Büyükşehir Belediyesi'nin sağlıklı, güvenilir ve ucuz su satılan istasyonlarını 31 Mart'ta kapatmak zorunda bırakıldığını belirten Murathan, "İzmirliler istasyonlardan aldığı aynı su için en az 4 kat fazla para ödeyecek. İzmirliler 31 Mart'ta İzmir'in suyuna sahip çıkmalı" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Bornova ve Karşıyaka'da 1993 yılından beri hizmet veren su satış isyonlarını yasal zorunluluk olarak 31 Mart Cuma günü kapatacak olmasına Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Alim Murathan tepki gösterdi. Basın toplantısı düzenleyen Murathan, istasyonların İzmir halkına güvenilir ve kaliteli suyu ucuz verdiği için kapatılmak istendiğini söyledi. Büyükşehir Belediyesi'nin istasyonlarda her pazartesi günü suların ve istasyonların genel kontrolü ve periyodik bakımını yaptığını, salı günleri ise suların analizleri gerçekleştirilerek sonuçları rapor halinde istasyonlara astığını belirten Murmathan "Sular, son teknoloji ürünü olan cihazlardan çift filtre ile arındırılarak en sağlıklı biçimde vatandaşların kullanımına sunuluyor. Temiz, sağlıklı, güvenilir ve ucuz su istasyonları neden kapanıyor" diye konuştu.
Murathan, memba suyu satış istasyonları için İzmir Valiliği tarafından Büyükşehir Belediyesi'ne gönderilen 2011 tarihli yazıda, Belediye tarafından kaynak suyunun pazarlaması yapılmak istenmesi durumunda, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 'İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik'in 16. Maddesinin (a) bendinde yer alan 'Bu yönetmelikte belirtilen tanım ve niteliklere uygun olsa dahi, bu yönetmelik hükümlerine göre izin alınmamış kaynak ve içme sularının pazara arzı satışı ve tüketime sunulması yasaktır' hükmü uyarınca, mevcut kaynaklardan temin edilen suyun, Valilik'ten üretim izni almış bir tesiste, el değmeden ambalajlanarak satışa sunulması gerektiği, aksi taktirde bu kaynakların şebekeye dahil edilerek, söz konusu su satış istasyonlarında açıkta su satışının sona erdirilmesi gerektiğinin belirtildiğine ve 31 Mart 2017 tarihinde kapatılmasının istendiğine dikkat çekti.
"NEDEN SUYUN AMBALAJLANMASI İSTENİYOR'"
İzmir Valiliği'nin Sağlık Bakanlığı'nın insani tüketim amaçlı sular kakındaki yönetmenliğin 16 (a) maddesini gerekçe göstermesinin düşündürücü olduğunu, temiz, sağlıklı, güvenilir içme- kaynak suyu temin edilse, bütün hijyen koşulları sağlanmış olsa dahi 'Üretim izni alınmış bir tesiste el değmeden ambalajlanarak satışa sunulması'nın belirtilmesi ile ne amaçlandığını soran Murathan, "Su istasyonlarındaki su kaliteli, hijyen koşulları sağlanıyor. Peki neden bu su istasyonları kapatılmak isteniyo? Belki inanamayaksınız ama İzmir halkına güvenilir ve kaliteli suyu ucuz verdiği için. Valilik, bu yönetmelik 2005 yılında çıkmasına karşın neden 2011 yılında başlayan süreçte, 2016 yılına kadar beklenmiş ve 31 Mart 2017 tarihine kadar süre tanınmıştır. Neden suyun ambalajlanması istenmektedir. Sağlık Bakanlığı ambalajlı su satan su şirketlerinin hamisi, avukatı, koruyucusu ve pazarlayıcısı mıdı? İzmir'in ve ülkemizin doğal kaynak suları ulusal ve uluslararası ambalajlı su şirketlerinin kar hırsına kurban ediliyor. Belediyeye halka açık su istasyonlarında güvenilir ve kaliteli su sağlansa dahi bu suyu çeşmelerden ucuz olarak olarak değil, ancak ambajlayarak, pahalı hale getirerek satabilirsiniz deniyor. Şişelenmiş suları ancak parası olanlar alabilir, bu bağlamda da ambalajlı su, herkesin yeterli ve kaliteli miktarda suya erişiminin önünde engeldir" dedi.
İzmir'de 15 yıl önce ambajlı su olmadığını, artık köylerde bile bu suların satıldığını belirten Murathan, Türkiye'de 250'den fazla yerli ve yabancı firmanın ambalajlı su sektöründe pazar payını arttırmak için rekabet halinde olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı'na bağlı Halk Sağlığı Müdürlükleri'nce yapılan denetimlerde 'Ambalajlı suların özelikle büfe ve bakkal gibi yerlerde güneş ışınlarına maruz kalacak şekilde teşhir edilerek satışa sunulduğu, bazı yerlerde ambalajlı suların tüpgaz ve otogaz gibi ürünlerle birlikte bulundurulduğu ve servis edildiği bazı yerlerde ısı, ışık, toz ve yağış gibi suyun fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özelliğinde değişime neden olabilecek ortamlarda bulundurularak satıldığı ve boş damacanaların da yine aynı şekilde uygun olmayan ortamlarda bulundurulduğunun tespit edildiğini söyledi.
MUSLUK SUYU İÇMEYE DAVET
Murathan, "İzmir halkı, İçme suyunu İZSU'dan sağlamalı, evlere su sağlanan çeşmeleri kullanmalıdır. İzmirde İZSU tarafından güvenlir ve kaiteli çeşme suyu üretilmektedir. İzmir halkını ucuz ve kaliteli kendi musluk -çeşme sularını tüketmeye davet ediyoruz. Ambalajlı su için ileri sürülen tüm olumlu argümanlara karşı, ambalajı suyun musluk suyundan çok daha pahalı olduğunu, şişe suyunun musluk suyundan daha kaliteli ve temiz olmadığını, plastik şişelerin doğada kirliliğe neden olduğunu artık herkes bilmelidir. Herkesin yeterli kalite ve miktarda suya erişimin önünde engel olan, suların şişelenip satılmasına dayalı bu özelleştirme politikasına, artık karşı durmak gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
6 TL DE PAHALI
İzmir halkını doğal kaynak sularına, kapatılmak istenen su satış istasyonlarına sahip çıkmaya davet eden Murathan " Bu satış istasyonlarında 10 litre suyu 75 kuruş, 20 litre suyu 1.5 TL ye alabiliyorken, ambalajması durumunda bunun en az dört katı, 6 TL'ye alacaklardır. Bu suyun pahalılaşması ve ticari bir meta haline getirilmesidir. Bunun sorumlusu ulusal ve uluslararası ambalajlı su şirketlerin ve Sağlık Bakanlığı'dır. Hükümet politakaları ile suyun özelleştirilmesidir. İzmir Valiliği'nin girişimleri sonucu su istasyonlarını kaptmak zorunda bırakılan Büyükşehir Belediyesi bu kaynak sularını değerlendirmek için Bornova'da kaynak suyu dolum tesisi kurmuştur. Başkan Aziz Kocaoğlu su şirketlerinin, Sağlık Bakanlığı'nın tuzağına düşmeyecektir" dedi.
Alim Murathan, basın mensuplarının belediyenin de damacanı suyu 6 TL'den satacağını açıkladığını belirtmesi üzerine, 6 TL ücretin, piyasadaki benzer damacana fiyatlarına göre ayarlanmış olabileceğini, ancak 20 litre suyu 1.5 TL'den alan dar gelirli Bornova ve Karşıyalılar için pahalı olacağını söyledi. Bu nedenle de kapacağı gün 31 Mart'ta İzmirlileri su istasyonlarında İzmirin suyuna sahip çıkmaya davet ettiğini belirtti.