HALİL SOLAK/ EGEPOSTASI- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunmuş bundan sonra açık test politikasına geçtiklerini belirterek, semptom göstermeyen hastaların da tabloya dahil edileceğini açıklamıştı. Bakan Koca son 24 saatte 28 bin 351 yeni vaka olduğunu ifade etmişti.
Bakan Koca ayrıca, aralarında İzmir’in de olduğu İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da üçüncü zirvenin yaşandığını dile getirmişti.
Açıklanan ‘şeffaf’ vakalar sonrası İzmir Tabip Odası Başkanı Lüfti Çamlı’ya vaka sayılarındaki artış ve bundan sonra izlenecek yol haritasını sorduk. İzmir Tabip Odası’nın mutlaka ama mutlaka İl Hıfzıssıhha Kurulunda olması gerektiğini vurgulayan Çamlı, geç kalınmadan bazı tedbirlerin de hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
PANDEMİYLE MÜCADELE TEMEL ŞART
Pamdemiyle mücadelede temel şartın sürecin şeffaf yönetilmesi olduğunu belirten Tabip Odası Başkanı Çamlı, “Pandemi sürecinin başından beri gerek Türk Tabipler Birliği gerekse de İzmir Tabip Odası ‘pandemiyle mücadelede başarının temel şartı, sürecin şeffaf yönetilmesidir’ dedi. Bu verilerin kamuoyuyla ve tabip odalarıyla paylaşılması yönünde taleplerini defalarca dile getirdi. Ancak bu veriler ayrıntılı bir şekilde hem kamuoyuyla hem de tabip odalarıyla paylaşılmadı. Daha sonrasında öğrendik ki özellikle temmuz ayından sonra paylaşılan verilerde dünyanın hiçbir yerinde olmayan birtakım uygulamalar yapılmış. Sadece semptomu olan ve hasta denilen Covid-19 olguları söylenirken, semptomu olmayan, covid pozitiflere olgu ya da vaka denmiş bunlar açıklanmamış. Bir kere bunun net bir gerekçesi, ikna edici bir şekilde ortaya konmamış. Burada ulusal çıkarların göz önüne alındığı söylendiyse de biz bunun ekonomik kaygılar nedeniyle toplum sağlığının önüne geçen bir takım yaklaşım tarzları olduğunu düşünüyoruz. Bunu asla doğru bulmadık” dedi.
“SÜRECİ DOĞRU YÖNETMEK İSTİYORSAK...”
Verilerin doğru paylaşılmasının öneminden bahseden Çamlı, “Pandemiyle ilgili verilerin, toplumla ya da meslek örgütleriyle tabip odalarıyla paylaşılması neden önemlidir. Çünkü süreci yönetmek istiyorsak bu salgının yaygınlığını bu salgının şiddetini doğru teşhis etmemiz gerekir. Ona uygun tedavi biçimlerini ve tedbirleri doğru bir şekilde hayata geçirebilelim. Yani siz neyle karşılaştığınızı nasıl bir şiddette pandemiyle karşı karşıya olduğunuzu bilirseniz doğru tanı koyar ve buna uygun doğru tedbirleri hayata geçirebilirsiniz. Ama olduğundan daha küçük ve olduğundan daha azmış gibi gösterirseniz o zaman bu tedbirleri almakta gecikirsiniz ya da yeterli tedbir alamazsınız. Şu ana kadar ki uygulama biraz o çerçevede gitti.” diye konuştu.
“İZMİR’DE HASTANELERDE TAM DOLULUK VAR”
Deprem felaketi yaşandıktan sonra İzmir’de vakaların 2-3 kat arttığını ifade eden Çamlı, “Özellikle ekim ayının ortalarından itibaren tüm Türkiye’de özellikle İzmir’de İstanbul’da ciddi vaka artışları oldu. İzmir’de bunun üzerine bir de deprem felaketi yaşandıktan sonra vaka artışları 2-3 kat katlandı. Şu anda İzmir’de hastanelerde, yoğun bakımlarda tam doluluk var.Yeni yoğun bakımlar yeni servisler açılmaya çalışılıyor. Sağlık çalışanlarından çok sayıda Covid hastası var. Acillerde, aile sağlığı merkezlerinde, hastanelerde çalışan her kademede sağlık çalışanlarında covid pozitifleri var. Bütün bunlara karşın hala etkin bir önlem alınmadı. Bu haliyle pandeminin önlenebilmesi mümkün değil. Mutlaka ‘toplumsal, fiziksel hareketliliği azaltacak temel ihtiyaçlar, acil, önemli ihtiyaçlar ve tedarik dışında çalışma hayatının yavaşlatılması, hatta durdurulması gerekir’ tedbirimiz göz önüne alınmadı” dedi.
“ARTIK KİMSE TABLOLARA İNANMAMAYA BAŞLADI”
Önceden beri vaka sayılarının olduğundan düşük gösterildiğini ileri süren Lüfti Çamlı, “Şimdi geldiğimiz noktada bu paylaşılmak zorunda kalındı. Çünkü defalarca ilettik, bizlerin sahadan aldığı veriler zaten bu açıklamalarla örtüşmüyordu. Sayın Bakan’ın akşam Türkiye için açıkladığı vaka sayısı (6 bin 814) sadece İzmir’de saptanan Covid pozitif olgu sayısına neredeyse yakındı. O yüzden süreçte büyükşehir belediye başkanlarının, tabip odalarının açıklamaları sonrasında toplum gözünde bu sayıların güvenirliliği kalmadı. Artık kimse bu tablolara inanmamaya başladı” dedi.
“BU HALİYLE BİLE ÇOK CİDDİ BİR SAYI”
“28 bin 351 vaka sayısı doğru mu'” sorusuna Doktor Çamlı, “Ee şimdi artık inandırıcılığınız kaybolunca söylenen her şeye daha temkinle yaklaşılıyor. Ama en azından bu sayının 5-6 bin olmadığı, 28 bin belki daha fazla olduğu ama bu sayıyla bile Türkiye dünyadaki covid salgınındaki vaka sayılarına bakıldığında dünya sıralamasında belli bir yere giriyor. İlk üç gibi sıralarda yer alıyor. Dolayısıyla bu sayı bu haliyle bile çok ciddi bir sayı.Dünyadaki en çok vaka olan ülkeler arasına girdik” diye cevapladı.
SAHRA HASTANELERİ ÖNERİSİ, DOĞRUYDU
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile İYİ Parti İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray’ın Gaziemir’de bulunan Fuar ve Kültürpark’ta birer sahra hastanesi önerileriyle ilgili Çamlı, “Bence doğru bir öneriydi. Özellikle hastaneye yatış gerektirmeyen evde karantinada ya da izolasyonda olan kişiler için bu tür yerlerin önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü salgını birinci basamakta yani alanda kontrol edebilmeliyiz. Yoksa hastanelerde hasta tedavi ederek salgın mücadelesi olmaz. İzolasyon ve karantinanın başarılı yapılabilmesinde bu tür karantina merkezlerinin çok büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” Dedi.
İZMİR TABİP ODASI MUTLAKA İL HIFZISSIHHA KURULUNDA YER ALMALI
“İl Hıfzıssıhha Kurulu nasıl bir yol haritası çizmeli'” sorusuna İzmir Tabip Odası Başkanı Çamlı, “Bir kere biz İl Hıfzıssıhha Kurulunda değiliz. İzmir Tabip Odası başta halı sahaların açılmasına ve bazı kararlara şerh düştüğü için kuruldan çıkarıldı. İl Hıfzıssıhha Kurulu aktifleştirilmeli, İzmir özelinde kararlar alabilmeli. Şu ana kadar böyle birşey olmadı. İçişleri Bakanlığı’ndan gelen genelgeler İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı şekline çevrildi. Yoksa İzmir özelinde İzmir’deki vaka artışları çerçevesinde İzmir’den elde edilen verilere dayanarak özel bir takım tedbirler ya da kısıtlamalar ne yazık ki hayata geçirilmedi. Öncelikle bunun yapılması gerekir. İzmir Tabip Odası gibi meslek örgütlerinin de mutlaka İl Hıfzıssıhha Kurulunda yer alması gerekir” dedi.
“BÜYÜKŞEHİR SADECE ARAÇ SAYISINI ARTTIRARAK BUNU YAPAMAZ”
Büyükşehir Belediyesi’nin neler yapması gerektiği sorusuna Çamlı, “İl Hıfzıssıhha Kurulu bazı kararlar alırsa Büyükşehir’de bunları yerine getirir.Büyükşehir Belediyesi’nin yapacağı temel şeylerden bir tanesi toplu taşımaları düzenlemek. Burada önemli olan toplu taşımaya olan talebi azaltacak gerekli kararlar alınmalı ki buna bir çözüm gelsin. Büyükşehir sadece araç sayısını arttırarak bunu yapamaz, altından da kalkamaz. Mutlaka toplu taşımaya olan talebin alınacak bir takım kararlarla düşürülmesi lazım. Bu da çalışma hayatındaki yeni düzenlemelerle olabilir. Durdurulması, yavaşlatılması çalışması zorunlu olan yerlerde esnek mesai ya da dönüşümlü mesaiye geçilmesi mesainin kademelendirilmesi gibi tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi lazım.” Dedi.
“İZMİR’DEKİ ÜÇÜNCÜ ZİRVE'”
Çamlı, “Birinci zirve Nisan ayının ortalarında tüm Türkiye'de yaşandı. Günlük vaka sayıları ve vefat açısından sonra yeterli olmasa da alınan bir takım tedbirlerle bu sayılar azaltıldı. Mayıs ayının sonlarına doğru tüm Türkiye’de İzmir’de de vaka sayıları düştü. Sonra eylül ayından sonra tekrar bir vakalarda artış gördük. Ağustos ortalarından yani kurban bayramı sonrasında başlayan ama eylül ayında belirginleşen bir vaka artışı gördük. Sonra bu da kısa süreli olarak azaldı. Yarısına kadar indi. Ancak ekim ayının ikinci haftasından sonra başlayan ve depremden sonra çok belirginleşen bu üçüncü zirveyi gördük” dedi.
SAĞLIK ÇALIŞANLARIYLA İLGİLİ DERHAL TEDBİRLER ALINMALI
Sağlık çalışanlarıyla ilgili bir takım tedbirlerin derhal hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Çamlı, “Bu dönemde sağlık çalışanları da çok yüksek sayıda covid hastası olmaya başladılar. Çünkü toplumdaki covid hastası arttıkça bunlarla yakın temasta bulunan tanı ve tedavi bölümünde görevli sağlık çalışanları da covid hastası oluyorlar. Sağlık çalışanlarımızı korumamız gerekiyor. Bu savaşta en önemli unsurlarımız onlar. Onlarla ilgili olarak gerek çalışma koşulları gerekse de kişisel koruyucu ekipman ve düzenli test yapılması dahil mutlaka bir takım tedbirlerin derhal hayata geçirilmesi lazım” dedi.