Bahri Karataş'ın haberine göre davaya konu olay 3 Ekim 2013 tarihinde Torbalı Ticaret Odası 80’inci Yıl İlköğretim Okulu’nda meydana geldi. Okul bahçesinde, arkadaşları ile tenefüste oyun oynayan, olay tarihinde birinci sınıf öğrencisi olan Kadir Efe Çakar’ın üzerine demir kapı düştü. Hastaneye kaldırılan Çakar’ın sağ diz ön çapraz bağları koptu. Uzun süre değneklerle yürümeye mahkum olan Kadir Efe Çakar’ın ailesi, avukatları Volkan Çakır aracılığıyla Milli Eğitim yetkilileri ve okul yöneticileri hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayetçi oldu.
Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Faruk Sever, üç yıl sonra öğretmenler İsmail E., Mesut A. ve Alaattin A. hakkında ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçundan dava açtı. Torbalı 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada sanıklar üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Sanık İsmail E., kapının buraya yaptırılma sebebinin, çocukları kazan dairesinden uzak tutmak olduğunu belirterek, “Bu kapı okulun giriş kapısı değildir. Gereksiz ve okul ile ilgisiz kişilerin giriş -çıkışlarını engelemek, otopark bağlantısını kesmek için proje kapsamında belediyeye yaptırıldı. Belediyenini mühendisleri tarafından kontrolü yapılarak teslim edilmiştir. Ön bahçede ve arka bahçede 2’şer nöbetçi öğretmeniz bulunmaktadır. Olayın olduğu güne kadar bize gelen bir arıza olmadı. Çocukların kapıya yüklenmesinden kaynaklı olarak, olayın oluştuğunu düşünmekteyim. Kimse böyle bir olayın olmasını istemez” dedi.
Anne Medihan Çakar ise sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtip, “Kapının ilişiğini kestiği düşünülen alanlara geçişi engelleyen bir unsur olmadığını bizzat biliyorum. Kapının içi boştur, geliş gidiş yapılmaktadır. Üzerine yüklendiği belirtilen çocuklar 6-7 yaşlarında çocuklardır. Zaten o alan 1. sınıf çocukların oyun alanı olarak ayrılan bahçe bölümüdür. Nöbetçi öğretmen bulunmamakta. Ben çocuğuma su götürmek için ön bahçeden okula girdim. Arka kısma yöneldiğimde, kalabalık bir çocuk grubu gördüm. Oraya gittiğimde de çocuğumu kapının altında gördüm ve çıkarıp hastaneye götürdüm. İstanbul’dan yeni taşınmıştık. Çocuğumun okula adapte olması için her gün okula gidip geliyordum. Sanıklardan şikayetçiyim” dedi.
Baba Enis Çakar da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Ailenin avukatı Volkan Çakır, dinlenen sanıkların cezalandırılmasını istedi. Milli Eğitim Bakanlığı avukatı ise mahkemeye gönderdiği cevap dilekçesinde, kapıyı okula taktıran Torbalı Belediyesi’nin sorumlu olduğunu, olayın hemen akabinde de aileyi arayıp durumu bildirdiklerini, üzerlerine düşen görevi yaptıklarını öne sürdü. Kapının montajının düzgün olduğu belirtip, davanın reddini talep etti. Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi sanıkların olayda sorumlu olmadıklarını belirtip beraat kararı verdi.
“BAKANLIĞI 160 BİN LİRA TAZMİNAT DAVASI”
Bu dava devam ederken, ailenin avukatı Volkan Çakır da uzun süre hastanede tedavi gören ve koltuk değnekleriyle yürümeye mahkum olan Kadir Efe Çakar’ın babası Enis Çakar ve annesi Medihan Çakar adına adli yardım talepli olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na karşı İzmir 5’inci İdare Mahkemesi’nde160 bin liralık maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açtı.
“AĞLAYARAK UYANIYOR”
Avukat Volkan Çakır dilekçesinde, müvekkillerinin çocukları Kadir Efe Çakar’ın geceleri uykusundan kabus görerek uyandığını, bir daha o okula gitmek istememesi üzerine, pedagog desteği alınarak başka okula kaydettirildiğini belirti. Avukat Çakır şöyle devam etti: arkadaşlarından geri kalmaması için onu her gün okula götürüyor. Müvekkillerim çocuklarının yaşadığı bu biyolojik ve psikolojik travmadan sonra adeta yıkıldı. Kadir Efe geceleri kabus görerek uyanıp, ‘Anne ben bir daha sağ ayağımın üzerine basamayacak mıyı? Sağ ayağım kısa mı kalaca? Arkadaşlarım gibi oynamayacak mıyım'’ sorularını sormaktadır. Bu durum ailenin zor durumda kalmasına ve günlerce acı çekmesine neden olmuştur. İyileşeceğini söylemelerine rağmen, çocukları bir türlü yaşadığı psikolojik travmadan çıkamamıştır. Hastanede tedavisi de devam etmektedir. Her ay düzenli kontrollere gitmektedir. Yaşanan bu acı olay sonucu anne Medihan Çakar’ın da hem ruh hem de beden sağlığı bozulmuştur. Bu durum bütün aile bireylerini olumsuz etkilemiştir. Okul yönetimi gerekli önlemleri almayarak, ihmalleriyle, Kadir Efe’nin yaralanmasına sebep olduğundan, müvekkillerim bu olay nedeniyle maddi ve manevi zarara uğramıştır. Baba Enis Çakar, özürlü olduğundan çalışamamaktadır. Evin kirasını aile fertleri ödemektedir. Bu olaydan dolayı kendileri ekonomik yönden iyice çökmüş durumdadır. Başka canlar yanmasın diye, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Kadir Efe Çakar adına 10 bini maddi 50 bini manevi, anne ve baba için de 50’şer bin lira manevi, toplam 160 bin lira tazminat istemiyle bu davayı açmak zorunda kaldık” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’na karşı İzmir 5. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada da, mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi mahkemeye raporunu sundu. Avukat Selma Mert Karaarslan, mahkemeye sunduğu raporda, mağdur çocuğa maddi olarak 185 bin 494 lira 05 kuruş ödenmesi gerektiğini, ayrıca çocuk, anne ve babaya 50’şer bin liradan 150 bin lira da manevi tazminat ödenmesine, taktiri mahkemeye bıraktığını belirtti.
“BAKANLIK 245 BİN LİRA TAZMİNAT ÖDEYECEK”
Bilirkişi raporunun ardından , son duruşmada Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirleri davanın reddini talep etti. Ailenin avukatı Volkan Çakır ise davanın kabulüne ve istedikleri tazminatın ödenmesini talep etti. İzmir 5’inci İdare Mahkemesi Başkanı Hakim Hasan Uzunova, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yasal faizi hariç, mağdur Kadir Efe Çakar’a 185 bin 494 ,05 lira manevi, anne ve babası ile birlikte kendisine 20’şer bin lira manevi toplam 245 bin 494,05 lirayı ödemesine karar verdi. Bakanlık avukatları kararı temyiz edeceklerini belirtti.