Tanrıkulu: Ramazan’da Erdoğan hariç...
MHP Bayraklı İlçe Başkanlığı tarafından verilen iftar yemeğine katılan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili A.Kenan Tanrıkulu,Ermenistan askerleri tarafından vurularak öldürülen Türk çobanı hatırlatarak"Bugün, ülke maalesef zaafa düşürülmüş veya etrafındaki ülkelere çeki düzen verebilecek durumdan uzaklaştırılmış haldedir" dedi.
İZMİR - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bayraklı İlçe Teşkilatınca, Bayraklı Havuz Düğün Salonu’nda verilen iftar yemeğine MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Kenan Tanrıkulu’nun yanısıra MHP İzmir İl Başkanı Necat Karataş, İl ve İlçe yöneticileri, dernek temsilcileri, muhtarlar ve partililer katıldı.
İftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada Türkiye'deki son gelişmeleri değerlendiren Tanrıkulu, “Ramazan öyle kutsal bir ay ki Recep Tayyip Erdoğan hariç hepimiz bu ayda elimize mikrofunu aldığımızda dilimiz tutuluyor; manevi bir şeyler söylemek istiyoruz ancak tabi ki siyasi bir kimliğimiz de var dolayısıyla görevim gereği Türkiye’nin içinde bulunduğu birkaç hususu hatırlatmakta yarar var” dedi.
Türkiyenin çembere alınmış durumda olduğunu vurgulayan Tanrıkulu sözelerine şöyle devam etti; “Bugün Türkiye’de iç siyaset siyasi partilerin birbirleriyle rekabet etmesinin ötesine taştı. Taksim Gezi Parkı olaylarından sonra Türkiye’de bir çok şey yeniden şekillendi. Siyasi partileri, toplumu, hepimizi etkiledi. Biz bununla uğraşırken bir baktık ki ülkemizin dış politikası öyle bir çıkmaza sürüklenmiş ki daha dün aldığımız acı haberin etkisindeyiz. Türkiye Ermenistan sınırındaki bir çoban, otlattığı hayvanları karşı sınıra geçince onları çevirmeye girdiğinde Ermenistan askerleri tarafından vurularak öldürüldü. Aradan geçen bu süre zarfında, eğer güçlü bir devlet olsaydı, eğer masaya yumruğunu vurabilen bir ülke olsaydı eğer bölgede veya Ortadoğu’da sözü geçen bir devlet olsaydı o devletin mensupları, o gariban çobanın ahını yerde bırakmazdı. Bu ülke maalesef bugün zaafa düşürülmüş veya etrafındaki ülkelere çeki düzen verebilecek durumdan uzaklaştırılmış halde. Türkiye’nin güney sınırlarında bir ateş var; bir yandan Irak’ta bir yandan Suriye’de bir şeyler oluyor bu durumda bizi yönetenlere düşen görev ülkemizin gücünü, maddi manevi kaynaklarını artırmak olmalı ancak bunu göremiyoruz. Kısır bir çekişme var, siyaset artık öyle bir noktaya gelmiş ki ülkenin Başbakanı her iftar sofrasından sonra ‘amin’ dediklerinde kürsüye fırlıyor ,mikrofonu eline alıyor ve bir yerlere mesaj verme gayreti içine giriyor.”
“İzmir’e hizmet edecekseniz en azından asgari müştereklerde buluşacaksınız”
MHP İl Başkanı Necat Karataş ise konuşmasında hükümet ile yerel yönetim arasındaki sürtüşmelerin İzmir’e zarar verdiğini ifade ederek hem hükümete hem de yerel yönetime seslendi. İZBAN hattının geçtiği ilçelerde sıkıntılar yaşandığını dile getiren Karataş şunları söyledi:”Şuan Bayraklı sahildeyiz, denizin önündeyiz. Bayraklı halkıyla denizin bağlantısının kesilmesini anlamak mümkün değil. Acaba bu İZBAN yapılmadan, bu hat yapılmadan önce biz Bayraklı ile denizin bağlantısını kesmeyelim düşüncesi hiç akla gelmedi m? Bayraklı’da oturan vatandaşlarımızın deniz kenarına inebilmesi için cambazlık yapması lazım. Peki, engelli vatandaşlarımız ne yapaca? Gaziemir, Torbalı yine aynı şekilde İZBAN hattının ortaya çıkardığı sıkıntılarla boğuşuyor. Bu hat Ulaştırma Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak çalışmasıdır. Peki metro çalışmaları kaç yıldır sürüyo? Metro çalışmaları fıkralara konu oldu.İzmir’in prestij projesi diyerek talip oldukları EXPO 2015, mevcut hükümet ve yerel yönetim arasındaki husumet yüzünden kaybedildi. Şimdi İzmir EXPO 2020’ye talip. İzmirliler olarak hepimizin arzusu EXPO 2020’nin İzmir’e verilmesidir ancak görüyoruz ki yine değişen bir şey yok. Yine mevcut hükümetle yerel yönetim arasındaki husumet devam ediyor.”
İzmir son zamanlarda sıkça konuşulan ve tartışılan kentsel dönüşüm ile ilgili de uzlaşma sağlanamadığını ifade eden Karataş, vatandaşın kafasının karıştırıldığını söyledi. Karataş konuyla ilgili olarak, “Yine İzmir için en önemli meselelerden biri olan ve de 30-40 yıla yayılacak bir kentsel dönüşüm melesi var. Kentsel dönüşümün sağlıklı olabilmesi için mutlaka bu işi yapacak olan yetkililerin bir araya gelip uzlaşması lazım ama ne çevre ve şehircilik Bakanlığı ne Büyükşehir Belediyesi ne diğer kurumlar bir araya gelmeyi başaramadılar. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bu sefer vatandaşın kafası karışıyor. Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm bölgesinde yaşayan vatandaşlara ‘evinizi müteahhitlere vermeyin, belediyeye verin’ diyor, hükümet yetkilileri ise ‘aman ha evlerinizi belediyeye vermeyin, sizi yarı yolda bırakır’ diyor. Milletin kafasını allak bullak ettiler. İzmir için ne yapabilir düşüncesiyle ve planlı bir şekilde yola çıkmayanlar yüzünden kentsel dönüşüm sürecinde İzmirlinin başına neler gelecek; tek endişemiz bu. Hükümet ile yerel yönetim yani belediye bir uyum içinde olmak zorunda. İzmir’e hizmet edecekseniz azami müştereklerde buluşamıyorsanız hiç değilse asgari müştereklerde buluşacaksınız” şeklinde konuştu.