Karşıyaka ilçesinde Bostanlı Mahallesi’nde yaşayan, emekli bankacılar Mualla ve İlhami Gün çiftinin, 8’inci sınıfta okuyan oğulları Efe Gün, evde böcek ve haşerat beslemeye merak sardı. Efe, anne ve babasına cins karınca ya da tarantula besleme isteğini iletti ancak olumsuz cevap aldı. Bunun üzerine Efe, ailesine haber vermeden, harçlıklarını biriktirerek ‘leopar gekko’ cinsinde bir kertenkele satın alıp eve geldi. Elinde kertenkeleyle eve gelen oğullarını gören çift, şaşkına döndü. Gün çifti, oğullarında kertenkeleyi evden uzaklaştırmasını isteyince tartışmalar alevlendi. Bunun üzerine aile, arabulucu olması için, eğitim koçu Feridun Balcı’ya başvurdu.
PEYGAMBER DEVESİNDE UZLAŞMA SAĞLANIR GİBİ OLDU
Gün çifti ile çocukları Efe arasında, yaklaşık 6 ay sürecek olan ve kıran kırana pazarlıkların yaşanacağı müzakereler başladı. Anne Mualla Gün, karıncaya alerjisi olduğunu, tarantula beslenmesini ise kesinlikle istemediğini söyledi. Bunun üzerine Efe, peygamber devesi fikrini ortaya attı. İnternetten araştırmalar yapıldı. Peygamber devesi diğer adıyla mantid, hamam böcekleriyle aynı familyadan gelen ve bin 800 böcek türünün ortak adını oluşturan öndeki ayaklarının havaya kalkık şekilde dua eder gibi durmasından dolayı peygamber devesi olarak adlandırılan peygamber devesinde uzlaşma sağlandı. Ancak bu sefer, halihazırda evde bulunan kertenkelenin akibetinin ne olacağı tartışma konusu oldu. Çift, peygamber devesi alınırsa kertenkelenin evden gitmesini istedi, ancak bu fikre de Efe yanaşmadı. Kimi zaman, günde 7 saat süren müzakereler sonunda bir sözleşme imzalandı. Buna göre kertenkele evde kalacak, başka bir hayvan alınmayacak, buna karşılık da Efe’nin internet kullanımı sınırlanacaktı.
'AİLEM ÖNYARGILI DAVRANDI'
Efe Gün, böcek ve sürüngen besleme konusunda anne ve babasının bilgi sahibi olmadığını, önyargılı davrandıklarını, ancak araştırdıkça onların da konuyu daha iyi anladıklarını belirterek, "İlk başta şoke oldular, çünkü son zamanlarda bu tür hayvanları besleme konusunda oluşan ilgiyi bilmiyorlardı. Ben, onlara bunun sandıkları kadar şaşırtıcı bir şey olmadığını, internette bazı videolar izleterek, bazı yazılar okutarak anlatmaya çalıştım ve beni anladılar" dedi.
'BİZİ ÇOK ZORLADI'
Baba İlhami Gün ise, müzakereler sırasında şiddetli tartışmalar yaşadıklarını, kimi zaman oğullarının kızgınlıkla masayı terk edip odasına çekildiğini belirterek, "Efe bizi çok zorladı. Biz ne söylesek üzerine bir şey söyleyerek bir şekilde istediğini elde etti. Ancak biz de elde ettik, şu anda onun internet kullanma süresi ve biçimi konusunda bizim de kazanımlarımız oldu" diye konuştu.
Küçüklükten beri karıncalara alerjisi olduğunu ve bu fikre en başından karşı olduğunu belirten anne Mualla Gün ise, "Feridun Hoca’nın araya girmesiyle uzlaşma sağladık, ancak tartışmalar hala zaman zaman sürüyor. İleride birkaç müzakereye daha ihtiyacımız olabilir" dedi.
'EFE ÇOK İYİ BİR MÜZAKERECİ'
Efe sayesinde, kendisinin de bu tarz hayvanları besleme konusundaki eğilimin farkına vardığını söyleyen Müzakereci Arabulucular Derneği Başkanı ve eğitim koçu Feridun Balcı, "Gençler arasında sürüngenlere, böceklere olan ilgi artmaya başladı. Bu konuda bir sektör oluşmuş. Hem Efe’nin hem de ailenin isteklerini göz önünde bulundurarak, müzakereleri kazan-kazan ile sonuçlandırdık" diye konuştu.
Müzakereci Arabulucular Derneği olarak 2013 yılından bu yana kişiler arası ilişkilerde, özellikle ebeveynler ile çocukları arasındaki çatışmalarda ve akran şiddeti olarak bilinen öğrencilerin kendi aralarındaki tartışmalarda müzakereler yaptıklarını belirten Balcı, "2016 yılında Buca’da özel bir eğitim kurumuna verdiğimiz proje kapsamında ebeveynler ve çocuklar arasında yaşanan çatışmalarda arabuluculuk yapıyoruz. Kuşaklar arası yaşanan çatışmalar insanlığın gördüğü en eski çatışmalardır. Eski bir Sümer yazıtında Sümerli bir yetişkin, gençler için şöyle diyor; ‘Ne olacak gençlerin hali. Ne kadar da asiler. Bize hiç benzemiyorlar’. Milattan önce, 3 binli yıllara ait bu ifadeler yazının bulunma dönemine denk düşmektedir. Kanımca kuşak çatışması çok daha eski tarihlere dayanmaktadır, ancak yazı olmadığı için bilinememektedir." dedi. (DHA)