Mahkemenin gerekçeli kararı ve duruşma tutanaklarına göre, özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde binbaşı rütbesiyle görev yapan Seymen, 15 Temmuz öncesi Ankara’da bulunan bir evde suikast girişimini planlayan ve Marmaris’e giden timleri helikopterden yöneten eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile buluştu.
Sönmezateş, gerekli bilgilendirmelerde bulunduğu Seymen’den kendisiyle birlikte 12 kişiden oluşan bir tim hazırlamasını istedi. Timi oluşturan Seymen, o tarihte SAT Komutanlığında yüzbaşı rütbesiyle görevli olan Özay Cödel ile görüşerek personel görevlendirmesini istedi. Bunun üzerine Cödel, SAT personeli Haldun Gülmez ve Ali Sarıbey’i ikna ederek, yapılacak operasyonun irtibat noktasının Seymen olduğunu bildirdi.
HELİKOPTER İSTEDİ
Seymen, daha sonra planlanan timin intikali için İstanbul 4. Kara Havacılık Alayında yarbay rütbesiyle görev yapan Davut Uçum ile görüşerek faaliyetle bilgi verip, helikopter ihtiyacı olabileceğini, bu hususta yardımına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Atatürk Havalimanı’na gelen Seymen’in başındaki Özel Kuvvetler ekibine burada iki SAT personeli daha dahil oldu. İzmir’deki Çiğli Üssü’ne uçan suikast timine burada MAK ekibi de katıldı.
ARKADAŞLARINA BRİFİNG VERDİ
Seymen, timi etrafında toplayarak Cumhurbaşkanının Marmaris ilçesinde bulunduğunu düşündükleri Okluk Koyu’na ait hava fotoğraflarını çıkararak fotoğraf üzerinden operasyonun ne şekilde icra edileceği hususunda bilgi verdi.
SİLAHINDAN ÇIKAN MERMİ POLİSİ ŞEHİT ETTİ
Helikopterle Marmaris’e ulaşan suikast timi, Cumhurbaşkanlığı korumalarının bulunduğu villaya doğru yöneldi. Bu sırada kendilerini fark eden koruma polislerinin “teslim olun, silahlarınızı bırakın, biz polisiz” diye kendilerini ikaz etmelerine rağmen Seymen’in yönettiği tim, “Siz silahlarınızı bırakın ve teslim olun” diye karşılık verdi.
Cumhurbaşkanlığı koruma personelinin silahlarını bırakmamaları ve teslim olmamaları üzerine çatışma yaşandı. Çatışmada, villanın dış korumasını sağlayan koruma polisi Mehmet Çetin şehit edildi. Çetin’e isabet eden kurşunlardan birinin, üzerinde Seymen’e ait epitel hücre rastlanan silahtan atıldığı tespit edildi.
Villadan çıkan koruma personeline Seymen ve Zekeriya Kuzu tarafından “Cumhurbaşkanı nereye gitti, hangi havaalanına inecek, ne zaman gitti” şeklinde sorular yönetti.
Cumhurbaşkanının otelde olmadığını anlayan Seymen ve beraberindekiler, polisin yoğun ateşi altındaki helikopterin kendilerini almak için inememesi üzerine ormanlık alana kaçtı. Arazide başlayan kaçış sırasında Seymen’in toplu halde hareket etmenin riskli olacağını söylemesi üzerine suikast timi gruplara ayrıldı. Seymen yanındakilerle birlikte 1 Ağustos 2016’da yakalanarak adalete teslim edildi.
“EMRİ SEMİH TERZİ’DEN ALDIM”
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasında Seymen, darbenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komutasında yapıldığını bildiğini ve kendilerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sağ olarak ele geçirmeleri emrinin verildiğini iddia etti.
Seymen, ifadesinde “kahraman bir komutandı” diye bahsettiği darbeci Semih Terzi’nin 14 Temmuz’da telefonla kendisini arayarak, 12 kişilik bir tim seçmesini ve Sönmezateş ile irtibat kurmasını istediğini söyledi.
Çiğli’de beklerken kendisine “görev iptal” şeklinde mesaj geldiğini belirten Seymen, bu mesajı Sönmezateş’e ilettiğini kaydetti. Çiğli’de 4 saat bekletildiklerini anlatan Seymen, “Gökhan Paşa burada tüm personele Cumhurbaşkanının sağ olarak ele geçirileceğini söyledi. Bu nedenle bir suikast iddiasını da kesinlikle kabul etmiyorum.” diye konuştu.
“Ben darbe yaptım, verilen emri yerine getirdim. Darbede yer aldım. Oturup çocuk gibi ağlayacak değilim.” diyen Seymen, hem şehitten hem de helikopterden çıkan merminin kendi silahına ait olmadığını ileri sürdü.
4 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Şükrü Seymen, yargılama sonunda 4 Ekim 2017’de “Anayasayı ihlal”, “Cumhurbaşkanına suikast” ve “yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme” suçunu işlediği gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, “cumhurbaşkanına hakaret”ten 3 yıl, “nitelikli kasten yaralama”dan 6 yıl, “nitelikli konut dokunulmazlığını i'hlal”den 18 ay, “nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”dan 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay 16. Caza Dairesince, Seymen’in de aralarında bulunduğu suikast timine verilen hapis cezaları 22 Mart 2019’da onandı. (AA)