EGEPOSTASI – 264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsamına alınan 18 eğitim kampı ve sosyal tesis arasında Seferihisar’da mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci ve Eğitim Dinlenme Tesisleri de yer alıyor.
Konuyla ilgili TMMOB Mimarlar Odası ile Şehir Plancıları Odası’nın İzmir Şubeleri ortak bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada tesisin ‘Ticaret Turizm Alanı’ ve ‘Günübirlik Tesis Alanı’ kullanımlarına çevrilmesinin kamu yararı açısından kabul edilemeyeceğine vurgu yapılırken, kararla ilgili yargı yoluna başvurulacağı da belirtildi.
Odalardan yapılan ortak açıklamanın tamamı şu şekilde:
“264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 18 eğitim kampı ve sosyal tesis özelleştirme kapsamına alındı. Bu karar ile Ege ve Akdeniz kıyılarında kamu personelleri, üniversite bileşenleri vb. kesimlerin yararlandığı alanların 31 Aralık 2005`e kadar parsel parsel satılacağı ilan edildi. Peki kimin için? Seferihisar ve Kuşadası`nda plan değişikliği yapılan iki kamu arazisinin konumu, özellikleri bu işlemin kimin için yapıldığını ortaya çıkarıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumuna ait Kuşadası`nda emeklilerle, memur ve işçilerin 4-5 yılda bir gelen sırayla tatil yaptığı, Seferihisar`da üniversite öğrencileri ve akademik personellerinin en temel ihtiyaçlarını karşıladığı mülkiyeti Maliye Hazinesi`ne ait Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci ve Eğitim Dinlenme Tesisleri özelleştiriliyor. Denize sıfır olan 51 dönümlük kamu kampı, üniversite bileşenlerine ait 14 dönümlük üniversite alanı ve dinlenme tesisi olmak üzere toplamda 65 dönümlük kamu arazisi altın tepside sermayeye sunuluyor. Neden mi? Kendilerinin deyimiyle sermayenin mantığına uygun bir şekilde "etkin ve verimli kullanılabilmesi" için "Ticaret Turizm Alanı", "Günübirlik Tesis Alanı" kullanımlarına çevrilmiştir.
Vatandaşlarımızın uygun imkânlarla yararlanabildiği bir tesis iken özelleştirme sonrasında sadece parası olanın tatil yapabileceği bir kullanıma çevrilmesi kamu yararı açısından kabul edilmesi mümkün değildir. Kamu yararının hiçe sayıldığı, mevcuttaki kullanımına eşdeğer öneri bir alan sunulmayarak kamu mülkiyetlerine yönelik onaylanan imar planı değişiklikleri aracılığıyla kentin omurgasını oluşturan kamusal alanların yok edilmesi geri dönülmesi mümkün olmayan zararlara neden olacaktır.
Denize sıfır kamu mülkiyetlerinde yapılan değişikliklerde kamu yararının bulunmadığı, halkın elinde olanın da elinden alındığı yıkıma sessiz kalmayacağız. Meslek Odaları olarak, söz konusu alanların kamusal kullanımda kalması gerektiğini, başlatacağımız hukuki işlemlere karşı başta halkımız olmak üzere ilgili meslek odalarını, sendikaları ve yerel yönetimleri müdahil olmaya davet ediyoruz.”