Toplantıda İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işveren yükümlülükleri, iş teftiş uygulamaları ile büyük endüstriyel kazaların önlenmesine ilişkin düzenlemeler, konularında en yetkili kişiler tarafından ayrıntılarıyla aktarıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Ateş İlyas Demirkalkan, iş sağlığı ve güvenliği alanına çok disiplinli yaklaşmak gerektiğini söyledi. Demirkalkan, her ülkenin sanayileşme sürecinin o ülkenin iş sağlığı ve güvenliğini etkilediğini belirterek "Çalışma hayatında bugün yapılan işin verimliliği için iş güvenliği şart haline gelmiştir. İş sağlığı ve güvenliği alanına çok disiplinli yaklaşılması gerekiyor” dedi.
“İŞ GÜVENLİĞİ OLUŞTURULMALI”
Sanayicilerde, gerek çalışanların gerek ülke ekonomisinin iş kazası nedeniyle taşıdığı yüklerden kurtulmak amacıyla iş güvenliği kültürünün oluşturulması gerektiğinin farkında olduğunu belirten Demirkalkan, "İş sağlığı ve güvenliği hakkında bugüne kadar birçok toplantı düzenledik. İşveren yükümlülüklerini, bu seminerin iş sağlığı ve iş güvenliğine katkı sağlamasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
“İŞVERENLER BÜYÜK SIKINTI YAŞIYOR”
TİSK Genel Sekreter Yardımcısı Ferhat İlter, çalışma hayatına yönelik olarak sorunları sıraladı. İlter, öncelikli olarak sürelerini 3 kat fazla arttıran yönetmelik ile işletmeler arasında büyük risk oluşturduğuna dikkat çekerek, çalışma alanında mesleki belgelerin zorunluluğu nedeniyle geçiş sürecinde yaşanacak zorluklara dikkat çekti.
Endüstriyel ilişkiler alanında iş yerlerinin doğru bilgiye ulaşmakta zorlandığını anlatan İlter, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her geçen gün yapılan değişikliklere ulaşmak zor. Bilgilendirmenin yeterli ulaşamaması neden işverenler büyük sıkıntı yaşıyor. Bu nedenle işveren kuruluşlar proaktif davranmak zorunda. İş güvenliği son dönemde iş yerlerinde öncelikli hale geldi. İş teftişi alanında çok önemli ilerleme sağlandığını görüyoruz. Teftişlerde öncelikle rehberlik ve bilgilendirmeye ağırlık verilmesi iş yerlerini daha güvenli hale getirdi. Programlı teftiş anlayışı sektör bazında riskli alanlara odaklanarak problemler en aza indirilmektedir. Bu model ile sınırlı olanaklarla en fazla sorun yaşanan iş kollarına güç yöneltiliyor. Buna ek olarak sosyal diyalog yaşanması da bizi memnun ediyor."
“SOSYAL DİYALOG YAYGINLAŞTIRILMALI”
İşçi-işveren arasında sosyal diyalog faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasının gerekli olduğunu söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Arif Şimşek, "Sosyal diyalog kavramına geçildiğinde tüm örgütlü faaliyetlerin katılımı sağlanıyor. Bu AB'nin de desteklediği önemli politikalar arasında yer alıyor. İşçi işveren ve devlet kesimlerinin katıldığı mekanizmaların oluşması ile sorunlar ve ihtiyaçlar ortaya konuluyor. Bu şekilde çalışma alanlarındaki sorunların çözümü için faaliyet gösteriyoruz. Bizim teftişlerimiz bu kapsamda insan odakları anlayışa dönüştü. Öncelikli olarak riskli ve sorunlu sektörlerde teftiş yapıyoruz" dedi.