“Türk milleti istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda sadece askerleriyle değil erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla tüm fertleriyle birer cesaret ve kahramanlık abidesidir. Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Bunun için ne terör örgütleri ne de bunları üzerimize salan güçler hain emellerine asla ulaşamayacaklardır. Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle ‘bağımsızlık bizim milletimizin karakteridir.’ Ülkemizi işgale kalkışanlar için söylenmiş ‘ya istiklal ya ölüm’ parolası aslında özgürce yaşama irademizin beyanıdır. Bugün de aynı anlayışla sınırlarımız içinde ve dışında yoğun bir mücadele veriyoruz. Karşımızdaki karanlık güçlerin kural ve ahlak tanımaz saldırıları karşısında biz değerlerimizden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Suriye’deki Irak’taki kardeşlerimize yüreğimizi açtığımız gibi Arakan’da zulüm gören mazlumları da yalnız bırakamayız. Gerektiğinde yüreğimiz bileğimizde, gerektiğinde gönlümüz ve sözümüzle mücadele etmesini biliriz. Bölgemizde ve tüm dünyada zulmü tamamen sona erdirene huzuru ve refahı tesis edene kadar mücadelemiz sürecektir.
SEÇENEKLER HER AN ÖNÜMÜZDE
Türkiye’nin tamamen kendi kararıyla başlattığı Kıbrıs çıkarması sırasında yaşadığı hadiseler kendi savunma sanayini kurmadan bağımsızlığını korumasının mümkün olmadığını tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Bugün Türkiye hem terörle mücadele hem sınır ötesi operasyonlarını başarıyla yürütüyorsa bunda savunma sanayinde son 15 yılda attığımız adımların çok büyük payı vardır. Maruz kaldığımız örtülü ambargolara, ülkemize ve ordumuza FETÖ eliyle vurulan darbeye, müttefiklerimizle yaşadığımız sorunlara rağmen planlarımızda, projelerimizde, operasyonlarımızda herhangi bir gerileme yoktur. Suriye ve Irak’ta milletimizin ve kardeşlerimizin geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda geri adım atmayacağız. Bölgedeki gelişmelerle ilgili tüm seçenekler her an önümüzdedir. Terör örgütleri kullanılarak oynanan oyunların asıl yüzünü görüyoruz ve dayatmaları kabul etmiyoruz.
HER TEDBİRİ ALDIK, HAZIRIZ
Türkiye’yi terör örgütleri üzerinden köşeye sıkıştırmak isteyenler bir süre sonra ellerindeki bu pimi çekilmiş bombalarla baş başa kalacaklardır. DEAŞ işte buyurun şu anda ne yazık ki müttefikimizin silahları DEAŞ’ın elinden çıkıyor. Bu nasıl ittifak, bu nasıl NATO’da beraber olma? Bumerang gibi bunlar dönüp zamanı gelecek onları da vuracak. Bilginin, paranın, teknolojinin, mal ve hizmetlerin küreselleştiği dünyada terörü Ortadoğu coğrafyasına hapsedebileceklerini sananlar yanıldıklarını göreceklerdir. Bu sözlerimiz bir temenni veya tehdit değil, objektif bir durum tespitidir. Zira bu bölgede biz yaşıyoruz onlar değil. 911 kilometre Suriye sınırı, 394 kilometre Irak sınırında biz yaşıyoruz onlar değil. Dolayısıyla her an bir tehdit olacaksa bize olacaktır, onlara değil. Dolayısıyla biz de buna göre her türlü tedbirimizi aldık, hazır durumdayız ve şunu bilecekler ki Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı şekilde bizler bu görevi ifa etmenin hazırlığı içindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Ağustos resepsiyonunda siyaset, iş, sanat, spor dünyasından isimlerin yanı sıra şehit yakınları ve gaziler de yer aldı. Resepsiyona Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Doğan Holding Yönetim Kurulu üyeleri Vuslat Doğan Sabancı ve Arzuhan Doğan Yalçındağ, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bilâ da katıldı. Erdoğan, konuşmasından önce Aydın Doğan ile bir süre sohbet etti.
Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Lideri Devlet Bahçeli ile de sohbet eden Doğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile de bir araya geldi.