Tabip Odası faturayı hükümete kesti
İZMİR Tabip Odası, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasına tepki gösterdi. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Mete Güzelant, saldırılardan Hükümet’i sorumlu tuttu.
İZMİR - İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Mete Güzelant, Oda merkezinde yaptığı basın açıklamasında, önceki gün 112 Acil Yardım ekibinde çalışan sağlık görevlilerinin İzmir’in Gürçeşme semtinde travmalı bir hastaya gittiklerini, hamile kadın doktorun hastaya müdahale ederken sözlü saldırının ardından hakarete uğradığını anlattı. Daha sonra eline bıçak alan saldırganın sağlık görevlilerini ölümle tehdit ettiğini, bu kişinin şikayet üzerine gözaltına alındığını söyledi. Güzelant, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde de üç asistan doktora karşı şiddet uygulandığını, Nazenin Hasanzade ve Anıl Gürkan’ın fiziksel, Onur Bulut’un sözlü şiddet gördüğünü, şikayetçi olunan saldırganın yarım saat sonra serbest bırakıldığını dile getirdi. Güzelant, bu saldırıları kınadıklarını belirtti. Başbakan’ın sürekli 'Elleri cebinizde', 'Gözleri cebinizde' gibi sözlerle doktorları hedef gösterdiğini, saldırıların da bu tür söylemlerden kaynaklandığını öne süren Güzelant, tepkilerini şu sözlerle dile getirdi:
"Çözüm iş bırakmak değil. Her iş bırakmada hastalar hizmet alamıyor. 'Sağlık Bakanı değişti, tutum değişti' gibi bazı davranışları var. Samimi olmasını diliyoruz. Hükümete üç öneri sunduk, birincisi şiddet. Çünkü şiddet gören insan çalışamıyor, morali bozuluyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde akşamdan itibaren iş bırakıldı, nöbet çadırı kuruldu. Biraz sonra adliyeye suç duyurusunda bulunmaya gideceğiz. Saldırganlara verilen cezalar 20 ay. O da para cezasına dönüştürülüyor. Biz yediğimiz dayakla kalıyoruz."
'BİZİM HÜKÜMETİN YAHUDİSİ DOKTORLARDIR'
Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde geçen yıl öldürülen Doktor Ersin Arslan’ı hatırlatan Mete Güzelant açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Dr. Ersin Arslan'ı 16 yaşındaki çocuğa öldürttüler ki cezası az olsun diye. Neden öldü Ersin Arsla? 85 yaşındaki kanser hastasını tedavi etti, hasta 15 gün sonra öldü. Psikolojik savaş yaşıyoruz. Hükümet 10 yıldır bu savaşı yaşatıyor. Devamlı sağlık çalışanlarını kötülüyor. Bu Hitlervari bir yaklaşım. Bizim Hükümet’in Yahudisi doktorlardır. Bu daha büyük suçları gizlemenin bir kılıfı. Sağlığı dönüştürüyorlar. Bir süre sonra vatandaşın cebinden tonla para çıkacak. Suçunuzu gizlemek için bize saldırmayın. Saldırıya uğradığımız zaman yanımızda durun. Kamera koyuyorlar. Kamera koymak caydırıcı değil ki. İnsanların aklına ve ruhuna sesleneceksiniz. Kamu spotlarını kullanın. Recep Akdağ, 10 doktorun 9’undan kendisini nefret ettirdi. Yeni bakana öneriyoruz; Sağlık Bakanı’nın eski uygulamalarından ders çıkarın. Hekimlere yakın durun."(Elif DEMİRCİ-DHA)