TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Sayıştay, kamu kurum ve kuruluşları, bağlı idareler ve özel idarelerin 2020 yılı Düzenlilik Denetim Raporları’nı yayımladı.
Hazırlanan raporlarda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Elektrik, Su, Havagazı, Otobüs ve Troleybüs Genel Müdürlüğü (ESHOT) 2020 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’nda dikkat çeken ayrıntılara yer verildi.
Raporda, ESHOT’un mali rapor ve tablolarının tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varıldığı belirtilirken ESHOT ve TÜM BEL-SEN arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesine ilişkin çarpıcı detaylara yer verildi.
ALIMLARDA KDV İNDİRİMİ UYARISI
Hazırlanan raporda, ESHOT’un 2020 yılında yapmış olduğu bazı mal ve hizmet alımlarına ilişkin katma değer vergisini mevzuata aykırı olarak indirim konusu yaptığı ve bu nedenle 191- İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabının gerçek durumu yansıtmadığı belirtildi.
Raporda mevzuat hükümlerinde konuya ilişkin ifadelere dikkat çekilirken mahalli idarelerin, kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmetleri ile ilgili işlemleri dolayısıyla yüklendikleri KDV tutarlarını indirim konusu yapmamaları, indirim konusu yapılmayacak olan bu KDV tutarlarını hizmet alımlarında doğrudan gider yapmaları, mal alımlarında ise ilgili malın maliyetine eklemeleri, sadece vergiye tabi hizmetlerini ya da ticari niteliği bulunan faaliyetlerini ifa etmek için alınan mal ve hizmetler için ödediği KDV tutarlarını, bu hizmet ve faaliyetler karşılığı olarak tahsil ettikleri hesaplanan KDV tutarlarından mahsup etmeleri gerekmektedir.
Yapılan incelemede; Kurumun elektrik, su, ulaşım hizmetleri vb. faaliyetleri dışında kalan faaliyetleri ile ilgili mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan katma değer vergisini giderleştirmek suretiyle 630 Giderler Hesabına veya ilgili aktif hesaba kaydetmek yerine, 191 İndirilecek KDV Hesabında izlediği görülmüştür.
Sonuç olarak, ESHOT’un bazı mal ve hizmet alım işlerine ilişkin katma değer vergisini mevzuata uygun olmayan şekilde 191- İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabına kaydetmesi mali tablolarda ilgili aktif hesabının ve/veya 630- Giderler Hesabının olması gerekenden daha düşük gözükmesine neden olmuştur’’ denildi.
TİS’TE MEVZUAT AYKIRILIĞI
Raporda dikkat çeken bir diğer ayrıntı da ESHOT Genel Müdürlüğü ile Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi oldu.
Raporda, sözleşmeye aile içi şiddet, sosyal faaliyet, ücretli izin, belediye imkânlarından yararlanma, belediye organlarına gözlemci olarak katılma gibi konularda düzenlemeler yapıldığına ve bunun mevzuata aykırı olduğu ifade edildi.
Raporda, elediye başkanı ile sendika temsilcisinin sadece ödenecek olan sosyal denge tazminat tutarını kanuni sınırlar içinde tespit etmek üzere yetkilendirildiği ve diğer alanlara müdahale edilemeyeceği belirtildi.
Raporda, konuya ilişkin şu ifadelere yer verildi; ‘’Mevzuat hükümlerine göre; sosyal denge sözleşmesinde sadece görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı düzenlenebilecektir. Sosyal denge sözleşmelerine, sözleşmenin adı farklı dahi olsa, farklı ödemelere ve hususlara ilişkin hükümler konulması ilgili mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
ESHOT Genel Müdürlüğü ile TÜM BEL-SEN arasında imzalanan ve yürürlük süresi 01.01.2020 ile 31.12.2020 tarihlerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesinin bazı maddelerinde mevzuata aykırı hususlara yer verildiği görülmüştür.
Öncelikle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kapak başlığında, imzalanan metnin toplu iş sözleşmesi olduğu belirtilmiştir. Toplu sözleşme, kamu görevlilerinin geneline ve hizmet kollarına yönelik mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda mutabık kalınması durumunda taraflarca imzalanan sözleşmeyi ifade ettiğinden, imzalanan metin toplu sözleşme değil, sosyal denge tazminatı sözleşmesidir. Nitekim söz konusu durum 4688 sayılı Kanun’un 32’inci maddesinde de açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle belediye ile ilgili sendika arasında imzalanan sözleşmenin adı “Toplu İş Sözleşmesi” değil, “Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesi” olmalıdır.
İkinci olarak; söz konusu Sözleşmenin “Yürürlük ve Süre” başlıklı 8’inci maddesinde; sözleşmenin 01.01.2020 tarihinde başlayıp 31.12.2020 tarihinde sona ereceği, yeni sözleşme görüşmelerine eski sözleşmenin bitim tarihinden 30 gün önce başlanacağı, yeni sözleşme imzalanıncaya kadar eski sözleşmenin geçerli olacağı belirtilmiştir.
4688 sayılı Kanun’un 32’nci maddesinde; sosyal denge tazminatı sözleşmelerinin toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde yapılabileceği, yapılacak sözleşmelerin toplu sözleşme dönemi ile sınırlı olarak uygulanacağı ve sözleşme süresinin hiçbir şekilde izleyen mahalli idareler genel seçimi tarihini geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Mezkûr Kanun ile sözleşme yapma süresi ve sözleşmenin geçerlilik süresi kesin olarak belirlendiği için yukarıda yer verilen Toplu İş Sözleşmesi’nin yeni sözleşme görüşmelerine eski sözleşmenin bitim tarihinden 30 gün önce başlanacağına ve yeni sözleşme imzalanıncaya kadar eski sözleşmenin geçerli olacağına ilişkin hükümleri mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
4688 sayılı Kanun hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, sosyal denge sözleşmelerinde belediye başkanı ile sendika temsilcisi sadece ödenecek olan sosyal denge tazminat tutarını kanuni sınırlarda tespit etmek üzere yetkilendirilmiştir. Bunun dışında sözleşme hakkını toplu sözleşme gibi düşünmek ve sözleşme metnine yetkilendirilen husus dışında başkaca hükümler koymak mümkün bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; bundan sonra imzalanacak sözleşmelerin mevzuatta belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılması ve sosyal denge tazminatı sözleşmelerinde, sosyal denge tazminatının tutarının belirlenmesi ve uygulanmasına ilişkin hükümler dışında herhangi bir hüküm konulmaması gerekmektedir.’’