Referandum çalışmalarına üç ilçede yoğun programlarla devam eden AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli, sabah saatlerinde Bornova’da muhtarlar ve STK temsilcileriyle bir araya geldi. 16 Nisan’da Türkiye’nin geleceğinin oylanacağını anlatan Sürekli daha sonra Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrikaları gezerek işçilerle bir araya geldi. Çiğli programının ardından Karşıyaka’ya geçen Sürekli, Örnekköy, Zübeyde Hanım, Latife Hanım, Cumhuriyet ve İnönü Mahallelerinde vatandaşlarla buluşarak referandum hakkında detaylı bilgi aktardı. Sürekli, gün içerisinde Eğitim Bir-Sen’in Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında gerçekleştirdiği panele katıldı.
“TEMSİL ORANI YÜKSELECEK”
1995 yılında gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile ilgili gerekçeyi okuduğunu ifade eden Sürekli, “Bu kadarın gerekçesine baktığımızda, Türkiye’nin artan nüfusu, temsil oranının yükselmesi, milletvekili seçmen ilişkinin zayıflaması nedeniyle bu sayının arttırılması gerekli görülmüş” dedi.
Sürekli şöyle devam etti;
“Peki, 1995’te 58 milyon nüfusu olan Türkiye’nin milletvekili sayısı 450’den 550’ye bu gerekçe ile çıkıyor da bugün 22 yıl sonra 80 milyon nüfusa geldiğimizde milletvekili sayısının artışı bu gerekçe ile neden izah edilemiyo? Bugün Almanya’nın nüfusu 80 milyon yani bizimle aynı ama 690 milletvekili var. İngiltere’nin nüfusu 85 milyon ama 1495 milletvekili var. İtalya’nın nüfusu 55 milyon ama 945 milletvekili var. Bakıyorsunuz Avrupa ortalamasına 53 bin kişiye 1 milletvekili düşüyor, Türkiye ortalaması ise 143 bin kişiye 1 milletvekili düşüyor. Şimdi gidelim Cumhuriyet’in tek partili yönetimin olduğu dönemine. 20 milyon nüfus, 467 milletvekili var. Temsil oranını hesaplayalım. 20 bin kişiye 1 milletvekili düşüyor. Yani milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasının altında yatan gerekçe, temsil oranının daha yükselmesi ve milletvekili seçmen ilişkisinin güçlendirilmesinden ibarettir.”
“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇIKIŞ NOKTASI ÇOK ESKİ”
Eğitim Bir-Sen programında çift başlılıkta yaşanan sorunları örneklerle anlatarak yeni sistemle bu durumların yaşanmasının önüne geçileceğini ifade eden Sürekli, "Şu anda Türkiye'de iki tane seçilmiş var. Bunlardan biri yüzde 50 ve daha fazla oyla seçilen Cumhurbaşkanı, biri de yine meclis seçimleriyle oluşan seçilmiş bir Başbakan. Böylece yeni bir durumla karşı karşıya kaldık” diye konuştu.
Bugünkü anayasa değişikliğinin çıkış noktasının çok eski olduğunun altını çizen Sürekli konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Başbakan ve Cumhurbaşkanı anlaşmazlığı 1950'den beri devam ediyor, yeni bir şey değil. En güçlü şekilde iktidara merhum Adnan Menderes geldiği zaman bile merhum Celal Bayar ile anlaşamamış. Özal dönemine baktığımızda aynı şeyin o zamanlarda da olduğunu göreceksiniz. 70'li yıllarda 'Cumhurbaşkanı şunu seçerseniz seçersiniz, yoksa meclisi kuşatırız' denildiğini biliyoruz. 80'li yıllarda merhum Özal'ın yine Başbakanla ters düştüğünü biliyoruz. Demirel'in 'kızım' deyip getirdiği Tansu Çiller’le nasıl sorunlar yaşadığını gördük. Rahmetli Erbakan'ın nasıl bir dayatma ile karşı karşıya kaldığını hep birlikte hatırlıyoruz. Merhum Ecevit bile arayarak seçtiği, bulduğu 'Türkiye için bulunmaz bir aday' diye takdim ettiği Ahmet Necdet Sezer ile hangi duruma düştüğünü ve o durumların ülkemize neye mal olduğunu hep birlikte gördük"