TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Şubat ayı Olağan meclis Toplantısı ikinci bileşimi Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. Oturuma damgasını vuran konu Torbalı’da imar planlarında tarım arazisi olarak görülen parselin planlarında değişiklik yapılarak “ otel alanına” çevrilmesi oldu.
Oturumda gündeme gelen bir diğer konu ise İzmir’in yerel yönetim bazında en büyük yatırımı olan ve dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla temel atma töreni gerçekleştirilen Buca Metrosu oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in törendeki konuşmaları ve ardından AK Parti kanadından gelen tepkilerin gündeme geldiği oturumda yine merkezi iktidarın İzmir yatırımları tartışıldı.
İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ TANSİYONU YÜKSELTTİ
Oturumda gündeme gelen ve Torbalı’da şahıs firmasına ait iki parselin imar planlarındaki değişiklik, mecliste tansiyonun yükselmesine neden oldu.
“Torbalı Belediye Meclisinin 03/12/2021 tarihli ve 247 sayılı Kararı ile uygun görülen; Kuşçuburun Mahallesi, 825 parselin bir kısmında "Tarımsal Nitelikli Alan"; 827 parselin bir kısmında E:0.30 Yençok: 5.50 m yapılaşma koşullarındaki "Otel Alanı" belirlenmesi talebine yönelik, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği önerisi” ifadeleriyle gündemde yer alan önergeye AK Parti tarafından kullanılan “Kişiye özel plan ve muamele” eleştirileri iplerin gerilmesine neden oldu.
“İBB KİŞİYE ÖZEL DAVRANMAMALI”
İlgili gündem maddesi üzerinde söz alan AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, planlara dava açılmadığı için TMMOB’ye bağlı odalara yüklenirken AK Parti’nin ilerleyen günlerde dava açacağı mesajını verdi ve “Bu plan değişiklikleri Büyükşehir'in ilk kez bu kadar hızlı onaylayarak geçirdiği plandır .Burada 825 parsel şarap üretim merkezi, 827 parsel ise tarım alanı. Önerilen plan ise; 825’in bir kısmı tarım, 827 parselin bir kısmı da otel alanı olarak öneriliyor. Biz buraya gelen bazı planların askıya dahi çıkmadığını biliyoruz. TMMOB’ye bağlı Şehir Plancıları Odası’nın da buraya dair itiraz ya da davası olmadı. Ama bakıyoruz emsal ve dönüşümle ilgili çok hızlı bir şekilde davalar açılmıştı. Biz daha önce de burada yanlış olduğunu söyledik. Karşıyaka’da bir spor alanının eğitim alanı olarak değiştirilmesi kararı geçtiğimiz günlerde mahkeme kararıyla iptal edildi. Biz bu odaların hangi kararlara hangi gerekçelerle dava açtığını araştıracağız. Çünkü hakkaniyetli olmadığını görüyoruz. Biz burada mevzi imar planları yapıyoruz. Biz dilerdik ki Gültepe’de bu kadar hassas davranan odaların bu tarım alanında da aynı hassasiyeti göstermesini beklerdik. Yani odaların kişiye özel davalar açtığını görmekteyiz. Birazdan buradan geçecek karar hukuka aykırı bir karardır. Sanırım ilerleyen dönemlerde bu karara dava açma gereği duyacağız. Biz bu bölgedeki tarım alanlarını korumak için çalışmaya devam edeceğiz. İBB kişiye özel davranmamalı, daha geniş bakmalı” dedi.
“İZMİRLİLERE ŞİKAYET EDİYORUM
İlgili plan değişikliği kararını eleştiren AK Parti Grup Başaknvekili Özgür Hızal, Büyükşehir’i ayrımcılık yapmakla itham etti ve “Ben meseleye biraz daha geniş yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. İBB, uzun yılları hastalığı olan mazeret belediyeciliğinin en güzel örneğini gösteriyor. ‘Engelleniyoruz, bizi engelliyorlar’ söylemini en güzel ortaya koyan belediye ödülü verildi Büyükşehir2e verilecek. Siyaset belirli ilkeler üzerinden yapılmalı. Eğer böyle yapmazsanız verdiğiniz kararlar objektif olmaz. Burada bir imar değişikliği yapılıyor. Buradaki alan, bir tarım arazisi. Başka bir tarı mümkün diyerek her önünüze geldiğinde Hükümet’in tarım politikalarını eleştiren Tun Soyer, bu alanı görmüştür diye düşünüyorum. Ama o kadar hızlı bir şekilde bu alanın değişikliğini yapıyorsunuz ki kafamızda ciddi soru işaretleri oluyor. Bu alan X bir firmaya ait. İsmini vermeyeceğim. İzmir’de çok elzem olan emsal artışını –mış gibi yapan İBB, sadece Bayraklı’yla sınırlandıran İBB, çıkıp bu devasa tarım alanını otel olarak tecil ediyor. O zaman nerede samimiyet? Hem tarımdan hem eşitlikten hem de arka sıradakilerden bahsedeceksiniz ama pratikte hiçbirini hayta geçirmeyeceksiniz. Ama bir firmanın talebini hızlı bir şekilde bu meclisten geçireceksiniz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kiraz’daki hastane projesine itiraz edeceksiniz. Sonra da engelleniyoruz diyeceksiniz. Bergama’daki Millet Bahçesi’ne karşı gelip burada plan değişikliği yapmak ilkesizliktir. X bir firma geliyor, siz adeta yangından mal kaçırırcasına bu planları geçireceksiniz. Bu samimi değildir. Ben buradan İzmirlilere şikayet ediyorum. İzmir’de ciddi sorunlar var. Deprem anıtı yapmakla sorunlar çözülmüyor. İzmir’in temel sorunlarını görmeyen İBB, İzmir’i plansız bırakarak kişiye ve belediyelere özel planlar yapar hale geldi” ifadelerini kullandı.
“KİŞİ KENDİNDEN BİLİR İŞİ”
İlgili önergeye ilişkin konuşan CHP'li Meclis üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı İrfan Önal, "Birçok noktada manüpülatif noktalara çekildi konu. Bundan 7 ay önce buradan oy çokluğuyla geçen 1/5000’lik planlara AK Parti’nin itirazı ya da davası olmamış. Askı süresince itiraz görmeyen planlar şu anda onaylı planlar. 1/1000’lik planlar 1/5000’liğe uygun. O zaman neden itiraz ediyorsunuz? Kişiye göre uygulama dendi. Kişi kendinden bilir işi. Biz kişilere göre uygulama yapmıyoruz. Bahsi hecen mevzi imar Özel döneminden geliyor. Bizim dönemimizden değil. Bahsi geçen mevzu yan yana iki parselle ilgili. Yan yana iki parselin imar durumlarının değiştirilmesi. Vatandaş, mevcut üzüm bağlarını yıkıp konut yapmamak için olarak alanda imar yapmak istiyor” ifadelerini kullanırken Önal’ın ifadelerine AK Parti sıralarından itirazlar yükseldi ve konuşmalar karşılıklı tartışmalara döndü.
Konuşmanın arasında giren Hızal, “temasa geçme” ifadelerine tepki gösterdi ve “Kendisine imar komisyonu başkanı olarak birileri temasa geçiyor herhalde. BO ifade ya tutanaklardan çıkarılsın ya da özür dilesin” dedi.
“SAPLA SAMANI KARIŞTIRMASINLAR”
Hızal’ın ifadelerinin ardından konuşmasına devam eden Önal, kişiye özgü bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti ve “Az önce kişiye özel muamele diyenler kendisi. Bizim öyle bir muamelemiz yok. Biz alanı AK Partili meclis üyelerinin de olduğu bir grupla gidip gördük. Burada kişiye özgü hiçbir şey yok. Kişiye özgü diyorlarsa kendilerinden biliyorlardır işi. 1/1000’lik plana itiraz var mı? 1/5000’lik üzerinden itiraz ediyorlar. O zaman bu planlara neden askı süresince itiraz etmediler? Sapla samanı karıştırmasınlar” diye konuştu.
Önal’ın ardından yeniden söz alan Hızal, şunları söyledi; “Kişiye özel plan yapılıyor söylemimiz asla ama asla birilerini zan altında bırakmak adına yapılan bir şey değildir. Ben buradan ilkeler üzerinden belediyenin yönetilmediğini iddia ediyorum. Sayın Hatip az önce birileri sizle temasa geçti dedi. Bizle birileri temasa geçmedi. Kendisiyle geçtiği için sanırım bu planlar yapılıyor. Ya iddiasını ispat etsin ya da özür dilesin.”
İlgili önerge Cumhur İttifakı'nın 'ret' oyları ve şerhine karşılık Millet İttifakı'nın 'kabul' oylarıyla oy çokluğuyla kabul edildi.
“500 MİLYON EUROLUK KAÇ TREN SETİ ALACAKSINIZ?”
MHP’li Meclis üyesi Hakan Şimşek ise dün gerçekleştirilen Buca Metrosu temel atma töreni ve törenin ardından gerçekleştirilen meclis oturumunda CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç’ın yatırımın bütçesine ilişkin sözlerine dikkat çekerken ihale bütçesi ile tören sonrasında ifade edilen bütçe arasında fark olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi; “Dün İzmir için önemli görebileceğimiz yatırım olan Buca Metrosu’nun temle atma töreni yapıldı. Ardından oturum geç başladığı için fazla konuşamadık. Bir arkadaşımız 765 milyonluk bir proje olduğunu ve 4 yıl sonra ödeneceğini söyledi. Yani 2 ay önce tamamladığımız Buca Metrosu kredisinin 3 milyar 950 milyon TL'ye imzalandığını başkan anlattı. Neydi? İhalede birçok teklif vardı ama bu iş 3 milyar 950 milyona denk geliyor. Bunu kura böldüğünüzde 250 milyon civarı bir rakam çıkıyor. Ben bu çelişkiyi sordum. Teyit etmek için Genel Sekreterimizin yanına giderek aradaki farkı sordum. Kendisi de ten setlerinin alımı için olduğunu söyledi. Ben şunu ifade etmek istiyorum: 500 milyon Euroluk kaç tren seti alacaksınız? Yapılan 3 milyar 950 milyon liralık ihale ray yapımı gibi işler için olması lazım. Geriye kalan 5 milyonluk harcama eğer ki tren seti içinse benim bu konuda ilerleyen günlerde söyleyeceklerim var.”
“YALANA YALAN DERİZ”
CHP’li meclis üyesi Murat Aydın’ın söz alarak Buca Metrosu temel atma töreninde Balkan Soyer’in merkezi iktidarın İzmir’in yatırımlarını engellediği, İzmir’e yatırım yapılmadığı ve Dünya Bankası kredisine ilişkin sözlerine cevaben AK Parti Grup Başkanvekili Hızal’ın sosyal medya hesabından yaptığı “yalan” paylaşımına ilişkin eleştirilerde bulunmasının üzerine ikinci kez söz alan Hızal, iktidarın İzmir’de yaptığı yatırımlardan bahsetti ve “Aslında bu konuşmalarımı Sayın Başkan’ın da katıldığı oturumda konuşacaktım ama bazı CHP’li meclis üyelerinin eleştirileri nedeniyle bugün konuşacağım. Sayın İBB Başkanı Tunç Soyer’in ifadesiyle bunu söylemek istiyorum. Yalan yalan denir. Elbette ki siyaset yapıyoruz, elbette ki mensubu olduğumuz siyasi anlayışın haklarını koruyacağız ve belli söylemlerle ortaya koyacağız. Ama siyaseti samimi, ilkeli, bilgiye dayalı ve doğru bilgiler üzerinden yapmak lazım. İzmir’de çok uzun yıllardır İzmir’i yönetenlerin bir rahatsızlığı vardı. Neydi? İzmir cezalandırılıyor. İzmir’de biz bir şeyler yapmak istiyoruz ama hükümet bizi cezalandırıyor Bir süre bu rafa kaldırıldı ve biz de ortak akıl denilen meşeyi hayata geçirecekle diye ümitlenmiştik .Ama geldiğimiz süreçte yani bin günün sonunda sona yaklaştığınızı gördünüz. Biz onlarca yüzlerce vaatte bulunduk ve hiçbirini yerine getiremedik dediniz. Bugün İBB, personel maaşlarını ödeme noktasında dahi sorun yaşar hale geldi. O zaman da raftaki eski ‘İzmir cezalandırılıyor’ hastalığını gündeme aldınız. Yani hastalık nüksetti. Bunun için de İzmirlilere yanlış bilgiler veriyorsunuz. Sayın Başkan çıkıp hep ‘Merkezi Hükümet’in İzmir’de yapılmış 1 metre metro tüneli yok’ diyor. Ben de İBB’nin İzmir’de yapmış olduğu 1 metre karayolu tünel var mı? Onu söyleyin. Ulaştırma Bakanlığı, sizin bütün itirazlarınıza rağmen Konak Tünellerini yapıp İBB’ye devretti. Siz orada henüz akıllı trafik sistemini dahi hayta geçiremediniz. O zaman biz şunu söylemeyi kendimizde hak görürüz. Yalana yalan deriz. Eğer siz doğru olmayanı yanlış bilgileri sırf algı yaratmak ve kendi PR’ınızı yönetmek adına bu şehre haksızlık yaparsanız ben de bu şehre yalan söylediğinizi söylerim. Size tavsiyem… Bilgiye dayalı konuşulması. Birtakım magazinsel söylemler ve bilgiler üzerinden siyaset yapmak doğru değildir. Bir taraftan çıkıp sosyal devlet ve belediyecilikten bahsedeceksiniz diğer yandan da çıkıp İzmir’den alınan veriler ve yatırımları söyleyeceksiniz. İzmir’den alınan vergiler İzmir’e geliyor. İzmir-İstanbul otoyolu bir İzmir projesidir mesela. O yıldan İzmir’e yılda 1 milyon turist geliyor” dedi.
“İZMİR MERKEZİ HÜKÜMET TARAFINDAN ENGELLENMEKTEDİR"
Gündem dışı konuşmalarda son olarak söz alan CHP Grup Sözcüsü Kökkılınç, hem Buca Metrosu bedeline hem de Buca Metrosu ve yatırımlar konusundaki eleştirilere yanıt verdi ve “768 milyonun ne şekilde oluştuğu soruldu. Açıklayayım. İhale bedeli KDV dahil 456 milyon Euro. KDV dahil tünel yapımı, hatların yapımı, ray döşenmesi gibi işlemlerin bedeli. Bunlarla kalınmıyor. Trenlerin alımı da var. 120 aracın alımı toplam 312 milyon Euro da bunlar için belirlenmiş. Toplanda 768 milyon Euro bugün Buca Metrosu’nun maliyeti. En önemlisi de şu: Biz 4 yıl boyunca hiçbir şey ödemeyeceğiz. 4 yılın sonunda da ihaleye konu olan inşaatın yapımının tamamlanmasını umuyoruz. Bugün dövize gelen farkları, inşaat malzemelerine ve en önemlisi elektriğe gelen farkları göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye için örnek bir yatırımdır. Keşke Türkiye İzmir gibi olsa. Evet İzmir 2021 yılı için 133 milyar vergi kazandırdı devlete ama sadece 2.60’ını yani 3,5 milyar alabiliyor. Bu da resmi kayıtlardan elde ettiğimiz veriler. Belki İstanbul’dan örnek gösterildi. Evet ülkeye kazandırdığımız vergiler ihtiyacı olan kentlerde kullanılacaktır. İtirazımız yok Ama Trabzon’a yani AK Partili bir ile yüzde 80’lerde, Konya’ya yüzde 60’larda verilirse buna da ‘E insaf’ denir. Yüzde 2.60 civarında yatırım İzmir’in cezalandırılması demektir. Ben meclis üyemizin başkanımızı yalancılıkla itam etmesinden büyük rahatsızlık duydum. Yalancı demek hakaret demektir. İzmir merkezi hükümet tarafından engellenmektedir" diye konuştu.