TİP Kocaeli İl Örgütü, tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için “Can Atalay İçin Adalet Buluşması” başlığıyla İzmir Yahyakaptan Mahallesi’nde bulunan amfi tiyatro alanında düzenlemek istediği halk forumu, İzmit Kaymakamlığı’nca yasaklandı. Kaymakamlık tarafından parti il örgütüne gönderilen yazıda, “İzmit ilçe sınırları içerisinde kamu güvenliğinin ve genel asayişin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin korunması amacıyla ‘Can Atalay için Adalet Buluşması’ etkinliği ile ilgili her türlü etkinliğin 7 gün süre ile yasaklandığı” belirtildi.
Bu karar üzerine TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Kocaeli’ne geldi. Erkan Baş’ın da katılımıyla dün İzmit’te bulunan etkinlik alanında basın açıklaması yapıldı. Basın açıklaması öncesi amfi tiyatro ve çevresi çevik kuvvet ekipleri tarafından kapatıldı. Yoğun güvenlik önlemleri altında açıklama yapan Erkan Baş, yasaklama kararının hukuksuz olduğunu belirterek geri adım atmayacaklarını ifade etti. Basın açıklamasına CHP Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı, CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı ile EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan da katılarak destek verdi.
“BİR İNSANIN MİLLETVEKİLİ OLDUĞUNU DAHA NE GEREKİYOR?”
Erkan Baş, konuşmasında şunları söyledi:
“Açık bir hukuksuzluğu, seçilmiş bir milletvekilinin esir tutulmaya devam edildiğini zaten çok uzun zamandır kamuoyu yakından takip ediyor. Burada bir kez daha ifade edelim. Sevgili Can Atalay, Hatay halkının oylarıyla seçilmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi bir milletvekilidir. Milletvekili seçimlerine girmiş, halkın desteğini, halkın ona yüklediği sorumluluğu omuzlarına almış, mazbatası hazırlanmış, kendisine teslim edilmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kaydı yapılmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan adaylığı seçimine girmiş ve nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tek bir kişinin itiraz etmediği bir biçimde İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak seçilmiştir. Özetle bir insanın milletvekili olduğunu ispatlanması için daha ne gerekmektedir?
"OY KULLANAN BÜTÜN YURTTAŞLARIMIZIN HAKKI GASP EDİLMEKTEDİR"
Can, bütün bu prosedürleri yerine getirmiş ve derhal tahliye edilmesi gerekirken hukuksuz biçimde, esas olarak da toplumu susturmak isteyen saray iktidarının, depremdeki suçlarının farkında olan ve bu suçların hesabını vermekten korkan saray iktidarının, esas olarak da Gezi’yi bir kabus gibi hatırlayan yani Türkiye'de milyonlarca yurttaşın hep bir ağızdan biz hayatımızı, geleceğimizi, doğamızı, kentimizi bir kişinin iki dudağından çıkacak cümlelere bırakmayız, biz halkız diyen milyonlarca yurttaşın o güçlü iradesinden korkan saray iktidarının esir tuttuğu bir milletvekili. Türkiye İşçi Partisi ne yapmalı? Yurttaşlar verdikleri oyun karşılığını istemeyip ne yapacak? Dolayısıyla mesele sadece Hatay halkının iradesinin gasp edilmesinden ibaret değildir. Tüm Türkiye'de seçimlere katılan, oy kullanan bütün yurttaşlarımızın hakkı gasp edilmektedir. Ve doğal olarak Türkiye'nin dört bir yanında iradesi gasp edilen insanlar yan yana gelecekler. İradelerine sahip çıkacaklar. Daha önemlisi memleketin geleceğine ilişkin akıllarını, yüreklerini, bileklerini, kaderlerini birleştirecekler ve bu ülkeyi bu zorba yönetime teslim etmemek konusunda kararlılıklarını güçlendirecekler. Bakın buradan ilan ediyorum. Biz Türkiye İşçi Partisi'ni bunun için kurduk. Yurttaşlar yan yana gelsinler, seslerini birleştirsinler, güçlendirsinler ve Türkiye artık bu yobazların, bu paranın egemenliği hüküm sürdüğü bir ülke olmaktan kurtulsun. Yurttaş konuşsun, ülke özgürleşsin. Emekçiler konuşsun, emekçiler örgütlensin. Bu ülke özgürleşsin diye kurduk biz bu partiyi.
"HİÇ KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN"
Her yerde halkı yan yana getirmeye, buluşturmaya, örgütlemeye, iradesini güçlendirmeye devam edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Hele şu pespaye metni bize karar diye gönderen kaymakamın hiç kuşkusuz olmasın. Bir hukuksuzluğu protesto etmek için yan yana gelme girişimimiz yine bakın altını çizerek söylüyorum, tümüyle hukuksuz bir biçimde ayaklar altına alınmak isteniyor. Ve bizden beklenen buna boyun eğmemiz öyle mi? Asla öyle bir şey olmayacak. Bugün, iktidarı elinde bulundurmanın, bugün iktidarın nimetlerinden faydalanmanın kendilerine verdiği güç sarhoşluğu nedeniyle her istediğimi yaparım, istediğim kararı alırım, bu karar hukuksuz da olsa herkes bu karara uymak zorundadır diyenlere yanıt vermek için buraya geldik. Aha işte buradayız. Sesimizi kesebiliyorsanız kesin bakalım. Bu kararı bir ibret vesikası olarak saklayacağız. Ve bunun altına imza atıp hukuksuz emirlerle halkı korkutmaya çalışanlardan hesabını soracağız.
"KİMİ KİMDEN KORUYORSUN"
Sana oy verenler, Türkiye İşçi Partisi’ne oy verenler, AKP'ye oy vermeyenler bu ülkenin vatandaşı değil mi? Siz hangi hakla, hangi akılla vatandaşları birbirinden ayırmaya, onları düşmanlaştırmaya, onları birbirinin karşısına getirmeye çalışıyorsunuz? Kimi kimden koruyorsunuz ya? Bu ülkede vatandaşın korunması gereken birisi varsa bu saçma sapan kararların altına imza atanlar. Oturdukları koltuklarda ömürlerinin sonuna kadar oturacaklarını düşünüp her tür pervasızlığı, her tür hukuksuzluğu yapanlar, vatandaşı bunlardan korumak lazım. Utanmaz adam. Türkiye İşçi Partisi ve benzeri oluşumlar ve gruplarla bu grupların yapmış olduğu eylemleri desteklemek üzere yapılacak her şeyi yasaklıyormuş. Sen kimsin ya? Türkiye İşçi Partisi, bu ülkede milyonlarca insanın emeğiyle, alın teriyle, senin ağa babalarının engellemesine rağmen kurulmuş, mücadele eden, onurlu, şerefli üyeleriyle bu ülkeyi gericilere, yobazlara bırakmamayı ant içmiş insanların partisidir. Sen kimsin?
"SEN ATANMIŞ BİR MEMURSUN"
Sen atanmış bir memursun. Senin görevin kanunlara göre sana verilen yetki çerçevesince davranmak. Sen bir siyasi partinin faaliyetini nasıl engelleyebilirsin? Sen, seçilmiş bir milletvekilinin mesajlarının halka buluşmasını nasıl engelleyebilirsin? Öyle yağma yok. Seçimlere girebilirler. Seçimlerde diyelim ki hükümeti oluşturacak parlamentoda çoğunluğu sağlayacak oyu da alabilirler. İşin filesini hurdasını ve kenara bırakıyorum. Ama seçimlerde bilmem ne kadar oy almış olmak, Cumhurbaşkanı olmak, Meclis’te çoğunluğu oluşturuyor olmak size her istediğinizi yapma hakkı vermez. Siz buna teşebbüs ederseniz bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkenin teslimi olmayan insanları sizin karşınıza geçerler ve aldığınız kararlarla dalga geçer ama sanmayın ki dalga geçiyoruz, gülüyoruz, eğleniyoruz. Bunların hepsini birer birer kaydediyoruz. O yüzden açık söylüyorum arkadaşlar. Bu kararla ilgili arkadaşlarımız gerekli işlemlere zaten başladılar. Hiçbir güç hiçbir şartta bizim bu ülkenin emekçilerine, bu ülkenin yurtsever insanlarına, bu ülkenin onurlu halkına verdiğimiz sözleri yapmamızı engelleyemez.
"BUGÜNLER MUTLAKA GEÇECEK"
Hiçbir güç halkın bize verdiği görevi, sorumluluğu son gücümüze kadar yerine getirme iddiamızdan bırakın bir adım, bak yemin ediyorum yarım adım geri atarsak namerdiz. Bu halkın bize verdiği her görevi yerine getireceğiz. Hepinize bugün burada olduğumuz için, irademize ortak olduğunuz için, irademizi güçlendirdiğiniz için yürekten teşekkür ediyorum. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Bu günler mutlaka geçecek. Bu ülkede eninde sonunda, alın teriyle yaşayan, emeğiyle yaşayan, onuruyla yaşayan insanların istediği gibi eşit, özgür, bağımsız bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz. Bu mücadele, bu kaymakam gibi binlercesini tarih çöplüğüne attı. Bu da oradaki yerini alacak.”
“MECLİSTE BİR EKSİĞİZ”
Baş’ın ardından konuşan CHP Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı ise “Biz Meclis’te bir eksiğiz. Meclis’te beş yüz doksan dokuz tane milletvekili var. Bir tane eksik. Ama Meclis Başkanı’nın kılı kıpırdamıyor. İktidar partisinin kılı kıpırdamıyor. Çünkü umurlarında değil. Adaletle ilgili dertleri yok. Ne isterlerse oluyor. Ama halkın verdiği oylarla seçilen bir milletvekilini bu kadar süre içeride tutma hakkına sahip değiller. Demokrasi şart. Hukuk şart, adalet şart. Her defasında bu ihtiyacı buram buram hissediyoruz. Onun için Can kardeşimize bir an önce özgürlük diyoruz. Yaşasın özgürlük, yaşasın bağımsız Türkiye” ifadelerini kullandı. (ANKA)