Ege Postası
Geri

Soma'da 301 madenci için bir yıl sonra aynı acı, aynı ağıt

MANİSA'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın yıldönümünde, yüreklerde aynı acı, bir kez daha yaşandı. Aileler, faciada can veren yakınlarının mezarlarına koştu. 301 madenci için, sendikalar, siyasi partiler ile kaymakamlık ve büyükşehir belediyesi de farklı etkinlikler düzenlemek için hazırlıklar yaptı. Soma'da 1 yıl böyle geçti... Aynı acı, aynı ağıt
Soma'da 301 madenci için bir yıl sonra aynı acı, aynı ağıt
Haberler / Güncel
13 Mayıs 2015 Çarşamba 09:19
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
MANİSA - Soma'da geçen 13 Mayıs'ta meydana gelen faicada, 301 madenci hayatını kaybetti. Türkiye'nin en büyük maden faciası olan kaza, tüm vatandaşların da hafızalarına acı olarak kazındı. Facia sonrasında toplumun her kesiminden Soma'ya vatandaşlar akın etti. Burada ailelerin acılarına ortak oldu. Birçok kurum da Somalı işçilerin ailelerine yardımlarda bulundu. Faciayla ilgili olarak ise tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in de aralarında bulunduğu 45 sanıkta yargılanmaya başladı. 

MADENCİ EL FENERİNDE IŞIK DEĞİL ACI SÜZÜLDÜ

Türkiye'yi yasa boğan faciada, en büyük acıyı ölen 301 madencinin yakınları yaşadı. Her gün yitirdikleri madenciler için gözyaşı döken ailelerin, acının yıldönümünde buluşma yerleri bir kez daha şehitlerinin mezarlığı oldu. Aileler sabah saatlerinden itibaren, anıtı henüz tamamlanmayan ancak mermerle kaplanmış mezarları ziyaret etti. Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin her madenci için mermer mezar ve başına da mermer kaide üzerine el fenerleri yerleştirdiği, çiçekler ektiği görüldü. Mezarların başına çöken annelerin, babaların, eşlerin çocukların, bir yıldır yüreklerinde biriken acı, gözyaşı olup şehit madencilerin mezarlarına aktı.

Aileleri, bu günlerinde, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen vatandaşlar da yalnız bırakmadı. Eşi İsmail Cambal'ın mezarının başından ayrılamayan Leyla Cambal, “Bugün çocuklarım okula gitmek istemedi. Bayram gibi hazırlandı. 'Babam için açılış var' dediler. O gün eşimi sapasağlam işe gönderdim. Şu anda olayın oluş saatini sayıyorum. 365 her gün acı hergün gözyaşı vardı" dedi. İşçilerden Uğur Çolak'ın eşi Duygu Çolak ise, “Çocuklarım bugün burada mezarda. Babalarıyla oynamak yerine, onu paçalarından çekmek yerine, mezarındaki toprakla oynuyorlar" dedi. İşçilerden Osman Şam için konulan madenci fenerini arayıp bulduktan sonra olduğu yere çöken anne Suna Şam, bir yandan oğlunun yazılı olan ismini okşadı, bir yandan gözyaşı döktü. 

İLK TÖREN MADENCİ HEYKELİNDE

İlçede, yıldönümü etkinliklerinde ilk tören faciadan sonra simge yerlerden olan Beşyol Kavşağı'ndaki madenci heykeli oldu. 13 Mayıs'ı Soma için kanayan bir yara, madenciler için kara bir gün, Türkiye işçi ve emekçileri için yas günü olarak kabul ettiklerini ortak açıklamalarında söyleyen DİSK, KESK, TTB ve TMMOB, Soma'da kabuk bağlamaya yüz tutmuş yaraların bugün yeniden kanayacağı da açıklamada ifade edildi.

Madenci Heykeline karanfil bırakmasının ardından DİSK, KESK, TTB ve TMMOB, Madenci Anıtı'nı ve Soma Madenci Şehitliği ziyaret ettikten sonra facianın oluş saati olan 15.15'de ise, Eynez Linyit Ocağı girişinde saygı duruşunda bulunup karanfil bırakılacak. Ayrıca hem Kınık'ta hem de Soma'da da akşam protesto yürüyüşü yapılacak. 


MADEN MÜHENDİSLERİ DE GELDİ

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın yıldönümünde, çeşitli meslek odaları da basın açıklaması düzenledi. Ege Linyit İşletmeleri önünden Beşyol Kavşağı'ndaki madenci heykeline çiçek bırakan Türkiye Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel faciadan sonra siyasi otoritenin olayı trafo patlaması olarak sunduğunu, savcılığın ise sorumluların öldüğünü söyleyip baştan meslektaşlarını suçlu ilan ettiğini söyledi. Ayhan Yüksel, "Ancak TMMOB maden Mühendisleri Odası bu oyunu bozmuştur. Araştırmalarıyla gerçeklerin üzerinin kapatılmasına engel olduk. Ancak gerekli araştırmalar için istediğimiz bilgi ve belgeler, odamıza verilmeyerek araştırmalarını önü kesilmeye, engellenmeye çalışılmıştır. Ancak herkesten kabul gördüğü üzere, kazanını nedenleri, taşeronlaştırma, üretim zorlaması, mevzuattan kaynaklanan esnekleşme ve kuralsızlaşma ile denetimsizleşmedir" dedi. 

CHP MİLLETVEKİLİ ÖZGÜR ÖZEL MEZARLIKTAKİ TÖRENE KATILMADI

Bu arada mezarlıkta kaymakamlık ve büyükşehir belediyesinin ortak yaptığı anma törenine katılmayacağını açıklayan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, pahalı mermerlerle madencilerin mezarlarının yaptırılmasının, gerçekleri örtemeyeceğini söyledi. Kendisinin madenci yakınları ve işçilerle ilçe merkezinde etkinlikler yaptıktan sonra maden şehitliğini ziyaret edeceğini açıklayan Özel, "Geçen yıl bu saatlerde işçiler, başlarına gelecekten habersiz olarak çalışıyordu. O günden bu güne hiçbir şey değişmedi. Verilen sözler tutulmadı. Şehit ailerine verilen sözlerin yarısı tutuldu sadece. Şu anda Sadece Soma'da değil Türkiye'de madenlerde çalışan 48 bin işçi, tıpkı buradakiler gibi ölümü bekliyor. Önlemler biran önce alınmalı. Düzenlemeler yapılmalı. Soma olayını araştırma komisyonunun yaptığı öneriler bölümünün kapağı dahi açılmadı. Maden İş Sendikası'nın, Büyükşehir Belediyesi'nin ya da Kaymakamlığın göstermelik törenleriyle, Soma anlaşılamaz. Sorunlar çözülmez" dedi. 

SAMSUN'DAN ŞEHİT MESLEKTAŞLARI İÇİN GELDİ

Bu arada Türkiye'nin çeşitli yerlerinden Soma'ya gelen vatandaşlardan birisi ise, emekli madenci olan Kemal Çakıroğlu oldu. Samsun Ladik'ten gelen Çakıroğlu, madenci heykelinde, üzerinde 'Çığlıklara kulak verin. İşsiz ve açız aç' yazılı pankart taşıdı. Pankartını bir süre madenci heykelinin önünde tutan Kemal Çakıroğlu'na daha sonra polis müdahale etti ve elinden aldı. 

SENDİKALARDAN ORTAK AÇIKLAMA

Madenci heykelinin daha sonraki ziyaretçileri ise, DİSK, KESK, TTB ve TMMOB, oldu. Heykele karanfil bırakan sendikacılara CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da destek verdi. Sendika ve meslek odaları adına ortak açıklamayı ise, DİSK Genel Başkanı Kani Beko yaptı. 16 Mayıs'ta yapacakları mitinge, “Ben insanım,. Soma'nın acısını yaşıyorum" diyen herkesi davet ettiğini söyleyen Beko, “Yüzyılın en büyük iş faciasının yıldönümü bugün. Bugün bu acı unutturmamak için, böyle acıların bir kez daha yaşanmaması için alanlardayız. Sorumluların görünen bir kısmının yargılandığı Soma davası, kamuoyunu tatmin etmemektedir. Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra bile her ay onlarca emekçi iş cinayetlerine kurban gitmekteler. Bu kazı mıdır', Kader midi? Hayır bu resmen cinayetir. Emekçileri güvencesizliğe, taşeronlaşmaya, denetimsizliğe, teslim edenlerin işlediği cinayet. Türkiye'de özellikle AKP iktidarı döneminde, uygulanan politikalarla üretim, teknik bilgi ve altyapı olarak yetersiz, deneyimi ve deneyimli uzmanı bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Soma'da yaşanan kaza değil, cinayettir, 301 madencinin ölümü kader değil katliamdır. Bu katliamın sorumluları halen hesap vermemiştir. Bu kadar uyarılarımızın hiçbirisi dikkate almayan hükümet, 'bu işin fıtratında var' diyerek bilim ve tekniğin karşısında, olduğunu ilan etmiştir. Biz öngörülen ve önlenebilir risklerin ne kaza ne de fıtrat olmadığını biliyoruz" dedi.

BABALARI İÇİN POLİS VE AVUKAT OLACAKLAR

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın yıldönümünde, ailelerin ziyaret ettiği şehitlikte, acı da, çocukların isyanı da vardı. Şehit madencilerden Yıldırım Güney'in 11 yaşındaki oğlu Emirhan Güney ile 9 yaşındaki kızı Havvanur Güney, anneleri Kadriye Güney'le birlikte babalarının mezarını ziyaret etti. Ancak iki kardeşi diğer çocuklardan ayıran ise giysileri oldu.

Havvanur Güney, avukat cüppesi, Emirhan Güney ise polis üniforması giyerek mezarlığı geldi. İki kardeş, babalarının ve ölen diğer madencilerin hesabını sormak için avukat ve polis olmak istediklerini söyledi. Anne Kadriye Güney ise, “Eşim çocuklarımızın okumasını istiyordu. Kendisi gibi madenci olmamalarını istiyordu. Hep okumalarını hayal ediyordu" dedi. 

CENETTTE MUTLU BİR ŞEKİLDE BİZİ BEKLE

Madende can veren 301 işçiden birisi olan Ali Yüksel'in kızı Türkan Yüksel de babası için yazdığı mektubu mezarının başına bıraktı. Birçok kişinin okuyup hüzünlendiği mektup da Türkan Yüksel, babasına, “Sevgili babacığım, 13 Mayıs'ta içimiz yandı. Ama hala üzgünüz babacığım. Seni çok özledik. Bir Mayıs bayramını, sensiz geçirdiğim için çok üzgünüm. Cezalılar, cezalarını çekecekler. İçinde hiç şüphen kalmasın. Bugün 13 mayıs olayın yaşandığı gün. Bugün ölen abi, dede ve amcaların ellerini öpüyorum. Seni çok seviyorum babacım. Cennette mutlu bir şekilde bizi bekle babacığım. Ben pilot olacağım. Senin yüzünü kara çıkarmayacağım. Söz veriyorum. Seni hepimiz çok özledik baba. İyi ki varsın babacığım. Yeni köpeğim tarçın'ı çok sevdiğini umuyorum" diye yazdı. Türkan Yüksel mektupta ayrıca, kardeşinin, kendisinin annesini ve köpeğin resmini de çizdi. 


TÖRENDE GERGİNLİK YAŞANDI

Bu arada Manisa Büyükşehir Belediyesi ile Manisa Valliği ve Soma Kaymakamlığı da ortak anma etkinliği düzenledi. Yeni düzenlenen madenci mezarlığının da açıldığı törende, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Cengiz Ergün, Kaymakam Mehmet Bahattin Atçı ve Soma Belediye Başkanı Ak Partili Hasan Ergene, konuşmalarında işçi ailelerin acılarını paylaştıklarını, facianın yıldönümünde ailelere başsağlığı dileklerini yineledi. 

Daha sonra AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber'in kürsüye çıkmasıyla, ortam gerildi. Şehit madenci yakınları, Recai Berber'in konuşmasında, “Biz devlet olarak şehitlerimizin ailelerine gerekli yardımı desteği verdik" sözlerine “yuh" diye tepkilerini gösterdi ve “Burası siyaset yapılacak yer değil. Biz acımızla yanıp tutuşuyoruz. Siz buraya gelip siyaset yapıyorsunuz. Defolun gidin. Bizi yalnız bırakın" dedi. En son olarak söz alan Vali Erdoğan Bektaş'ın konuşması sırasında da, şehit madencilerden birisinin yakını “Siz devlet olarak bize şimdiye kadar bir şey vermediniz. İşten çıkartılan 2831 işçinin, kıdem tazminatlarını ödetmediniz. Siz de Recai Berber gibi, şehitlikte siyaset yapıyorsunuz" dedi. Vali Erdoğan Bektaş konuştuğu sırada ayrıca Birleşik Kamu İş sendikası üyeleri de, protesto amaçlı kulaklarını kapattı. 

Törenden sonra, protokol üyeleri, mezarları tek tek dolaşıp birer karanfil bıraktı ve yakınlarını kaybeden madenci aileleriyle konuştu. 

Öteyandan Kızılay ve değişik kurumlar, Soma'nın değişik noktalarında çocuklara oyuncak, vatandaşlara lokma dağıttı.

FACİANIN OLDUĞU YERDE, AYNI SAATTE

Manisa'nın Soma İlçesi'nde acının yıldönümünde, 301 madencinin hayatını kaybettiği facia ocağında, büyük felaketin başladığı saat olan 15.15'te sendikalar ve işçiler açıklama yaptı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ile siyasi parti ve sendika temsilcileri, özel güvenlik görevlilerinin engellemelerine rağmen hayalet tesisten farkı olmayan maden ocağına girmeyi başardı. Ocağın tam giriş kapısına geldikleri anda ise, özel güvenlik görevlileri basın mensuplarının görüntü almasını engellemeye çalıştı. Kısa süreli arbedenin ardından, güvenlik görevlileri bölgeden uzaklaştı, protesto için gelenleri uzaktan izledi. 

Ardından ilk olarak işçiler adına basın açıklaması yapıldı. İşçiler haklarının verilmesini isteyip, sözlerin tutulmasını beklediklerini söyledi. Ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen, basın açıklaması yaptı. Özgen, Somayı unutmamak ve unutturmamak için mücadele ettiklerini söyledi. 

AYNI ACIYI YAŞADI

Bir grup işçinin madenin kapalı olan giriş kapısına çelenk ve çiçek bırakmasının ardından burada en büyük acıyı ise, maden işçisi Oğuz Ateş yaşadı. Ocağın giriş kapısı önünde dizlerinin üzerine çöküp gözyaşı döken Oğuz Ateş, “Ben o gün burada kurtarma çalışmalarına katıldım. İçerideki büyük felaketi anladığım an, kurtarma çalışmalarına katılmak için can atan arkadaşlarımı uyarıp girmelerini engelledim. Sonrasında çalışan arkadaşlarımız gibi kurtarmayla gidenler de can verdi. Bir yıl sonra değişen, bize kalan büyük acıdan başka bir şey yok. Burada aynı acıyı bir kez daha yaşadım. Burada 7 yılım geçti. Bu kapının yapılmasında elim var. Arkadaşlarımız burada şehit oldular" dedi. 

Basın açıklamasının ardından katılımcılar dağıldığı sırada yine özel güvenlik görevlileriyle aralarında kısa süreli sözlü tartışmalar da yaşandı. Maden ocağında az sayıda kişinin çalıştığı, tüm tesislerin boş olduğu gözlenlendi.


BİR YILDA NE OLDU'

23 Ekim 2013
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarının ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge hazırladı. Önerge, 51 milletvekili ile Meclis Başkanlığı’na sunuldu. 
29 Nisan 2014’te TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen önerge; muhalefet partilerinin desteğine rağmen Genel Kurul'da reddedildi. 
Özgür Özel, madenci bareti ile yaptığı konuşmasında, Soma’da her an büyük bir facia gelmesinin kaçınılmaz olduğunu anlattı.  

13 Mayıs 2014/ Saat 15.15

Manisa’nın Soma İlçesi Eynez mevkiinde, Soma Kömürleri Yeraltı Kömür İşletmeleri’ne ait maden ocağında yangın meydana geldiği haberi ajanslara düştü. İlk gelen bilgiler; 3 işçinin hayatını kaybettiği ancak içeride çok sayıda mahsur kalan olduğu yönündeydi.



13 Mayıs 2014/ Saat:17.30

Maden İş Sendikası yetkilisi trafo patlaması nedeniyle çıktığı sanılan yangının vardiya değişimi sırasında meydana geldiği yüzlerce işçiden haber alınamadığı açıklaması yaptı.

13 Mayıs 2014/ Saat: 19.00

Kara haberi duyan madenci yakınları Soma Devlet Hastanesi’nin önünde binlerce kişilik kalabalık oluşturdu. Yine Eynez Maden Ocağı çevresi de içeriden haber bekleyen madenci yakınlarıyla doldu.

13 Mayıs 2014/ Saat: 22.00

Saatler ilerledikçe çeşitli kaynaklardan açıklamalar gelmeye devam etti. İçeride 300 civarı işçinin mahsur kaldığı ancak yangın nedeniyle durumun vahim olduğu kaydedildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Soma’ya geldi. 



14 Mayıs 2014/ Saat 00.05

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ilk resmi açıklamayı yaptı. Saat başı açıklamalarla gelişmelerle ilgili bilgi vereceğini ancak ölü sayısıyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmayacağını söyledi. Taner Yıldız bu açıklamasının ardından 01.45’te yeniden basının karşısına çıktı 787 işçiden 151’inin hayatını kaybettiğini, 76 yaralı olduğunu 360 işçinin tahliye edildiğini belirtti. 
05.00’te ise yeniden basının karşısındaydı “201 işçi hayatını kaybetti, 4’ü ağır 80 yaralı var” dedi. Milli yas ilan edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Soma’ya geleceği duyuruldu.

14 Mayıs 2014/06.00



Kurtarma çalışmaları devam ederken ailelerin acı bekleyişi de hem hastane hem cenazelerin götürüldüğü Kırkaağaç’taki soğuk hava deposu hem de facia ocağının önünde sürüyordu. Gün aydınlanmamaya başladıkça hayatını kaybeden madencilerin acı hikayeleri ortaya çıkıyordu. Kurtarma çalışmaları sırasında da yürek burkan görüntüler vardı. 
Bunlardan biri hafızalara kazındı. Akşam saatlerinde sağ kurtarılan işçilerden Murat Yalçın’ın sözleri tüm Türkiye’yi gözyaşına boğdu. Şans eseri yaralı kurtulan bir işçinin sözleri, herkesi gözyaşlarına boğdu. Ambulanstaki sedyeye alınan Yalçın, sağlık görevlilerine, “Çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin” diye sordu. “Hayır çıkarmayın, bir şey olmaz” sözleri üzerine sedyeye uzandı.

14 Mayıs 2014/ 11.30

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, maden faciasının yaşandığı bölgeye geldi. Erdoğan, Soma'da madendeki yangında ölenlerin sayısının 238, yaralı sayısının ise 80 olduğunu açıkladı. 
Basına yaptığı açıklamada soruları yanıtlayan Erdoğan, “Arkadaşlar yani biz bir defa bu tür ocaklarında, kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok. Tabi işin boyutunun bu kadar fazla olması bizi derinden yaralamıştır. Bizi derinden üzmüştür. Kontrollerle de burası gerçekten gerek işçi sağlığı gerek işçi güvenliği açısından da iyi noktada kömür ocaklarından birisi olarak değerlendirmesi yapılmış ve nisan mayısta da çalışmalarına devam etmiştir” açıklaması tartışma yarattı. 
Erdoğan, basın açıklamasının ardından bir grup vatandaş tarafından protesto edildi. Vatandaşlar, "Hükümet istifa" şeklinde slogan attı.

14 Mayıs 2014 / 12.00



Protestoların ardından konvoy hareket ederken Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in protestoculardan birini özel harekat polisleri yere yatırmışken tekmelemesi ise unutulmayan anlardan biri olarak hafızalara kazındı.

15 Mayıs 2014

Faciada hayatını kaybeden işçilerden ailelerinin teşhis ettikleri toprağa verilmeye başlandı. Soma Mezarlığı’nda yan yana dizi dizi mezarlar kazılırken yürek yakanlar görüntüler vardı. Yakınlarının ağıtları ise kulaklara kazındı. Yan yana çıkarılıp yan yana toprağa verilen baba-oğullar, kardeşler, çocuğunu göremeden toprağa girenler… Soma dışındaki ilçelere de ateş düşmüştü. Savaştepe, Kınık, Elmadağ’da da onlarca kayıp vardı.



16 Mayıs 2014/ 10.00

Soma faciasının yaşandığı Soma Holding ilk kez kamuoyunun karşısına çıktı. Basın toplantısında yapılan açıklamalar tartışma yarattı. Toplantıya Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik ve şirketin İnsan Kaynakları Direktörü Celalettin Gökaşan katıldı. Basının soru bombardımanında yöneticiler tartışma yaratan açıklamalar yaptı. En çok tartışılanlardan biri de yaşam odasıyla ilgili verdikleri çelişkili bilgiler oldu.


16 Mayıs 2014




Hüzünlü ve iç burkan hikayelerden biri daha ortaya çıktı. Madende çalışan Ahmet Yankın, ocakta ölen ağabeyinin naaşının taşındığı battaniyeyi “İhtiyacı olan başka kişiler de kullanır” diyerek Kızılay’a iade etti. Kızılay şimdi o battaniyeyi müzesinde sergiliyor. Öte yandan facianın ardından Türkiye’de adeta bir seferberlik başladı. 
Türk halkı Soma’ya yüreğinden kopanları göndererek bir parça acıyı hafifletmek için seferber oldu. Sadece Türkiye’den değil dünyanın çeşitli yerlerinden yardım yağdı.



16 Mayıs 2014/ 19.00

Akşam saatlerinde yaklaşık 5 bin kişilik bir grup protesto yürüyüşü yaptı. Polis müdahalesi ve aralarında avukatların da olduğu 36 kişiye gözaltı gerçekleşti. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de anma ve protestolar yapıldı.

17 Mayıs 2014/ 09.30

Akşam yapılan yürüyüşe polisin sert müdahalesinin ardından ilçede yapılması beklenen tüm gösteri, protesto ve yürüyüşler Manisa Valiliği tarafından yasakladı. Adeta OHAL uygulanarak ilçeye girişler polis tarafından tutuldu, kimlik kontrolü ve arama yapıldı. Bazı gruplar geri çevrildi.



17 Mayıs 2014/ Saat 17.30

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bir kez daha basının karşısına çıktı. Beş gün sonra hayatını kaybeden madenci sayısı 301 olarak açıklandı. Madende hiçbir işçi kalmadığını iddia eden belirten Yıldız, arama kurtarma çalışmalarını sonlandırdıklarını duyurdu. Bölgeden ayrılmayacaklarını belirten Yıldız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile çalışmalarını sürdüreceklerini, teknik ve idari soruşturmanın yapılacağını ifade etti.


17 Mayıs 2014/ Saat 12.38

Manisa Valiliği, Soma’da eylem yasağı ilan etti. Soma'da dün akşam yapılan yürüyüşe polisin sert müdahalesinin ardından, bugün de ilçede yapılması beklenen tüm gösteri, protesto ve yürüyüşler Manisa Valiliği tarafından yasakladı. Aralarında avukatların da olduğu 36 kişi gözaltına alındı. 13 Mayıs faciasının ardından 4 gün sonra maden ocağına girebilen bilirkişi heyeti ocak içindeki korbonmonoksit gazının, normal seviye olan 50 PPM'den 10 kat fazla olan 500 PPM'e kadar yükseldiğini ve buna rağmen işçilerin çalıştırılmaya devam ettirildiğini ortaya koymuştu.


17 Mayıs 2014

Soma Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ilk gözaltılar gerçekleşti. Gözaltı kararı çıkartılan 26 kişiden Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Yalçın Erdoğan, Ertan Ersoy, vardiya amirleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık ile teknisyen Mehmet Ali Günay Çelik tutuklandı. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ise Genel Müdür Ramazan Doğru’nun ‘sahte belge’ iddiası üzerine yeniden gözaltına alındı daha sonra da tutuklandı. 15 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

18 Mayıs 2014

Arama kurtarma çalışmalarının 17 Mayıs cumartesi günü sona ermesinin ardından maden sahası görevliler dışında tümüyle boşaltıldı. Madende görev yapan gazetecilerin sabah saatlerinde çıkarıldığı sahada, sadece İş Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri ile jandarma personeli ve maden çalışanları bulunuyor. Kuzey batı kesimdeki 2 ocak ağzının tuğlayla örülmeye başlandığı görüldü.



18 Mayıs 2014/ 00.44

İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın yaptığı incelemeler sonucu Soma’daki maden ocağının güvenliğini sağlamak dışında yer altındaki bütün işlemlerin durdurulmasına karar verildiği duyuruldu.

21 Mayıs 2014

TBMM’nin 21 Mayıs 2014 tarihli 91’inci Birleşiminde Manisa’nın Soma İlçesinde Meydana Gelen Maden Kazalarının Araştırılarak Alınması Gereken İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Tedbirlerinin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu kuruldu. Komisyon çeşitli defalar madene indi, tutuklu sanıklarla görüştü.


6 Haziran 2014

Faciada hayatını kaybeden Mustafa Kocabaş'ın anne ve babası adına Avukat Hakan Kahraman, 21 Mayıs'ta Soma Adliyesi'ne başvurarak tazminat davası açtı, madeni işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin mallarına tedbir konulmasını istedi. Başvuruyu inceleyen Soma 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi, 6 Haziran'da karar verdi. Mahkeme kararıyla firmanın tüm banka hesaplarına, hak edişlerine ve alacaklarına, firmaya ait araçlara ve gayrimenkullere tedbir konuldu.

Haziran 2014

Soma’da madenci yakınları acılarıyla baş başa kaldı. 14 Haziran’da babalar gününde babasız kalan 432 çocuk babalarının mezarına sarıldı. İlk bayram, anneler-babalar günü ve doğum günleri acı içinde geçti.

5 Temmuz 2014

Facianın hemen ardından başlatılan adli soruşturmada, maden sahası ve ocaklarda bulunan güvenlik kamera kayıtlarının depolandığı bilgisayarlara el konuldu. Bu bilgisayar kayıtları, savcılık kararıyla incelenmek üzere polis kriminal laboratuvarına gönderildi. 
Görüntüler, Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Laboratuvarı'nda uzman bir ekip tarafından incelendi. 
27 Nisan 2014 tarihinde saat 17.21 ile 18 Mayıs 2014 tarihinde saat 13.57'ye kadar olan zaman aralığındaki 16 kameraya ait görüntüler izlendi. Kayıtlarda yer alan görüntüler uzmanlarca, tek tek çözümlendi. 
Görüntülerde, yeraltındaki işçilerin canlarını kurtarma çabaları, dışarıdaki arkadaşlarının kurtarma çalışmalarındaki çırpınışları, madenin içinin duman altında kalması, baygın işçilerin bantlar üzerinde çıkartılmaları da yer aldı.

18 Eylül 2014

Bilirkişi raporu Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı’na 18 Eylül’de ulaştı. Prof. Dr. Ercüment Yalçın, Prof. Dr. Eyüp Akpınar, Prof. Dr. Ahmet Hakan Onur ve İş Güvenliği Uzmanı Alpaslan Ertürk’ın hazırladığı 126 sayfalık raporda dikkat çeken ayrıntılar ortaya çıktı. 
Rapora göre kaza önceden önlenebilirdi. Bilirkişi raporuna göre 301 madenciyi ölüme götüren 20 ihmal ve kusur tespit edilirken kazanın oluş şekli şöyle anlatıldı: “Topuk olarak bırakılan kömürün kontrolsüz bir şekilde kendiliğinden yanması sonucu oluşan CO’in temiz hava girişine ulaştı. temiz havayla temas eden kendiliğinden yanan kömürün tam yanmaya dönüştü. Bu yangının 4 no’lu kömür nakil bandının bulunduğu yola sirayet etti. Bu bölümdeki ve 3 no’lu kömür nakil bandının bulunduğu yoldaki bant, ahşap tahkimat, PVC borular ve elektrik kablolarını tutuşturdu. Su ile soğutma çalışmaları sonucu açığı çıkan zehirleyici ve boğucu gazlar 301 madenciyi zehirledi. Otopsi sonuçlarına göre ölümlerin büyük çoğunluğu CO zehirlenmesidir.” Bilirkişiler, bu tespitlerine göre, gerekli önlemleri almayan İşveren (yönetim kurulu başkanı), işveren vekilleri, daimi nezaretçi, teknik nezaretçi, iş güvenliğinden sorumlu vardiya amirleri, iş güvenliği uzmanları, ocak havalandırma mühendisi, sensör kayıtlarından sorumlu personel, TKİ ELİ kontrol baş mühendisi, TKİ ELİ Eynez ocağı kontrol mühendisleri, üretim izni veren Maden İşleri Genel Müdürü, MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, iş teftiş kurulu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın iş müfettişlerini asli kusurlu buldu. Türkiye Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve İşletme Müdürü de asli kusurlu bulundu.


3 Kasım 2014

Soma Cumhuriyet Savcılığı 3 Kasım’da fezlekeyi hazırlayıp Ağır Ceza Mahkemesi mevcut bulunan en yakındaki Akhisar’a gönderdi. Akhisar Cumhuriyet Savcılığı ise fezlekeyi inceleyip, hazırlamış olduğu iddianameyi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne 10 Kasım’da sundu.



25 Kasım 2014

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi "mağdur ve tanıkların ifadelerinin tam alınmaması, zanlılara yönelik suçlamalarla ilgili delillerin yeterince belirtilmemesi" gibi eksik bulduğu 4 maddeyle iddianameyi savcılığa yeniden düzenlenmesi için geri gönderdi. İddianame bu defa Manisa Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi ise eksikleri iki maddeye indirdi. Bunun üzerine Aralık'ta Soma Savcılığı'na dönen dosyada eksiklerin giderilmesi için yeniden çalışma yapıldı.

23 Ocak 2015

İzmir’e bağlı Kınık’ın Elmadere köyünde yaşayan Senem Yıldırım (60), faciasına oğulları Sami (28) ve İlkay (34) Yıldırım’ı verdi. O günlerde ağıt yakmaktan kısılan sesiyle hafızalara kazındı. Tam büyük oğlu Sezai’nin faciadan yaralı kurtulmasıyla teselli edilirken, cenazesi bir başka madenciyle karışan İlkay’ın Balıkesir’e defnedilmesiyle sarsıldı. Oğlunu 2 kez toprağa vermenin kederini yaşadı. Faciadan 9 ay sonra ise eşinin kullandığı otomobil, 50 metrelik şarampole yuvarlandı. Yıldırım ile yanında torunu 6 yaşındaki Sevcan Yıldırım yaralanırken, gelini 26 yaşındaki Aslı Yıldırım yaşamını yitirdi. Kazayı yaralı atlatan Sevcan, kendisinden bir yaş küçük kardeşi Sercan ile annelerinin de ölümüyle öksüz ve yetim kaldı. Senem Yıldırım, “Bu acıya nasıl dayanılır” diye feryat etti.



6 Mart 2015

İddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 şüphelinin, "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan öncekine göre bir artarak 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Tutuksuz 37 şüphelinin ise "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Bunlardan 25'inin cezalarının, "bilinçli taksir" olduğu gerekçesiyle TCK'nın ilgili maddesi gereğince üçte birden yarısına kadar artırılması talebinde bulunuluyor. 8’i tutuklu 37'si tutuksuz toplam 45 sanık, 162 mağdur yaralı, 487 maktul müşteki ve 436 tanıklı davanın facianın yıldönümüne bir ay kala 13 Nisan 2015’te görülmeye başlanacağı açıklandı.

13 Nisan 2015

Davanın görülmesine 13 Nisan’da özel olarak yapılan Akhisar’daki duruşma salonunda başlandı. 24 Nisan’a kadar kesintisiz süreceği ve tutuklu sanıkların SEGBİS (Ses ve görüntü bilişim sistemi) ile duruşma salonuna bağlanacak olması nedeniyle ilk duruşmada gerginlik yaşandı. Ailelerin salona aranarak ve sıkı güvenlik önlemiyle alınması da tepki çekti. İlk gün duruşma salonunda yaşanan tepkiler ve ailelerin mahkeme heyetinden ‘Onların gözüne bakmak istiyoruz’ talepleri üzerine duruşmaya bir gün ara verilerek, 15 Nisan’dan itibaren tutuklu sanıkların da bulundukları Aliağa Şakran Cezaevi’nden Akhisar’a getirilmelerine karar verildi.

24 Nisan 2015

Duruşma oturumları 10 gün sürdü. Sanık ifadeleri dinlenirken aileler çoğu zaman fenalık geçirdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Aytaç Ballı, ara kararı açıkladı. Duruşma 15 Haziran’a ertelendi.


4 Mayıs 2015



Faciada çocuğunun tedavi masrafları için girdiği madende hayatını kaybeden 27 yaşındaki Hayrullah Baygül'ün tek çocuğu, solunum cihazına bağlı yaşayan 3 yaşındaki Enes Baygül hayatını kaybetti. Enes için annesi defalarca yardım talebinde bulunmuş, meclise soru önergesi verilmişti. (Hürriyet)

DAYIBAŞI SİSTEMİ
301 madencinin can verdiği bu iş katliamı, işçilerin hangi koşullarda çalıştırılmaya zorlandığını da bir kez daha gözler önüne serdi. Özelleştirmelerin ardından bölgede istihdamın tek adresi olan madenlerin patronları adeta krallık kurmuştu. Hükümetten ihale alan patronların, işçileri AKP mitinglerine götürdükleri, işe alınmanın bir koşulunun da AKP’ye üyelik olduğu yine işçiler tarafından anlatıldı. Ancak çalışmak için madene girmekle de iş bitmiyordu. Taşeron sisteminin en ilkel hali olan dayıbaşılık sistemi uygulanıyordu. Buna itiraz etmek ise kara listeye alınmak anlamına geliyordu. Kara listeye giren madenci bir daha sadece Soma Kömürleri AŞ’de değil, bölgedeki diğer özel ocaklarda da iş bulamıyordu. Bir süre sonra madendeki yangın ve karbonmonoksit tehlikesinin çok önceden bilindiği ortaya çıktı. Ocağın hep sıcak olduğunu anlatan işçiler, yetkilileri defalarca uyardıklarını ama önlem alınmadığını anlattı. Yine karbondioksit miktarını ölçen sensörlerin defalarca yüksek çıkmasına rağmen üretim durdurulmadığı ortaya çıktı. İşçiler daha önce pek çok kez çıkan yangınlar nedeniyle facianın eşiğinden dönmüştü. Ama tüm bunlara rağmen gelen müfettişler olumlu rapor verdi. Patron kârına kâr katarken, devletin gözü önünde işçiler adım adım ölüme itildi. (Evrensel)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası