Aileler, faciada can veren yakınlarının mezarlarına koştu, gözyaşları sel oldu. Maden Şehitliği'ne ilk gelen Fatma Özcan, son iş gününde can veren oğlunun eşinin hamile olduğunu bilmediği için doğan kızından bile habersiz olduğunu ama torunlarına evladının çok sevdiği 'Buğlem' ismini verdiklerini anlattı. Bir başka madenci annesi Gülsüm Çolak ise "Zamanla geçer dediler ama bu acı katlanarak sürüyor" sözleriyle duygularını anlattı.
Soma faciasının ikinci yıldönümünde acılar dinmedi
Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan faicada, 301 madenci hayatını kaybetti. Türkiye'nin en büyük maden faciası olan kaza, tüm vatandaşların hafızalarına acı olarak kazındı, günlerce Soma'da yaşananlara kilitlendi, gözyaşı döktü, ailelerin acılarına ortak oldu.
MADENCİ ŞEHİTLİĞİ, YÜREKLERDEKİ ACININ BULUŞMA YERİ
Acının merkezi haline gelen Soma'da, facianın ikinci yıldönümünde yine gözyaşı, hüzün, kaybedilen evlatlara özlem vardı. Faciada, en büyük acıyı yaşayan ölen 301 madencinin ailelerinin, buluşma alanı sabahın erken saatlerinden itibaren madenci şehitliği oldu. Resmi törenin saat 11.00'de başlayacağının duyurulmasına rağmen aileler, erken saatlerde kaybettiklerinin mezarlarına koştu. Mezarların başına çöken annelerin, babaların, eşlerin çocukların, iki yıldır yüreklerinde biriken acı, gözyaşı olup şehit madencilerin mezarlarına aktı. Yeniden çimlendirilmiş olan şehitlikte, siyah mermerden yapılan madenci mezarları ile onları simgeleyen madenci üzerinde el fenerlerinin bulunduğu kaideler Türk bayraklarıyla donatıldı.
ÇOK SEVDİĞİ İSİM, GÖREMEDİĞİ KIZINDA YAŞAYACAK
Şehitliği ilk gelen, 23 yaşında madende can veren Tolga Özcan'ın annesi Fatma Özcan oldu. Oğlunun madene çalışmaya giden arkadaşlarını gördüğü zaman Soma'nın kendisine dar gelmesinden dolayı ilçeyi terk ettiğini söyleyen Fatma Özcan, “Bir insan evladını kaybettiği zaman nasıl acı yaşıyorsa bir anne olarak ben de aynısını yaşıyorum. Herkes burada ne kadar acı çekildiğini anlasın. Ben tonla ilaçla ayakta duruyorum artık. Bu acı oğlum mezara girdiği anda başladı ve aynı şekilde sürüyor. Acı geçer mi'" dedi. Oğlunun izne ayrılacağı için madende son iş gününde can verdiğini ve doğan kızından bile habersiz olduğunu hüzünle anlatan Fatma Özcan, “Oğlum izne ayrılacakta, temelli aramızdan ayrıldı. Son günü oldu. Eşinin halime olduğundan habersiz olduğu için şimdi 1.5 yaşında olan kızından artık hiç haberi olmadı. Annesinin karnında babasını kaybeden torunuma oğlumun çok sevdiği 'Buğlem' adını verdik. Oğlumun çok sevdiği isim kızında yaşayacak. Şimdi yanımızda olsa, çocuğunu öpse koklasa iyi olmazmıydı'" dedi. Acılı anne daha sonra oğlunun mezarının başındaki fotoğrafını aldı, dakikalarca öpüp elinden bırakmadı. Şehitliği gelen madenci Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak ise “Zamanla geçer dediler ama, bu acı katlanarak sürüyor" sözleriyle içindeki özlemi sözcüklere döktü. Çocukları için adalet istediklerini, sorumluların en tepeye kadar cezalandırılmasını beklediklerini ifade etti. Sarı baretleriyle şehitliğe gelen bazı madenciler de kaybettiği arkadaşları için dua etti.
MADENCİ ANITINDA, ÖZLEM ANLATILDI
Bu arada madenci şehitliğinde, geçen yıl yaptırılan anıtta, 'yanan kömür' şeklindeki anıttan ailelerin isteği üzerine yerine konulmadan vazgeçilmişti. Bu yıl ailelerin isteğine göre şekillenen 'Özlem' temalı anıt facianın ikinci yıldönümünde Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından kaidesine yerleştirildi. Aileler, ilk kez gördükleri anıta büyük ilgi gösterdi ve uzun süre inceledi. Öteyandan mezarlara üzerinde 'Bir avuç kömür için bir ömer verenlere" yazan, mezarda yatan madencinin fotoğrafının bulunduğu tabelalalar konuldu. Mezarlıkta yoğun güvenlik önlemleri de dikkat çekti. Hem asker ve polis sayısının arttığı ham de bomba köpekleriyle arama yapıldığı gözlendi.
İLÇEDE GÜN BOYU ANLA ETKİNLİKLERİ OLACAK
Ailelerin bireysel mezarlık ziyaretlerinin haricinde, ilçede sendikaların sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının valiliğin çeşitli etkinlikleri de olacak. Buna göre valiliğin organize ettiği resmi anma etkinliği saat 11.00'de başladı. DİSK, KESK, TMMOB, TTB, saat 12.30 Beşyol Madenci anıtına çiçek bırakıp basın açıklamasının ardından madenci şehitliğini ziyaret edecek. Ayrı etkinlik yapan Türk İş'e bağlı Maden İş Sendikası, saat 12.00'de şehitliği ziyaret edecek. CHP ve madenci aileleri ile STK üyeleri de saat 14.30 Ege Linyit İşletmeleri önünde toplanıp önce kent merkezindeki madenci heykeline daha sonra şehitliğe geçecek.
GÖNÜLLÜ OLDULAR
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ikinci yıl dönümünde, aileler kaybettikleri yakınlarının mezarları başında Kuran- Kerim okudu, gözyaşı döktü. Kimi madenci çocukları, babalarının mezarlarına dersleriyle ilgili bilgi verip çizdikleri resimleri bıraktı, kimi madenci yakınları da kaybettiklerini anlattıkları yazıları koydu.
Anma töreninde Kızılay gönüllüsü olarak gelen lise öğrencisi iki kızın hikayeleri ise yürekleri dağladı.
Faciada can veren İbrahim Duman'ın kız kardeşi lise öğrencisi Büşra Duman ile Sefer Hazar'ın kızı Aysel Hazar, törenlerde şehitliği ziyaret edenlere yardım etmek için Kızılay gönüllüsü oldu. Yaşıtları gönüllü gençlerle, gelenlerin ihtiyaçlarını gidermek için çabalayan Büşra Duman ve Aysel Hazar, bir süre sonra metanetlerini korumaya çalışmalarına rağmen, yaşadıkları acıya daha fazla dayanamayıp yakınlarının mezarları başında gözyaşı döktü. Büşra Duman'ı annesi Zehel Duman ve babası İsmail Duman, teselli etmeye çalıştı. Oğlunun acısının yanı sıra kızının gözyaşlarını silen anne Zehel Duman, “Kızılay kazadan sonra çok yardım etti. Kızım da onlara yardım etmek için okula gitmesi gerektiği halde buraya gelip gönüllü oldu. Ama ağabeyinin ve diğer can verenlerin acısına dayanamadı" dedi. Aysel Hazar'ı da, arkadaşları teselli etti. Ak parti milletvekili Recai Berber de sohbet etti.
RESMİ TÖRENDE, ŞEHİTLER İÇİN DUA
Soma Madenci Şehitliği'ndeki resmi anma töreni, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Milletvekili Recai Berber, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Soma Kaymakamı Ahmet Altıntaş, Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene'nin şehit mezarlarına çiçek bırakmasıyla başladı. Törende şehitler için kuran okundu. Manisa Müftüsü Sinan Cihan, 301 madenci için dua etti.
İKİ KARDEŞ ACILARINI SATIRLARA DÖKTÜ
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ikinci yıldönümünde, şehitlik ziyareti sırasında hüzün dolu anlar da yaşındı. Şehitlikte yatan babaları Kamil Çal'ın mezarını ziyaret eden 7 yaşındaki Sude Çal ile abisi 9 yaşındaki İbrahim Çal, iki yıl boyunca yaşadıkları acıyı satırlara döküp yazdıkları mektupları, başucuna bıraktı.
Sude mektubunda, "Canım babam, 7 yaşında en çok ihtiyacım olduğunda kaybettim seni. İlk karnemi, göstermediğim günü, hatırlıyorum. Bütün arkadaşlarımı anne ve babaları karşıladı, okulun kapısında. Bense kapıda sadece annemi görmüştüm. Buruk bir gülümsemeyle, sarılmıştık birbirimize. Özlüyorum, daha da özlememe sebep oluyor. Ne olursa olsun çok şanslıyım, çünkü hala gülüşünü hatırlıyorum. Sen benim güzelimsin. Babam. Canım babam, seni çok özledim" sözleriyle, özlemini satırlara döktü.
Ağabeyi İbrahim Çal ise mektubunda, "Canım babam, sen gideli tam iyi yıl oldu. Bizi teselli etmek için bir sürü kişiler geldi. Ama senin yerini tutmadı. Psikologlar geldi, moralimizi düzeltmek için babacığım, bende senin gibi kuranı kerim kursunda kalıyorum. Kuranı kerimi hızlandırmak için sana layık biri oğul olmak için. Sude kardeşim birinci sınıfa başladı. Küçük kardeşim Revza, 1.5 yaşında. Babacığım, sen gidince senin işlerini annem yapıyor. Kendisini bize adadı. Babacığım, ben de Temmuz ayında 13 yaşına gireceğim. Doğum günleri sensiz çok kötü geçiyor. Çünkü doğum günlerimde, bana sürpriz yapardın. Hee bir şey söyleyeceğim, hani ben uyurken hepimiz pasta almaya gitmiştiniz, ben de uyandım çok korktum. Sizi göremeyince dışarıya çıktım. Sizi aradım bulamadım. Bir baktım maytapla geliyorsunuz", "Sessiz olun madenciler ağlıyor", "Canım babam, ruhun şad, mekanın cennet olsun, seni çok özledik" yazdı.
SENDİKA VE ODALARDAN ORTAK AÇIKLAMA
Soma Beşyol Meydanı'ndaki, Madenci Anıtı önünde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak basın açıklaması yaptı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TTB Başkanı Beyazıt İlhan, CHP Milletvekili Musa Çam'ın da katıldığı basın açıklamasını TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, okudu. Soma'yı unutmadıklarını, unutturmayacaklarını söyleyen Mehmet Soğancı, şöyle dedi:
"301 canımızın acısı hala yüreğimizde. Bu acıyı unutturmamak için, böyle acıların bir kez daha yaşanmaması için alanlardayız. Ülkemizde Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra dahi her ay onlarca emekçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir. Hükümet ve ilgili kamu kurumları tarafından faciadan sonra alınan ders nedir diye bakıldığında, sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak ve yeni katliamlara zemin hazırlamak dışında bir şey görülmemektedir. Bu acı gerçek, ülkemizde emeği ile geçinen milyonlarca işçiye ölümden, sakatlanmaktan ve sömürülmekten başka bir şeyin reva görülmediğini ortaya koymaktadır. Son olarak AKP tarafından TBMM'den geçirilen, Kölelik Yasası olarak adlandırdığımız Özel İstihdam Büroları Yasası ile emekçilere bir darbe daha vurulmuştur. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında, işçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız. AKP'nin iktidara geldiği Kasım 2002'den beri iş cinayetlerinde 17 binin üzerinde emekçi yaşamını yitirmiştir" dedi.
SOMA'DA GERÇEK SORUMLULAR YARGILANMIYOR
Soma gibi büyük bir facianın ardından gerçek sorumluların yargılanmadığını da ifade eden Mehmet Soğancı, açklamasını şöyle sürdürdü:
"Sorumluların görünen bir kısmının yargı önüne çıkartıldığı dava kamuoyunu tatmin etmekten uzaktır. Soma'da yaşanan acı gerçeğin nedenleri ortadadır. Bu nedenler ile hesaplaşılmadığı sürece fabrikalarda, madenlerde, inşaatlarda ve tüm çalışma alanlarında bizleri bekleyen yeni Soma'ların yaşanması kaçınılmazdır. Soma katliamı göz göre göre gelmiştir. Çünkü, ocakta kömürün içten içe yandığının bariz göstergesi olan karbon monoksit gazının aylardır limit değerlerin üzerinde seyretmesi ve gaz sensörlerinde bu değerlerin belli olmasına rağmen önlem alınmaması, ocak sıcaklığının bir aydan beri normalden yüksek olması, işçilerin baş ağrısı şikayetlerinde bulunması ve bu işçilerde ağrı kesici ilaçların yoğun olarak kullanımı net bir şekilde kömür yangınını göstermesine karşın üretim zorlamasının devam ettirilmesi katliamın meydana gelmesinin ana nedeni olmuştur. Bizler, göz göre göre ölümle karşılaşmanın ne kader ne de fıtrat olmadığını çok iyi biliyoruz. Sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin karar süreçlerinde ve yönetiminde yer aldığı, idari, mali yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu bir an önce oluşturulması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Soma'da yaşanan iş cinayetini doğuran nedenler ve bu cinayetin sorumluları ile hesaplaşmadan sağlıklı ve güvenli çalışmanın mümkün olmadığının altını bir kez daha çiziyoruz."
Bu arada TMMOB Maden Mühendisleri Odası adına Ayhan Yüksel de Soma Kaymakamlığı önünde basın açıklaması yaptı. Soma'daki facianın acısını yaşayan ailelerin yanında olduklarını söyledi. Basın açıklamalarının ardından, faciada hayatını kaybeden işçilerin aileleriyle birlikte genel başkanlar, madenci anıtına çiçek bıraktı, ardından CHP İlçe başkanlığının lokma döktürme etkinliğine katılıp, maden şehitliğini ziyaret etti.
CHP SOMALI AİLELERLE YÜRÜDÜ
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ikinci yıl dönümünde, CHP de Somalı ailelerle birlikte anma etkinliği düzenlendi. Saat 14.30'da Ege Linyit İşletmeleri Müessesi önünde başlayan yürüyüşte Somalı aileleri, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Grup Başkanvekili Özgür Özel, milletvekilleri Muharrem İnce, Tur Yıldız Biçer, Mazlum Nurlu, Gamze Akkuş İlgezdi, Musa Çam, Yakup Akkaya da yalnız bırakmadı. Sosyal Haklar Derneği üyeleri de yine yürüyüşe destek verdi.
Aileler ve madende hayatlarını kaybedenlerin çocuklarının da bulunduğu yürüyüşte, can veren 301 işçinin adının yazılı bulunduğu pankart taşındı. Aileler, 'Soma'nın hesabı sorulacak', 'Somalı çocuklar, baba diye ağlıyor' sloganları atıp Beşyol Meydanı'ndaki Madenci heykeline kadar yürüdü. Burada aileler adına basın açıklamasını faciada can veren Arif Demir'in eşi Ayşegül Demir yaptı. Ayşegül Demir, şunları söyledi:
"301 kardeşimizi göz göre göre feci şekilde can verdiği bu katliamı, katliamın sorumluları, 'Kader, fıtrat, olağan şeyler değildir' dedi. 'Kan parası' verdikleri zaman sorunları çözdüklerini düşündüler. Oysa gidenler geri gelmeyecekler. Kimse çocuklara babalarını, eşlerini sevdiklerini, analara oğullarını geri vermeyecek. Kaybettiğimiz işçi kardeşlerimizi anmak, Soma'yı unutmadığımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha göstermek ve işçi katliamlarına iş cinayetlerine son demek için katliamın ikinci yılında bir aradayız. Ekonomik başarı, enerji üretimi ve kalkınma adına emek sömürü, doğa talanı yapılamaz. Siyasal iktidar bayta madencilik sektörü olmak üzere, tüm sektörlerde, iş ve iş kollarında, işçi sağlığı ve iş sağlığı önlemlerinin alınması için gerekli yasal düzenlemeleri asla ertelememeli, biran önce gerçek işçi sağlığı iş güvencesi koşullarını gerçekleştirmelidir. Madenlerde işçiler, patronlarının insafına terk edilmemeli, etkin kamu denetimi yapılmalıdır. Hükümet, işveren, sarı sendika ve dayıbaşı işbirliğine dayalı tahakküm derhal kaldırılmalıdır. 301 madencinin ölümünde değişik düzeylerde, sorumlulukları bulunan kamusal denetim görevini yapmayan ya da eksik yapan bürokratlar, bu noktada sorumluluğu bulunan bakanlar, gerekli önlemlerini almayan şirket yetkilileri, işçilerin uyarılarına kulak asmayan ve kamuoyuna yansımasını engelleyen sendikacılar dahil tüm sorumlular, yargılanmalıdır."
CHP GENEL SEKRETERİ'NİN GÖZYAŞLARI
Yürüyüşe katılanlar daha sonra, madenci anıtına çiçek bıraktı ve Maden Şehitliğini ziyaret etti. Ailelerle birlikte madencilerin mezarlarına çiçek bırakan CHP Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır, 7 yaşındaki Sude Çal ile abisi 9 yaşındaki İbrahim Çal'ın babaları Kamil Çal'ın mezarına bıraktığı mektupları okudu. Mektuptaki satırları okuduktan sonra gözyaşlarına hakim olamayan Kamil Okyay Sındır, daha sonra cep telefonuyla mektupların fotoğraflarını çekti. Kamil Okyay Sındır ve Özgür Özel, madenci aileleriyle de yakından ilgilendi.(DHA)