EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Başka bir tarım mümkün” sloganıyla başlattığı ve hem Türkiye’ye hem de dünyaya örnek teşkil etmesini istediği İzmir Tarımı hareketi kapsamında İzmir’in kırsal ilçelerini ziyaret ediyor.
Başkan Soyer, programı kapsamında geçtiğimiz hafta Bayındır’a gitmişti.
Ancak Başkan Soyer’in Bayındır’da yaptığı açıklamalara AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar tepki göstermiş ve “Soyer’in hiç anlamadığı konu ve alanlarla ilgili reklam adına yaptığı açıklamaları dikkate almıyor kayda değer bulmuyoruz. Şimdi birileri kasket takıp poşu bağlayarak, üreticinin ve çiftçinin yanındaymış gibi bir algı furyası içerisine girip, hükümetlerimizi eleştirmesi yapılan tüm bu icraatları bilmediklerinin bir göstergesidir. Kostüm değiştirmekle çiftçinin yanında olunmaz” demişti.
Kırkıpınar’ın açıklamalarına ise CHP cephesinden birçok tepki gelmişti. Son olarak CHP Parti Meclisi Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, “Başka bir tarım mümkün” vizyonuyla 12 yıldır çalıştığını hatırlattı ve Başkan Soyer’in hayata geçiridği projelerden örneklerle Kırkpınar’a yanıt verdi.
Kırkpınar’ın, Başkan Soyer için kullandığı ifadeleri esefle okuduğunu belirten Nalbantoğlu, “Yekten söyleyeyim, Tunç Soyer, üç-beş gündür değil, Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminden bu yana, yani 10 yıldan fazladır tarımın, çiftçinin ve üreticinin yanındadır. Sayın Kırkpınar’ın ve partidaşlarının bilgisine sunmak adına, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Tunç Soyer’in, “ülkeye örnek olması gereken” tarım vizyonuna ilişkin bazı hatırlatmaları yapmak şart olmuştur. Soyer, ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ sözleriyle tanımladığı tarım vizyonunu, yaklaşık 12 yıl önce Seferihisar Belediye Başkanı olduğu dönemden itibaren hayata geçirmeye başlamıştır. Doğayla uyumlu, küçük üreticiyi destekleyen, tüketiciyi ve kentliyi zenginleştiren bu tarım modeli çerçevesinde; dört ana politika belirlenmiştir. Bunlar;
1. Üretici pazarları: Üreticinin sadece kendi ürettiğini satabildiği pazarlar oluşturulması…
2. Üretici birlikleri ve kooperatifler: Üreticiyi aracıyla muhatap olmaktan kurtaran, tüketiciyle doğrudan buluşmasını sağlayan birlik ve kooperatifler kurulması…
3. Tarım ürününü sanayi ürününe dönüştürmek, paketlemek, markalaştırmak ve dünya pazarlarıyla buluşturmak…
4. Yerli tohuma sahip çıkmaktır
Sayın Soyer’in yoğun emek ve çabaları doğrultusunda, önce yukarıdaki maddelerin tümünü destekleyen Bereketli Sulama Projesi hayata geçirilmiş ve tarımsal sulama barajının isale hatları yenilenmiştir. Böylece daha az su ile daha uzun süre sulama imkânı yaratılmış; çiftçimizin cebinden daha az para çıkması sağlanmış; alternatif ürünler üretilmeye başlanmıştır” dedi.
“KÖYLERİN KENDİ SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİLERİNİ YARATMASI DA HEDEFLENDİ”
Seferihisar’da dört temel hedef çerçevesinde kurulan üretici ve köy pazarlarının bugün de hem üretici hem tüketici için karlı olduğunu hem de Seferihisar için ekstra ekonomi yarattığını ifade eden Nalbantoğlu, “Yine bu politikalar doğrultusunda Türkiye’nin dört bir yanından tarımsal kalkınma kooperatifleri ile Seferihisarlı kooperatif ve üreticilerimizin ürünlerinin satıldığı Seferihisar Bakkalı ve Halkın Bakkalı işletmeleri hayata geçirilmiştir. Her köyü bir ürünle özdeşleştirerek, köylerin kendi sürdürülebilir ekonomilerini yaratması da hedeflenmiştir. Bu doğrultuda; örneğin Turgut Köyü lavanta, Orhanlı Köyü şevketi bostan, Beyler Köyü hurma zeytin, Ulamış Köyü karakılçık buğdayı ile anılır olmuştur. Yine ilçenin en önemli geçim kaynağı olan mandalinanın pazarlanabilmesi, üreticinin daha çok kazanması için “Mandalina Üretici Birliği” kurulmuştur. Ardından mandalina işleme ve paketleme tesisi, Seferihisar Belediyesi tarafından satın alınarak birliğe devredilmiştir. Böylece aracılar aradan çıkarılmış; üretici kendi malını işleyip, pazarlamaya, para kazanmaya başlamıştır. Düzenlenen mandalina şenlikleri ile Seferihisar Mandalinası, Türkiye çapında ‘marka’ haline getirilmiştir. Aynı şekilde Seferihisar Mandalinası için Coğrafi İşaret Tescili de alınmış ve ürüne katma değer kazandırılmıştır. Mandalinanın, jeotermal enerjiyle kurutulması projesi de hayata geçirilmiş; böylece Seferihisar Mandalinası dört mevsim tüketiciyle buluşmaya başlamıştır. Aynı şekilde, başta zeytinyağı olmak üzere Seferihisar’da üretilen tarım ürünlerinin hepsi için “markalaştırma” çalışmaları yürütülmüştür. İlçe genelinde yaşı 500’ün üzerinde olan anıt ağaçlar tespit edilmiş; bu ağaçlardan üretilen zeytinyağları “Zeytinyağı Müzayedesi” ile satılmıştır. Bu da üreticiye ekstra kazanç sağlamıştır. Örneğin Teos Antik Kenti’nde bulunan 1800 yaşındaki ağaçtan üretilen yağın yarım litresi 30 bin TL’ye alıcı bulmuştur. Yine ilçede yetiştirilen üzümler de kurutulup paketlenmiştir. Gelecek nesiller yerli tarıma sahip çıksın hayata geçirilen Doğa Okulu; yarının büyüklerine tarım bilinci aşılamaktadır” diye konuştu.
“TUNÇ SOYER YERLİ TOHUMA SAHİP ÇIKTI”
“’Tarımdan anlamıyor’ denilen Tunç Soyer, Ak Parti iktidarının adeta ‘yasak madde’ muamelesi yaptığı, alım-satımını yasakladığı atalık yerli tohumlara da sahip çıkmıştır”diyen Nalbantoğlu, şunları söyledi; “Türkiye’de ilk kez Sayın Soyer’in talimatıyla başlayan Tohum Takas Şenlikleri’yle kaybolmaya yüz tutmuş tohumlar toplanmış, yine Soyer’in kurduğu Seferihisar Can Yücel Tohum Merkezi’nde çoğaltılmıştır. Bugün her yıl milyonlarca yerel tohum, Türkiye’nin dört bir yanına ücretsiz gönderilmektedir. O günden beri ülkemizin dört bir yanında sayısız Yerel Tohum Takas Etkinlikleri düzenlenmektedir. Tunç Soyer’in tarım vizyonunu bugün de aynen devam ettiren Seferihisar Belediyesi, pek çok kentte Yerel Tohum Merkezlerinin kurulmasına öncülük etmiştir. KKTC’deki Mehmetçik Belediyesi dahi Tunç Soyer vizyonundan ilham almış ve Zeka Bey Tohum Merkezi’ni kurmuştur. Soyer’in tarım vizyonu sayesinde bugün Türkiye’nin pek çok yerinde, başta Karakılçık Buğdayı olmak üzere atalık tohumların ekim alanları hızla artmaktadır.
Çiftçi babası, tarımın hamisi Tunç Soyer’i, Seferihisar’dan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na taşıyan en önemli etken, işte bu akıl ve vizyondur. Soyer, çok daha büyük bir güç ve azimle, tarıma, çiftçiye, üreticiye ve tüketiciye sahip çıkmaya devam etmektedir. Geride kalan yaklaşık 2.5 yılda da yerli ve milli tarım olanaklarının geliştirilmesi, doğru tarım deseninin oluşturulması, iklim kriziyle ve kuraklıkla mücadele, çiftçinin ve üreticinin ürününe katma değer kazandırılması ve tüketicinin sağlıklı ve hesaplı gıdaya ulaşması için onlarca faydalı icraata imza atmıştır.
“İZMIR TARIMI VIZYONU BIR BAŞKALDIRI MANIFESTOSUDUR”
Son olarak Türkiye’nin tarım başkenti Ödemiş’te duyurduğu İzmir Tarımı vizyonu da AK Parti’nin her türlü kolaylığı sağladığı küresel tarım kapitalizmine bir başkaldırı manifestosudur. İklim, toprak ve coğrafya koşullarına uygun tarım ve hayvancılık modellerini hayata geçirmeyi hedefleyen İzmir Tarımı, kuraklığa ve yoksulluğa karşı çıkışın işaret fişeğidir. Tarıma; örgütlenme temelinde, bilimsel ve bütüncül yaklaşım sunmaktadır. Büyükşehir Belediyesi tarafından alım garantisi verilen üretici, emeğinin karşılığını alacaktır. Büyükşehir şirketi BAYSAN’da paketlenecek ürünlere, markalaştırılarak katma değer kazandırılacaktır. Sağlıklı İzmir Tarımı ürünleri, dünyanın dört bir yanına pazarlanacaktır.
Ağızlarından ‘yerlilik ve millilik’ kavramlarını düşürmeyen, ancak attıkları hiçbir adımda yerlilik ve millilik bulunmayan art niyetli odaklar; yerli tohumlarla, yerli hayvan ırklarıyla yapılacak tarımsal faaliyetlerden niçin rahatsızlık duymaktadırla? Eleştireceklerine, Sayın Soyer’in İzmir Tarımı vizyonunu incelemelerini ve yerli tarıma can çekiştiren tarım politikalarını bir an önce terk etmelerini tavsiye ediyorum.
Sözün özü; Sayın Tunç Soyer, kamuya yöneticilik yaptığı yıllar boyunca; birilerinin çok sevdiği gibi boş konuşmamış, boş oturmamıştır. Her zaman kamu yararına icraatlarıyla konuşulmuş, alkışlanmıştır. Sayın Kırkpınar ise daha önce farklı konularda pek çok partidaşının yaptığı gibi bilgisizce ya da art niyetli konuşmuştur.
Burada asıl üzücü olanın, sırf muhalefet olsun diye yapılan bu tür açıklamaların, halkımızın faydası için hayata geçirilen icraatları, harcanan emekleri yok sayması ve karalamasıdır. Siyaset, halka hizmet için yapılır. Siyasetçilerin her şeyden önce bu bilince sahip olması ve on düşünüp, bir konuşması gerekir.”