









Gazeteci Murat Ağırel ile gazeteci Timur Soykan hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında “tehdit” ve “şantaj” suçlarıyla ilgili gözaltı kararı verildiği öğrenildi.
Kararda, "Yüklenen suçun gerektirdiği ceza miktarına göre şüphelilerin kaçma ve delilleri yok etme, değiştirme, gizleme ihtimalinin bulunması, aleyhlerinde yeteri kadar delil ve emare bulunmasından dolayı gözaltına alınma tedbiri zorunlu görülmüştür" denildi.
SİYASİLERDEN ART ARDA TEPKİLER...
Siyasi isimler, karara sosyal medya üzerinden tepki gösterdi.
"BU SUÇA KARŞI DEĞİL GAZETECİLİĞE VERİLEN BİR MÜCADELE!"
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı:
"Timur Soykan ve Murat Ağırel… Halkın haber alma hakkı için yazan, soran, konuşan iki gazeteci. Hala aynı tarz uygulamalar; evlerine baskınla, sabahın köründe gözaltı… Oysaki ifadeye çağırsanız gelecek iki gazeteci. Bu, suça karşı değil; düşünceye, gazeteciliğe ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına karşı verilen bir mücadele anlamına gelir."
"TEK AMAÇ ÖZGÜR MEDYAYA GÖZDAĞI VERMEK"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Ağırel ve Soykan'ın gözaltına alınmasına, sosyal medya hesabından yaptığı şu paylaşım ile tepki gösterdi:
"Yeter! Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel yine bir şafak operasyonuyla gözaltına alındı. Türkiye’ye bu çirkin görüntüleri yaşatanların, yargıyı sopa olarak kullananların tek amacı iktidarı eleştiren gazetecilere, özgür medyaya gözdağı vermek. Gazetecilik suç değildir! Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!"
"NİYE ALINDILAR? SİZİ KORKUTTUKLARI İÇİN Mİ?"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise şu ifadeleri kullandı:
"İyice zıvanadan çıktılar. Şimdi de Murat Ağırel'i ve Timur Soykan'ı almışlar. Bugün yine Meclis’te bas bas bağırırlar; “Onlar gazeteci oldukları için alınmadılar!” Niye alındılar peki? Sizi korkuttukları için mi? Yeter!"
"ÇETELER KAYBEDECEK, HALK KAZANACAK!"
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, şu ifadelerle tepki gösterdi:
"Saray Rejiminin hüküm sürdüğü güzel ülkemizde bu sabah… Çayırhan Maden Ocağı’nda göçük; 2’si ağır 14 işçi yaralandı. Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel evleri basılıp gözaltına alındı. Emekçileri ölümüne çalıştırıp, sömürerek servetlerini büyütenler iktidarlarının sürmesi için, gerçekleri söyleyen/yazan herkesi düşman görüyorlar. Timur Soykan hem tarafları doğru ifade etmiş, hem sonucu söylemiş, eklemeye gerek yok: “Çeteler kaybedecek halk kazanacak”"
"BUNUN ADI DÜŞMAN HUKUKUDUR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, gazeteci Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınmasına, "“Gerçekleri her daim ortaya çıkaran, halk için canla başla çalışan iki fedakar gazeteci Murat Ağırel ve Timur Soykan zaten ifadeye gidecekken sabahın kör şafağında yine algı oyunlarıyla evlerinden gözaltına alınıyor.
Bunun adı düşman hukukudur, bunun adı iktidarın gerçekleri örtbas etme çabasıdır. Murat Ağırel ve Timur Soykan gazetecidir. Gazetecilik suç değildir" ifadelerini kullandı.
"SUÇ OLAN HUKUKU SİYASETE ALET ETMEKTİR!"
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise şu ifadeleri kullandı:
"GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR!
"Sabahın köründe, “şafak operasyonu”yla gazetecilere gözaltı yapmak, ancak otoriter rejimlerde görülür! Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınması; anayasa, ceza hukuku ve Ceza Muhakemesi Kanunu açısından açıkça ölçüsüz ve orantısızdır. Anayasa’nın 13. maddesi açıktır: Temel hak ve özgürlüklere ancak ölçülülük ilkesine uygun sınırlama getirilebilir. Peki, gazetecilere yönelik bu gözaltı ölçülü müdür? Orantılı mıdır? Ortada bir silahlı çatışma, kaçma şüphesi ya da delil karartma ihtimali mi vardır? Yoksa gazetecilik faaliyetleri ve kamuoyunu bilgilendirme çabaları mı cezalandırılmak isteniyor? Tehdit ve şantaj gibi ağır suçlamalarla, kamuoyu önünde itibarsızlaştırılmaya çalışılan gazeteciler hakkında şafak vakti operasyon düzenlemek, yargının sopaya dönüşmesidir! Unutmayın: Özgür basın susturulamaz, gazeteciler halkın vicdanıdır. Bu ülkede gazetecilik suç değildir, suç olan; hukuku siyasete alet etmektir!"
"YALANLARI AÇIĞA ÇIKARAN GAZETECİLERİ İSTEMİYORLAR"
Sol Parti Başkanı Alper Taş, "Sevgili gazeteci arkadaşlarımız Timur Soykan ve Murat Ağırel’i sabah evlerinden gözaltına almışlar. Her ikisi de gerçeklerin peşinde koşan iki cesur gazeteci. İmamoğlu ve arkadaşlarının davası iktidarın ‘gelecek’ davası. Bu davanın çelişkilerini,tutarsızlıklıklarını ve yalanlarını sorgulayan,açığa çıkaran gazetecileri istemiyorlar. Bu davaya dönük yargısız infaz yapan gazeteciler için her şey serbest,bu davayı sorgulayan gazeteciler içeri. Timur Soykan ve Murat Ağırel’in yanındayız" dedi.
"KALEMLERİN GÜCÜNDEN KORKANLARIN ÇARESİZLİĞİ..."
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Gerçekleri yazan gazeteciler yine hedefte! Murat Ağırel ve Timur Soykan’a ifadeye gidecekleri gün şafak operasyonuyla yapılan gözaltı, kalemlerin gücünden korkanların çaresizliğidir. Bu ülkede yargılanması gerekenler; hakikatin izini sürenler değil, onları hukuksuzca susturmaya çalışanlardır!" ifadelerini kullandı.
"HER BERABER SAVUNACAĞIZ"
SOL Parti'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Timur Soykan ve Murat Ağırel sadece gazetecilik yaptıkları için susturulmak isteniyor! 19 Mart darbesinin hukuksuzluklarını deşifre etmenin, yolsuzlukları ve adaletsizlikleri ortaya çıkarmanın bedeli olarak göz altına alınıyorlar! Hep beraber savunacağız" ifadelerine yer verildi.
"ÖZGÜR BASINA VERİLEN BİR GÖZDAĞIDIR"
CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, "Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel’in bir şafak operasyonuyla gözaltına alınması özgür basına verilen bir gözdağıdır. İktidar kendisine yönelen tüm eleştirileri yargı eliyle, baskıyla, tehditle susturmanın yollarını arıyor. Gazetecisinden öğrencisine muhalif yurttaşlar sindirilmek isteniyor. Gazetecilik suç değildir!" dedi.
Gazeteci Bülent Mumay, "Tek suçları, İBB operasyonundaki iddiaları birer birer belgeleriyle çürütmek" ifadelerini kullandı.
"BU BİR 'REHİNE REJİMİ'DİR"
CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, "Erdoğan rejimi bir siyasal iktidar değil, bir “rehine rejimi”dir. Dün Mahir Polat’ı tahliye edip, bugün iki hakikat işçisini, Murat Ağırel ve Timur Soykan’ı gözaltına alan otoriter mübadele rejiminin adıdır. Bu rejim adalet dağıtmıyor, toplumu “tutsak rotasyonu”yla yönetmeye çalışıyor. Ve bu siyasal sadizmle yönetilen denge tiyatrosu, bu çürümüş denge oyunu ifşa edilmeli, boşa düşürülmelidir."
"TİMUR SOYKAN VE MURAT AĞIREL'İN GAZETECİLİĞİNE ŞAHİDİZ!"
DİSK Basın İş'in sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, bu sabah evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Evlerinde arama yapılan iki gazetecinin dijital ekipmanlarına el konuldu. İfade vermek için çağrıldığında gelecek gazetecileri sabaha karşı evinden gözaltına alma yöntemi, topluma ve gazetecilere korku yaymaya çalışmanın bir aracı olarak kullanılıyor. Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gazeteciliğine şahidiz. Halkı ve gazetecileri susturmaya çalışanlara karşı kalemimizi sıkı sıkı tutmaya devam edeceğiz. Timur Soykan’ın gözaltına alınırken söylediği gibi: Çeteler kaybedecek, halk kazanacak! Gözaltına alınan gazeteciler derhal serbest bırakılsın!"
"HABERLER BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETSE DE BİZ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ!"
Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden yapılan açıklamada, "İfade vermeye gidecekleri gün şafak operasyonu ile gözaltına alınan Timur Soykan ve Murat Ağırel gazetecidir! Son operasyonlardaki hukuksuzluklara dair haberler ile çete ve tarikatlara karşı kaleme aldıkları haberler birilerini rahatsız etse de biz söylemeye devam edeceğiz: Gazetecilik Suç Değildir! Meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır." denildi.
"SUSTURAMAYACAKSINIZ!"
Eski TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, "Timur Abi ve Murat; bu ve bunun gibi bir çok skandal yoksuzluk dosyasını araştırıp, halka ulaştırdıkları için göz altına alındılar. Susturamayacaksınız!" ifadelerini kullandı.
"YAZIK, ÇOK YAZIK!"
Gazetemiz yazarı Barış Pehlivan, sosyal medya hesabından şu açıklamada bulundu:
"Düşünün: Bugün adliyeye ifade vermeye gideceğinizi savcılığa bildirmişsiniz. Ama siz daha uyuyorken evinizi polis basıyor, gözaltına alınıyorsunuz. Çünkü Timur ve Murat gazeteci. Çünkü bu hukuksuz düzene kalemleriyle itiraz ediyorlar. Yazık, çok yazık!"
Öte yandan Pelivan, yaptığı bir diğer paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Özet: Yasa dışı bahis tutuklusu Erkan Kork, İBB operasyonunu bahane ederek kendisini kurtarmak için gazeteci arkadaşlarımıza iftira atmış. Savcılık da “fırsat bu fırsat” diye kendisini kurtarmaya çalışan bir suçlunun yalanları üzerinden arkadaşlarımızı gözaltına almış."
"GAZETECİLİK YAPTIKLARI İÇİN BU MUAMELEYE MARUZ BIRAKILDILAR"
Barış Terkoğlu ise yaptığı paylaşımda, "Sevgili Timur ve Murat gözaltına alındı. Her ikisi de bugün zaten sıkça gittikleri Adliye’ye ifade vermeye gidecekti. Gazetecilik yaptıkları için bu muameleye maruz bırakıldıklarını biliyoruz." ifadelerine yer verdi.
"YETER ARTIK!"
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, "Timur Soykan ve Murat Ağırel, bu sabah evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Yeter artık! Her sabah gözaltı, tutuklama haberlerine, kaosa uyanıyoruz. Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gazetecidir" ifadelerini kullandı.
"BU GÖZALTI VE TUTUKLAMA DALGASI DERHAL SON BULMALIDIR"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Gazeteci Timur Soykan ve Murat Ağırel bu sabah evleri basılarak gözaltına alınmıştır. Timur Soykan ve Murat Ağırel her türlü baskı ve zor koşullarının içerisinde halkın haber alma özgürlüğü için çalışan araştırmacı gazetecilerdir. Toplumsal muhalefete yönelik başlatılan bu gözaltı ve tutuklama dalgası derhal son bulmalıdır. Timur Soykan ve Murat Ağırel serbest bırakılmalıdır."
"YARGI SOPASIYLA ELEŞTİREL DÜŞÜNCEYİ BASTIRMA ÇABASI ASLA KABUL EDİLEMEZ"
DEM Parti'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye ne yazık ki bu sabah da gazetecilere yönelik bir şafak operasyonuyla uyandı. Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınması; basına, ifade ve haber alma özgürlüğüne yönelik açık bir müdahaledir. Gazetecilik suç değildir. Yargı sopasıyla eleştirel düşünceyi bastırma çabası asla kabul edilemez. Türkiye bu utançtan kurtulmalıdır. Gazeteciler görevlerini baskılarla karşılaşmadan ve özgürce yapabilmelidir."