EGE POSTASI- Türkiye İşçi Partisi İzmir 2. Bölge Milletvekili adayı İrfan Değirmenci TR35'te Birol Soylu'nun sunduğu 10.Köy programına konuk oldu. Programda 14 Mayıs seçimleri ve Türkiye İşçi Partisi İzmir adaylığı hakkında açıklamalarda bulundu.
Neden Türkiye İşçi Partisi sorusuna Değirmenci şöyle yanıt verdi; “Ben 1977 doğumluyum. 12 Eylül faşist darbesinde 3 yaşında olanlardanım. Sonrasında o eğitim sürecinden geçtik. Bize 12 Eylül sonrası neredeyse bütün ailelerde olduğu gibi ‘çok soru sorma, rengini belli etme, konuşma, ilk sıralarda yer alma arkalarda ol, sen yine sessiz kal’ gibi söylemlerle büyüdük ve geldik. 2013 Haziranı’nda Gezi direnişinde dünyaya bakışımız ülkemize bakışımız. Öylesine değişti ki o gün bir arada farklı idealleri savunmakla bir arada yan yana faşizme karşı nasıl mücadele edileceğini gördük. O gün Türkiye'de oluşan AKP iktidarına karşı da en güçlü muhalefet olan sokak muhalefetinin nasıl etkili olabileceğini gördük. Gezi bitmedi, sürüyor, hala toplumsal muhalefet kendisine siyasi arenada bir parti aramaktaydı. Bir partinin çatısı altında yeniden bir arada o güzel çocuklar yıllardan sonra yine şarkılar söylüyorlar. Geçse de yolumuz bozkırlardan denizlere çıkar, bütün sokaklar dedik ve o sokaklar bizi Türkiye İşçi Partisi'ne çıkarttı."
"SAKINCALI PİYADE OLDUM"
Gezi sürecinde işsiz kalmasını anlatan Değirmenci, "Ne mutlu bana ki özellikle gezi sürecinde biliyorsunuzdur ben ana akım medyanın göbeğinde. Kanal D sabah haberlerinde hemen yan stüdyoda penguen belgeseli gösterilirken, ben Ali İsmail Korkmaz'ı, Berkin Elvan'ı anlattım. Kanal D’de o günden sonra benim için de hiçbir şey kolay olmadı. Yakamıza muhalif tehlikeli adam rozetini yapıştırdılar. Biraz sakıncalı piyade olduk. O günden sonra özellikle 2017 referandumunda tek adam rejimine hangi oy kullanacağımı kendi Twitter hesabından açıkladığım ve işsiz kaldığım o süreçte. Bir başıma, bir sorumluluk da üstlendim, kolay değil. Tek başına mücadele referandumdan bir gün sonra İstanbul’da evim kurşunlandı. Salonda 10 dakika önce önünde oturduğum camın içinden bir kurşun geldi, duvara isabet etti, güvenlik kameraları arızalanmış, o gece ne tesadüfü tabii incelediler büyütecek bir şey yok. O belki bana sus işaretiydi bilmiyorum. Susmadım, devam ediyorum ve bir başına mücadelenin güç olduğunu biliyorum. Arkamda şu anda Türkiye'nin en köklü ve en güçlü siyasi örgütlerinden biri var. Türkiye İşçi Partisi var ve doğru yerde olduğumu hissediyorum." dedi.
''4 KİŞİ İLE 40 KİŞİLİK MUHALEFET YAPILDI''
"Türkiye İşçi Partisi 1960’ların ortasında Türkiye'nin o özgürlük rüzgarlarının estiği ortamda efsane kadrosuyla mecliste sergilediği muhalefetin bir benzerini 4 kişiyle AKP Türkiye'sinde sergilediler. Genel Başkanımız Erkan Baş, Barış Atay, Ahmet Şık ve Sera Kadıgil ve herkes parmakla gösterdi. Bakın 4 kişiyle de 40 kişilik muhalefet yapılıyormuş diye bu performans da çok etkiledi bizi. elbette elbette aynı dünya görüşüne, aynı güzel umutlara, hayallere tutunan çok büyük bir aileyiz. Özgürlük, eşitlik, barış istiyoruz. Dünyada adalet istiyoruz ama şunu söyleyeyim size, ben de bir anekdot aktarayım, evet, siz benden yaşça daha büyüksünüz, 68 kuşağı yeniden heyecanlanıyor." dedi.
"GÜNDOĞDU'DA 1 MAYIS'TA BULUŞALIM"
"Hazine yardımı almayan bir partiyiz. Dolayısıyla imkanlarımız kısıtlı halkın kampanyası adını verdik ve son 10 gün içinde rekor sayıda yeni üyeyi kaydediyoruz. Çok büyüdük, kocaman olduk, organizasyon yeteneğimiz var. Bizim partili gençlerimiz hala deprem bölgesinde depremzedelerin yanında ilk günden beri oradalar bizim milletvekili aday adaylarına başvuru için tek bir şartımız vardı. Depremzedelere bir yardım kolisi getirin öyle başvurun dedik diğer partiler gibi 30.000 TL, 40.000 TL. paralar istenmedi milletvekili aday adaylarından kendi imkanlarımızla kampanya yürütüyoruz ve açıkçası İzmir'de de bu kadar coşkulu, bu kadar büyük bir kalabalığın bir araya geleceğini biz dahi beklemiyorduk. Suat Taşer de içeridekilerin 2 katı kadar dışarıdaydı, bir dev ekrandan izlediler, içeride olup bitenleri onların o coşkusu bizi daha da heyecanlandırdı. Şimdi bir miting yapma imkanımız yok ama 1 Mayıs'ta herkesi Konak’taki ilçe binamıza bekliyoruz Gündoğdu'ya birlikte yürüyelim, kortej yapabilelim diye. 1 Mayıs sabahı saat 10.00’da…" açıklamasında bulundu.
"RAHMETLİ OĞLUNUN KRAVATINI BANA HEDİYE ETTİ"
"Şimdi sahada arkadaşlar, adım adım geziyorlar, ben de öyle günlerdir İzmir'de kapısını çalmadığım, kimse kalmasın hedefiyle ev ev dolaşıyoruz. Oturduğun yerden seçim kazanılmıyor. Kırmızı çizgilerimiz var. Elbette parti politikalarımız anlatırım ama İzmir'de dün bir anne bir haftadır çantasında bir emanetle dolaşıyormuş. Bir hediye paketi yapmış evde, 2 kravatı görürse beni sokakta bir yerde vermek üzere dedi ki, ‘evladım, bunlar benim rahmetli oğlumun kravatları eşyalarına dokunamadım ama 2 kravatını ayırdım sana hediye ediyorum. Benim oğlumu uyuşturucu çeteleri öldürdü’ dedi. İzmir'de o kadar büyük sorun ki bu o kadar büyük sıkıntı ki sokak aralarına kadar yayılmış durumda. Uyuşturucu tacirleri bu ülkede daha evvel bir başka anne bir sene önce kızının bir erkek tarafından öldürülen kızının cansız bedenini nasıl toprağa verdiğini anlattı bana Kadınlar şiddet mağduru bu ülkede. ‘Kadına karşı şiddetle mücadele ediyoruz’ diye yalan söylüyorlar. Öyle bir niyetleri olsa İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çekilmezlerdi." dedi.
İZMİR LAİKLİĞİN KALESİ. LAİKLİKTE TİP'İN KIRMIZI ÇİZGİSİ
TİP'in seçim vaatlerinden bahseden Değirmenci; "Bizim kırmızı çizgilerimiz, kadınlar, gençler, anayasal haklar, özgürlüklerimiz, kırmızı çizgilerimizden biri. Laiklik. İzmir laikliğin kalesi, laiklik de TİP’in kırmızı çizgisi. Cemaatlere, tarikatlara, gençlerimizi, çocuklarımızı, kaptırmayacağız. Tek bir öğrencimiz dahi ama onların yurdunda kalıyorum. O yüzden onlar gibi olmak zorundayım diye hissetmeyecek, düşünmeyecek yanlarında bizi bulacaklar. Ücretsiz eğitim, ücretsiz sağlık talep ediyoruz. Hakları hak talebinde sesimizi yükseltiyoruz. Bu yüzden güçlü bir şekilde Türkiye İşçi Partisi'nin mecliste temsiliyetinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu baskıcı rejime karşı yan yana durmak zorundayız."dedi.
BİR OY KEMAL'E BİR OY TİP'E
Değirmenci; "Birbirimizle kavga ettirmeye çalışıyorlar, işte biz birbirimizle rakip değiliz ki bizim tek bir rakibimiz var. Tek mücadele edeceğimiz bir güç odağı var. O da sarayda zaten. Şimdi 2 pusula bulacak seçmen önünde birinde Cumhurbaşkanına oy verecek. Orada zaten oylar Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü aday olan Kemal Kılıçdaroğlu'na bunu slogan yaptı. Bizim genç arkadaşlar duvarlara yazıyor, ‘Bir oy Kemal’e, bir oy TİP’e’ diye. Kemal Kılıçdaroğlu'nu 15 Mayıs sabahı Atatürk'ümüzün makamı Çankaya Köşkü’ne çıkacağını çok da yakışacağını düşünüyoruz."dedi.
CHP'Yİ SAĞA ÇEKENLERE İNAT, CHP'Yİ SOLA ÇEKECEĞİZ
İzmir Milletvekili adayı Değirmenci; "Türkiye'nin normalleşmesi adına diğer pusulada bugüne kadar emaneten 12 Eylül'den sonra sosyalistler oylarını başka partilere vermişler. Şimdi o emanet oylar yuvaya dönüyor. Ve güçlü bir Türkiye İşçi Partisi mevcudiyeti mecliste emin olun Cumhuriyet Halk Partisi'ni de rahatlatacak. O iktidar, ittifak ortakları CHP'yi sağa çekmeye çalıştıkça biz emek adına özgürlük adına CHP’yi sola çekip dengeyi sağlayacağız. Mecliste yani muhalefetin çoğunluğu Türkiye İşçi Partisi’yle sağlanacak. Biz bölmeye değil, muhalefetin oylarını bölmeye, enerjisini zayıflatmaya değil, bilakis enerjisini yükseltmeye ve halk adına birleştirmeye oradayız. Orada olacağız." dedi.
İZMİR ÇANTADA KEKLİK DEĞİL
İzmir'de CHP'nin kendisini kesin görmesi hakkında konuşan; "Güzel halkımızın, Atatürkçü’lerin oylarıyla bir milletvekili seçilip sonrasında iktidar partisinden aday diye karşılarına çıkanlar gibi olmayacak. Türkiye İşçi Partisi ile siyasete girdim. Türkiye İşçi Partisi ile siyasi hayatımda çok da uzatmadan bir bayrak teslimidir. Çünkü bu enerjinizin yeterli olması lazım. Şimdi 46 yaşındayım 5 sene sonra belki bu kadar da enerjik olmayacağım. Gençlere bayrağı teslim etmek üzere bir dönem hakkıyla İzmirlilerin ve Türkiye'nin yararına bir iş olacaksa orada olmak adına ve kürsülerde seçmenin sesini yükseltmek adına görev yapacağım. Mecliste işimin olmadığı anda İzmir'e geleceğim. Gönül istiyor ki, İzmir'e Ankara'dan bir hızlı trene atlayıp gelebilirim ama yok izmirlilere söz verilmiş. Yıllardır Ankara-İzmir hızlı treni diye bir şey yok. İktidar bugüne kadar hep düşman görmüş. Muhalefet de kusura bakmasınlar. ‘Çantada keklik bizim çocuklar İzmirliler ya nasıl olsa bize oy veriyorlar’ diye görmüş. Şimdi yerel yönetimler Ankara'nın engellemelerine rağmen iş yapmaya çalışıyorlar. Şapkamı çıkarıyorum önlerinde yaptıkları her iş için de teşekkür ediyorum ama bizim daha güçlü durmamız gerekiyor. Sesimizi çıkartmamız gerekiyor." açıklamasında bulundu.
"ERKAN BAŞ DEĞERLİ BİR AYDIN"
Değirmenci; "Bunca yıldır CHP’ye oy verdim bu seçimde oyum TİP’in olacak’ diyen Balkan göçmeni aileler gördüm. Siyasetin çok başındayım. Ağzından çıkan sözlere dikkat edecek. ‘Birini incitir mi acaba?’ diye düşünecek rakibiyle mücadele ederken de o centilmenlik sınırlarını geçip söylediği lafın ucunun nereye dokunacağını iyi tespit edecek. Şimdi eminim kendisi de çok pişman olmuştur. Erkan Baş, bu ülkenin yetiştirdiği değerli aydınlarından biridir ve halk adına hak mücadelesi yapmaktadır. Onun yurtseverliği vatan sevgisini de sorgulamak kimsenin haddine değildir." dedi.
"BENİM BABAM YÖRÜK"
Değirmenci, "Benim babam Yörük Antalyalı yörüklerden, yörüklerin yayla göçünde çocuklar kaybolmasın diye çok kalabalık aileler çocukları birbirine halatla bağlarlarmış. Şimdi biz TİP’in İzmir 2. Bölge Milletvekili adayları birbirimize halatla bağlandık ya hep beraber ya hiçbirimiz diyoruz." dedi.
"100 BİN İZMİRLİ MÜHRÜNÜ TİP'E BASARSA BEN MİLLETVEKİLİYİM"
Değirmenci; "İzmirlinin oyuna talibiz, 100 bin İzmirli mührünü TİP’e basarsa ben milletvekili oluyorum. Ama yetmez 200 bininin oyuna talibiz. İkinci sırada Mehmet Kanı abimiz var. Çiftçi İzmirli, İzmirli çiftçinin sorunlarını en iyi şekilde anlatacak kişidir. Onu da vekil yapıp götürmek istiyoruz. Eser Atak var. Şehir Planlamacısı İzmir depremini bekleyen şehir onu da götürmek istiyoruz. 300.000 kişi oy verirse götürüyoruz. Türkiye genelinde bir baraj sorunumuz yok ama bunu kulaktan kulağa mahsus yayıyorlar. Çünkü siyaset erbabını ürküttü. TİP’in yükselişi ve kendi sahalarında sanki biz talip olmuşuz gibi hissediyorlar. Kulaktan kulağa yanlış bilgiler yayıyorlar. Biz bir ittifakın çatısı altında Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında seçime giriyoruz. Zaten % 7 Türkiye barajını çoktan geride bıraktık. Öyle bir sorunumuz yok. İzmir özelinde de baktığınız zaman TİP’e verilecek o TİP’e gidecektir, başka hiçbir partiye değil ve TİP’e verilecek oy gitse gitse AKP’nin zoruna gider. AKP’ye gitmez gücüne gider yani. Çünkü ona en büyük muhalefeti yapan bizleriz. Boşa mı gider diye endişe edenler var. Her parti için aynı şey söz konusu." dedi.
TİP ÖN PLANA ATILIYOR
"Söz konusuyken niye TİP konuşuluyor? Mesela uyduruyorum İYİ Parti'ye verilmiş 320 bin oy 3 vekil çıkarır, dördüncüsünü çıkartmaz, o 20 bin oy çöp müdür ya da neye yarar ya da aynı şey CHP için de geçerli iken TİP’in ön plana çıkarılması ve konuşuluyor olmasının kasıtlı olduğunu düşünüyorum ama bir taraftan da hani buna seviniyoruz da açıkçası biz konuşuluyoruz. Demek ki bu seçim dönemine damgasını vuran parti Türkiye İşçi Partisi öyle görünüyor."dedi.
BİRİNCİ BÖLGEDE NEDEN LİSTE YAPILMADI
Birinci bölgede liste yapılmaması hakkında konuşan Değirmenci, "Ben seçildiğimde İzmir 2. Bölge Milletvekili diye geçmeyeceğim. İzmir milletvekili, Türkiye İşçi Partisi İzmir Milletvekili olacağım. Dolayısıyla İzmir'in tamamının sorunlarını Ankara'ya taşımak benim vazifem bir ittifakla seçime gidiyoruz. Yıllardır mücadele eden partileri kapatılan, seçtikleri belediye başkanlarının yerine kayyum atanan, eziyet gören, cezaevinde olan bir ittifak ortağımız var. Yeşil Sol Parti onlarla oturuldu. Böyle bir masada ve uzun süren demokratik tartışmaların sonunda tatlıya bağlandı. Tartışmalar Türkiye İşçi Partisi 51 seçim bölgesinde kendi ismiyle pusulalarında, bazı yerlerde de yokuz. Bunlardan biri de İzmir 1. Bölge. Biz de 1. Bölge seçmenine 2. Bölge’de yaşayan eşinize, dostunuza söylerseniz bizimle olurlarsa çok seviniriz diyoruz. Dediğim gibi tatlı sistemler bunlar aldık ve başımıza koyduk." dedi.
İZMİR BENİ AYAKTA TUTTU
"İzmir'de 15 mayıs'ta bir güneş doğacak Türkiye o doğan güneşte batıdan doğan güneşle aydınlanacak, onu da biliyorum yepyeni bir dönem başlayacak, ben o kanal D'den kovulduğum ve 2 buçuk yıl işsiz kaldığım dönemin bir bölümünü İzmir'de geçirdim. Çünkü İzmir'in o özgürlük ortamını solumak Iyi geldi bana, beni besledi, ayakta tuttu, diri tuttu. Aydınların kaçış noktası izmirliler beni bağrına bastı. Yurt dışına gitmeyeceğim diyenlerin kaçıp geldiği, sığındığı bir şehir İzmir neden Türkiye'de İzmir gibi daha çok şehir olmasın? Mücadelemiz bunun adına aslına bakarsanız, İzmir'in temsil ettiği değerler Türkiye'de hakim değerler olsun diye bunun adına ve elbette çok iyi biliyor, tanıyor ve yaşıyorum." dedi.
AYRIŞTIRMADAN YÜKSELECEĞİZ
"Sahada da çok güzel organize olabilen bir Türkiye İşçi Partisi var. Sandıkların başında olacağız, çok dikkatli olacağız, planlamamız var, tek bir oyu bile çaldırmayacağız. Sonrasında da alanlarda meydanlarda kutlama yapmak üzere yine yan yana olacağız. Seçim sonuçlarını halay çekmek, zılgıt çekmek, şarkı söylemek, marş söylemek, dans etmek üzere alanlarda olacağız bugün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ demiş ki; ‘O gece şampanya için kutlama yapanlardan mı olacaksınız yoksa alnı secdeye varıp şükür namazı kılacak olanlardan mı?’ Yine kutuplaştırıyor. O gece sükür namazını kılanlar bizim içimizde olacak. O gece dans edenler bizim aramızda olacak ama o gece lüks araçlarında pudra şekeri çekenler işte onlar üzülüyor olacak."dedi.