Doğu illerinde ciğer, mumbar ve işkembe gibi yemekler tercih edilirken, İzmir gibi batı kentlerinde ise daha çok kokoreç ve kelle söğüş gibi yemekler tüketiliyor. Özellikle sakatat yemekleri sabah, akşam sofralardaki yerini alıyor. Sabah özellikle kelle paça ve işkembe gibi çorbalarla kahvaltıda yerini alırken, öğle ve akşam kokoreç, söğüş, böbrek ve şırdan gibi yemek çeşitleriyle ağızlarda lezzet şöleni yaşatıyor. Ülkenin batısından doğusuna oldukça sık tercih edilmesine karşın, sanılanın aksine sakatat tüketiminde Türkiye'nin Avrupa'nın gerisinde olduğu açıklandı.
'SAKATAT HEMEN TÜKETİLMELİDİR, BOZULABİLİR'
Türkiye'nin, sakatat tüketiminde Avrupa'nın gerisinde olduğunu kaydeden Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, vitamin A, B12, B2, B1, B6, niasin ve sodyum, potasyum, demir, fosfor, selenyum gibi birçok vitamin ve mineral açıdan zengin olan sakatının kırmızı ete oranla daha az oranda yağ içerdiğini ifade etti. Yemek yemenin fizyolojik, sosyal ve kültürel bir olgu, doğru beslenmenin ise bir yaşam tarzı olduğuna dikkat çeken Toprak, sağlıklı ve güvenilir her türlü gıda maddesinin tek yönlü olmamak kaydıyla dengeli bir beslenme sistemi içinde tüketilmesinde hiçbir sakınca bulunmadığını dile getirdi. Toprak, ete nazaran çok daha çabuk bozulabilen ve doğal niteliğini kaybeden sakatatları alır almaz hemen tüketilmesi gerektiğini söyledi.
'GIDA BİLİM KURULU'NU OLUMLU BULUYORUM'
Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulacak Gıda Bilim Kurulu'nu olumlu bulan Toprak, "Çünkü gıda bilimi konusunda eğitimi olmayan birçok kişi, muayenelerinin ya da kitaplarının satışının artması için gıda bilimi konusunda herhangi bir eğitimi olmamasına karşın bir sürü söylemde bulunuyor. Bu da halkın sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmasını engelliyor bu açıklamalar. Artık ispat gerekecek" dedi. Bilim Kurulu'nun oluşturulmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Toprak, bu kurul içinde gıda mühendisleri odasından da bir temsilcinin bulunması gerektiğini kaydetti.
'MUTLULUK VERİYOR"
Balçova ilçesi İnciraltı'da kokoreç dükkanı işleten Serkan Alak, sakatat ürünlerinin çokça tüketilmesinin lezzetli olmasından kaynaklandığını söyledi. Yapılan araştırmalara göre bu tür ürünlerin mutluluk hormonunu artırdığını söyleyen Alak, eşiyle ya da sevgilisiyle tartışmış birçok müşterisinin kendilerine yemeğe geldiğini ve işletmelerinden mutlu olarak ayrıldığını söylemesi, tebessüm ettirdi.
Restoran işletmecisi evli ve 2 çocuk babası Yalçın Akbıyık (36), Avrupa'nın bizden daha fazla sakatat tükettiğine inanamadığını belirterek, şunları söyledi:
"Türk milleti olarak çok daha fazla tükettiğimizi düşünüyordum. Maalesef onlardan az tüketiyormuşuz. Restoranımızda en fazla kelle paçaya talep var. İzmirliler olarak söğüş ve kokoreçi çok sık tüketiyoruz. Sakatata bayılıyoruz."
'HER KAFADAN SES ÇIKIYOR, BU DOĞRU DEĞİL'
Gıda Bilim Kurulu'nun kesinlikle oluşturulması gerektiğini belirten Akbıyık, "Her kafadan bir ses çıkması normal değil, doğru değil. Direk sağlıkla ilgili. Böyle bir kurulun oluşturulması yerinde olur" dedi.
İzmirliler ise sakatat yemeklerini sevdiklerini, sıkça tükettiklerini söyledi. Vatandaşlardan Ersin Kalaycı (30), "Avrupa'da sakatat tüketiminin bizden çok olacağını düşünmüyorum. Türk halkı olarak hayvanın her yerini tüketiyoruz. Avrupa bizi geçemez. İnanmıyorum" diye konuştu.