İzmir’de bir inşaatın istinat duvarının üzerinde bulundu cansız bedeni. Tarihler, 13 Mayıs 2018’i gösteriyordu. Dorukhan Büyükışık, 3 yabancı dil bilen 26 yaşında, iyi eğitimli bir gençti. Ölüm sebebi kayıtlara yüksekten düşme olarak geçti. Karartılan deliller, cep telefonundan silinen parmak izleri, dosyadan uçan video kayıtlarının varlığı ortaya çıktı. Dosya tekrar açıldı. Soruşturma polisten alınarak, jandarmaya devredildi. Görevliler hakkında soruşturma başlatıldı.
Dorukhan Büyükışık, babasının bir silah arkadaşının oğlunun cenazesi için İzmir’e gelmişti. Baba oğul birlikte cenazeye gitti. Acılı aileye karşı son görevlerini yaptı, taziyede bulundu. Gecenin ilerleyen saatlerinde Narlıdere’deki evlerindeydiler.
Dorukhan Büyükışık, spor yapmaya gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Baba Ethem Büyükışık, biricik evladını son kez görecekti.
13 Mayıs 2018 saat 09:30
Telefondaki ses Dorukhan Büyükışık’ın öldüğünü söylüyordu.
Narlıdere’deki evlerine çok yakın bir mesafedeki Tanyer İnşaat adlı şirkete ait 7 katlı bir inşaatın istinat duvarının üzerinde cesedi bulunmuştu.
Olay yerindeki herkes, Dorukhan Büyükışık’ın yüksekten düştüğünü, olayın intihar olabileceğini söylüyordu.
Oysa ki,
İş için Rusya’ya gitme hazırlığındaki Dorukhan Büyükışık’ın “intihar” etmesi için hiç bir sebep yoktu. Baba Ethem Büyükışık, bunu olası görmüyordu.
Olay yerinde yerde cansız bedenini gördüğü oğlunda yüksekten düşme emareleri de gözükmüyordu.
Baba Ethem Büyüışık’ın iç sesini destekleyen ise olay yerine gelen Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Uzmanı Doktor Gökhan Batuk’un, “Yüksekte düşme bulgusu yoktur. Otopsi yapılmalıdır” raporuydu.
Bundan sonrası ise adeta bir gerilim filmine dönüştü.
Adalet arayan bir babanın mücadelesi, kaybedilen delilleri, soruşturmadaki şüpheleri beraberinde getirecekti.
OTOPSİ RAPORUNA İTİRAZ!
30 Temmuz 2018’de çıkan otopsi raporu, Dorukhan Büyükışık’ın ölüm nedenini “darp veya yüksekten düşme” olabileceği yönünde değerlendirmişti.
Baba Ethem Büyükışık'a göre, 27 metre yükseklikten düşen bir kişinin kafa tasında ve vücudunda hiç bir hasar olmaması, kıyafetlerinin ise yırtılmaması mümkün değildi.
Otopsi raporuna itiraz etti.
Soruşturmayı yürüten savcı, İzmir Adli Tıp Kurumu Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Tokdemir ve Doç.Dr.İsmail Özgür Can’ı bilirkişi olarak atadı.
Ancak,
Bilirkişi olarak atanan adli tıp uzmanları, “yüksekten düşme” olarak verilen ilk raporda imzası bulunan isimlerdi.
Bu “bilirkişiler” de “yüksekten düşme” olarak rapor verdi.
Baba Ethem Büyükışık’a göre birileri bir şeylerin üzerini örtmeye çalışıyordu. Olayın izini sürmeye devam etti.
OLAY YERİ POLİSLERİ YALAN SÖYLEDİ
İlk gün hazırlanan olay yeri raporuna her şeyin eksiksiz yapıldığı anlatıldı.
Olay yeri inceleme raporunda parmak izi fotoğraf ve video çekimi yapıldığı yazıldı. Ancak olaydan üç yıl sonra rapordaki bu bilginin gerçek olmadığı ortaya çıktı.
Dorukhan’ın öldüğü alan şantiyenin etrafında birçok kamera olmasına rağmen bu kameraların kayıtlarının alınmadığı hatta bölgedeki MOBESE kamerasının kayıtlarının da alınmadığı Ethem Büyükışık’ın 4.5 yıllık adalet arayışıyla ortaya çıktı.
CEP TELEFONUNDAN YOK EDİLEN PARMAK İZLERİ
Olay yeri inceleme raporunda Dorukhan Büyükışık'ın Sony marka cep telefonundan alınan parmak izlerinin net olmadığı için bir bulguya rastlanılmadığı belirtildi.
Telefon üzerinde inceleme yapan Jandarma Kiriminal ekipleri ise telefondaki parmak izlerinin silindiğini tespit etti. Diğer başka önemli ayrıntı ise, Dorukhan Büyükışık’ın telefonu arabadan alınarak intihar ettiği denilen 7. kata çıkarılmıştı.
Bunun tercümesi, birileri olayı kurgulamış, “intihar” iddiasını güçlendirmek için otomobildeki telefonu, Dorukhan Büyükışık’ın düştüğü öne sürülen 7.kata taşımıştı.
Dosyaya daha sonra giren görüntüler bunu gösteriyordu.
POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA
Olay yerine ilk gelen Uzman Doktor Gökhan Batuk’un belge niteliğindeki, “yüksekten düşme bulgusu yoktur” sözlerini içeren videolu tespitleri de soruşturma dosyasına koyulmamıştı.
Adalet arayan Ethem Büyükışık’ın uğraşlarıyla bu videoda 3.5 yıl sonra dosyaya girebildi.
Bu veriler ışığında o dönemki İzmir Cinayet Masası ve olay yeri inceleme polisleri hakkında soruşturma açıldı.
İNŞAAT ŞİRKETİ ŞÜPHELİ
Olayın meydana geldiği tarihten 2 yıl 2 ay sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce ölüm olayının meydana geldiği inşaat alanında bulunan güvenlik kameralarının kayıt yaptığı kamera kayıt cihazında olay tarihi itibarıyla herhangi bir silinme olup olmadığı görüntülerin silinip silinmediği, silinen görüntü var ise geri getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında inceleme yapılmasına karar verildi.
Ankara Bölge Kriminal Polis laboratuvarı Müdürlüğü 31 Ağustos 2021 tarihli raporunda “yapılan incelemede söz konusu tarihe ait herhangi bir görüntü tespit edilemedi” diye yazdı.
Bu tespitin üzerine savcı tarafından Tanyer A.Ş. yönetici ve çalışanlarının Temmuz 2020 ayından itibaren peyderpey cinayet şüphelisi olarak ifadeleri alınmaya başlandı.
BÜYÜKIŞIK’IN İTİRAZ ETTİĞİ RAPORU, YAZAN KURUL GÖRÜŞTÜ
Birileri olayın üstünü kapatmaya çalışıyorken Ethem Büyükışık da bu işe dört elle sarılmaya devam ediyordu. Adalet aramaktan başka bir amacı olmayan Ethem Büyükışık sistematik otopsi raporu ve onun aynısı olan bilirkişi raporundan sonra kendi müracaatıyla Ankara Üniversitesi Öğretim Üyeleri olan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. İ Hamit Hancı, Adli Fizik Bilirkişisi Fizik Mühendisi İlknur Bakır Özbilek ve Adli Tıp Uzmanı Dr. Emrah Demirağ tarafından bir rapor hazırlattı.
Bu raporda yüksekten düşme olayının mümkün olmayacağı Dorukhan Büyükışık’ın darpa maruz kalarak öldüğü bilimsel olarak anlatılıyordu. Ethem Büyükışık bu raporu soruşturma savcısına sundu.
Bunun üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı İstanbul’daki Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurumu’na gönderdi.
Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurumu’ndan 2020 yılında gelen raporun sonuç bölüm de sistematik otopsi raporunun sonuç bölümüyle aynıydı. Bunun üzerine Ethem Büyükışık Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun raporuna itiraz etti. Yasal olarak bu itirazın üst kurulda görüşülmesi gerekiyorken raporu yazan aynı kurulda görüşüldü ve iki yıl sonra 22 Nisan 2020 tarihinde Ethem Büyükışık’ın itiraz ettiği raporun aynısı hazırlandı.
TAPELER DOSYAYA GİRDİ, ŞİKAYET EDİLDİ
2021 yılında İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliği ölüm olayında şüpheli olanların dinlenmesi kararı verdi. Elde edilen resmi tapelerde şirket sahibi ve şantiye şefi arasında geçen görüşmelerde, şantiye şefi savcı ile irtibatta olduğunu ifade ediyordu. Bu olaydan sonra Ethem Büyükışık, dosyanın savcını Hakimler Savcılar Kurulu'na (HSK) şikayeti ve Savcı Muhammed Doğramacı hakkında soruşturma açıldı.
SORUŞTURMA JANDARMAYA VERİLDİ
Dorukhan’ın cansız bedeninin bulunduğu yer polis bölgesiydi. Ortaya çıkan durum sonrası bu soruşturma 9 Eylül 2022’de Emniyet’ten alınarak, Jandarma’ya verildi. Soruşturma dosyasındaki tüm veriler tekrardan incelenmeye başlandı.
“TÜRK ULUSUNDA ARAMAYA KARAR VERDİM”
Yaptığı görüşmelerde herkes Ethem Büyükışık’a “hatalı iş” yaptıklarını söylüyordu. Ama resmi belgede “hatalı iş”leri devam ediyordu. Ethem Büyükışık Adalet Bakanlığı yetkilileri ile yaptığı görüşmede de elindeki bütün belgeleri ortaya koydu. Ardından Ceza İşleri Genel Müdürlüğü aracılığıyla Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu Üyeleri ve Prof. Dr. Mehmet Tokdemir hakkında İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nda “görevi kötüye kullanma suçundan” adli soruşturma açıldı.
Soruşturma başladıktan 13 gün sonra savcılık tarafından iddiaların somut dayanaktan yoksun olması gerekçe gösterilerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Ethem Büyükışık savcının bu kararına itiraz ederek Bakırköy Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurdu.
4.5 yıla yakın süre bu karanlık olayı aydınlatmak için mücadele veren Ethem Büyükışık devletin yıpratılmaması için uzun süre adaleti tek başına aradı. Ancak işin gelip bir yerde tıkanması sonucu bu olayı kamuoyu ile paylaşmaya karar verdi.
Ethem Büyükışık, “Bugüne kadar devletimizin ve devlet kurumlarının zarar görmemesi için büyük bir özen ve itidalle hareket etmeme rağmen karşılaştığım tüm bu hukuksuzlar, adalet dağıtmakla görevli kurumlarımıza duyduğum itimat ve güven hissimi derinden sarstı. Bu nedenle adaleti, parçası olduğum Türk ulusunda aramaya karar verdim” dedi. (Odatv.com)