İZMİR- 2014 yerel seçim startını veren CHP Seferihisar İlçe Teşkilatı, ilk toplantısını gerçekleştirdiği Belediye Kültür Merkezi’nde büyük bir coşku yaşadı. CHP İzmir Milletvekilleri Mehmet Ali Susam, Mustafa Moroğlu, Erdal Aksünger ve Hülya Güven’in de katıldığı törende, CHP Seferihisar İlçe Başkanı İsmail Yetişkin, Seferihisar’ı dünyaya tanıtan başkan, Türkiye’nin en başarılı Belediye Başkanı Tunç Soyer yeniden adayımız demesiyle, salonda adeta yer yerinden oynadı.
GÖREVE GELDİĞİMİZDE HER YER HACİZLİYDİ. MAKAM ARACINI SAKLIYORDUK!
Ardından mikrofonu alan Tunç Soyer yerel seçim öncesi ilk adaylık konuşmasını gerçekleştirdi. Yaptıkları hizmetleri 4 başlıkta toplayan Soyer şunları söyledi: “Göreve geldiğimizde makam aracını saklıyorduk, her yer hacizli ve icra tehdidi altındaydı. 5 yıl önce 10 milyon lira olan Belediye bütçesi 2014 yılı için 60 milyon liraya dayandı. Seferihisar Belediyesi ile birlikte, Seferihisar’ında toplam değeri de büyüdü. Tanıtım alanında çok çalıştık. Kimsenin adını, yerini bilmediği Seferihisar, Türkiye’nin, Dünya’nın gündemine oturdu. Ve bir arada yaşama kültürünü geliştirdik” dedi.
DİKTATÖRLÜK BİR KİŞİNİN MİLYONLAR ÜZERİNDE HAKİMİYET KURMASI DEĞİL, MİLYONLARIN TEK KİŞİNİN HAKİMİYETİNE BOYUN EĞMESİDİR
Ülke gündemiyle ilgili de konuşan ve AKP Hükümetini eleştiren Başkan Soyer şu ifadeleri kullandı:
Hepiniz biliyorsunuz ki bugün, memlekette yargıdan emniyete, eğitimden sağlığa, medyaya, pespayelik, almış başını gidiyor. Rüşvet, yolsuzluk, talan artık fotoğraflarla, belgelerle ortaya konacak kadar aleni yaşanıyor. Ve insanlara yolsuzlukları unutturmak için yalanlar üretiliyor. Ne yazık ki, bu yalanlara inanan milyonlar var. Bakın diktatörlük ile ilgili bir tarif var onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Diktatörlük bir kişinin milyonlar üzerinde hakimiyet kurması değil, milyonların tek kişinin hakimiyetine boyun eğmesidir” diyor.
Adeta bugünü görerek yazılmış. Aynı Nazım’ın yazdığı gibi Kabahat senin demeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim”. O nedenle hepimize çok iş düşüyor. Yaşanan bu körlüğü, bu teslimiyeti, bu bağnazlığı kırmak zorundayız. “Derya içinde olup deryayı bilmeyen balık” gibi yaşamaktan kurtulmamız lazım. Bu toprakların, denizlerin sunduğu olanakları, nimetleri büyütüp, hakça paylaşmanın yollarını elbirliğiyle bulmalıyız.
Burada bulunan tüm CHP’lileri, özellikle yeni CHP’lileri kutlamak istiyorum. Bu hükümet baskısına, diktatörlüğe karşı durup, saflarımıza katıldıkları için. En az namussuzlar kadar cesaret gösterip, tehditlere aldırmadan, ellerini taşın altına soktukları için. Elbirliğiyle bu mücadeleden alnımızın akıyla çıkacağımıza bütün kalbimle inanıyorum. Bugün yaşanan bu körlükle, baskıyla mücadele etmek, yalnız, gelecek Seferihisar’ını daha aydınlık bir geleceğe taşımak, çocuklarımız için bir görev değil aynı zamanda bir borçtur. Reyhanlı’da ölen masumlara borçtur. Van’da üşüyenlere borçtur. Zindanlarda çürüyen, yurtsever gazetecilere, yazarlara, subaylara, gençlere borçtur. Kağıt toplarken ölen 6 yaşındaki Yücel’e borçtur. 12 yaşında evlendirilen, 13 ünde anne olan 14’ünde öldürülen Kader’e borçtur. Gezi’de ölen gençlere ve ailelerine borçtur. Darağacında asılan Denizlere borçtur. Ruhi Su’ya, Yılmaz Güney’e borçtur. Nazım Hikmet’e borçtur. Bu topraklarda daha özgür yaşanması ve bu toprakların sunduğu nimetleri hakça bölüşülmesi için, Emperyalizme karşı hayatlarını feda eden tüm aydınlara borçtur. En çok da Çanakkale de, Kurtuluş Savaşında hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimize ve en çok Mustafa Kemal Atatürk’e borçtur.