İZMİR-Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) 5'nci Sektör Tanıtım Günleri ve İş Zirvesi Programı kapsamında düzenlenen 'Türkiye Ekonomisine Yön Verenler' adlı panelde Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül ve Zirve'nin ana sponsoru Vodafone Türkiye'nin İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray konuşmacı olarak yer aldı. Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül Hükümet'in 'FATİH Projesi'ni Vestel'e peşkeş çektiği' yönündeki iddialara da çarpıcı yanıtlar verdi. Bütün dünyanın 'Dert söyleme benim derdim bana yeter' durumunda olduğunu, üç senede kriz yaşayan bir nesil olarak bir çok şeyi tecrübe ettiklerini anlatan Yüngül, "Krizdeki en önemli araç para. Parayı ne kadar iyi kontrol edersek, efektif kullanırsak, kriz de o kadar fırsata dönüşür" dedi.
'YATIRIMIN 2 MİSLİ İŞLETME SERMAYESİ LAZIM'
2008'e kadar dünya ekonomisinde muazzam bir büyüme olduğunu, likiditenin çoğaldığını ve o dönemde parayı iyi kullanan ülkelerin yol aldığını kaydeden Yüngül şunları söyledi:
"Ancak eski dönemlere göre artık bir farklılık var. O dönemlerde güzel bir hikayesi olan, çok güzel finansman bulup işini götürebiliyordu. Şimdi bence o devir geçti. Sırf hikaye devri değil, gerçek devri başladı. Artık hikayeye kimse para vermiyor. Mutlaka gerçek olması lazım. Kendi sermayenizi eskisinden daha fazla koymanız lazım. Ben yatırımı yapayım devri bitti, bana göre ne kadar sabit yatırım yapıyorsanız, en az onun iki misli kadar işletme sermayeniz olması lazım. Bu çok önemli bir şey. Çünkü para, sermaye rekabette çok önemli bir araç."
'KEŞKE PEŞKEŞ ÇEKİLEBİLSE'
Türkiye'de mali disiplin olmasının avantaj olduğunu, tüm dünyada kaynak sorunu bulunduğunu dile getiren Yüngül, bazı yatırımlara da devletlerin destek vermesi gerektiğini, kendi sektörlerinde Kore'nin uzun yıllar boyunca büyük şirketleri destekleyerek, küçük şirketlere de yaşam alanı açtığına işaret etti. Artık 'en ucuzu yapma' devrinin de tarihe karıştığını söyleyen Yüngül, şirketlerine yönelik eleştirilere ise şu sözlerle yanıt verdi:
"Ya adamın cebine para koyacağız, ya da iç dinamiklerle bazı yetenekleri ön plana çıkaracağız. Bunlara ister konsolidasyon ister büyüklerin etrafında küçükleri büyütme planı diyin. Bu her sektör için geçerli. Devlet Kamu İhale Kanunu'nda (KİK) bazı değişiklikler yaptı. Deniyor ki 'Fatih projesiyle ilgili bazı firmalara peşkeş çekiliyor.' Keşke çekilebilse. Yani bunun bir yolu, yöntemi olsa emin olun en büyük destekçisi ben olurdum. hatta burda diyebilirdim ki, 'Ya kardeşim kim bu sektörün en iyis? Vestel. Ya tamam KİK dışında çıksın, Vestel'i bu işin dışına çıkarın. Yeter ki bu işi layıkıyla yapabilecek bir firmaya verin.' Şimdi bu FATİH projesi çok güncel olduğu için bunu örnek veriyorum."
'KENDİ KENDİMİZE KURŞUN SIKIYORUZ'
Akıllı tahta ihalesinde kendilerinin '3 lira', Çinlilerin ise '6 lira' fiyat verdiğini belirten Yüngül, "Bunu ihalesiz yapsanız diyeceksin ki 'Kardeşim sen bunu Vestel'e peşkeş çektin.' Yerli firmanın alması ne şeyi oldu'" dedi. Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan'ın 25 bin tahta istediğini, Kanada'ya tahta sattıklarını da söyleyen Yungül, söz konusu ihaleyi ise ucu ucuna aldıklarını kaydetti. Yüngül sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi tablet ihalesi var, Deniyor ki 'Vestel'e peşkeş çekiliyor.' Keşke çekilse. Bana dese ki, 'Ben sana bunu bu şartlarda veriyorum.' Ama karşılığında bir vizyon koyması lazım. 'Kardeşim bunu istiyorum ama, sen 3 sene sonra akıllı telefon yapıp ihraç edeceksin.' Hiçkimse artık birbirini böyle büyük rakamlarla kandıramaz. Herkesin bilgiye erişebildiği bir dünyada yaşıyoruz ki öyle büyük karlar yok. Ekmek aslanın ağzında mı neresinde bilmiyoruz. Bir takım hedefler konabilir. Biz bunları kendi içimizde eleştirirsek kendi kendimize kurşun sıkıyoruz. Onun için ben bunu bu tür KİK'ten çıkartmaları ve de 'yerli firmalara her sektörde yüzde 15'e kadar öncelik veriyorum' fikrini her platformda sonuna kadar destekleyecek biriyim."
'VİTESİ BOŞALTSAN İZMİR'E GELİYORSUN AMA İŞ YAPMAK ZOR'
Konuşmasında İzmir'deki yatırım ortamı ile ilgili değerlendirmede de bulunan Yüngül, İzmir'in zor bir şehir olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
"Vitesi boşaltsan İzmir'e geliyorsun ama İzmir'de iş yapmak gerçekten çok zor. Bir şey yapalım dedik iki tane yer aldık, biri Alsancak civarında biri de Çeşme'de. Patron 'Aman bana bir şey söyleme bırak biz kendi yağımızla kavrulalım' dedi. İzmirli tamam, hoşgörü moşgörü var ama, birbirimizin ayağına kurşun sıkmamamız lazım. Biraz daha desteklememiz lazım. İzmir tamamen birbirimize köstek olmaktan geri kaldı. Aslında destek olsak herkesin malı da para edecekti başka bir oluşum olacaktı"
ARKAS: ÇANTALARIMIZI ALIP KOŞTURMAK GEREKİYOR
Toplantıda genç iş insanlarına deneyimlerini aktarak Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas da, deniz ticaretinin gelişimi için kıyıların taranarak limanların yeni nesil gemileri de kabul edebilecek hale getirilmesi gerektiğini savundu. İzmir'de de Körfez'i tarama projesine destek olmak gerektiğini vurgulayan Arkas, gelişmek isteyenlere mutlaka yurtdışına açılması gerektiğini belirtti. Arkas, "Biz bir sene uğraştık, Afrika'ya açıldık. Mecburduk kendimizi aşmaya. Çantalarımızı alıp koşturmak gerekiyor. Negatif bir adam değilim ama, oturup ağlamak çözüm değil. Ben nasıl koşturuyorsam herkes koşturacak. Dünyadan kopuk yaşayamayız. Uzağa gitmeye mecburuz" dedi.
TİMURAY: İZMİR ÖNCELİĞİMİZ
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray ise, İzmir'in kendileri için çok önemli bir kent olduğunu vurgulayarak, bu kentin önümüzdeki dönemdeki gelişimini göz önünde bulundurarak son iki yılda 130 milyon TL'nin üzerinde yatırım yaptıklarını söyledi. Timuray, "İzmir'in uluslararası anlamda rekabetçiliğini artırmada, pazarlama ve satış kabiliyetine destek vercek inovatif çözümlere sahip olduğumuzu, uluslararası tanıtımına dünyanın en büyük mobil iletişim şirketi olarak destek vereceğimizi düşünüyoruz. Bu bakış açımızla yatırımları önceliklendiriyoruz" diye konuştu.