Olay, 12 Kasım'da Konak ilçesi Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak'taki apartmanda meydana geldi. 4 katlı binanın en üst katında oturan aile, dairede ilaçlama yaptırdı. Tüm daireler ilaçlamadan etkilendi. İhbarla adrese AFAD Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) uzmanları ile itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olayda 2'nci katta oturan Altay Toprak Kınalı, annesi Raziye Kınalı, babası Recep Kınalı ve apartmanda yaşayanlardan üniversite öğrencisi Gizem Umay hastaneye kaldırıldı. 5 kez kalbi duran ve yeniden çalıştırılan Altay Toprak Kınalı kurtarılamadı. Kınalı çifti ve Gizem Umay, tedavileri sonrası taburcu edildi. Altay Toprak bebek, otopsisinin ardından Pınarbaşı Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Olayla ilgili soruşturma kapsamında 3 kişi polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Firmada çalışan ziraat mühendisi B.Ö. (47) ile ilaçlamaya yardımcı olan çalışan E.G. (44) tutuklandı, işe aracılık ettiği belirlenen E.G. (46) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturmasında AFAD ekiplerinin incelemesinde binanın ilaçlanmasında kullanılan maddelerin yerleşim merkezinde kullanılmaması gereken tarım ilacı niteliğinde maddeler olduğunun tespit edildiği belirtildi. Evdeki ilaçlamada insan sağlığına zararlı olan 'Kingphos' ve 'Grainphos' adlı tarım ilaçlarının kullanıldığı tespit edildi.
Soruşturma dosyasına AFAD ölçüm raporları da girdi. Ekiplerin 14 Kasım'da saat 19.00 sıralarında kapı deliğinden, saat 22.00 sıralarında ise dairenin içinde yaptığı ölçümde karbonmonoksit, hidrojen sülfür ve hidrojen siyanür oranının oldukça yüksek olduğu ve üst değerler aşıldığı için cihazın 'over' verdiği ortaya çıktı. Raporda üst değerlerin hidrojen siyanür için 50 ppm, hidrojen sülfür için 200 ppm, karbonmonoksit için 500 ppm olduğunun altı çizildi.
'FİRMANIN İLAÇ YETKİSİ YOK'
Dosyada Tarım ve Orman İl Müdürlüğü raporu da yer aldı. Olayda yüksek kapasiteli, tahıl, bakliyat, kuru meyve ambar ve depolarında kullanılan tarımsal ilaçların kullanıldığının altı çizildi. Aynı raporda ilaçların Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış; haşere, böcek ve bakterilerin kapalı bir ortamda gaz halindeki kimyasal maddelerle boğulması sınıfında bulunan bitki koruma ürünleri olduğuna da vurgu yapıldı. İlaçların satışının bitki koruma ürünü bayi izin belgesine sahip kişi ve kuruluşlar tarafında yalnızca fumigasyon operatör belgesine sahip kişiler tarafından yapıldığı ancak ilaçlamayı yapan firmanın ise bu ürünleri satması için yetkisinin bulunmadığının altı çizildi.
'İLACIN ETKİSİNİN 90 SAAT SÜRDÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ'
Ailenin avukatı Utku Turan, yapılan ölçümlere göre ilacın 90 saate kadar etki gösterdiğini söyledi. Turan, "AFAD tarafından yapılan ölçümler ve sonuçları dosyaya girdi. Cihazların en yüksek seviyelerine ulaşarak hata verdiği, ilaçlama yapılan eve girildiğinde ise hidrojen siyanür, hidrojen sülfür ve karbonmonoksit değerlerinin oldukça yüksek değerde olduğu, hatta cihazın ölçüm değerlerinin üzerine çıktığı tespit edildi. Ölçümlemeler yaklaşık 72 saat sonra yapılmasına rağmen değerlerin hala çok yüksek olduğu görülüyor. Hatta AFAD ekipleri büyük fanlarla havalandırma gerçekleştirmiş. Ona rağmen 10-12 saat kadar evlere girilmemesi uyarısında yapıldığını biliyoruz. İlacın etkisini 90 saat kadar gösterdiğini görüyoruz" dedi.
'DOSYA BİLİRKİŞİDE'
İlaçların tamamının tarımsal amaçla kullanılması gereken ilaçlar olduğunun altını çizen Turan, "Sanıklar tarafından teslim edilen ilaçlar ve iş yerlerinde bulunan boş ilaç kutuları var. Raporların içinde 3 farklı ilaçtan bahsediliyor. İlaçların hiçbirisinin biyosidal ürünlerin kullanım ve usul esasları hakkındaki yönetmelik dahlindeki ilaçlar olmadığı tespit edildi. İlaçların tarımsal amaçlı, açık alanlarda ve uzman kişiler tarafından kullanılması gereken ilaçlar olduğu da belirlendi. Dosyada bilirkişi aşamasındayız. Otopsi raporu ve bilirkişi raporunun tamamlanmasıyla davanın açılacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. (DHA)