EGEPOSTASI-Kurul tarafından yapılan yazılı açıklamada, DEÜ Rektörlüğü’nce 27 Haziran 2017 tarihinde on akademisyen ile birlikte açığa alınan akademisyenlerden Dilek Karabulut’un görevine son verilmesi kınandı.
REKTÖR ÇELİK’İ BİLİM İNSANLIĞINDAN UZAK DURUŞU NEDENİYLE KINIYORUZ
Karabulut’un, tez danışmanı, anabilim dalı ve bölüm başkanı ile dekan ve fakülte yönetim kurulunun yeniden atanmasına ilişkin ‘olumlu görüş’ belirtmesine karşın görevine son verilmesinin kabul edilemez olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Tez danışmanı, Anabilim Dalı başkanı, bölüm başkanı, dekan ve fakülte yönetim kurulunun yeniden atamaya ilişkin olumlu görüşlerine karşın, atama işlemini fırsat bilen DEÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Erdal Çelik’in inisiyatifi ile Karabulut’un görevine son verilmesi, iktidarın barış diyenlere yönelik saldırganlıklarının en son örneklerindendir. Çelik, bu icraatı ile artık bilime dayalı düşünceden ve liyakata dayalı değerlendirme kriterlerinden uzak, akademinin özerkliğini hiçe sayan biçimde sadece sarayın temsilcisi olma vasfı taşıyan rektörlerden biri olduğunu kanıtlamıştır. TMMOB İzmir İKK olarak kendisini bilim insanlığından uzak bu duruşu nedeniyle kınıyoruz.”
DİLEK KARABULUT YALNIZ DEĞİLDİR, İMZASI BİZİM DE İMZAMIZDIR
“Son günlerdeki örneklerde de görüldüğü üzere akademisyenleri olduğu gibi savaşa karşı barış isteyen Türk Tabipleri Birliği’ni, TMMOB’yi ve birçok başka kesimi hedefine koyan iktidar, ülkeyi bir bataklığa sürükleyen politikalarının nereye varacağını elbette bilmektedir. Söz konusu politikaların önüne geçmek, ölüm ve gözyaşı getiren savaşsa karşı barışı savunmak ise her yurttaşın olduğu gibi bilim insanlarının, emek ve meslek örgütlerinin öncelikli görevlerindendir. Bu anlamda öncelikle yurttaş, sonra ise bilim insanı ve TMMOB üyesi olmaktan kaynaklı görevini yerine getiren Dilek Karabulut’un yalnız olmadığını, TMMOB örgütlülüğü olarak kendisiyle omuz omuza durduğumuzu, barış isteyen imzasının bizim de imzamız olduğunu belirtmek isteriz” denilen yazılı açıklamada, “Her geçen gün hukuku biraz daha ayaklar altına alan iktidar şunu bilmelidir ki, türlü hedef göstermeye, baskıya ve zora karşın ne akademi ne de emek ve meslek örgütleri biat etmeyecek, savaşa karşı barışın, halkları birbirine düşmanlaştırma politikalarına karşı kardeşliğin sesini yükseltmeye devam edecektir. Bugün barış isteyenlere en ağır ve pespaye yöntemlerle saldırarak savaşı ve ölümü savunanlar ise bunun hesabını tarih önünde er geç verecektir” denildi.