Anık, hız arttıkça sürücünün görüş açısının daraldığını, yoldaki ve çevredeki hareketli, hareketsiz nesneleri göremediğini ve bunun ‘hız körlüğü’ olarak adlandırıldığını belirtti. Anık, sözlerine şöyle devam etti:
"Hız ibresi yükseldikçe sürücünün görüş açısı azalır. Saatte 65 kilometre hızla giderken görüş açınız 70 derece iken, sürat 130 kilometreye yükseldiğinde görüş açısı 30 dereceye düşer. Ne kadar süratliyseniz çevrenizi o kadar az algılarsınız ve tehlike anında reaksiyon mesafesi (ayağın gazdan çekilip fren pedalına basılıncaya kadar katedilen yol) o kadar uzar. Sürücü hız körlüğü durumunda mevcut hızından daha düşük süratte seyrettiği hissi de yaşar. Bu körlük çoğunlukla uzun yollarda ve yorgunlukta ortaya çıkar. Ayak gaz pedalından çekilmez ise hız ve buna bağlı oluşacak dikkatsizlik felakete götürür."
‘TECRÜBELİ ŞOFÖRLER DE ARACI İYİ OLANLAR DA HIZ KÖRLÜĞÜ YAŞAYABİLİR’
Celil Anık, hız körlüğünün yaş, tecrübe ve aracın teknik özellikleri ile bağlantılı olmadığını da belirterek, "Hız sınırlarını aşanın hız körlüğü yaşaması neredeyse kaçınılmaz. Hızlı araç kullanmak ustalık ve yetenek gösterisi değil. İyi sürücü aşırı hız yapan değil, güvenli araç kullanandır. Hız ihlali yapmayalım, uykusuz ve yorgun olarak direksiyon başına geçmeyelim, bayramı bayram tadında geçirelim" dedi. (DHA)