'in koğuşlarda kalan silah arkadaşlarını güvenli bölgeye çıkardığı anlara ilişkin görüntüler ortaya çıktı.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında İzmir Bornova Jandarma Komando Tugay Komutanlığında er olarak vatani görevini yapan Emre Ev, darbecilere karşı gösterdiği kahramanlıkla öne çıktı.
Haberciliğini yaptığı dönemin tugay komutanı Albay Semih Okyar'dan gelen emir ve talimatlar doğrultusunda zırhlı araçların anahtarları ile silah teçhizatları ve mühimmatların bulunduğu depoların anahtarlarını toprağa gömen Ev, koğuşlarda kalan silah arkadaşlarını güvenli bölgeye tahliye ettiği anlara ilişkin görüntülerini, darbe girişimin birinci yılında izledi.
Terhis olduktan sonra gittiği memleketi Samsun'dan darbe girişiminin birinci yılında İzmir'e gelerek komutanlarını ve vatani görevini yaptığı tugayı ziyaret eden Emre Ev, darbe gecesi yaşanan anların yer aldığı görüntüleri izlerken duygulandı.
Emre Ev'in Bornova Jandarma Komando Tugayındaki koğuşlarda kalan askerleri yakındaki bir taş ocağına götürmesine ilişkin anların yer aldığı görüntülerde askerlerin telaşlı oldukları görülüyor.
Askerlerin götürüldüğü bölgede kontrol noktası oluşturulurken Emre Ev'in elindeki 2 otomatik silah ve belindeki tabanca dikkati çekiyor.
Görüntülerde ayrıca Ev'in silah arkadaşlarına konuşma yaptığı da yer alıyor.
Askerlerin götürüldüğü alana daha sonra kalkışmanın büyümesini engellemek için rütbeli personele yönelik, "Bu saatten sonra tugaya gelenler haindir. Bu saatten sonra evine gitmeyerek tugayda kalanlar da hain muamelesi görecektir" mesajını atan Binbaşı Sedat Y'nin özel aracıyla gelmesi de görüntülerde yer alıyor.
Emre Ev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir er olarak görev yaptığı kışlasında komutanından gelen emir ve talimatlar doğrultusunda darbecilere karşı koyduğunu söyledi.
Darbe girişiminin yaşandığı gece haberciliğini yaptığı Tugay Komutanı Semih Okyar'ın makam odasındaki işlerini hallettikten sonra koğuşa arkadaşlarının yanına gittiğini ancak o saatte tugayda olmaması gereken rütbelileri gördüğünde bir terslik sezdiğini ifade eden Emre Ev, il dışında olan tugay komutanının kendisini arayarak "tugayda bir olağanüstülük var mı'" diye sorması üzerine bu durumu anlattığını belirtti.
Bunun üzerine Okyar'ın talimatıyla makam odasına tekrar gittiğini ifade eden Emre Ev, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Komutanımızın talimatı üzerine karargaha giderek orada bulunanların isimlerini kendisine aktardım. Bana "Emre bunlar çok tehlikeli, hain insanlar. Ülkemizi çok büyük bir kaosa sürüklemek istiyorlar. Çok dikkat et, benden gelecek talimatlara uy, kendini koru ve silahları al" dedi. Ben makam katındaki 2 makineli tüfek, 8 şarjör mermi ve komutanımızın tabancasını alarak kendimi savunmak için burada bekledim. Komutanımız bana kimseyi içeri sokmamamı söyledi. Hatta gerekirse girmek isteyeni vurmamı emretti. Bir süre burada bekledim. Sonra bütün zırhlı araçların anahtarlarını, silah teçhizatların bulunduğu odaların anahtarlarını alarak toprağa gömdüm. Daha sonra koğuşlardaki askerleri hain emelleri doğrultusunda kullanmalarının önüne geçmek için asker kardeşlerimi tugayın dışında güvenli bir nokta bularak bütün arkadaşlarımı taş ocağına yerleştirdim."
İLK KEZ İZLİYORUM
Koğuşlardaki erleri güvenli bölgeye götürdüğü anlara ilişkin görüntüleri izleyerek duygulanan Ev, "Bu görüntüleri ilk kez izliyorum. Böyle bir görüntü olduğunu bilmiyordum, çok duygulandım. İzleyince o anları tekrar yaşadım." diye konuştu.
Darbecilerin erleri kullanmasını önlemeyi düşündüğünü ifade eden Emre Ev, önceden güvenliği sağladıktan sonra koğuşta bulunan arkadaşlarının tugayın yakınındaki taş ocağına gelmesini sağladığını dile getirdi.
Komutanı Okyar'ın emirleriyle sürekli kendini yönlendirdiğini anlatan Ev, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 200 askerimizi, vatan evlatlarımızı namusumuz şerefimiz olan üniformayı lekelememesi adına onları oraya getirdim. Kardeşlerimin hainlerin oyunlarına alet olmaması için onları güvenli bölgeye götürdüm. Komutanım daha sonra yanımıza Sedat binbaşımızı gönderdi. Taş ocağında yüksek bir yere çıkarak 'arkadaşlar ülkemiz üzerine hain bir oyun oynanıyor. İstanbul'da Ankara'da askerler sokaklara indi, kendi insanlarımıza silah sıkıyorlar. Biz kendi insanlarımıza silah sıkmamak için buraya geldik' dedim. 200 asker kışlada, rütbeli bin 200 kişi de dışarıdaydı. Biz bu hainlere fırsat vermemeyi amaçlamıştık, çok şükür onlara da fırsat vermedik."
Emre Ev, askerlerin başında bulunan Muhammet Yüzbaşı ile Sedat Binbaşının tüm personele tugaya gelmemeleri, gelenlerin de evlerine gitmeleri yönünde mesaj attığını aktardı.
Sedat Binbaşının burada Başbakan Binali Yıldırım ve başdanışmanını da telefonla arayarak görüşmeler yaptığını dile getiren Emre Ev, "Sedat Binbaşım, bu görüşmeler sonrası Başbakanımızdan 'Bu hainlere kesinlikle fırsat vermeyeceksiniz. Size karşılık verdiklerinde misliyle cevabını vereceksiniz. Bu uğurda ne yapmanız gerekiyorsa bunu yapacaksınız." şeklinde verdiği talimatı aktardı. Bundan sonra biz daha da hırslandık." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunan darbeci askerlerin yakalanması için Tugay Komutanı Semih Okyar'ın başında bulunduğu time tek rütbesiz asker olarak kendisinin de dahil edildiğine dikkati çeken Emre Ev, 15 gün süren operasyonlarda şüphelilerin yakalandığını kaydetti.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'un birinci yılında İzmir'de bulunarak geçtiğimiz yıl yaşananların tekrar hafızasında canlandığını belirten Emre Ev, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şu anda 15 Temmuz'un birinci yılı. Bu acılar, üzüntüler asla unutulacak gibi değil. Ben 15 Temmuz'u unutmamak unutturmamak için uğraşıyorum. İzmir'e geldim komutanlarımın yanına gittim, tugayıma gittim o anı tekrar yaşadık, inanılmaz bir duygu yaşadım. Bugün sivilim artık meydanlara ineriz gücümüz nereye yeterse mücadele ederim. Şerefli üniformamla bunu yaptım ben bugün sivil giysilerimle yine aynı şeyleri fazlasıyla yaparım." (AA)