BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremin ardından afetten etkilenen yurttaşlar için yardım kampanyaları başlatıldı.
Fuar İzmir’de gerçekleştirilen basın toplantısında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ‘Umut Hareketi’ kapsamında sürdürülen çalışmaları aktararak, deprem bölgesindeki izlenimlerini paylaştı.
FACİA NE KADAR BÜYÜKSE KOORDİNASYONSUZLUKTA O KADAR BÜYÜKTÜ
Sözlerine deprem bölgesinde büyük bir facia ile karşılaştıklarını belirterek başlayan Tunç Soyer, ‘’Önce Adana’ya gittik. Sonra İskenderun, arkasından Antakya, Defne, Samandağı ve Arsuz’da kaldık. Maraş, Adıyaman ve Urfa’ya kadar gittik. Bu sabah İzmir’e döndük. Adana’dan itibaren bin kilometrelik güzergah boyunca büyük bir facia ile karşılaştık. Facia felaket ne kadar büyükse koordinasyonsuzlukta o kadar büyüktü. Yüzlerce kilometrelik güzergah boyunca moloz kentlerden geçtik. Büyük bir çaresizlik vardı, su elektrik ekmek doğalgaz yoktu. 3 gün boyunca sadece çorba içmiş insanlarla karşılaştık. İnsanlar hipotermiden ölmemek için yaşam mücadelesi veriyorlar. Kısacası çok ağır bir tablo var’’ dedi.
DEVLET YOKTU
Deprem bölgesinde devlet yoktu diyerek sitem eden Başkan Soyer, ‘’Deprem bölgesinde Bizim televizyonlarda gördüğümüz mucize kurutuluş haberleri doğru ama bu gerçeğin binde biri. Normalde polis üniforması ile zabıta, asker üniforması ile görürsünüz. Biz geçtiğimiz şehirlerde bir asker, polis görmedik. Devlet yoktu. Enkaz altından çıkanlar ilk 8 saat içinde kendi imkanlarıyla kurtulmayı başaranlardı. 40’ıncı saatlerinden itibaren biz kurtarma haberi duyduk çünkü ondan sonra arama kurtarma ekipleri müdahil oldu. Aynı şekilde hastaneler yıkıldı. Bir yerde 200 tane ambulans var, talimat bekliyorlar. Ya da dizilmiş 50 tane asker görüyorsunuz ne bekliyorsunuz diyorsunuz talimat bekliyoruz diyorlar. O talimatlar ya gelmiyor, bir şey oluyor. İnsanlar yalnız kalmış durumdalar. Gerçeklen suyun elektriğine ekmeğin olmadığı olağanüstü zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Televizyonlarda görmediklerimiz maalesef bu gerçekler’’ ifadelerine yer verdi.
HATAY’DA SU YOK!
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından deprem bölgesine gönderilen yardımları aktaran Soyer, ‘’İlk dakikadan itibaren en önce arama kurtarma ekiplerimizi gönderdik. 24 araç, 127 personel, fen işlerinden 44 araç. İZSU 154 personel 50 iş makinesi. Lojistik destek için araç personel. Sosyal hizmetler 37 personel. Günde 10 bin kişilik yemek yapan mobil mutfak. Sağlık hizmetleri için 6 hizmet aracı uzaman hekimler 4 ambulans hemşireler ile toplam 35 personel. İlk andan itibaren bir yardım uçağı. Arkasından 3 gemi. Bunun gibi birçok yardım götürmeye çalıştık. Umut Hareketi adıyla başlattığımız hareket 37 milyonun üzerine çıktı. Toplamda 1 milyon 600 parça eşya gönderildi. Şu an İZSU ekiplerimiz Hatay’da çalışıyorlar. Hatay’da içme suyu yok. İçme suyu pis su ile karıştığım için su verilemiyor. Bizim ekiplerimiz su kanallarının ayrıştırılması ile ilgili çalışma yürütüyorlar. Bir de ilave ekipleri su ayrıma cihazı montajı yapacaklar’’ dedi.
BÜYÜKŞEHİR PARALELİ KURUYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından depremden etkilenen 4 şehirde koordinasyon merkezi kurulacağını aktaran Soyer, ‘’ Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar bir yana 4 şehirde bir koordinasyon merkezi kuruyoruz. Hatay, Adıyaman, Osmaniye ve Maraş. 4 şehirde bu merkezle birlikte birçok fonksiyon icra edilecek. Bir birin çocuklarla, bir diğeri kadınlarla ilgili. Kadınlar için tuvalet yok. Bir bölüm bir kira bir yuva için ve yerinde tespit yapacaklar. Bir bölüm sağlık ekipleri olarak sağlık hizmeti verecekler bir bölüm ise buradan gelen malzemelerin doğru hedeflere ulaşması için dağıtım yapacaklar. Bir büyükşehir belediyesi paraleli kuruyoruz. Deprem bölgesi çok büyü bir coğrafya Yunanistan kadar büyük bir coğrafya. İzBB olarak hepsini kurtarmaya imkan yok ama 81 vilayet içinde en doğru hizmeti taşıyacak kent İzmir’dir. Çünkü İzmir büyük bir tecrübe yaşadı o depremden büyük dersler çıkardı ve o sınavı atlattı. İzmir’in bütün dinamiklerin seferber ederek altına imza attık. İzmir 81 vilayet içinde bu hikayeyi en iyi başaracak ve en fazla hizmeti götürecek şehirdir. O nedenle bunu yapan tek şehir İzmir. Yarından itibaren yaklaşık bin çalışanımızı bölgeye peyderpey bölgeye göndereceğiz. Birçok departmandan arkadaşlarımız orada görev yapmak üzere gidecekler. Yapacağımız şey buradan İzmirlinin büyük bir vicdan ile göndermek istediği malzemeleri doğru yete götüreceğiz ve insanlara ne doğru şekilde ulaşmasını sağlayacağız’’ dedi.
EN BÜYÜK İHTİYAÇ ‘KEFEN’
Kurtarma çalışmaları sırasında ekipler zamanla yarışıyor. Orada kurtarılmayı bekleyen insanlar için değil yaşam mücadelesi veren insanlar için de saniyeler içerisinde yarışmaya devam edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa yapacağız. İzmir’e güveniyoruz. İzBB’nin kurumsal kapasitesine güveniyoruz. Çok büyük acılar gördük ve insan burada bir bardak su içerken utanıyor. Orada yaşanan acıyı tarif etmem mümkün değil. Benim Türkçem yetmez. En büyük ihtiyaçlardan biri kefen torbası. On binler enkaz altında. Tamamen yerle bir olmuş köyler var. Çok büyük acılar yaşanıyor. Biz vicdanı olan ve gerçekten elini taşına altına sokmak isteyen İzmirlileri biliyoruz yine onlara güveniyoruz. El birliği ile en iyi hizmeti götürmeye devam edeceğiz. En çok ihtiyaç olan şeyler çadır. Kilometrelerce yok gittik ve çadır hiç görmedik. Battaniye, jeneratöre çok ihtiyaç var çünkü elektrik yok. Tuvalete, mazota ihtiyaç var. Arabası olanlar orada geceyi geçirmeye çalışıyorlar ama sabaha mazot bitiyor. Açık olan bütün istasyonlarda kuyruk var. Mazot yok, su yok, elektrik yok ekmek, sağlık yok umut yok. Öfke var. Umudumuz çok büyük orada görev yapan askerlerimiz, AFAD ekipleri, sağlıkçılar, kaymakam ve valilerimiz elinden geleni yapamaya çalışıyor. Hepsine şükran borçluyuz. Biz İzmir’den üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. En iyisini yapacağız’’ dedi.
CENAZE TAŞIYACAK İNSANA İHTİYAÇ VAR
Büyükşehir tarafından çatı bir yapılanma kurulduğuna dikkat çeken Soyer, ‘’Gönüllülere seslenmek isterim. Biz çatı yapılanma kuruyoruz. Hatay, Adıyaman, Osmaniye ve Maraş’ta tüm birimlerimiz çalışacaklar. Onlar ihtiyaçları tespit edecekler. Onlardan ihtiyaç analizlerini oradaki kaymakam ile STK’ler ile görüşerek yapacaklar. Biz bu hikayeyi böyle kurguluyoruz üst kriz masası var altında koordinatörleri var altında İzBB’nin kurumsal kapasitesi var. Kim neymiş neyden talep edecek bunu biliyor. Şu anda cenaze taşıyacak insanlara ihtiyaç var. Koordinasyondan kaynaklı sıkıntılar var. Biz bir battaniye gidecekse doğru insana gitmesini sağlayacağız. Bizi sınırlayan şeyler, konuşmaktan haz etmiyorum biz işimizi yapmaya devam edeceğiz. Durdurup durdurmamaları onların meselesi, biz iyi bir iş yapıyoruz sonuna kadar götüreceğiz. Biz omurga tesis etmeye çalışıyoruz. Bunun içine tabi ki iş insanlarının gönüllüleri de dahil olacak. STKLAR var, sağlıkçılar varama bütün mesele binlerce insan faydalı olmak istiyor ama bunu koordine etmezseniz o emekler boşa gidiyor. Kaynaklar zayi oluyor. Bizim yapacağımız şey iyi bir koordinasyon. Biz İzmir olarak Türkiye’yi kurtaramayız. 81 vilayet içinde en iyi hizmeti götürmek bizim iddiamız. Bizim hedefimiz kimsenin önüne geçmek değil, Türkiye’de en başarılı ve depreme en iyi müdahale eden şehir olmak istiyoruz. Biz bunu yapmazsak vazifemizi yapmış olmayız madem biz İzmir depreminden dersi çıkardık bizim borcumuz dersin sonucunu insanlara götürmektir’’ dedi.
İZMİR’İN GELECEK PLANLAMASINI YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ
İzmir’in depreme hazırlığı ile ilgili yapılan çalışmaları aktaran Soyer, ‘’Büyükşehir belediyemizde bir toplantı yaptık. 2 aşamalıydı. İlki İzmir’in depreme hazırlanmasıydı. İzmir’in dirençli kent olması için mikro ölçek çalışması ile ilgili talimatlar verdik. İnşaat Mühendisleri Odası ile ilgili çalışma büyütüyoruz. Acil yardım butonu uygulaması başlatmıştık. Onlarda bir yandan yürüyorlar. Bizim asli görevimiz İzmir’in depreme dirençli bir kent olması meselesi. Deprem ertesinde viyadüklerin ve köprülerin analizleri yapıldı ve raporlar çıktı. İzmir’in korkacağı bir şey yok ama eski yapı stokumuz maalesef bizim açımızdan kuşkulu. Bayraklı’dan başlattığımız çalışmaları İzmir’e yaymak istiyoruz. Her binaya güvenlik karnesi vermeye başlıyoruz. Biz bütün veriler ışığında bir gelecek planlaması yapmaya çalışıyoruz. İmar planlarımızı bu veriler ışığında yeniden revize ediyoruz. İzmir’in böyle bir durum ile karşılaması halinde tahribatın en az düzeyde olması için çabalıyoruz’’ dedi.
KİMSE ENGELLEYEMEZ!
Deprem bölgesinde provakasyon iddialarına yanıt veren Soyer, ‘’Siyaset sadece partilerin söylemleri ile sınırlı değil. Biz yerel yönetim olarak, bugün el birliği yapma zamanıdır diyoruz. Üzerimize düşen neyse onu sonuna kadar yapacağız. Siyaset hayatı iyileştirme sanatıysa o siyasetin alasını yapıyoruz. Biz ilk gün devleti görmedik, asker polis görmedik. Ben İzmir’den sorumluyum, ben İzmir’in vicdanını oraya götürmek zorundayım. Bana yüzlerce talep geliyor. Herkes bir şekilde orada bir yaraya derman olma telaşında. Bunu kimse engelleyemez. Ben İzmir’in Büyükşehir Belediye başkanıysam o yardımı en doğru şekilde götürmeye devam edeceğim’’ ifadelerini kullandı.
HİLTON BİZE AİT DEĞİL
Hilton Otel’in depremzedelere açılıp, açılmayacağı hakkında gelen soruyu yanıtlatan Soyer, ‘’Hilton bize ait değil sadece hissemiz var. Müzakereye devam ediyor ama henüz sonuçlanmadı. İzmir depreminde yaraya derman olmuştu. Şimdi de çabalıyoruz. Biz bine yakın arkadaşımızı götürdüğümüz otobüslerle depremzedeleri buraya getireceğiz. Çaresizlik var. Kenti bırakmak istiyor ama araç bulamıyor. Bir kısmının enkazın altındaki eşyalarını bırakmak istiyor ama biz dönmek isteyenleri buraya taşımak için ne gerekiyorsa yapacağız ve başlarını sokacağı yer bulacağız’’ dedi.
HAYAL DEĞİLDİ, DEVLETİ GÖRMEDİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefete yaptığı eleştirilere yanıt veren Başkan Soyer, ‘’Biz hayal görmedik. Devlet yoktu. Görmedik kimseyi görmedik. İlk gün bütün bu güzergahta devleti görmedik. Deprem niçin bütün okullarımızın eğitim müfredatında yok? Deprem bölgesiyiz. Biz çocuklarına neden fayların nereden geçtiğini ve depreme karşı neler yapılmalı öğretmiyoruz. Neden bunları biz ders olarak öğretmiyoruz? Niçin okullarımıza deprem dersi koymuyorsunuz. Müteahhit, kimdir? Berbere gidiyorsunuz onların sertifikası var. Müteahhitlerin eğitimi var mı? Diploması var mı, herhangi bir mevzuat var mı? Siz tuğla üretiyordunuz ama yarın müteahhitliğe soyunuyorsunuz’’ dedi.
AĞLAMAKTAN GÖZLERİMİZDE YAŞ KALMADI
Soyer sözlerine, ‘’Bizim orada ağlamaktan gözlerimizde yaş kalmadı. Çok acı şeyler gördük. 2 yaşındaki çocuğuna kar suyundan mama yapan, hastalanan çocuğuna hastane bulamayan anneler gördük. Dayanmak çok zor. Cesetler 2,2li çıkıyor. Evladına sarılmış anneler, babalar..’’ ifadeleriyle son verdi.