Sayıştay’ın 2017 ve 2019 raporlarında, Bartın Amasra’da facianın yaşandığı maden ile ilgili tespitlerin yer aldığı görüldü.
Sayıştay’ın Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü 2017 yılı denetim raporunda; facianın meydana geldiği madene ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerinin güvenlik ile ilgili tespitlerine yer verildi. Rapora göre iş müfettişleri 10 Mayıs - 30 Mayıs 2017 tarihleri arasında yaptığı teftişte, önceki denetimlerinde de tespit ettikleri hususları şöyle sıraladı:
“1 ve 2 No’lu ocakta bulunan zincirli konveyörlerde durdurma teli bulunmamaktadır. 2 No’lu ocakta kullanılan domuzdamları yer yer belleme ve sarmaların altına vurulmakta olup, damlar müstakil çalışmamaktadır. Ocak ana havalandırması tersine çalıştırılabilecek nitelikte değildir. Yer altında kullanılan ve ATEX belgesi olmayan ekipmanlara ait liste tutanağa ek olarak alınmıştır. Ocak genelinde ana nakliyat yollarında tahkimatlar yer yer bozulmuş olup, çalışan sayısının eksik olması nedeniyle tamir tarama çalışmaları tam olarak yapılamamaktadır. Bu noksanlıklar nedeniyle müesseseye 146 bin 322 lira idari para cezası kesildiği, dörtte bir indirimle 109 bin 741 lira 50 kuruş ödendiği, müessesenin belirtilen bütün noksanlıklara Hukuk Müşavirliği aracılıyla itiraz ettiği görülmüştür.”
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada; Sayıştay’ın madene ilişkin 2019 yılı tespitlerini paylaştı. Yavuzyılmaz mesajında, “Sayıştay uyarmıştı! Sayıştay, Bartın Amasra'daki üretim derinliğinin -300 metreye ulaştığını; çalışılan damarlarda gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, ani gaz degajı ve grizu patlama riski artıyor diyor” dedi.
CHP’li Yavuzyılmaz’ın paylaştığı 2019 Sayıştay Raporunda -300 metre derinliğine yapılan üretimin ani gaz degajı ve grizu patlamaları gibi ciddi kaza risklerini arttırdığına dair şu ifadelere yer verilmiş:
“2019 yılında müessesenin dengelenmiş üretim derinliği -300 metre olmuştur. Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır. Çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, dolayısıyla degaj kapasitelerinin de yüksek olduğu, arıza zonlarında riskin daha da arttığı bilinmektedir. Bu nedenle müessese ocaklarında ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra ‘Kurum Degaj Yönergesi’ hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir.”