Atatürk’ün “Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz” sözüyle konuşmasına başlayan Serter, “AKP hükümetleri olarak bütün Cumhuriyet hazinesini satıp savurdunuz ve ekonomisi dışa bağımlı bir sistem yarattınız. Büyük Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyetin kazanımları olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşlarının emeğiyle sahip olunan varlıkları, millete ait arazileri, toprakları sattınız. Bunların hesabını tek tek soruyoruz,soracağız. Hazinemiz nerede'” dedi.
“İşsiz sayısı 4 milyona çıktı”
Son gelen verilere göre büyümenin sadece yüzde 7,4’ten yüzde 1,6’ya düştüğünü söyleyen Serter, 2002’den bu yana kamu borcunun 4 kat, reel sektör borcunun 29 kat, hane halkı borcunun 78 kat, toplam borcun ise 11 kat arttığını belirtti. 2002’de kriz sonrası Türkiye’de 2 milyon işsiz olduğunu, 2018’de işsiz sayısının 4 milyona çıktığını ifade eden Serter, “Hazineyi Türkiye Varlık Fonu denen,bugün adeta ‘Borçlanma Fonu’na dönüştürdüğünüz ve birkaç gün önce de PTT’nin hisselerinin devredildiği bir yapı oluşturdunuz. Bu yapıyı da bir aile saltanatına teslim etmiş durumdasınız. Bu şirketlerin ortaklarının kimler olduğunu halk da bilmiyor! Biz de bilmiyoruz!Ayrıca tek adam yönetimdeki bu Varlık Fonu yetmemiş olacak ki ikinci 100 günlük eylem planında AKP Genel Başkanı Türkiye Kalkınma Fonu kuracağını söyledi. Buradaki amacı merak ediyorum. Fonlarla ve borçlarla ülkeyi büyüyormuş gibi göstermek, 81 milyonluk Türkiye’nin hazinesinin tek kişinin emriyle idare edilmesi olamaz” diye konuştu.
“Demokrasimizi yeniden ayağa kaldıralım”
2002’de nüfusun66.6 milyon olduğunu ve doğan her bebeğin 1963 TL borçlu doğduğunu hatırlatan Serter, 2018 yılında nüfusun 81 milyonu geçtiğini ve bugün doğan her bebeğin 11.212 TL borçla doğduğunu söyledi. 2002’de her 100 dolar borca karşılık kasada 169 dolar olduğunu, bugün ise 100 dolar borca karşılık 72.5 dolar kaldığını belirten Serter, “İşsizlik fonundaki halkın birikimlerine göz dikip onları teminat olarak alıp hazine bonosu kağıdına bağlıyorsunuz. Sattığınız mallar, vatandaşın cebinden aldığınız birikimler, hesabı verilmeyen örtülü ödenekler nerede'Bütün bunların sonunda özet,kriz var. Krizlerin ve fakirleşmenin aşılması için Türkiye tarımının,hayvancılığının, turizminin ve yerli sanayisinin yüzde 100 kalkındırılması, iç kaynaklarımızın arttırılması, var olanların verimli ve etkin hale getirilmesi gerçek çözümdür.Bunları yaparak ithalatımızı her alanda sıfırlamayı hedeflemeliyiz çünkü Türkiye toprakları her şeye rağmen, size rağmen çok ciddi bir hazinedir. Üretelim, güven duyalım, huzurlu yaşayalım, hırsızları yok edelim, demokrasimizi yeniden ayağa kaldıralım” dedi.