Sözlerine ABD’de görülen davaya ilişkin net ifadeler kullanarak başlayan Sürekli “Baktığımızda 17-25 Aralık döneminin Türkiye’deki baş aktörlerinin, ABD’de tanık pozisyonunda yer aldığını görüyoruz. Bu apaçık yazılmış bir senaryonun tiyatrosunu oynamaktır” dedi
Hüseyin Korkmaz'la ilgili çarpıcı iddialarda bulunan Sürekli, “Sözde tanık olarak ismi geçen Hüseyin Korkmaz kimdi? FETÖ’cü savcı Celal Kara’ya bu konularda rapor hazırlayan kişidir, daha da ötesinde Mali Suçlar Komiser Yardımcısı, aynı zamanda da 17-25 Aralık Kumpası’nda fezlekeyi hazırlayan kişidir” dedi.
“FETÖ-ABD İŞBİRLİĞİNİN KANITI"
Sürekli, Reza Sarraf davasındaki ifadelere ve usulsüzlüklere de değinerek aslında bu davaların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı yapılan bir komplonun ürünü olduğunu davadan notlar aktararak şöyle anlattı:
“Kanunsuz yollarla elde edilmiş telefon konuşması kayıtlarına montaj yapılarak oluşturulan ses kayıtları mahkemede dinleniyor ve bu noktada Hakan Atilla’nın avukatları itiraz ediyorlar. Savcı Yardımcısı David Denton, kanıtları getiren polisler görevlerini yaptılar ve bu davalarda tanık olacaklar diyor. Bu tam bir suçüstü halidir. ABD-FETÖ işbirliğinin aleni bir kanıtıdır” dedi.
"DAVALAR TEMELDEN ÇÖKMÜŞTÜR"
Korkmaz’ın ABD’den aldığı 50 bin liralık rüşveti itiraf ettiği ifadesinin üzerinden hukuksal analizler yaparak konuşmasına devam eden Sürekli şunları söyledi:
"Reza Zarrab’ın davası devam ederken, dayısı ile -eğer ABD’de hapsedildiysen hapisten çıkmak için ya yalan söylemelisin, ya da işlemediğin suçları kabul etmelisin- şeklinde geçen konuşması zaten bu davanın temelden çöktüğünün en büyük kanıtıdır. Aslında diğer ifadede yazan ‘50 bin lira aldım’ ifadesi de yine Hüseyin Korkmaz’ın tanıklığını hukuksal açıdan düşürmüştür. Rüşvet karşılığında ifade veren şahıs konumundadır. Bu tanıklık yok hükmündedir. Savcılık ve şahıs arasında menfaat ilişkisi var, şahıs bunu itiraf ediyor her şey gün gibi ortada. Bu işin özeti; 17-25 Aralık kumpasında Türkiye’de başarılı olamadılar, 15 Temmuz’da hakeza başarısız oldular ve bu girişimlerini Amerika’da devam ettirmek istiyorlar."
"SİYASİ DEĞİL İDARİ KARAR"
Sürekli, Erguvan Barış Parkında yapılan kafeterya örneğini göstererek, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevden alınmasına ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sürekli, açığa alınma işlemenin aslında sebepsiz olmadığını savundu, “Erguvan Barış Parkı’na bir kafeterya yapılıyor. Bu kafeterya aylık 3 bin TL yani yıllık 36 bin TL’ye ihaleye veriliyor. Alan kişi burayı bilahare yıllık 1,5 milyon TL’ye devrediyor. Müfettişler çarpıcı bir şekilde bu konuyu belirtmişler. İçişleri Bakanlığı görevden alma işlemini yaparken, mülkiye müfettişlerinin raporlarına göre yapıyor."
CHP’den gelen tepkilere anlam veremediğini, şu anda kimsenin kimseyi suçlu ilan etmiş olmadığını söyleyen Sürekli, olayla ilgili şunları söyledi:
”Görevden alma idari bir işlemdir. Bu işleme karşı bu kadar tepki göstermeyi de anlamsız buluyorum. Beraat-ı Zimmet asıldır. Bir kişi suçluluğu ispatlanana kadar masumdur. Soruşturmalar ve yargılamalar devam ediyor."
Battal İlgezdi’nin hukukçularının Kemal Kılıçdaroğlu’na yanlış bilgiler verdiğini belirten Sürekli, dosyanın kapsamlı bir dosya olduğunu ve dosyada görevden alınmayı gerektirecek nedenlerin olduğunu söyledi.
"CHP ALGI OPERASYONU YAPIYOR"
CHP’nin bir bardak suda fırtına koparmaya çalıştığını belirten Sürekli, açığa alınmalar konusundan en çok kendi partilerinin etkilendiğini, sayısal anlamda en çok AK Partili Belediye Başkanlarının açığa alındığını ve kendilerinin hukuka saygılı bir vaziyette, yargıdan çıkacak sonucu beklediklerini şu şekilde ifade etti, “Toplam 106 tane Belediye Başkanı açığa alınmış vaziyette. Teröre finans sağladığı iddiası ile 93 tane HDP’li Belediye Başkanı açığa alındı. Terör sebebi hariç, 9 tane Ak Parti’li Belediye Başkanı, 3 Tane MHP’li Belediye Başkanı ve altını çizerek söylemek gerekir 1 tane CHP’li Belediye Başkanı açığa alınmış durumda Durum bu iken algı operasyonu yapmak doğru değil.” dedi.
Yargı sürecinin devam ettiğine dikkat çeken ve sonucu sabırlı bir biçimde beklemek gerektiğine vurgu yapan Sürekli, konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Bırakalım yargı süreci devam etsin, idari işlemler devam etsin ondan sonra olayları değerlendirelim. Hemen İngiltere’den gelip basın toplantısı yapıp, bunu iç siyaset malzemesine dönüştürerek, bir mağduriyet algısı oluşturmaya gerek yok”.