EGEPOSTASI- Tüm Yerel-Sen İzmir şubesi ikiye bölünerek İzmir 3 Nolu şubesi kuruldu ve şubenin yönetimi seçimle değil atama usulü seçildi. Yeni kararla birlikte bugüne kadar işverenlerin karşısında tek yetkili şube olan İzmir 1 Nolu şubenin yetki alanları da kısıtlandı. Bugüne kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU, ESHOT ve İzmir’in güneyindeki ilçe belediyelerinden sorumlu olan şubeden İzmir Büyükşehir Belediyesi alındı.
Alınan karar sonrasında, yapılanı bir darbe ve sendikayı bölme teşebbüsü olarka gören Tüm Yerel-Sen Sendikası’nın seçimle yönetime gelmiş İzmir 1 Nolu şubesinin tüm yönetimi topyekun olarka istifa etti.
İstifa kararı bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu. Açıklamayı şube adına Tüm Yerel-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Zafer Güner yaptı.
Tüm Yerel-Sen tarihinde görülmemiş bir ihanetle karşı karşı karşıyaolunduğunu söyleyen Güner, “Sendika Merkez Yönetimi, 10 Eylül 2020 tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir karara imza atarak İzmir 1 Nolu şubemizi ikiye bölmüş ve üçüncü bir şube kurmuştur. Bu karar, şubemizi kapatmakla eş değerdir. Altı ay önce, Genel Merkez Genel Kurulu’nda şube açma ve kapama yetkisini Genel Merkez’e veren karar maddesi, tüm itirazlara rağmen oy çokluğuyla kabul edilmiştir. İtirazlarımız üzerine kürsüye çıkıp konuşma yapan ve şu an başkan olan kişi şube kapatacak kadar hain olmadıklarını söylemiştir. Şimdi soruyoruz: Bir şubeyi kapatmak amacıyla bölmeniz sendikal mücadeleyi bölmekten başka ne anlama gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Kararın kendilerine yüz yüze dahi bildirilmeyip kargoyla gönderildiğini ifade eden Güner, “Tüm Yerel-Sen İzmir 1 Nolu şubemiz, şubenin bölünmesi kararını 16 Eylül 20020 tarihnde İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde ‘Önce insan sonra iş’ diyerek pandemideki tedbirlerin yetersizliğine dair gerçekleştirdiği eylemden 2 saat önce şube binasına gelen kargoyla öğrenmiştir. Bu bile alınan kararın ne kadar sinsice olduğunu ortaya koymaktadır. Kargoyla gönderilen karar acizliğin ifadesidir” dedi.
KARAR ÖRGÜTTEN GİZLENDİ
Güner istifa kararı açıklamasının devamınında şunları söledi;
“Gerekçesiz ve hiçbir dayanağı olmayan bir kararla var olan şubeyi ikiye bölmek, seçimle yıkamadıkları bir yönetime, atanan bir yönetimle darbe vurmaktan ve seçimi kaybedenlere koltuk yaratmaktan başka bir şey değildir. Genel Kurul’dan sonra en yetkili organ olan Başkanlar Kurulu’nda dahi bu karar değerlendirilmemiş ve bütün örgütten gizlenmiştir. Böylesi önemli bir karar hiç kimseyle paylaşılmadığı gibi telefonla bile bilgi verilmemiştir. Kararı alan Genel Merkez, aldığı kararın arkasında duramayacak kadar acziyet ve korkaklık içerisindedir. Tüm Yerel-Sen kirli emellerle yönetilecek bir sendika değildr. İzmir 1 Nolu şubemizin görev alanı İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU veESHOT ile güneyde kalan merkez dışındaki ilçe belediyeleridir. 3. şubenin kurulmasıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi bu görev alanlarından çıkartılmıştır. Şu anda 1 nolu şube İZSU, ESHOT ve belirtilen ilçe belediyelerinden sorumlu olacak ve mevcut gücü bölünecektir. Şimdi soruyoruz: Memuriyet hayatına İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde başlayan 1 nolu şubenin başkanı dahil dört yöneticisi bu karardan sonra 3 Nolu şubeye dahil olmak zorunda kalmış ve yıllarca çalışma alanı olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde sendikal yetkisi kalmamıştır. Bu hangi mantıkla izah edilebili? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yetki tek iken işverenin karşısında bölünmüş iki şube olması nasıl açıklanı? İzmir’de mevcut şubeyi bölerek içinden yeni bir şube üretmenin sendikamızın büyümesine değil üye kaybına hizmet edeceği ortadayken bu denli pervasız bir karar ‘Küçük olsun, benim olsun’ zihniyetinin ürünü değil midi? İşverenin yetkili sendikayı güçlendirmek için elinden geleni yaptığı ve yetkili sendikanın işverenle omuz omuza vermişcesine emekçinin sorunlarını görmezden geldiği bir dönemde, yetkili sendikanın üyelerimizin cebinden haksız ve hukuksuz bir şekilde cebinden dayanışma aidatı almasına rağmen üyelerimiz sendikamıza ve şubesine sahip çıkmaya devam etmektedir. Şubemizin yıldızının parladığı böyle bir zamanda genel merkezin şubemizi bölerek yetkisi sendikanın ekmeğine yağ sürmeis tüm üyelerimizin iradesine yapılmış bir ihanettir. Bu haksızlığa ‘Dur’ demek tüm örgütün sorumluluğudur.
“KOLTUKLAR GELİP GEÇİCİDİR”
Sendikal mücadelemizin mücadlesine zarar veren bu antidemokratik karar, örgütümüzün tamamına karşı yapılmış bir darbe niteliğindedir. Ben yaptım oldu anlayışı ne yazık ki Genel Merkez yöneticilerimize de sirayet etmiştir. Bu yanlışa ‘Dur’ demek sadece İzmir 1 Nolu şubenin değil, yarın aynı duruma düşecek olan tüm şubelerin tarihi sorumluluğu ve görevidir. Buradan kendilerine sesleniyoruz: Seçilmiş şube yöneticilerine sorulmadan, fikirleri ve onayları alınmadan şubeler ikiye ya da üçe bölünebilir m? Üyelerin iradesi sonucu seçimle gelmiş bir yönetimi tasviye etmek karar hemen düzeltilmediği takdirde kişilere değil Tüm Yerel-Sen’e zarar verecektir. Bu tahribatı düzeltmek uzun yıllar alacaktır. Koltuklar sizin, mücadelemiz bizim olsun. Bugün üyelerimizin iradesiyle seçilmiş ve Tüm Yerel-Sen’in kuruluşundan itibaren emek vermiş İzmir 1 Nolu şubenin önceki dönem genel başkanı dahil tüm yönetim, denetim, disilin kurulları, asil ve yedek yönetimleri olarak bizleri göreve taşıyan iradeye karşı sorumluyuz. Şimdiye kadar üye iradesini hiçe sayan hiçbir oluşumun içinde bulunmadık. Bundan sonra da bize inanalara karşı aynı bilinçle hareket edeceğiz. Koltuklar gelip geçicidir. Önemli olan üyelerimizin güvenini kaybetmemektir. Şubemizi ve sendikamızı bölen bu kararın sorumluları genel merkez yöneticileridir. Bu karardan sonra sendikamızın içerisine gireceği kaostan onlar sorumludur. Alınan bu karardan utanç duyuyoruz.
“ÜYELERİMİZİ MAHKUM EDEMEYİZ”
Tüm Yerel-Sen’i bugünleri taşıyan üyeşerimize hesdap veremeyeceğimiz bu karara kendimizle birlikte üyelerimizi de mahkum edemeyiz. Tüm bu gerekçelerle, sendikal mücadelde var olan bizler mevcut tüm görevlerimizden çekiliyoruz. Bu süreçten sonra sendikal mücadelemiz bu kötü niyetli zihniyete örgütümüzü teslim etmemek adına sendikamızın onurlu bir üyesi ve neferi olarak devam edecektir.