Ege Postası
Geri

Türk-İş kırmızı çizgisini açıkladı

Son günlerde cumhurbaşkanlığını seçimleri öncesinde çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu için destek turuna çıkan CHP İl Yönetimi’nin son durağı işçi sendikaları oldu. Emek cephesinin liderleri ile biraya gelen CHP İl Başkanı Ali Engin, seçim sürecine dair DİSK ve TÜRK-İŞ’ten gelen talepleri dinlerken, sandıkta destek istedi. Gerçekleşen ziyaretler sırasında çarpıcı mesajların altına imza atan Engin, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye için kırılma noktası olduğunu belirtti.
Türk-İş kırmızı çizgisini açıkladı
Haberler / İzmir
17 Temmuz 2014 Perşembe 12:04
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İl Başkan Yardımcısı Ülkümen Rodoplu ile birlikte DİSK ve Türk-İş’i ziyaret eden CHP İl Başkanı Ali Engin, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde emek cephesinden çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek istedi. 
 
 “DEMOKRASİDEN D’SİNDEN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
CHP İl Başkanı Ali Engin, “Ülkemiz yeni bir seçime daha girecek. Türkiye’nin gerçekten demokrasiye ihtiyaç olan bir dönemdeyiz. Meydanlarda bağırarak halkı kutuplaştıran bir cumhurbaşkanı adayı istemiyoruz. Bu ülkede 12 Eylül’den bu yana demokraside büyük kesintiler oldu. Güçler ayrılığı ilkesinde kesintiler yaşıyoruz. Ülke bu düzen dahilinde değil, tamamen Tayyip Erdoğan’ın istediği doğrultuda ilerleyen bir düzen var. Türkiye’de demokrasinin D’sinden bahsetmek, güçler ayrılığından bahsetmek, emekten, işçiden, özgürlükten, haktan bahsetmek mümkün değil. Türkiye’de kalkınmadan bahsetmek mümkün değil. Borçla kalkınma modeli geldi, borçla büyüyen bu sistem artık Tayyip Erdoğan’a yetmiyor. Kutuplaşma, etnik çıkarlar veya ayrılıklar üzerinden dış politikalar üretiliyor. İç politikada da aynısı söz konusu. Bu ülkede herkesin demokrasi istediğini biliyoruz. Hangi çözümden, hangi demokrasiden bahsediyorsu? Bizim arzumuz, beraber yaşaya bu toplumun beraber yaşamaya devam etmesi. Bölünme acı getirir. CHP, bu yüzden bölünmeye karşı. Doğuda yaşayan insanlar batıya vize ile gelmesin diye bölünmeye karşı. Bu hükümetin demokrasiyi bir amaç değil, kendi diktatörlüklerini kurmak için araç olarak gördüklerini unutmamak lazım. Türkiye’nin kutuplaşmasını önleyecek ve ülkede rahatlama sağlamak amacı ile Sayın İhsanoğlu diyoruz. Kendisi dindar bir insan. Bizim partimize göre eksik olmadığını hepimiz biliyoruz. İnsanların dindar olması ve kendi dinini yaşaması demokrasiye nasıl aykırı değilse, Türkiye’de dinini yaşaması da demokrasiye aykırı değil. Büyük bir uzlaşma sağlandı” dedi ve çatı aday İhsanoğlu’na destek sunan diğer siyasi parti temsilcilerine teşekkürlerini iletti.


 
“SANDIĞI BOYKOT ETMEK DOĞRU DEĞİL”
“Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu bu ülkenin bir olduğunu ve geleceğe birlikte yürümemiz gerektiğini bizlere hatırlattı” diyerek sözlerini sürdüren Ali Engin, “Bu uzlaşma süreci son yıllarda görülmemiş bir şeydir. Sandığa gitmek önemlidir. Boykot etmek doğru değil. Referandumda bunu gördük. Sandığa gitmeyenler büyük bir vebal altına girdi. CHP olarak bizim hiçbir kaygımız yok. Herkesle, toplumun tüm kesimi ile birlikte hareket etmek istiyoruz. Kaybederse Türkiye kaybedecek, kazanırsa Türkiye kazanacak. Emek, demokrasi, özgürlük ve hak kazanacak. Bunu bir parti seçimi, parti içi siyaset ve başka hesaplarla karıştırmamak lazım. Ekonomi için istikrar diyorlar. Bunun için de başkanlık sistemi istiyorlar. Böyle bir  şey yok. Amerika’da bile yok… Bunların istikrar dediği, koalisyon olmasın, her kafadan bir ses çıkmasın, hızlı karar alalım, Tayyip Erdoğan’ın ben karar alayım, ülkeyi büyüteceğim demesidir. İstikrar dedikleri daha kaliteli bir eğitim, eşit gelir dağılımı, çalışanların halklarını elde edebilmesi değil” diye konuştu.


 
“BUNLARDAN KURTULMAMIZ LAZIM”
CHP İl Başkanı Engin cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülke için büyük bir önem teşkil ettiğine değinerek şöyle konuştu: “İyi yaşamak için, özgür ve refah bir ülke olabilmek için bunlardan kurtulmamız lazım. Türkiye’ye gerçek barışın gelmesi, bölünmeden ayrışmadan kandan uzak bir barış gelmesi için bunlardan kurtulmamız lazım. Kentlerimizi yağmalatmamız için, tüm inançların barış içerisinde yaşayabilmesi için, kardeşlik için bunlardan kurtulmamız  lazım. CHP bir fedakarlık yapmıştır. Eski Genel Başkan’ımız aday gösterilseydi hepimiz ayakta alkışlardık. Ama ya 2’inci ya da 3’üncü olurduk. Ya da seçilmek mümkün olmazdı. Kutuplaşmanın başı olurduk. Kutuplaşma da artardı. Bu uzlaşı oldukça önemlidir. Bu karar Türkiye’yi rahatlatmıştır. Demokrasi, barış, özgürlük için bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek zorundayız. İyi bir yaşam isteyen herkesin fedakarlık yaparak oy vermesi gerekir. Kimseden para istemiyoruz, bağış yapın demiyoruz. AKP gibi büyük seçim kampanyalarını finanse edebilecek durumda değiliz. Ama inancımız var. Bunarla ihtiyacımız yok. Biz son seçimlerdeki gibi yüzde 90 oranında katılım sağlarsak hiçbir sorun yoktur.”


 
“BUNLARDA UTANACAK  YÜZ YOK”
Engin ziyareti sırasında 17 Aralık sürecine de değinerek, Erdoğan’ın halkın karşısına çıkacak yüzü yok” dedi ve sözlerine şöyle son verdi: “Vicdansızlar ülkenin kaynaklarını çaldılar. Bunlarda utanacak yüz yok. Yolsuzlukları bile gizlemeye çalıştırlar. Hala bunun hesabını vermediler.”
 
“ERDOĞAN’IN VİZYON PROGRAMI SOMA, ULUDERE, GEZİ  VE REYHANLI’DIR”
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise cumhurbaşkanlığı seçimleri için kırmızı çizgilerini ise şöyle özetledi: “Kısa zaman sonra yapılacak bu seçimde ülkede demokrasinin tesis edilmesi bizler için çok önemli. Yarı başkanlık sistemine meydan verecek isimlere kesinlikle karşıyız. Ayrıştıran değil birleştiren cumhurbaşkanı istiyoruz. Ülkeyi yönetenlerin hukuk devleti ve laik devlet ilkelerinden ödün vermemesi DİSK’in başlıca talepleridir. Eşitlikçi, halkçı, özgürlükçü, laik bir cumhurbaşkanı talep ediyoruz. Şartlar eşit değil. Hiçbir zaman da eşit olmayacak. Seçime giderken başbakanlık görevini halen yürüten bir başbakan var. Vizyon programında ülkeyi güllük gülistanlık gibi göstermektedirler. Ülkenin vizyonu Reyhanlı’da bombaların patlatılması, Roboski’de yüzlerce insanın ölmesidir, Gezi’de gençlerin öldürülmesidir. Vizyon programı, Soma’daki işçi kardeşlerimizin katledilmesidir. Vizyon programları, sendikal örgütlenmeye getirilen kısıtlamalar ve baraj engelidir. Demokrasi ülkeleri geriye götürmek için değil, ileri götürmek için kullanılan bir araçtır. Bunu sağlayacak olan demokrasi güçleridir. 12 yıldır sistem içerisindeki valileri, kaymakamları, emniyet müdürleri ile bu ülkede demokrasi isteyenlere gaz bombaları TOMA’lar ile saldıran, halkı ezen bir sistem söz konusu. Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın neler veremeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz. Biz demokrasiden yana tercihini kullananların yanındayız. Tercihimizin kim olmadığını ifade ediyoruz. DİSK’in tavrı nettir.”
 
TÜRK-İŞ’TE GÜNDEM SOMA VE ÖZELLEŞTİRME
TÜRK-İŞ Ege Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç ise Soma’daki maden faciasında yaşananları hatırlatarak, “Sektörde özelleştirmeden değil, işletmelerin devlet eli ile yürütülmesinden yanayız” dedi ve dünya ülkelerinde enerji sektörünün devlet eli ile yürütüldüğünü dile getirdi. İşçi sınıfının yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları paylaşan Karakoç’un ardından söz alan CHP İl Başkanı Ali Engin, hükümete ve Başbakan Erdoğan!a yüklenerek, “Kalkınmayı emek sömürüsü olarak görüyorlar. Borçlarını Türk insanın sırtından ödüyorlar. İşçinin, emekçinin hakkını sömürmek üzerinden bir düzen kurdular. Adalet ve kalkınma diye bir şey yok. Kendi çıkarları ve hedefleri doğrultusunda ülkeyi yönetiyor. Devamlı olarak “ötekilere” düşman bir tavır var. Yargıyı kendisine ayak bağı olarak gören bir Başbakan’ın partisinin adında adalet olması da ayrı bir düşündürücü. Ülkede demokrasi, hak, adalet yok. Bu mücadele sadece siyasi partilerin mücadelesi ile olmaz. Mutlak surette sandığa gitmek zorundayız. Hep birlikte itibarlı, özgür, üreten bir ülke yaratmak için çalışıyoruz. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmaması lazım. Bu sadece CHP’nin seçimi değil. 6 parti bize destek verdiğini açıkladı. Ne kadar büyük bir uzlaşmanın olduğunu, büyük bir tehlike karşısında nasıl bir araya gelindiğinin de bir göstergesi” dedi.
 
TÜRK-İŞ KIRMIZI ÇİZGİSİNİ AÇIKLADI
TÜRK-İŞ Ege Bölge Temsilcisi Karakoç ise, “Soma’da Sayın Bakan son güne kadar orada durdu. Ama durmakla bir şey olmuyor. Biz görevimizi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Biz TÜRK-İŞ’in ve bize bağlı üyelerin ne kadar etkin olduğunu, koydukları tavrın ne derece önemli olduğunu her yerde göstereceğiz. Başka bir Türkiye yok. Bizim çocuklarımız gelecekte bu ülkede yaşayacak. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Herkesin sorununun çözülmesi için üzerimize düşeni yapacağız. TÜRK-İŞ kimsenin arka bahçesi değildir. Biz ne diyorsak sonuna kadar arkasındayız. Biz sendika olarak bir bütünüz. Yumruk olup, güç olup ses getirdik. Seçimler konusundaki tavrımızı önümüzdeki günlerde net olarak dile getireceğiz. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu da kutluyorum. Partiyi değil, Türkiye’nin menfaatini düşünüyorum diyerek ülkeyi kucaklayacak bir aday çıkardılar. Biz asla AKP’nin ya da başka bir siyasi partinin asla arka bahçesi olmadık, olmayacağız da... Biz bir sendikayız. Ülkenin tümünü kucaklamayacak kişiye destek vermeyeceğiz . Bütünü  kucaklayacak kişilere destek vereceğiz. Ülke için ayrımcılığa değil, birleştirici güce ihtiyacımız var. 70 milyonu kucaklanacak bir güce destek vereceğiz. Buna kimsenin evet demesi mümkün değil, herkes sandığa gidecek ve vatandaşlık görevini yerine getirecek. Sonra kimse yandım anam demeyecek. Kimse kimseye baskı ile oy kullandırmıyor. Sandığa gitmezsen kimseye bir şey söyleme hakkın, şikayet etme hakkın yok” dedi.



 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası