TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İZSU Genel Müdürlüğü Mayıs ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşimi, Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi.
İZSU’nun 2021 Faaliyet Raporu ve Mali Kesin Hesabı’nın görüşüldüğü oturumda her ay ÜFE oranında zamlanan İzmir’deki su ve atıksu satış tarifesine 1 Temmuz tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yüzde 15 zam yapılmasına karar verildi.
Meclisten Cumhur İttifakı’nın ‘ret’ oylarına karşılık Millet İttifakı’nın ‘kabul’ oylarıyla geçen karar ve İZSU’nun 2021 yılı performansı oturumda tansiyonun yükselmesine neden oldu.
AYDIN: YETKİ SINIRLARI 3 KAT GENİŞLEDİ
İZSU’nun mali hesabı üzerine CHP grubu adına konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, yıllara göre İZSU yetki alanlarına dikkat çekti ve “İZSU, kentin su gibi en yaşamsal ihtiyacını sağlayan ve bunun için gerekli altyapı hizmetini veren bir kurum. İzmir’in en önemli yatırımcı kuruluşlarından biri. İZSU atık su ve içme suyu konusunda büyük gayret gösteriyor. İçinde bulunduğumuz küresel salgın ve iklim krizi göz önünde bulundurulduğunda İZSU hizmetleri ve yatırımları daha da önem kazandı. İZSU’nun eli İzmir2in hemen her sokağına girdi. Yaklaşık 2 milyon abonenin musluğundan su akmasını sağlayan İZSU atık su arıtma konusunda da büyük bir çaba sarf ediyor. Geri baktığımızda… 2004 yılında İBB2nin hizmet sınırları metropol olarak tanımlanan 9 ilçe olarak tanımlanıyordu. İZSU, bu ilçelerde altyapı yatırımlarını sürdürüyordu ve verimli bir hizmet aşamasına girmişti. Ancak 2004 yılında yürürlüğe giren yasayla birlikte İBB’nin hizmet sınır 5 kat büyüdü. Kanalizasyon şebekeleri olmayan arıtması bulunmayan ve yolları yapılmamış onlarca hizmet alanı İZSU’nun hizmet alanına girdi. 2014 yılında İBB’nin sınırları bir kez daha genişletildi 9 ilçe daha İBB ve İZSU’nun hizmet alanına girdi. Ayrıca kapatılan İl Özel idareleri de kapatılarak görevleri İBB’ye verildi. Şunu sorgulamalıyız. İBB’nin sınırları neden genişletildi? Bu bir ihtiyaçtan değil, o dönemki siyasi anlayışla seçime yönelik yapılan hamlelerdi. İZSU 30 ilçeye hizmet vermekten şikâyetçi değil. Ama sorun şu: İZSU ve İBB’ye bu görev verilirken bu yetki için gerekli destek sağlanmadı. Ama İZSU bütün bu eksikliklere rağmen 2004 yılından itibaren kendisine bağlanan ilçelere odağını kaydırdı. Çünkü bu ilçelerin birçoğunda altyapı yetersizdi ve kayıp kaçak oranı çok fazlaydı. Eğer sınırlar genişlemeseydi biz bugün yağmur suları ve atık suların ayrıştırılması işlemlerini daha hızlı yapacaktık. İZSU, kendisine bağlana ilçelerde büyük yatırımlar yaptı” dedi.
“ŞAŞAALI AÇILIŞLARDA DUYURULACAK ŞEYLER DEĞİL BUNLAR”
2021 yılı değerlendirmesi de yapan Aydın, “2021 yılı değerlendirmesine gelirsek… İZSU içme suyu yatırımlarında büyük gayret gösterdi. Kentin yeterince su ihtiyacına sahip olmaması nedeniyle alternatif su kaynaklarına başvuruldu ve 2021 yılında 87 içme suyu kuyusu açıldı. Önümüzdeki süreçte ve yaşadığımız süreçte iklim krizi çok önemli. Bu krizin yarattığı bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Bunlar; kuraklık ve içme suyu temini. İZSU, TÜİK verilerine göre AB standartlarında atık su arıtma tesisi konusunda Türkiye’de lider durumundadır. İzmir gibi bir metropolün karşılaştığı en önemli sorunlardan biri de su kaynaklarının korunması. Bunun için İZSU ve İBB bütün birimleriyle çalışıyor. Özellikle Tahtalı Barajı havasında başlayan kentleşmeye karşı havzayı korumak ve kaçak yapılaşmayı engellemek en önemli hizmetlerinden biri. 2021 yılında sürdürülen artıma tesislerine ilişkin çalışmalar 2022 yılında da devam edecek ve arıtma tesis olmayan yer kalmaması hedefine de ulaşılacak. İZSU, bütün yatırımlarını yeraltında yapıyor. Yani şaşaalı açılışlarda duyurulacak şeyler değil bunlar. Bizler bu nedenle hayatımızda bunları fark edemiyor olabiliriz ama bu hizmetler yokluğunda fark edilecek hizmetler. Yeraltındaki bu çalışmaların yapılabilmesi için kazı çalışmaları yapılması gerekiyor. Evet gündelik hayatımızı olumsuz etkiliyor ama bu kazılar, içme suyu temini, altyapı çalışmalarının devam etmesi ve tesislerin kurulumu için önemli. Evlerde ve sokaklarda toplanan su ve evlerdeki atıklar aynı sistemden iletiliyor. Bu da tesislerin kapasite üstü bir yük oluşturuyor. Bunun çözümü için de İBB yağmur suyu ve atık suların arıtılması için İBB büyük çaba sarf ediyor. Yıl içinde 600 kilometrelik hatta temizlik çalışması yapıldı. İzmir 1995 yılında yaşadığı sel felaketinin ardından yeniden aynı sonuçları yaşamamak için büyük çaba sarf ettik .Geçen yılki selde bu konuda eksik kalındığı görüldü. Bu eksikliklerin giderilmesi içinde dere yataklarının ıslahı gibi önemli çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca İzmir, denize kıyısı olan bir şehir. İzmir Körfezi’nin temizliği ve daha temiz bir İzmir Körfezi için İZSU büyük çaba sarf ediyor. Unutulmamalıdır ki Körfez’in temiz tutulması ve temizlenmesi İBB’nin yetkisinde değil. Ama İBB, Körfezin temiz tutulması, atıkların oraya atılmaması için çalışmalarını yürütüyor. Suyun değeri ve önemi, iklim kriziyle daha belirginleşti. Bu nedenle kentlerde sürdürülebilir su politikalarının oluşturulması için Su Zirvesi düzenledi” diye konuştu
“EK BÜTÇE OLUŞTURULDU”
Ek bütçe ve zamma da değinen Aydın, “Önümüzde ayrıca bir ek bütçe söz konusu. İZSU’nun temel geliri su faturalarından elde ediliyor. Ortaya çıkan maliyet artışlarını gidermek açısından bir ek bütçe oluşturuldu. Bunun sonucunda 2022 yılı ve sonrasında su arzının devamının sağlanması gerekir. Ne kadar iş yaparsak yapalım bizim için yeterli değil” ifadelerini kullandı.
HIZAL KÖRFEZ’DEN SU ÖRNEĞİ GETİRDİ
AK Parti grubu adına konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Körfez’den aldığı bir kavanoz su örneğini gösterdi ve “Bu su, Tunç Soyer’in yüzme hayali beslediği Körfez’den alınmış bir su. Bu kapağı açtığımda İzmir’de yaşanan koku probleminin nereden geldiğini net bir şekilde görülür” ifadeleriyle sözlerine başladı.
Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in körfez hedeflerini ve mevcut durumunu içeren bir sunum yapıldı.
Sunum sonrasında konuşan Hızal, şunları söyledi;
“Sunum konuşmamın temelini oluşturuyor. İZSU, İzmir için kıymetli bir kuruluş. İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan ve atık sularını en iyi şekilde bertaraf etme zorunluluğu olan kuruluş. İZSU’nun faaliyet raporunda bazı eleştirilerimiz olacak. Yaptığınız zamların üzerine her ay otomatiğe bağladığınız zamlar ile kayıp kaçak konusunda yeterince mücadele etmediğiniz İzmir’in suyunu konuşacağız. İzmir Körfezi’nin kirliliğini konuşacağız. Her yıl başında büyük ihale rakamlarından bahsedip İzmirlilere umut verdiğini ama kaplumbağa hızıyla ilerleyen atık su e yağmursuyu ayrıştırmasını, öldürdüğünüz ve üstüne kireç bastığınız ama bir türlü taşmasını engelleyemediğiniz İzmir’in derelerini konuşacağız. Koku sorunuyla boğuşan İzmir’i konuşacağız. Her defasında ilim krizi ve kuraklıktan bahseden ancak bu konuda somut ne gibi adımlar attığını bizim göremediğimiz Tunç Soyer’in performansının konuşacağız.
“SADECE GİRDİ MALİYETLERİ ATTI DİYE ZAM YAPILMASI GEREKİYOR MU?”
İZSU denilince aklımıza su geliyor. 4,5 İzmirli’ye sağlanan su. İZSU, su fiyatları konusunda her zaman kolaycılığa yaslanmış bir kuruluş. Özelikle son dönemde uluslararası düzeyde enerjide yaşanan dalgalanmalar ülkemize de yansıdı. Ve İZSU bunun üzerinden en kolaycı yöntemle fiyat artışı yaparak bütün yükü İzmirliler’in üstüne yıktı. Peki İZSU’nun sadece girdi maliyetleri attı diye zam yapılması gerekiyor mu? İZSU’nun başarısız performansının hiç mi etkisi yok? İZSU 2021 yılında 306 milyon metreküp su üretmiş. Bu suyun yüzde 45’i yüzeysel sulardan elde edilmiş. Yüzde 55i yeraltı sularından Aslında sadece bu tablo bile işin vahametini gösteriyor. İzmir’in en önemli su kaynaklarından biri olan ve şu an dinlenemeye alınan Sarıkız kuyuları Manisa’da. Gölmarmara2nın kurumasının sebebi de bu kuyulardır. Burada başka bir temel sorun da var. Siz suyunuzun yarısından fazlasının yeraltından karşılarsanız pompa istasyonu kurmak zorunda kalırsınız ve elektik masrafınız artar. Ama siz DSİ tarafından size verilen barajların isale hatlarını yaparsanız zararınız daha az olur. Ama bundan öte aha büyük bir sıkıntı var. Sizin ürettiğiniz 306 milyon metreküp suyun 86 milyon metreküpü yani 860 milyon lira dağa taşa akıyor. Bunun maliyeti İZSU’nun 1 yıllık yatırım bedeli kadar. Murat Aydın 18 yıllı tarihçeyi bırakıp 3 yıla bakarsa çok daha sağlıklı sonuçlar elde eder. Burada temel sorun sadece girdi fiyatlarının artması ya da fazlalığı değil. Temel sorun İZSU’nun yeteri miktarda yatırım yaparak su meselesinde gerekli altyapı çalışmalarını yapamaması ve beceriksizliği.
“İÇ KÖRFEZ, İZMİR’DEKİ SORUNLAR NEDENİYLE KİRLENDİ”
Körfez’e gelelim… Sayın Soyer’in Körfez’de yüzme arzusuyla yanıp tutuştuğunu biliyoruz. Aslında Körfez meselesi sadece Körfez değil, tüm İzmir’in altyapısıyla ilgili komplike bir sistem. Atık suyu ve yağmur suyu, dereler de var. Yani Körfez demek tüm altyapı sistemi demek. Sayın Soyer 2019 yılında 3 yılda Körfez’de yüzeceğini söyleyip temizliğin en önemli yolu kirletmemek demişti. 2 yıl içinde 174 km yağmur suyu hattı yapacaklarını da söylemişti. Ondan 1 yıl sonra da ‘Karataş ve Karşıyaka’da plaj yapacağız, mavi bayrağı göndere asacağız. Körfez’i temizleyeceğiz, Konak’tan Karşıyaka’ya yüzeceğim’ demişti. Az önce gösterdiğim Su, Sayın Soyer’in yüzmek istediği Körfez’in suyu. Bence yüzmesin. Geldiğimiz noktada Körfez’in durumu ortada. Zaman daraldıkça söylem değişikliğine gidildi. Baktılar ki sorunu çözemeyecekler hedefi başka noktalara yönlendirdiler. Bir sabah baktık ki Körfez kirliliğinin nedeni Gediz dediler. Biz de Körfez dediğiniz ekosistemin içinde iş ve dış ayrımı olduğunu, sorunun iç Körfez’de olduğunu söyledik. Ancak Gediz’in çıkış noktası dış körfezdir. İç körfez, İzmir’deki sorunlar nedeniyle kirlendi. Sayın Soyer, Gediz gezisi sonrasında 200’e yakın suç duyurusunda bulunduk demişti. Onlardan bir sonuç çıktı mı? Körfez’in kirlilik kaynağını arayan Sayın Başkan başka bir açıklama daha yaptı ve ‘Biz uzun zamandır yapılmayan Peynircioğlu ve Bornova derelerinde dip taraması yapmaya başladık’ dedi. Orada talihsiz bir açıklama da yaptı. ‘Aslında bu görev bizim değil, merkezi hükümetin görevi’ gibi bir açıklama yaptı. 2011 yılında yapılan bir protokolle Körfez ağzında yapılan tüm çalışmalarda İBB yetkilendirilmiş. O kirlilikten siz sorumlusunuz ve temizliğini de siz yapacaksınız. Çıkıp ‘Bizim sorumluluğumuz değildir, ben çevre bakanı mıyım’ gibi popülist açıklamalarla bu iş olmaz Bu da sizin tarafınızdan verilen yanlış bir bilgi.
“KAPLUMBAĞA DEĞİL SALYANGOZ PERFORMANSI”
Bu şehirde çok uzun süredir yağmur suyu ayrıştırması yapılmaması ya da eksik yapılmış ayrıca. Bu şehri de uzun zamandır CHP yönetiyor. Sayın Soyer hızlı bir şekilde bu hatları ayrıştıracaklarını söylemişti. 2021 yılı performansı ne? 24 kilometre. Son 10 yılın en kötü performansını sergilemiş İZSU. Bu hızınız kaplumbağa değil salyangoz performansı. O kadar yavaş. Bu performansla Sayın Başkan’ın Körfez’de yüzme hayali gerçekleşmedi. Bu performansla Sayın Başkan’ın torunları da yüzemeyecek Körfez’de.
“MANİSA’NIN, UŞAK’IN DERELERİNDE KÖRFEZ KİRLİLİĞİNİN NEDENİNİ ARAMAYIN”
Derelere gelelim… İZSU ve Sayın Başkan dereleri görmezden gelerek kirlilik kaynağını başka yerlerde aradı. Az önceki video dün çekildi. Sonunda bir görüntü vardı. Yakın zamanda o dereleri öldürdünüz ve kireç bastınız. Evet koku sorunu kısa süreli gidiyor ama yine o derelere kirli su akmaya başlamış. Temel sorun o derelere akacak kirli suların engellenmesi. Sayın Başkan size tavsiyem o kireç bastığınız dereleri arada gezin. Manisa’nın, Uşak’ın derelerinde Körfez kirliliğinin nedenini aramayın. Dere ıslah çalışması deniliyor. Islah edilen derede balık olur. Kireç dökmek ıslah etmek değildir.
“SOYER BUNU POPÜLERİST BİR ŞEKİLDE Mİ YAPIYOR YOKSA SAMİMİ Mİ?”
Atık su arıtma tesisleri… Siz göreve başladığınızda 66 arıtma tesisi varmış. 2021 yılı raporuna bakıyoruz hala 66. Demek ki 2019 ve 2020’de arıtma tesisi yapmamışsınız. Atık suda övündüğünüz bir mevzu var. TÜİK verilerinde atık suların yüzde 96’sınn arıtıldığı söyleniyor. Ama maalesef TÜİK atık suların çıkış noktalarını görmüyor. Su arıtılıyor ama o suyun daha sonra Körfez’i, çevreyi ve tarımı nasıl kirlettiğini ben gözlerimle gördüm. Koku problemi… En büyük problem. Bu sorunun giderileceği söylendi ama hala giderilemedi. İklim krizi ve kuraklıktan bahsediliyor ama hepsi sözel olarak. Hatta 11 büyükşehir belediye başkanını toplayarak protokol imzalıyorlar. Tamam. Ama Tunç Soyer, bütün bu sözlerinin dışında eylemsel olarak ne yapıyor? Son dönemin en popüler söylemi iklim krizi. Sayın Soyer bunu popülerist bir şekilde mi yapıyor yoksa samimi mi?
“ÇEVRECİ, YATIRIMCI KİMLİĞİNİZ SÖZDE KALMIŞ”
Zamlar için elektrik maliyetlerinin artması gerekçe gösteriliyor. 2021 yılında İZSU, yenilenebilir enerji konusunda neler yaptı? Samimiyetle hareket edin. Sadece birilerini etkilemek için ‘Biz burada RES yapılmasına izin vermeyeceğiz’ demeyin. Çünkü ilerde siz de bunu yapmak zorunda kalacaksınız. O zaman sizin çevre konusunda çok hassas olan milletvekiliniz Murat Bakan aleyhinizde imza toplayabilir. Siz elektrik üretimi için yeterli çalışmaları yapmadığınız için girdi maiyetleriniz artıyor. Bu da zamlara yansıyor. Bakıyoruz. Çevreci, yatırımcı kimliğiniz sözde kalmış.
ŞAHİN: VATANDAŞLAR KOKUDAN ŞİKAYET EDİYORLAR
Hazırlanan rapor teknik verilerden oluşuyor, vatandaşlarımızın anlayabileceği şekilde değil. Hizmet noktasında bu veriler ışığında İBB, öngörülerini ortaya koymuştur. Sabaha kadar bu veriler konuşulsa da İzmirliler aldığı veya almadığı hizmetler üzerinden bir değerlendirme yapar İzmir bir köy durumuna geldi. Alt yapı yetersizlikleri, kentsel dönüşüm ve deprem, kötü koku, trafik, otopark ve hepsinden önemlisi plansızlık İzmirli Hemşerilerimizin canına tak etmiştir. İnsanlar bize kesin hesapta neyin yazdığın sormuyor. Kokudan balkona çıkamayıp pencere açamadıklarını, çukurlar yüzünden yaşadıkları sorunları anlatıyorlar. Yağmur mevsimini geçtik ama her yağmurda bu çile ne zaman bitecek diyorlar. Bugüne kadar ayrıştırılan yağmur suyu kanalı yaklaşık bin km toplamda ayrıştırılması gereken yağmur suyu kanalı 6 bin km. Çok şey söylenebilir. İzmir’de yapılan şeyler var ancak çok eksik var. İzmir’in çok hizmete ihtiyacı var. İzmirli hemşerilerimizin anlayacağı şekilde kesin hesabı somut olarak özetledik. Bu yönetim anlayışıyla devam ettiğiniz sürece 2024’te İzmirli kardeşlerimizin sandıkta sizin kesin hesabınızı Allah’ın izni ile göreceğine inanıyoruz” dedi.
SOYER: ÖZGÜR BEY BENİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI
Özgür Bey’in konuşması beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Tunç Soyer’in performansının konuşacağız dedi. Ben zaten kendi performansını beğenmem de Özgür Bey’in bu akşamki performansı kötüydü. Körfez'i siz kirletiyorsunuz dedi. Biz kimiz siz kimsiniz? Benim Körfez’de yüzme hayalim var. Az kaldı yüzeceğim. Dilerim ki herkes yüzsün.
“KAPATMAKTA SORUNLAR OLABİLİR AMA BUNU YAPMAK ZORUNDAYIZ”
İZSU’nun birinci hedefi İzmir’deki her haneye sağlıklı suyu ulaştırmak. Çeşmelerimizden her gün kontrol edilen bir su akıyor Rahatlıkla içebilirsiniz. Biz bunu sağlıyoruz. Bu suyun hanelerde arıtma tesislerine ulaşması için altyapı çalışmalarını yürütüyoruz. Bu da ikinci hedefimiz. Üçüncü hedefimiz de doğanın döngüsünü korumak. Biz bunun için de çalışıyoruz. Son hedefimiz de İZSU’nun su yönetimi konusunda öncü bir kurum olması. Biz 3 yıla baktığımızda 4 hedefin her birinde İzmir’de ne büyük bir değişim olduğunu görüp guru duyuyorum. Yaptığımız yatırımların çoğu yeraltına ve uzmanlar dışında akimseniz dikkatini çekmiyor. İZSU’nun yalıtımları sadece bugünün sorunlarını çözmüyor, gelecekte karşımıza çıkacak sorunları bertaraf etmek için de çalışıyoruz. Yeraltı şebekesi kuruyoruz. Evet kapatmakta sorunlar olabilir ama biz bunu yapmak zorundayız. Biz bu kazıları yaşanacak rahatsızlığı göze alarak yapıyoruz. Bunların yegane amacı sel felaketlerini önlemek ve Körfez’i temizlemek. Biz bugün bu bedeli ödemezsek ileride daha büyük bir vicdani rahatsızlığa gireceğimizi biliyoruz. Bir sel felaketi yaşadık. Biz takdir-ilahi demedik. Biz birçok bölgede yaptığımız çalışmalarla taşkınları engelledik. 3 yıl içinde 196 km yağmur suyu hattı yaptık. Şu an 11 noktada daha çalışmalar devam ediyor. Bunlar da bitince 111 km ek hat hizmete girecek. Ayrıca dere yataklarını temizledik. Kent genelinde hizmet veren 723 kilometrelik yağmur suyu hatlarını temizledik. Biz yağmur suyu hatlarının ayrıştırılması için çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
“VENEZÜELLA BİZDEN GERİDE KALDI”
Ayrıca çevre ilçelerimizde içme suyu yatırımlarımız yapıldı. Biz tüm bunları ülkemiz ekonomik olarak öngörülemez bir durumdayken yaptık. Her gün değişen fiyatlar karşısında özel sektör yatırım yapmakta zorlanıyor. Özgür Bey dünyadaki fiyat dalgalanmaları diyor. Doğru. Ama burada bir dünya şampiyonu var. O da biziz. Venezüella bizden geride kaldı. Özgür Bey kolay yolu seçip zam yaptınız dedi. Ben daha kolay bir yol biliyorum. Ama biz ülkemizin içine sürüklendiği bu durumda elimizden geleni yapıyoruz ve mücadele ediyoruz.
“ALTI DELİK BARAJI DSİ YAPIYOR PARASINI İZMİR ÖDÜYOR”
Biz tüm bu çalışmalar sayesinde kayıp kaçak oranını merkez ilçelerde yüzde 26, civar ilçelerde yüzde 30’un altına düşürdük. Özgür Bey 86 milyon metreküp dağa taşa akıyor dedi. Sanki İzmir’de var sadece bu sorun. 25 yıl AK belediyecilik olan Ankara’da yüzde 31 kayıp kaçak oranı var. Kayıp kaçak oranlarının İZSU’ya mali kayıpları söyleniyor. Ben gerçek bir kayıptan bahsedeceğim. Meşhur bir barajımız var. Gördes… Maalesef bu barajın tabanı delikti ve yeterince su tutamıyordu. Şimdi tüneli de çatladı. Üzgünüm. Bu barajın en yüksek doluluk oranı yüzde 4. DSİ İzmir’e su veremiyor ama İzmir’den parasını almaya devam ediyor. İZSU’ya 55 milyon ödeme yapıldı. Eğer Gördes Barajı sus tutabilseydi ve kentimize söz verilen su verilseydi 2010 ve 2011 yılarında 649 milyon su musluklardan akacaktı. Çünkü DSİ bize bu yıllarda 189 milyon su verebildi. 2011-2021 yılları arasında İZSU’nun DSİ’nin veremediği sulardan uğradığı gelir kaybı 1 milyar 732 milyon. İZSU bu geliri elde etseydi Bornova Kavaklıdere’de DSİ’den gelen suyu arıtmak için kurulan artıma tesisimiz atıl bir konuma düşmeyecekti. Biz kentin ihtiyaçlarına daha çok kaynak ayıracaktık. Kısaca, altı delik barajı DSİ yapıyor parasını İzmir ödüyor. Bu ülkede kamu zararı aranıyorsa düşünmeye gerek yok. GördesBarajı kamu zararına neden olan hazin bir projedir. Bir fiyaskodur.
“DSİ İZSU’DAN O ÜCRETİ ALMASIN”
Kentimizdeki içme suyu ücretleriyle ilgili de sık sık eleştiri geliyor. Diyorsunuz ki ülkede bir ekonomik kriz yaşansın ama İzmir bunu fiyatlarına yansıtmasın. İzmir bu ülkenin şehir değil mi? Ama bu sorunda İzmirlinin yararına olacak olan bir fikrim var. DSİ tabanı delik barajı düzeltene kadar İZSU’dan almasın. O zaman İZSU’nun bu yükünün azalması İzmirlilere yansır.
“FİİLEN TARLADA VE SOKAKTAYIZ”
Kuraklık en önemli tehditlerden biri. Tarım olumsuz etkileniyor. Artık atık suların yeniden kullanımının yapılması lazım ve bunun için geri kazanım tesisleri kurmalıyız. Biz bu tesislerden elde ettiğimiz suları tarımsal sulamada kullanıyoruz. İZSU’nun kurmayı planladığı geri kazanım tesisleriyle yıllık 36 milyon metreküp su arıtılıp tarımsal üretimde kullanılacak. Özgür Bey demişti ya popüler olmak için konuşuyorsunuz yoksa bir şeyler yapıyor musunuz diye. Yapıyoruz. Tarımda yapmaya çalıştığımız şey şu: Bu kuraklık, eğer tarım politikalarında değişiklik yapmazsak hepimizi vuracak. Tarım politikasında söylem diye bir şey yok. Fiilen tarladayız ve sokaktayız. Başka bir tarımın mümkün olduğunu Türkiye’ye İzmir’den göstereceğiz.
“İÇ KÖRFEZ TEMİZLENİYOR”
Çiğli Atık Tesisi… 24 saat çalışan ve 8 milyonluk elektik harcayan bir tesis. Biz buranın denetimlerini bakanlıkla yapıyoruz. Eper ki biz bir amla bile arıtmadan su çıkarsak oradan bakanlık bunu zaten görür. O gördüğünüz kirli su Gediz’den gelen su. Bunu biz değil bakanlığın Su Yönetimi Genel Müdürlüğü söylüyor. Hazırladığı raporda Körfez’in kirletilmemesi için yapılması gerekenleri sıralıyor. Aslında biz bakanlığın önerilerini uyguluyoruz. Size güzel bir haber vereceğim. İZSU Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü proje kapsamında 13 noktada dalış yapıyor. Deniz tavşanı üreme fotoğrafı var elimde. Bu canlı sadece temiz sularda görülür. Konak’ta da görüntülendi. Yıllardır görülmemişti ama artık var. İç Körfez temizleniyor.
İZSU yasa gereği gelirlerini suyun fiyatlandırılmasından sağlamak zorunda yani ülkedeki ekonomik değişimleri bu fiyatlara yansıtmak zorunda. Geçen yıl ikinci zammı yapmadık. Yazık ki ülkenin içinde bulunduğu durumlarda giderlerimiz arttı ve bu kurumun hizmetlerini sürdürmesi için fiyat politikalarında düzenleme yapması gerekiyor. Evinizdeki su ve elektrik faturasına bakın. İkisi arasında büyük fark var.