Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) İzmir Şube Başkanı Cevdet Uçan, 15 Mart Dünya Tüketici Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Birleşmiş Milletler tarafından dünyaya açıklanan Evrensel Tüketici Hakları'nın kabul edilişinden bu yana 32 yıl ve Türkiye'de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten bu yana ise 23 yıl geçtiğini hatırlatan Uçan, bu süre zarfında dünya ülkelerinin tüketicilerin haklarını her geçen gün daha ileriye taşırken Türkiye'de ise tüketici hakları konusunda istenilen aşamanın kaydedilemediğini belirtti. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş) son açıklamalarına göre Türkiye'de açlık sınırının 1615 TL, yoksulluk sınırının 5 bin 262 TL, asgari ücretin ise 1603 TL olduğunu ifade eden Cevdet Uçan şöyle konuştu:
"Buna göre Türkiye'de asgari ücretle çalışan herkes açlık sınırının altında yaşamaktadır. Tüketiciler bu şartlar altında ekonomik açıdan zor durumdadır. Tüketiciler bu yoklukta, bir de vergi, zam, pahallılık sarmalına sokularak adeta ölüme hapsedilmektedir. En ucuz eti sattığı söylenilen Et ve Süt Kurumu'nda en düşük et fiyatı, kıyma 28.75 TL olup tüketicinin et yemesi bir hayaldir. Gıda fiyatları her geçen gün artmakta ama enflasyon şemsiye, tenis topu, samuray kılıcı gibi ürünler üzerinden hesaplanarak düşük tutulmaktadır. Esasen gerçek enflasyon açıklananın katbekat üzerinde seyretmektedir. Elektrikte kayıp kaçak bedellerinin dürüst tüketicilerden alınması devlet eliyle yasallaştırılmış, devlet tüketiciyi değil sermaye sahiplerini, enerji dağıtım şirketlerini korumuştur. Vatandaşın faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi gerekliliği karşısında hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından olan şeffaflık ilkesi gereği alınan bu kayıp kaçak bedeli ve diğer fatura bileşenleri tüketici hukukuna göre haksız şarttır ve tüketicilere iadesi gerekecektir."
Vatandaşlardan geçemediği köprü, otoyol ve tünelin parasının tahsil edildiğini dile getiren Uçan, "Siz geçseniz de geçmeseniz de bu yolların ücretleri sizlerin ödediği vergilerden alınmaktadır. Sağlığın en büyük düşmanı olduğu belirtilen nişasta bazlı şeker ve fruktozla üretilen ürünler artırılmakta, özellikle çocuklarımızın yediği çikolata, bisküvi, şeker ve tatlılarda bunlar kullanılarak kanser, diyabet ve obezite riskleri arttırılmaktadır. Devlet şeker fabrikalarını kapatarak ve özelleştirme adı altında gözü doymayan sermayedarlara devrederek halkın sağlığıyla oynanmasına göz yummaktadır" dedi.
"DEVLET TÜKETİCİNİN EN BÜYÜK KAMBURU"
İzmir'de İZBAN ulaşım ücret tarifesi ve uygulamaları sonucu tüketicilerin mağdur edildiğini de savunan Başkan Uçan, ulaşım hakkının tüketici aleyhine dengesizlik oluşturacak şekilde kısıtlandığını ileri sürdü. Sadece yeni vergiler çıkarmak ve vergi oranlarını yükseltmek ile bütçe açığının kapatılamayacağını dile getiren Uçan, "Devlet şu an tüketicilerin üstünde en büyük kamburdur. Devletin yükü masum, mazlum, mağdur tüketiciye yüklenmiştir. Tüketicilerin hakları gasp edilmekte hem de her gün yeni yükümlülükleri sırtlanmak zorunda bırakılmaktadır. Vergi, zam, pahallılık sarmalındaki tüketici vergileriyle ne yapıldığını bilmek istiyor. Bütçe açığını kapatmak ve devletin gelirlerini arttırmak isteniyorsa bunun yolu yatırım yapmak, fabrikalar kapatılacağına var olanların yanına yenilerini açmak tarım ve hayvancılığı teşvik ederek yeniden diriltmek istihdam sorununu halletmekten geçer. Bir an önce bu konularda adımlar atılmalıdır. TÜKODER tüketici haklarının korunması konusunda mücadelesini sürdürecektir" diye konuştu. (DHA)