Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görevli Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, OHAL döneminde vatandaşların gündelik hayatlarında değişiklik olacağını zannetmediğini kaydetti. Tosun, “Kamu bürokrasisi işleyişinde devlet içinde örgütlenmiş olan illegal yapının tamamen tasfiye edilmesi anlamında OHAL devletin elini çok daha güçlendirecek. 15 Temmuz’da emniyet teşkilatı çok iyi bir sınav verdi. Emniyet teşkilatının, valilerin emrinde sadece vatandaşın hak ve hürriyetleri aleyhine bu uygulamaları kullanması günümüzde mümkün değil. Hiçbir endişeye mahal olmadığını düşünüyorum. Türkiye yoluna devam edecek” diye konuştu.
“İdare bu yetkiyi keyfi olarak kullanmaz”
OHAL hakkında detaylı bilgi veren Prof. Dr. Tanju Tosun, “OHAL, her şeyden önce demokratik ve sivil bir rejim içinde ülkede tabii afet, doğal afet ya da şiddet olayları karşısında devlet yönetiminde alınması gereken tedbirlerin daha etkin ve daha verimli şekilde alınmasını amaçlayan demokratik rejimlerdeki bir uygulamadır. Anayasanın 119. ve 120. maddelerinde ve 1983’te çıkan OHAL Kanununda yetki valilere verilmektedir. Sivil rejim içinde valiye yetki veriliyorsa, askeri rejim döneminde bu yetki sıkıyönetim komutanlarına ait olur. Bu bir Anayasal yetkidir. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulması idareye tanınmış yetkidir ama idare de bu yetkiyi keyfi olarak kullanmaz. Türkiye gibi yönünü, rejimini demokratikleştirme adına hedefleyen bir ülkede bunu kötüye kullanma olasılığının olmadığını düşünüyorum” dedi.
“OHAL’i demokratik rejime aykırı şeklinde yorumlamak doğru değil”
OHAL uygulamasının kanun hükümde kararname yetkisi ile kamu yönetiminde etkinliği sağlamaya yönelik bir uygulama olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tanju Tosun, sözlerini şöyle sürdürdü: “OHAL’i baştan demokratik rejime aykırı, temel hak ve özgürlüklerin durdurulması şeklinde yorumlamak doğru değil. Önemli olan sınırlarının özellikle temel ve hak özgürlükleri tahrip etmeyecek şekilde belirlenmesi gerekiyor. Amaç kamu yönetimini daha etkin hale getirmek. Demokratiklik açısından özüne sadık kalındığı takdirde sıkıntıların olacağını tahmin etmiyorum."
“Fransa sağladı, biz niye sağlayamayalım”
Fransa’da uygulanan OHAL’e de değinen Tosun, “Dünyanın çeşitli demokratik rejimlerinde OHAL uygulamaları demokratik anayasalar tarafından hükümetlere ya da devlet başkanına, çeşitli yürütme organına tanınmış olan bir yetkidir. Baştan reddetmek yerine amaçlananın ne olduğunu ve amaçlanan ile OHAL dönemindeki işlemler arasındaki dengeyi görmek gerekir. Fransa sağladı, biz niye sağlayamayalım” yorumunda bulundu.
"Sokağa çıkma yasağı olacak yaklaşımı ön yargılı olur"
Vatandaşların en çok sorduğu “Temel hak ve özgürlüklerde kısıtlama olacak mı'” sorusunu da yanıtlayan Tosun, “Temel ve hak özgürlüklerin durdurulması söz konusu olabilir. Seyahat hürriyeti açısında kısıtlamalar getirilebiliyor, kimlik bildirimi açısından çok daha sıkı bir kimlik kontrol söz konusu olabilir ama ‘Türkiye’de sokağa çıkma yasağına yol açacaktır’ şeklinde bir yaklaşım ön yargılı olur. Bizzat siyasal iktidar 15 Temmuz akşamı halkı demokrasi adına nöbete davet ediyor. Böyle bir yaklaşım varken yasağın bu rejimi hayata geçireceğini düşünmek çelişki olur. Ancak idarenin elinde yetkiyi gerekli olduğu takdirde sınırlı şekilde kullanma imkanı var” cevabını verdi. (İHA)