Tuncay Özkan’la yüz yüze: Avcı sordu Özkan yanıtladı
Ege Postası’nın başarılı siyaset muhabiri Sercan Avcı sordu, CHP Parti Meclisi Üyesi, İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Tuncay Özkan yanıtladı. Masada ağırlıklı olarak İzmir vardı.
Haberler / Seçim
29 Mayıs 2015 Cuma 17:52
PAYLAŞ
HABER SERVİSİ - Ege Postası’nın başarılı siyaset muhabiri Sercan Avcı, CHP Parti Meclisi Üyesi, İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Tuncay Özkan’la bir araya geldi. Özkan, yoğun çalışma temposu arasında ayırdığı zamanda Avcı’yla yüz yüze konuştu dobra açıklamalar yaptı. Masada ağırlıklı olarak İzmir vardı. Bir çok partilinin merak ettiği sorulara içtenlikle kaçmadan yanıt verdi Özkan…İzmir’in farkından, İzmir için yapmak istediğine, çocukları Nazlıcan ve Güneş’ten, 7 Haziran’ın önemine, İzmir’de parti içi siyasi patronluğu istiyor iddialarından, Aziz Kocaoğlu’na kadar her şey var bu röportajda.
İzmir’e yabancı mısınız' İki aydır her gün alandasınız. Sizi İzmir’le ilgili şaşırtan bir şey oldu mu' İzmir’i iyi tanıyorum. İzmir’de doğup büyüyen insanlar kadar İzmir’i iyi biliyorum. İyi tanıyorum. Kenti çok iyi bildiğim için beni şaşırtan bir şey yok.
Hem gazeteciliğinizde hem de Cumhuriyet Mitinglerini düzenlerken hem de CHP’de Parti Meclisi üyesiyken kent kent dolaştınız. İzmir’i diğer illerden ayıran bir özelliği var mı' İnsan kalitesi…Coğrafyası ile barışık. Doğası ile iç içe. Kendi ayakları üzerinde durabilen çok çalışan insanları var. Özellikle kadınlar. Bu kentin kadınları kenti sırtlarına almış taşıyorlar. Bu emeğe saygı duymamak mümkün değil. İzmir’de kadın emeği var. İzmir tarihine uygun olarak kadınlar tarafından kadınlar için yaptırılmış. Biri Selanik bizi İzmir…Bu kent Selanik’le birlikte tarihte kadın emeğinin ve kültürünün ona bağlı üretkenliğin sembolü olmuştur. Bu kenti farklı kılan bu. Bu kentin sokaklarındaki kadınlar sabaha karşı bile evlerine tek başına gidebilir. Bu kentte insanlar özgürlüklerini sonuna kadar yaşamak konusunda kararlılıklarını her defasında ortaya koyuyor. En büyük fark bu.
Parti yöneticileriniz hatta Genel Başkanınız İzmir’e geldiğinde “Türkiye İzmir gibi olsun” diyor. Bu gerçekleşebilir mi' Elbette olabilir. Bizim amacımız bu… Türkiye’yi kuşatan karanlık var. Bu karanlığı parçalamak için İzmir’in aydınlığı ile saldırmak gerekiyor. Diğer kentler kötü İzmir iyi demiyoruz. Türkiye’yi kuşatan karanlığın parçalandığı, üzerinde Mustafa Kemal Atatürk güneşinin doğduğu tek kent İzmir…Bu kentin aydınlığını Türkiye’nin üzerindeki karanlığa karşı kullandığımızda Türkiye kazanır.
Aydınlık-karanlık demişken. Yakın zamanda ikinci çocuğunuz doğdu. Güneş ismini verdiniz. Oğlunuza Güneş ismini vermeniz bir mesaj mı' Benim oğlum kendisine benzeyecek. Ne olmak istiyorsa o olacak.Bir çocuk annesini veya babasının gölgesinde büyümez.Biz ona sadece sağlıklı mutlu huzurlu bir hayat sağlamaya çalışacağız, iyiyi kötüyü yanlışı doğruyu ayırt edecek bilgiler vereceğiz. Tercihler kararlar ona ait olacak. Güneş iyiliğin ötekisi olmayan Türkiye’nin, Güneş Türkiye’nin kurtuluşunun mesajı.
Kızınız Nazlıcan alan çalışmasında sizle…Afiş asıyor, bayrak asıyor. Kendi isteği miyd? Siyasete girmek istiyor mu. Karşı çıkar mısınız bu taleple gelse' Karar Nazlıcan’ın…Ona istemediği hiçbir şeyi yaptırmadım. Nazlıcan “Baba finallerim öncesi boşluk var. Senin için çalışacağım” dedi. Elbette dedim geldi çalıştı. Finalleri bitiyor. Önümüzdeki hafta yeniden benimle birlikte olacak. Afiş asacak bayrak asacak. Bu benim bilimcimle Nazlıcan’ın bilincinin kesiştiği nokta. Bu Nazlıcan’ın Türkiye için yapmak istediklerinin dışa vurumu. Nazlıcan siyaset yapmak istiyor m? Bilmiyorum. Siyaset yapmak isterse de her şeyimle onun yanında yer alırım. Nazlıcan benden daha akıllı. Daha uzak görüşlü. Nazlıcan Türkiye’nin geleceğini temsil ediyor. Siyasetteki bütün birikimimle istekleri doğrultusunda kızıma yardımcı olurum”
İthal eleştirileri yapıldı size karşı. Geçen dönem bir çok vekili İzmir’de pek göremedik. Siz 7 Haziran’dan sonra İzmir’de mi yaşayacaksınız'Kentte olacak mısınız' Buraya yerleştim aslında. Eşimin Hatay’da bir evi var. Evi tadilat ettiriyoruz. Hak verirsiniz ki taşınma işlemi bir süreç alıyor. Adresi taşıdım. 7 Haziran’dan sonra da hep beni İzmir’de göreceksiniz. Burada olacağım.
Vekil olduğunuzda İzmir’e yönelik öncelikleriniz ne olacak' Üç şey var. İşsizlik, ulaşım ve kültür sanat. Bu kentin uzun vadeli çözümleri kuzey limanları, tarıma ve hayvancılığa dayalı yeni sanayi oluşturulması. Bu kent kimsenin kendi cebine alıp koyacağı kadar küçük bir kent değil. İzmir’i kasaba olarak görmek isteyenler var. Çok geç kalmışlar. Onlara sesleniyorum. İzmir mega bir kent. Yağmalanmamış, iyi korunmuş bir kent. Bu kent yaşanabilir kent. Hem de bu ülkenin bu anlamda birinci kenti. Daha iyi olması için ben Tuncay Özkan olarak bir nefer olarak çalışacağım.
Hükümetin İzmir tutumu nasıl. Partinizden “ Hükümet İzmir’e şaşı bakıyor” eleştirileri geliyor. Hükümet şaşı bakamıyor kör bakıyor. Gelen adamları küfür ediyor. İzmir’in farkı onları ürkütüyor. İzmir onların yüreklerinde bir karanlık bölge …İzmir’de istediklerini yapamıyorlar. İzmir’de istedikleri istismarı yapamıyorlar. Başbakanlık ofisi açtılar. O ofisin nerede olduğunu bilmiyordur Başbakan…İzmir’e soğuklar. Yaşam biçimini düşünceyi hedef alıyorlar. Bu kent Akdeniz’in birinci kenti ekonomisiyle insanlarıyla dünyanın sayılı kentlerinden…Bu kenti iyi anlamak lazım. Bu kent ülkeye ve dünyaya model olacak. Seferihisar’da bir liman ve 5 milyon metrekarelik bir sera olgusunun katacağı şey, Avrupa’nın bütün yaş meyve sebze ihracatını yaparsınız. Hem de doğal tarımla.
“İzmir CHP’nin kalesi” deniyor. Bu ipotek koyma değil mi' Yo ben demiyor bunu…Anakara ‘da Melih Gökçek belediye başkanı seçiliyor diye dört dönem Ankara AKP’nin kalesi mi oluyor. İzmir kimsenin kalesi değil. Kendisi kale. Bu kent, gelen herkesi kendisinden bir parça haline getiriyor. Bu çok önemli. Kim olursanız olun nereden gelirseniz gelin İzmir’in bir parçası oluyorsunuz. İzmirli olmuyorsunuz. Bana enişte diyorlar. Ben daha öteyim içgüveysiyim diyorum.
Kentte seçim atmosferi nası? Geçmiş yıllara göre heyecan biraz düşük' Alanda çok heyecan var ama rakibimiz yok. Rakibimizin bir kalite göstergesi yok. Sizinle televizyona çıkmıyor. Polemiğe giriyorsunuz küfür ediyor. Şimdi gelmiş karşıdan birinci sıra adayı İbrahim Turhan. İzmir borsasını İstanbul’a taşımışsın İzmir’e hizmet edeceğim diyorsun. Böyle politika olmaz. Bakan devletin olanaklarını kullanarak cirit atıyor. Söylediklerinin tamamı yanlış gerçek değil. Onu yaptım bunu yaptım diyorlar. Damlacık mahallesi ne olacak. Oradaki yağmayı kim durduracak.Kente ne verdiler. Tartışamıyoruz, konuşamıyoruz, ne yapacağız. Alkışlıyoruz. Alkışlıyoruz gidecekler.
7 Haziran da nasıl bir tablo ortaya çıkacak' Türkiye’de birinci parti olacağız. İzmir’de AKP ya ikinci ya üncü parti olacak. İzmir’de 28’in altında oy alacaklar. Biz de 60 alacağız. İzmir’i bu kadar aşağılayan hakaret edenlere İzmirli dersini verecektir.
7 Haziran neden önemli' 7 Haziran Türkiye için bir yol ayrımının başlangıcı. Türkiye ya yeni bir ufka doğru yol alacak ya da ekonomik krizli insan hakları ihlalli bir dönem yaşayacağız.Yeni Türkiye dedikleri şey adaletin özgürlüğün barışın olmadığı dönem. Vatandaş sandığa giderken iyi düşünmeli…
HDP’nin barajı geçip geçmemesi çok konuşuluyor. CHP için ne kadar önemli HDP’nin barajı geçip geçmemes? Tabanınızda bir oy kayması olacak m? Önleminiz var mı' Bizi hiç ilgilendirmiyor…Sadece HDP bizim oy tabanımıza saldırıyor. Tabandan HDP’ye çok az bir kayma olur. HDP temsil edilsin. Bütün görüşler mecliste temsil edilsin. Biz baraj kaldırılsın dedik zaten. Bizim tabanımıza saldıran her partiye karşı tedbirimizi alıyoruz. 1 oy çok kıymetli. Kimseye verilecek ödünç oyumuz yok. Ödünç oy verecekse seçmen bu parti CHP olmalı.CHP sofrası herkes açık. Bu sofra özgürlüğe kardeşliğe barışa inananların sofrası.
İsim veremem tabi ki ama bazı partilileriniz “İzmir’de siyasetin patronluğuna soyunuyor. Bu adam CHP’nin başına bela olur” diyor (Tuncay Bey çok gülüyor) Benim İzmir için düşündüğüm tek şey hizmet. Bazıları da tedirgin olsun tabi ki neden tedirgin olmayacaklar ki...Tedirgin olacaklarsa benim varlığımdan enerjimden olsunlar. Ben onlar tedirgin olacak diye geri çekilecek değilim. Doğru bildiğim şeyi hayatım pahasına savunurum mücadele ederim. Altıok’un, Mustafa Kemal Atatürk’ün sancağının bekçisiyim. Ben bana inanları yere baktırmam. Başım dik alnım açık. Bazıları da tedirgin olsun. Olacaklar. Bu kentin medyasını haraca bağlamış olanlar tabiî ki benden korkacaklar. Onlarla mücadele edeceğim. Bu kentte neyi yanlış yapıyorlarsa mücadele edeceğim. Parti içinden de olabilir dışından da olabilir.
Ego problemi var diyenlerde var. Belki de fazla özgüveniniz var… Ahmetli Egemen Bostancı, MFÖ’den reklam jingle ısmarlamış. Ama jingle bir türlü bitmemiş, yetişmemiş. Yetişmedi mi eskiden 1 yıl sonraya kalıyorsunuz. Bostancı MFÖ’nün evine gelmiş. Yetiştiremediniz para mı isterim demiş.O sırada Mazhar Alanson eline bir gitar almış başlamış çalmaya.Güzel bir parça çalmış. Bostancı “İşte bu ya ne güzel bir parça” demiş. Alanson “Abi senin reklam jingle” demiş. Bostancı, “ Benim yanımda yaptınız paramın yarısını isterim geri isterim. 2 dakikada bitirdiniz” demiş. Alanson, “Olur mu öyle şey. Onun arkasında tam 35 yıl var” demiş. Benim bu aksaçların yorgun bedenin özgüvenin ardında tam 50 yıl var. Ben İzmirlilerle karşılaşıyorum. Kucaklaşıyorum. İzmir’de etkili olmak isteyenler benden korkmasın. Ben hizmet için geldim. Başka bir derdim yok. Çözüm üretmek çözüm için kavga etmek takip etmek isteyen bir insanım. Kimsenin benden korkmasına gerek yok. Dostlukla elimi uzatıyorum. Aşk’tan başka derdimiz yok. Siyaseti aşk için yapıyorum.
Aziz Kocaoğlu’nun Cumhurbaşkanı’nın Atatürk Stadyumu’ndaki toplu açılış törenine katılması ve daha sonra Başbakan’ı karşılarken eğilerek selamlaşması parti içinde tepki çekti. Sosyal medyada çok eleştirildi Aziz Bey…Siz nasıl karşıladınız' Aziz Bey başarılı bir belediye başkanı…İzmir’i yağmadan korumuş, projeleri güzel, tanıdıkça Türkiye2nin en iyi beleidye başkanı olduğuna inandım. Kadrosu çok iyi, bakış açısı müthiş, kentle birlikte yol alıyor. Söylenecek laf yok. Alkışlıyorum. Çalışkan bir adam. Sabah kalkıp köylere gidiyor. Bazı şeylerde siyaset dengedir. Cumhurbaşkanlığı makamına elbette saygı gösterilmeli. Eğer o makamda oturan kişi o saygınlığı politik çıkar, rekabet için kullanıyorsa o zaman o saygınlığa karşı takılan tutuma karşı bir tutumda takınılmalı. Ben İzmirlileirn sadece Zeybek oynarken eğildiklerini biliyorum. Kimsenin karşısında siyaseten eğilmezler. Belediye başkanımızda siyaseten herkesin karşısında dimdiktir. Asla eğilmez. Makamlar devletin makamlarıdır. Aziz Bey devlete karşı bir saygı göstermiştir. Siyaseten Aziz Bey’in AKP’li hiç kimse karşısında eğildiğini düşünmüyorum. Bunu yanlış yorumlamak doğru bir şey değil
Yıllarca gazetecilik, televizyonculuk yaptınız.Şimdi yapmıyorsunuz. Bugün için bir manşet atsaydınız ne yazardınız' Gazeteci topluma yurduna insanlığa karşı sorumludur. Gazeteci özgürlüğü savunmalı. Türkiye’de özgürlük mahpustadır. Gazeteci ilaçtır, oksijendir. Ben 35 yıl boyunca bu mesleği yaptım. İlkokulda sorduklarına da “gazetecilik yapacağım” dedim. Çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. Gazeteciler barışa özgürlüğe katkı koymazlarsa bu ülke dağılır. Ben bugün manşetimi, “ Türkiye özgürlüğünü adaletini barışını arıyor” diye atıyorum