Cihannüma Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (CETAM) adına bir açıklama yapan Merkez Müdürü Prof. Dr. Hayrettin Usul, Amerika’nın Irak’ı işgali üzerinden 10 küsur yıl geçtiğini, bölgede değiştirdikleri statükoyu tartışıp karara bağlamadan Irak’ı terk etmeleri üzerinden ise 3 yıl geçtiğini hatırlatarak; “Bu tarihten sonra bölge hep bir güvensizlikle anılır oldu” diye konuştu.
“ IŞİD’in ilerlemesine karşı İran Irak’a askeri destek önerdi”
Prof.Dr. Usul, “Amerika’nın siyasi nüfuzu ortadan kalkınca Şii Başbakan Nuri el-Maliki, Sünni Iraklıları hem yönetim hem de ekonomiden dışladı. Maliki yönetiminin Şii yapısı ülke üzerinde İran ilgisinin de sürmesine yol açtı. IŞİD olarak ortaya çıkan yapının Şiilerce kutsal mekanlar için tehdit oluşturmaya başlamasıyla İran, Irak’a askeri destek önerdi” dedi.
“Körfez Krallıkları da, Irak’taki Şiiler’in güçlenmesinden rahatsızdı”
Suudi Arabistan’ın başı çektiği Körfez Krallıkları, Irak’taki hükümetin Şiilerin kontrolünde olmasından büyük rahatsızlık duyduğunu kaydeden Prof.Dr.Usul,
petrole dayalı ekonomisi ile kendi yönetimlerini huzura kavuşturacağını düşünen Irak’ın ise bu süreçte petrolün dağıtımı konusunda herkesi mutlu eden bir formüle ulaşamadığını belirtti. Prof.Dr.Usul, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin sürece olan bakış açısının Bağdat yönetimiyle aynı olmadığına dikkat çekti.
Prof.Dr. Usul, “Özellikle petrole bu kadar yakınken, bütçeden sadece %17 pay aldığını düşünen Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kendilerine haksızlık yapılmakta olduğu iması ve itirazı da yeni bir durum değil” diye konuştu.
“Türkiye’nin ekonomik olarak güçlenmesi birilerini rahatsız etti”
Irak ve Türkiye arasındaki yıllık ticaret hacminin 12 milyar dolarlar düzeyinde olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.Usul, o bölgede çalışan TC vatandaşı sayısının ise 100 bin kişi civarında olduğuna işaret etti.
Bu ekonomik bağlantıların yanı sıra Türkiye’nin özerk Kürt yönetimiyle tek yanlı petrol anlaşması imzalamasının, Bağdat - Ankara hattında ayrı bir gerilime sebep olduğunu söyleyen Prof.Dr.Usul, “Özerk Kürt yönetiminin, petrole güvenerek ve o bölgeyi de kontrol ederek zaman zaman bağımsızlık çağrışımı yapacak adımlar atması, Bağdat’ın şahinlerini kızdırmaya devam ediyor. Kürtlerin, Bağdat’ı dışlayarak Türkiye’yle tek yanlı petrol anlaşmaları imzalaması ve paranın Halk Bankası hesaplarında tutuluyor olması bu gidişatın önemli bir noktası oldu” şeklinde konuştu.
“Bölgedeki istikrar Türkiye’ye yarayacak”
IŞİD’in ise bu gelişmeler karşısında bir odak mı yoksa bir hızlandırıcı mı; ya da kötümser bir yaklaşımla kaos ve kargaşadan beslenen bir organizasyon mu olduğunun anlaşılması için biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof.Dr.Usul, bu yeni dengesiz denge durumunun dahi Türkiye’nin lehine olacağını anlattı.
“Hedef Bağdat”
IŞİD’in hedefinde Bağdat olduğunu söyleyen Prof.Dr.Usul, “IŞİD’in Irak’ın ikinci büyük kenti Musul ve Suriye sınırındaki stratejik öneme sahip bölgeleri ele geçirmesi ile ortaya çıkan 10 bin kişilik kontrolsüz yapı istikrarsızlık kaynağıdır. Bozulan dengelerin düzeltilmesi, siyasi olarak bölgedeki güç odaklarının yönetimde temsil edilmesi, ekonomik olarak refahın yaygınlaşması, istikrara yol açacaktır. Bu istikrarlı yapıdan da en çok Türkiye yararlanacaktır” dedi.