Ege Postası
Geri

Soma maden faciasında hesap vakti sıra onlarda!

Soma maden faciasında, tutuklu sanıkların ardından tutuksuz sanıklar sorgulanıyor
Soma maden faciasında hesap vakti sıra onlarda!
Haberler / Güncel
24 Ağustos 2015 Pazartesi 11:46
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
MANİSA'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın görülmesine, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki günlük aranın ardından, kaldığı yerden devam edildi. Tutuklu 8 sanığın sorgusunun tamamlanmasının ardından savcı ve avukatlar, tutuksuz sanıklara olayla ilgili sorularını yöneltti.

Soma'da geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'olası kastla öldürme', 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, kaldığı yerden devam edildi. 

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında, tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in yanı sıra tutuksuz sanıkların bir bölümü hazır bulundu.

Ölen işçilerin az sayıdaki aileleri de bireysel avukatların yanı sıra Çağdaş Hukukçular Derneği ve Sosyal Haklar Derneği adına katılan avukatlarla birlikte duruşmayı takip etmek için mahkeme salonuna geldi.



TUTUKSUZ SANIKLARIN İFADELERİ ÖNEMLİ OLACAK

Faciayla ilgili sorumluluklarından dolayı tutuklu yargılanan aralarında şirketini patronu Can Gürkan'ın da bulunduğu 8 kişinin, geçen hafta boyunca süren sorguları tartışmaları da beraberinde getirdi. Sanıklar, hem verdikleri cevaplar hem de faciayla ilgili değerlendirmeleri, salondaki madenci ailelerinin sık sık tepkilerine neden oldu. Tutuklu sanıkların sorgu işlemlerinin tamamlanmasının ardından tutuksuz yargılanan 46 sanığın sorgusu yapılacak. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın tutuksuz sanıkların sorgularını iki günde bitirmeyi planladığı öğrenildi. Ondan sonra ise, sıra kazanın hemen ardından ocağa giren veya kazadan yaralı kurtulan 30 mağdurun dinlenmesine gelecek. 

TUTUKSUZ SANIKLAR İFADEDE

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davada tutuksuz sanıkların sorgusuna geçildi. İlk olarak emniyet vardiya mühendisi Yalçın Erdoğan ifade verdi. Kendisine yöneltilen sorular üzerine, iş güvenliği belgesi bulunmadığını, göreviyle ilgili ocaktaki amirlerinden oryantasyon eğitimi aldığını söyleyen Yalçın Erdoğan, “İş güvenliğine önem verildiği için yasal sınırlar yüzde 2 olmasına rağmen metan seviyesi yüzde 0,5'i geçtiğinde, elektrik kullanan ekipmanın çalışması otomatikman dururdu" dedi. Ancak bu sırada mağdur avukatların, metan gazı seviyesinin sık sık yüzde 0,5'i geçtiğinde ekipmanın otomatik durdurulması özelliğinin kaldırılıp kaldırılmadığını sorması üzerine ise, bu kez “bilgim yok" yanıtını verdi. 

HALEN FACİANIN YAŞANDIĞI MADENDE ÇALIŞIYORMUŞ
Kazanın meydana geldiği ancak şu an üretimin olmadığını anlattığı Eynez ocağında, halen yer üstünde emniyet mühendisi göreviyle çalıştığını söyleyen Yalçın Erdoğan, acil durum eylem planındaki görevinden ve daha sonra iptal edilen 2010 yılındaki acil kurtarma galerisi açılması planından da yine haberdar olmadığını ileri sürdü. Kazadan önce tahlisiye ekibinde olduğunu ifade eden Yalçın Erdoğan, “Olay günü kurtarma çalışmaları için girdiğim ocakta, ekipmanımda olması gereken zehirli gazları tutan madde bulunmuyordu. Bunun için çıkmak zorunda kaldım. Tahlisiye ekibi veya tüm işçilerin katılımıyla tatbikat hiç düzenlenmedi. Ayrıca görev yetki çerçevemin yer aldığı herhangi bir belgeye de, imza atmadım" dedi. 

ÇATLAKLARDAN GAZ ÖLÇÜMÜ YAPILDI
Üretimin sona ermesinden dolayı barajlanıp kapatılan galerilerin durumunu, baraj içine konulan numune borusuyla ölçtüklerini anlatan Yalçın Erdoğan, “Ancak bu borulardan bazıları kül dolumu sırasında tıkanıyordu. Bizler de o zaman barajdaki çatlaklardan sızan havadan kontrollerimizi yapardık" dedi. 

DENETLEME YAPAN TKİ GÖREVLİSİ GÖRMEDİM
Yalçın Erdoğan'ın ardından kendisi gibi emniyet vardiya mühendisi olan tutuksuz sanık Coşkun Derici'nin, sorgusu başladı. İşletmede, kazadan önce 2 aylık oryantasyon sürecinin ardından 3 aydır görev yaptığı söyleyen Derici, avukatların sorusu üzerine, denetleme amacıyla ocağa inen herhangi TKİ görevlisiyle karşılaşmadığını, kaydetti. Coşkun Derici'nin acil durum eylem planındaki görevinde haberdar olmadığını dile getirmesi üzerine bu kez sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit, '2014 Acil Durum Planı' olduğunu söylediği belgeden, sorumlu kişilerin adını okuması için ona verdi. Derici'nin isimleri okuması üzerine Avukat Yusuf Koçyiğit, eylem planında sorumluluğu bulunduğu ileri sürülen kişilerden bazılarının bu sorumluluk listesinde adının yer almadığını savundu. Bunun üzerine mağdur işçilerin avukatları, okunan belgenin dava dosyasında yer almadığı itirazında bulundu. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı da, söz konusu belgeyi alıp dosyaya konulmasını istedi. 

YÜKSEK SICAKLIĞI AMİRLERİNE SÖYLEMİŞ
Duruşmanın öğleden önceki bölümünde son olarak tutuksuz sanıklardan Vardiye emniyet mühendisi Necati Karadeniz, dinlendi. Sürekli yanlarında bulunan seyyar sensörün ısı ölçer özelliği olduğunu bilmediğini, bunu TÜBİTAK'tan gelen belgeler üzerine öğrendiğini anlatan Necati Karadeniz, “O zamana sıcaklık yükselmeleri oluyordu. Ben de bunu amirlerime anlattım. Şu anda da kazanın yaşandığı ocakta çalışıyorum. Kazanın yaşandığı S panosu ise halen kapalı" dedi. Bu sorgununu arasından sonra da duruşmaya öğlen arası verildi. 

HİÇ TATBİKAT GÖRMEMİŞ 

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasının öğleden sonraki bölümü, tutuksuz sanıklardan Erdem Cambaz'ın sorgusuyla başladı. Kendisine yöneltilen sorular üzerine, işçilerin aldığı 5 günlük eğitimden sonra madende çalışmaya başladığını anlatan Cambaz, çalıştığı sürede herhangi bir tatbikata katılmadığını, tatbikat da görmediğini, söyledi. Kendi gaz maskesine hiç bakım yapılmadığını ifade eden Erdem Cambaz, “Seyyar sensörün sıcaklık ölçme özelliği olduğunu yeni öğrendim. Sıcaklık değerlerinin de 33 dereceye kadar çıktığını Tübitak raporlarından gördüm. Yeraltında sıcaklıklar kullanılan ekipmanlardan da kaynaklanıyordu" dedi. Erdem Cambaz'ın savcılık sorgusundaki ifadelerini yalanlamasına ve verdiği cevaplara sinirlerin madenci yakınları ise, “Helal olsun. Devletin savcısını da yalancı çıkardınız", “Bir dönseniz de, salondakilerden özür dileseniz", “yalanları dinlemekten bıktık" sözleriyle tepkilerini gösterdi. 

GAZ İZLEMEKLE GÖREVLİ AMA EĞİTİMSİZ 

Sanıklardan emniyet biriminde görevli emniyet teknikeri Soner Günay, eski imalat alanlarının önünde sensörler bulunduğunu, kendisinin de gittiği zaman ölçüm yaptığını ama aksi bir durum görmediğini savundu. Gaz ölçümü izleme merkezindeki görevlilerden tutuksuz sanık Batuhan Ünal ise, şirkete düz işçi olarak girdiğini, gaz izlemek için hiçbir eğitim almadığını, kendisinden tecrübeli olan arkadaşlarından, öğrendiğini anlattı. Yine gaz izleme merkezinde çalışan tutuksuz sanıklardan Ozan Sever de, “Birimimizde 5 kişi çalışırdık. Tüm vardiyalarda elde edilen değerleri Excel dosyasında kaydederdik. O da otomatikman ortalama alırdı. Bunları da daha sonra başmühendis Mehmet Efe'ye verirdik. Ocaktaki gaz miktarı 50 PPM'i geçtiği zaman kırmızı ışık ekranda yanardı. Gaz oranı normale döndüğü zaman ise, bu kez yeşil ışık yanardı" dedi. Ocağı boşaltma yetkisi olmadığını, görev yaptığı 9 yıl boyunca da hiçbir eğitim ve kurs almadığını söyleyen Ozan Sever, “Ben sadece yasal sınırın 50 PPM olduğunu biliyorum. Başka da birşey öğretmediler. Ocakta telefon haricinde 4 farklı noktada megafon sistemi vardı" dedi. Tutuksuz sanıklardan iş güvenliği emniyet vardiya amiri Ergün Yılmaz da, sensörlerin dijital olmasından dolayı sonradan müdahaleyle değişiklik yapılamayacağını, ayrıca bu sensörleri yakalarının yanı sıra ceplerinde de taşıdıklarını öne sürdü.

MAHKEME BAŞKANINDAN SENSÖR SORUSU

Öğleden sonra son ifadeyi emniyet vardiya mühendisi Harun Güneş verdi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, Harun Güneş'e, “11 Mayıs 2014 tarihinde, S 2 klasik ayaktaki 470 numaralı sensör değerleri, 12 saat 31 dakika sürekli 50 PPM'nin üzerinde olmuş, bunun nedeni nedir'" diye sordu. Harun Güneş ise bu soruya, “Bu o sırada başka bir panoda çalışıyordum. Arkadaşım bana bir sorun olduğunu söyledi. Ama neden öyle olduğunu bilmiyorum" dedi. 

AVUKATLAR MAĞDUR AİLELERİNİ YANINA GİTTİ

Bu sırada söz alan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, “Bize söyleyeceğiniz yeni bir şey var m? Niye öldü 301 kiş? Ben neden bundan sonra soru sormayacağımı, mahkemeye ve huzurdaki sanığa söylemek istiyorum. Çünkü bu aşamaya kadar aydınlanması gereken meselelerle ilgili soru sordum. Soru sormayı bıraktım. Bu açıklamayı yapıp bırakmak lazımdı. Kendisine sorduğum sorunun cevabı bundan sonraki sanıklarda yok. Burası çok iyi bir işletme, çok kurumsal bir yer. Size çok para veriyorlar. Sensörler çalışıyor, herşey çok yolunda hala o işletmede çalışıyorsunuz anladım. Patron tutukluların bile maaşını yatırıyor. Sigortasını ödüyor. Böyle işletmede çalışılmaz m? Her şey çok iyiydi, madende ses yok, koku yok, sıcaklık yok, monoksit yoktu, patlamalarda işçiler dışarıya çıkartılıyor. Kimse kimseye sesini yükseltmiyordu da, bu 301 kişi niye öldü' Bu sorunun cevabı yok. Benim anladığım kadarıyla. Bu saatten sonra bu soruya cevap veren yok. 'Ben bilmem amirim bilir deyip' oturacaksınız. Eğer gerçekten yeni bir şey söylemek isteyen olursa biz burdayız. Ama ben kalkıp da Avukat Yusuf Koçyiğit'e yeniden sorgu hakkı verilmesine alet olmak istemiyorum. Sorgusunda müvekkiline söyletemediğini, burada söyletemezsiniz zaten. 'Müvekkilimize söyletmeyi unutmuşuz yada işçi gelmesin Çarşamba günü aman bu işi sallayalım' diyorsanız. Yusuf bey bunu her seferinde 45 dakika konuşarak 'Çarşambayı atlatalım çünkü işçiye dayanamayız. Müvekkilimiz işçiye bakıp cevap veremez' diyorsanız mevzu. Ben buna alet olmayacağım. Konuşmak isteyen varsa dinleriz, işçi korkusu doğru değil. Ecelden de kaçış yok. O işçiler gelecek buraya. Bu Çarşamba değilse öbür Çarşamba, çarşambalar bitmez. Onlar dinlenecek" dedi. ÇHD üyesi avukatlar daha sonra, cübbelerini çıkartıp mağdur ailelerini arasına gidip dinleyici bölümünde oturdu. Salondan madenci ailelerini tepkisinin yükselmesi üzerine, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, duruşmayı yarına erteledi. (DHA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası