Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün meydana gelen depremlerin sığ odaklı olduğu için 150 kilometre yarı çaplı bir alan içerisindeki yerleşim birimlerinde hissedildiğini ifade etti.
Bu alanda özellikle İzmir, Tekirdağ, İstanbul ve Bursa tarafındaki alüvyon zemin üzerindeki binaların depremi biraz daha fazla hissettiğini anlatan Sözbilir, son dönemde Arnavutluk ve Girit Adası'ndan Fethiye'ye doğru devam eden fay zonundaki hareketliliğinin getirdiği depremlere tanıklık ettiklerine işaret etti.
Sözbilir, "Bu zon boyunca Afrika levhası, Anadolu levhasının altına dalıyor ve onu sıkıştırıyor. Bu sıkıştırmaya karşılık da Anadolu levhası sürekli kırılarak bu sıkışmaya cevap veriyor. Oluşan depremin ana nedeni aslında bu." ifadelerini kullandı.
Bölgedeki faylar hakkında bilgiler veren Sözbilir, şöyle devam etti:
"Bölgede Balıkesir fayı olarak geçen bir fay var ve kırılma zamanı geçti. Bu fayın her an deprem oluşturma potansiyeli bulunmaktadır. Bu fay faaliyete geçerse 7.2 büyüklüğünde bir depreme neden olabilir. Ancak dünkü depremle bu fayın ilgisi yok. Dünkü depremlerde etkili olan fay, Türkiye'deki diri fay haritasında yer almıyor. Bu depremin bulunduğu fayda 6'dan büyük deprem olmaz. O yüzden yıkıcı özelliği bulunmamaktadır."
Balıkesir'deki depremlerin İstanbul depremini tetiklemesinin olası görülmediğini aktaran Sözbilir, bunun kendi içerisinde bir deprem olduğunu ancak buna rağmen tüm fayların birbiriyle bağlantısı bulunmasının getirdiği tehditlerin söz konusu olabileceğini sözlerine ekledi.
Dün saat 23.14'te merkez üssü Balıkesir'in Altıeylül ilçesi olan 4,6 büyüklüğünde sarsıntı kaydedilmişti. (AA)