Sındır, “Partimizce teklif edilen, Kamu Özel İşbirliği sözleşmelerini ilgilendiren maddeye projelerin şeffaflığının sağlanması, projelerin sözleşme, yatırım ve hizmet bedellerinin kamuoyu ile paylaşılmasına ilişkin önergenin yüce Meclis’imizce kabul edilmesi milletimize, yurttaşlarımıza karşı asli bir görevimiz, Anayasal bir sorumluluğumuzdur” dedi. CHP’nin Kamu Özel İşbirliği sözleşmelerine dair getirdiği önerge AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.
“ANAYASA SAYIŞTAY’A KAMU DENETLEME YETKİSİ VERİYOR!”
Kamu özel iş birliği projelerinde ciddi risklerin olduğunu belirterek sözlerine başlayan Sındır, “Anayasa'mızın 160'ıncı maddesine bakacak olursanız, Sayıştay yetki ve sorumluluklarını incelerseniz, ‘Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetler’ der. Anayasa’nın 47'nci maddesine eklediğiniz son fıkraya dayanarak çeşitli kanunlar çıkardınız; Yap-İşlet-Devret Kanunu, Sağlık Bakanlığı Kamu-Özel İş Birliği Kanunu gibi. Hangi kanun olursa olsun Anayasa'da Sayıştay’a verilmiş bu yetkiyi aşamaz. Bu yetki Anayasa'da Sayıştay’a kamu idarelerinin bütün gelir ve giderlerini denetleme yetkisi veriyor ve istisna ortaya koymuyor” dedi.
“BÜTÇEMİZDE CİDDİ BİR YÜK OLUŞTURACAK”
Kamu Özel İş Birliği projelerinin sözleşmelerinin denetimden kaçırıldığını söyleyerek sözlerine devam eden Sındır, “kamu-özel iş birliği projelerinin sözleşmeleri ‘ticari sır’ olarak belirlenerek ‘Özel hukuk hükümlerine tabidir’ denilerek milletvekillerimizden, Türkiye Büyük Millet Meclis’inden ve Meclis adına denetim yetkisine sahip Sayıştay’ın gözündün kaçırılıyor. Bu projelerle ilgili uzmanlar, araştırmacılar ciddi uyarılarda bulunuyor. Kulaklarınızı tıkamayınız. Bakın KÖİ’ler bütçede yer almadan gerçekleştirildikleri için, kamu borç stokunda görülmeyen bu projelere uzun yıllar boyunca yapılacak ödemeler bütçemizde ciddi bir yük oluşturacak. Bu projeler ileride seçilecek hükumetler için bağlayıcı olacak, bu demokrasiye uygun bir durum değil. Bu projelerle seçilecek hükümetlerin geleceğini hem ekonomik hem de politik anlamda ipotek altına alıyorsunuz. Söz konusu projelere ait riskler Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının Kamu-Özel İşbirliği Raporu'nda da yer alıyor” dedi.
“ASLİ BİR GÖREVİMİZ, ANAYASAL BİR SORUMLULUĞUMUZ”
CHP tarafından teklif edilen önergenin yaşamsal olduğunu ve kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Sındır, “örneğin, yap-işlet-devret modelindeki riskler özel sektör ile kamu arasında paylaşılmaktadır ve tüm bu projelerde kamu idaresi her yıl yükleniciye bir ödeme yapıyor. Bu ödemeler sözleşme bedeli, yatırım bedeli, hizmet bedeli gibi adlar altında idare tarafından gerçekleştiriliyor. Bu ödemeler Sayıştay denetimine tabi olması gereken ödemeler. Söz konusu projeler üzerinden ortaya çıkan riskleri kamu adına, millet adına, tüyü bitmemiş yetim adına bizlerin görmesi, bilmesi, denetleyebilmesi gerekiyor. Böylesi büyük riskleri taşıyan 145 milyar dolar üzerinde bir bedele sahip bu projelerin denetlenmesi bizlerin, hepimizin; halkımıza, milletimize, yurttaşlarımıza karşı asli bir görevimiz, Anayasal bir sorumluluğumuz. Bu anlamda bu önergemizin kabulünü özellikle rica ediyoruz” dedi.