İTB'de 100 yıllık gelenek sürdürüldü. 2018- 2019 sezonunda üreticilerin ilk kuru üzüm ve kuru inciri borsaya getirmesiyle tören düzenlendi. Törene Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ak Parti milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya ile İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ile oda başkanları katıldı.
'İKLİM KOŞULLARININ DA ETKİSİYLE BİR MİKTAR DÜŞÜŞ BEKLİYORUZ'
Türkiye'nin geçmişiyle, yüzölçümüyle, etkin olduğu coğrafyasıyla, ekonomisiyle büyük ve güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, şöyle dedi:
"Kuru üzüm ve kuru incir, ülkemize en önemli katma değeri sağlayan ürünlerimizin başında yer alıyor. On binlerce üretici aile, geçimini bu ürünlerden sağlıyor. Yüzlerce işletme ve ihracatçımız bu ürünleri yurt içi ve yurt dışına pazarlıyor, önemli sayıda istihdam ve gelir sağlıyor. 2017 yılında ülkemiz genelinde 417 bin hektar bağ sahasında yaklaşık 4,2 milyon ton yaş üzüm üretimi gerçekleştirildi. Ülkemizde üretilen üzümlerin yaklaşık yüzde 40'ını kuru üzüm olarak değerlendiriyoruz. Dünyada kuru üzüm üretiminde ülkemiz lider konumda. Geçtiğimiz sezon dünya üzerindeki üretimin yaklaşık yüzde 30'unu Türkiye olarak bizler gerçekleştirdik. Yapılan çalışmalar sayesinde, 2017- 2018 sezonu için hesaplanan 310 bin ton rekolte, tahmini de aşarak 355 bin ton civarına ulaştı. Ancak bu yıl için iklim koşullarının da etkisiyle bir miktar düşüş bekliyoruz."
'TÜRK ÜZÜMÜNE YOĞUN TALEP VAR'
Kuru üzüm üretimi hakkında da bilgiler veren Işınsu Kestelli, "Türkiye, kuru üzüm üreticisi ülkeler arasında iç tüketimi en az olan ülkelerden biri. Bu sebeple ve dış pazarlarda Türk üzümüne olan sürekli talep nedeniyle ülkemizde üretilen kuru üzümün yaklaşık yüzde 85'i ihraç ediliyor. Sona eren 2017- 2018 sezonunda dünya üzerindeki 110 ülkeye, rekor miktarda 280 bin ton kuru üzüm ihracatı yaptık. Bu ihracat karşılığında elde ettiğimiz döviz miktarı ise 453 milyon dolar. İhracatımızın yüzde 80'ini, başta İngiltere, Almanya, Hollanda ve İtalya olmak üzere, Avrupa ülkelerine gerçekleştiriyoruz. Öte yandan, küresel kuru üzüm piyasasında İran etkinliğini artırıyor. Hindistan, Çin ve Özbekistan gibi ülkelerde de üretim her geçen yıl artıyor. Ancak bu nedenlerle rehavete kapılmamalı, sürdürülebilir ihracat ve pazar gelişimi için özellikle üretimde kalite ve verimliliğe odaklanmalıyız" diye konuştu. Kuru üzüm gibi kuru incirde de Türkiye'nin dünya piyasalarında çok etkili olduğunu vurgulayan Işınsu Kestelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üretim ve ihracatta dünya lideriyiz. Dünyada üretilen kuru incirin neredeyse yarısı ülkemiz tarafından üretiliyor. 78 bin ton olarak tahmin ettiğimiz 2017- 2018 sezonu rekoltesi, beklentilerimize oldukça yakın bir seviyede gerçekleşti. İhracat miktarımız sona eren sezonda 62 bin tona, ihracat gelirimiz ise 270 milyon dolara ulaştı. Başta Fransa, ABD ve Almanya olmak üzere 111 ülkeye kuru incir ihracatı yaptık. 7 bin ton civarında iç tüketimin gerçekleştiği geçen sezonda, yaklaşık 12 bin ton kuru incirin de 2018 - 2019 sezonuna devrettiğini tahmin ediyoruz. Sektörün tüm paydaşları ile birlikte 60 yıldan fazladır gerçekleştirdiğimiz ve çok başarılı sonuçlara ulaştığımız rekolte tahmin çalışmasını 2018 - 2019 sezonu için de tamamladık. Bu çalışmaya göre rekolte tahminimiz, tüm kalite grupları dahil olmak üzere 80 bin ton üretim olacağı yönünde. Ancak, özellikle iklim koşullarının olumsuz etkisi ile iş malı olarak tabir ettiğimiz kaliteli incir miktarında geçen yıla göre azalma olduğunu söyleyebiliriz."
KOCAOĞLU: TARIMDA ÇOK BAŞARILI OLDUK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da törende yaptığı konuşmada, kentin tarımdaki başarısına dikkat çekti. Kocaoğlu, "Belediye başkanı olduğumdan beri tarımın gelişmesi için birçok proje geliştirdik. Tarımın kırsalın kalkınması içini çok da başarılı olduk. Türkiye'de tarım yüzde büyürken, bunun 2,5 katı biz İzmir'de büyüdük. Çiftçimizin çok büyük katkısı var. Ayrıca mülkiyet yasasından dolayı arazilerimiz her gün bölünüyor. Bunun bir formülünün bulunması lazım. Eğer bunun önüne geçilemiyorsa adına ister birlik ister kooperatif deyin, bunun da teşvik edilmesinde büyük fayda mülahaza ediyorum" dedi.
BAKAN PAKDEMİRLİ: İZMİR BENİM ŞIK OLDUĞUM ŞEHİR
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise İzmir'e teşekkür borçlu olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Rahmetli Turgut Özal İzmir'den aday oldu seçilemedi; başbakan oldu, cumhurbaşkanı oldu. Binali Yıldırım belediye başkanlığına aday oldu, kazanamadı ama başbakan oldu, meclis başkanı oldu. Ben de milletvekili olamadım ama bakan oldum. İzmir'e teşekkür ediyorum. İzmir medeniyetin, hoşgörünün, çalışkanlığın merkezidir. İzmir benim âşık olduğum şehir. Hayatımın yarısını çalışarak gurbette geçirsem de İzmir hep özlemim oldu. Bu işler bittikten sonra İzmir'de yaşayacağım."
'1990'LI YILLARDA ÜZÜM İHRACATI DA YAPTIM'
Türkiye'nin tarım ürünleri borsasının İzmir'de olduğunu vurgulayan Pakdemirli, "Tarım ürünleri çok önemli. Bizler nasıl bu ürünlerinin fiyatını biliriz, nasıl çiftçi bir yıl öncesinden planını yapar, mazotunun, gübresinin planını yapar diye düşündük. Bununla birlikte Türkiye'de tarım ürünleri borsası burada. Bu işi daha da geliştirmemiz lazım. İleriye dönük fiyatları yakalıyor olmamız lazım" dedi.
'MİLLİ MARKAMIZ OLSUN'
Türkiye'nin 24 Haziran'da yeni bir döneme girdiğini hatırlatarak, İzmir'in de gelişmesi için elinden geleni yapacağını vurgulayan Bakan Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Yeni sistemin gereği, daha hızlı hareket etmek. Tarım ve Orman bakanlıkları ayrı olarak işlerini görüyordu. Şimdi birleşti. Toprağın ve suyun zaten birleşmesi lazımdı. Bu teşkilatlanma hızlı bir şekilde oluyor. Bakanlığın yeni mimarisini oluştururken farklı grupları da taşrada nasıl birleştiririz ve bunlardan nasılı sinerji oluştururuz, buna bakıyoruz. Hem mimari üzerine hem de tarım, geliştirecek çok alan var. 5 yıllık iş planını yazıyoruz, bunu ekim ayı içerisinde açıklayacağız. Amacımız üreticiyi enflasyona ezdirmemek ama tüketici de aynı zamanda enflasyona ezilmeyecek. Bunu gerçekleştireceğiz. 1990'lı yıllarda ben de özel sektörde çalıştım. Şimdi de devlette görevimiz var. 1990'lı yıllarda üzüm ihracatı da yaptım. Tarımla uğraşmak, tarım ürünlerine dokunmak çok güzel. Burada olmak benim için ayrı bir mutluluk. Üzüm ve incirde iyi bir markayız ancak milli bir markamız yok. Sizlerle iyi bir şeyler yapmanız lazım. Tarımda da katma değeri ön plana çıkarmak için bir milli marka gerekiyor. Şunu yapmamız lazım. Bunu oturup hep birlikte konuşalım. Bizim bir milli markamız olsun, bunun adı altında ürünlerimizi pazarlayalım, devlet de bu konuda belli harcamaları yapsın. Ürünlerimizi üç kuruş, beş kuruş daha fazlaya satalım."
Bakanlıkta asla siyasi davranmayacağını da vurgulayan Bekir Pakdemirli, CHP'li Aziz Kocaoğlu'na da kapılarının her zaman İzmir'e hizmet için açık olduğunu ifade etti.
100 YILLIK GELENEKLE AÇIK ARTTIRMA YAPILDI
Konuşmalardan sonra törende 100 yıllık gelenek gerçekleştirildi. Bakan Bekir Pakdemirli'nin gözetiminde kuru üzüm ve incir için açık artırma yapıldı. Manisa'nın Alaşehir'den ilçesinden üretici Yusuf Avşar'ın getirdiği ilk üzüm için yapılan açık artırmada, Bakan Pakdemirli Manisa'da olduğu gibi 300 TL fiyat verip açık artırmaya katıldı. Ancak, İzmir Ticaret Borsası, kilogramı 350 TL'den 100 kilo üzüm satın aldı. Aydın'ın Nazilli ilçesinden üretici Murat Gümüşoğlu'nun getirdiği kuru incir için de açık artırma yapıldı. Açık artırmayı kazanan İhracatçılar Birliği, kuru incirin kilogramına 350 TL verip, 100 kilogram satın aldı.
Bakan Pakdemirli, basına kapalı gerçekleşen Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. (TARKEM) toplantısının ardından İzmir'den ayrıldı. (DHA)