Ege Postası
Geri

Türkiye'nin en acı davasında ikinci duruşma

MANİSA'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı dava, olaylı geçen ilk duruşmanın ardından bugün devam ediyor. Duruşma salonunda kargaşa yaşanmadı ancak gözyaşları sel oldu. Davanın bir numaralı sanığı Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın okunan savcılık ifadesinde 'Biz bu işe gerek ben gerekse babam olsun bütün sermayemizi verdik, emeğimizi ortaya koyduk. 6 bin 400 kişiye ekmek kapısı açtık. Meydana gelen kazada en çok biz mağdur olduk' dediği ortaya çıktı. Türkiye'nin en acı davasında isyan ettiren söz:
Türkiye'nin en acı davasında ikinci duruşma
Haberler / Genel
15 Nisan 2015 Çarşamba 09:42
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
MANİSA -Soma'da geçen 13 Mayıs'ta meydana gelen maden facİasında, hayatını kaybeden 301 işçinin ölümünde kusurları bulunduğu için haklarında “olası kastla öldürme", “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan dava açılan 8'i tutuklu 45 sanık, bir günlük aranın ardından özel olarak hazırlanmış kültür merkezinde ikinci kez hakim karşısına çıktı.

GECE GİZLİCE GETİRİLDİLER, ÖZEL NEZARETHANEYE KONULDULAR
Bu kez geçen duruşmada, SEGBİS (Ses ve görüntü bilişim sistemi) ile ifade verecekleri için tepkilere neden olan ve getirilmelerine karar verilen tutuklu sanıklar, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy; Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik de hazır bulundu. Tutuklu sanıklar, yattıkları Şakran Cezaevi'nden güvenlik gerekçesiyle gece yarısı alınıp yola çıkartıldı. Ayrıca daha yakın güzergah olan Soma üzerinden değil, Aliağa, Menemen, Manisa üzerinden Akhisar'a getirildi. Tutuklu sanıklar, polisin ve jandarmanın yoğun güvenlik önlemleri altında sabaha karşı spor salonuna alındı. Sanıklar burada kendileri için özel yaptırılan demir nezarethaneye konuldu.     Duruşmaya CHP milletvekilleri Veli Ağbaba, Nurettin Demir, Mustafa Moroğlu, Musa Çam, Sakine Öz, Dilek Akagün Yılmaz ve Özgür Özel de geldi.    

Mağdur avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, “Tutuklu sanıkların hazır olduğu, olağan yargılanmaya başlanmasını bekliyoruz” derken  mağdur avukatlarından Zeynel Balkız da, "Hem tutuklu sanıklar hem de kamu görevlileriyle ilgili taleplerimiz olumlu değerlendirildi. Pazartesi yaşanan olayların tekrarlanacağını, bir sorun çıkacağını sanmıyorum” diye konuştu.

 
ACILI AİLELER İLK KEZ TUTUKLU SANIKLARLA YÜZ YÜZE
Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, güvenlik anlamında kaygı taşımadıklarını, önceki duruşmada yaşanılan olaylardan güvenlik kuvvetlerinin de ders çıkardığını, benzer bir durumun bugün yaşanmadığını ifade etti. Ailelerin davayı rahat izlemesi için gerekli önlemler alındığını kaydeden Arslan, duruşmanın bugünkü bölümünde kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından sanık ifadelerine geçilmesinin planlandığını bildirdi. Ailelerin bu duruşmada ilk kez tutuklu sanıklarla yüz yüze geleceğini dile getiren Arslan, "Ailelerin tepkisinin olması normaldir, mahkemenin bunu anlayışla karşılamasını umut ediyoruz. Olağanüstü önlemler almaya gerek yok. Geçen duruşmada sanık avukatlarına yönelik ufak bir iki tepkisel yaklaşım oldu. Ama direkt saldırı anlamında bir eylem olmadı. Bu duruşmada olmayacağını düşünüyoruz. Öyle bir şey olması durumunda müdahil avukatları olarak müdahale ederiz" diye konuştu.


''HAYALLERİMİZİ BİTİRDİLER'' 
Duruşma için 1 yaşındaki kızıyla İzmir'in Kınık ilçesinden gelen Yeşim Yılmaz, duruşmaya eşinin hesabını sormak için geldiğini anlattı. Sanıklarla "yüz yüze" olmak istediklerine işaret eden Yılmaz, "Bu ecel değil katliam. Kendilerini düşündüler, eşlerimizi düşünmediler. Çocuklarımızı yetim bıraktılar. Benim eşim 26 yaşındaydı, 3 kızımız vardı. Hayallerimizi, hayatımızı bitirdiler, 3 çocuğumla kaldım. Bugün mahkeme bitsin istiyorum, cezaları kesilsin. Ceza alırlarsa hem biz hem eşlerimiz daha huzurlu oluruz" şeklinde konuştu.

 
POLİSTEN YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ
Polis ekipleri, olası olayların önüne geçmek için güvenlik önlemlerini de arttırdı. Hem duruşmanın yapılacağı kültür merkezinin çevresinde hem de duruşma salonunun içerisinde, jandarma ve polis, sayısı arttırıldı. Sanıklarla izleyeciler arasına iki sıra çevik kuvvet polisi etten duvar ördü. Aynı önlem sanık avukatları için de alındı. Bu arada geçen önceki günkü duruşmada izleyenler salona sığmazken bu duruşmaya katılımın az olduğu da dikkat çekti. Bazı ailelerin avukatların uyarısı üzerine duruşmaya gelmediği belirtildi.



İÇERİYE ELEKTRONİK CİHAZ ALINMADI
Soma davasının ilk duruşmasında, yaşanan tartışmalarla ilgili içeriden çok sayıda görüntünün sosyal medyaya sızması üzerine bu kez polisin bu yöndeki önlemleri de arttırıldı. Özellikle basın mensuplarının, içeriye dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerini sokmalarına izin verilmedi.


Polis noktasından geçerek salona girmek isteyen bazı üst düzey sendika yöneticileri ile polis arasında gergin anlar yaşandı. İtişme ve tartışmaların yaşandığı olay sonrası polisler, yöneticileri içeri aldı.

DURUŞMA SAAT 10:00'DA BAŞLADI, GÖZYAŞLARI SEL OLDU

DURUŞMADA ACI YOKLAMA

Davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak sanıklar, sanık avukatları, mağdur avukatları isimlerini söyledi. Ardından duruşmaya katılan acılı aileler, ölen yakınlarının ve kendilerinin isimleri ile yakınlık derecelerini söyledi. Çok sayıda işçi yakını, ölen işçilerin adını söylerken ağladı. Bu sırada bir işçi yakanı kadın bayıldı. Hakim içeriye sağlık görevlilerini çağırdı. 

İşçi yakınları, mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın duruşma öncesinde, söz verilmeden kesinlikle kimsenin konuşmayacağı, konuşanın dışarı çıkarılacağı uyarısını, bu yoklama sırasında deldi. Bir işçi yakını içeriye neden su ile giremediklerini sorunca, hakim "güvenlik gerekçesiyle" dedi. 

Duruşmada, ölen işçilerden Ali Kavak'ın eşi, "Eşim 3 günlüktü, 3 günlük" diye bağırdı. Bu sırada oğlunun adını söyleyen bir başka anne "Ben yavruma doyamadım, kuzuma doyamadım" diyerek gözyaşı döktü. Ölen yakınlarının adlarını söyleyen yakınlarından bazıları "Canımız çok yanıyor", "İki işçinin yakınıyım. İki şehit verdim", "37 günlük evladım yetim kaldı", "Benim kocam çocuğunu göremedi", "Benim çocuğum yandı onlar da yansın" dedi. 

Ölen işçilerden Uğur Çolak'ın babası, sanıklara doğru bakarak, "Bunun hesabını hem bizim, hem de Allah'ın önünde veremezsiniz" diye bağırdı. Bir başka anne "Biz nasıl ağladıysak onlar da ağlasın" diye konuştu.

"432 ÇOCUK BABA DİYE KARA TOPRAĞA SARILIYOR"

Bu arada ölen işçilerden Muhammet Girgir'in eşi Derya Girgin, "Eşim çocuğunu göremedi. Devletten adalet istiyorum" diye konuştu. İşçilerden Bayram Erol'un eşi Selda Erol ise "432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor. Adalet istiyoruz" dedi. Ölenlerden İsmail Coşkun'un eşi Hüsniye Coşkun da "Benim evladım var. Nasıl yaktınız onu, nasıl kıydınız. 28 yaşındaydı o" dedi. 

Bu sırada dışarıda kalan bazı işçi yakınları içeri girmek isteyince, avukatlarla Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Ardından bazı avukatlar dışarı çıktı, onların yerine içeri alınan işçi yakınları oturdu. 

GELİRİNİN OLMADIĞINI SÖYLEDİ

Yoklama bittikten sonra mahkeme başkanı Aytaç Ballı, iddianamenin kabul edildiğini hatırlatarak, tutuklu ve tutuksuz sanıkların kimlik tespitine geçti. 45 sanıklı davanın kimlik tespitine, davanın bir numaralı sanığı olan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'dan başlandı. Can Gürkan'a aylık geliri sorulduğunda, "Şu anda yok" yanıtını verdi. Bu duruma aileler "Yalan söylüyor, var" diyerek tepki gösterdi. Ardından Genel Müdür Ramazan Doğru'ya geliri soruldu. O da aylık gelirinin 37 bin lira olduğunu söyledi. İşletme Müdürü Akın Çelik de 12 bin lira aylık geliri bulunduğunu belirtti. Bu sırada ölen işçilerin yakınlarından bazılarının 'şerefsiz' diye bağırdığı duyuldu. Hakim de görevlilerden, bu tür sözler söyleyenlerin bunu tekrarlamaları durumunda dışarı çıkarılmasını istedi.

CAN GÜRKAN: EN ÇOK BİZ MAĞDUR OLDUK
      
Dava dosyasında 1 numaralı sanık olarak yer alan Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın okunan savcılık ifadesinde, yönetim kurulu başkanı olarak şirketin strateji, finans, banka ilişkileri, bütçeler, planlama, yatırım ile ilgili konularını takip ettiğini beyan ettiğini bunun dışında teknik konularda sorumluluğun ise yaptıkları iş bölümü gereği yönetim kurulu üyesi ve genel müdürleri Ramazan Doğru'ya ait olduğunu beyan ettiği görüldü.
      
Gürkan'ın şirket olarak iş güvenliğine azami özeni gösterdiklerini iddia ettiği ifadesinde, şu sözlerle kendini savunduğu ortaya çıktı:
"Biz şirket olarak iş güvenliği tedbirlerinin alınmasında elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Biz bu işe gerek ben gerekse babam olsun bütün sermayemizi verdik, emeğimizi ortaya koyduk. 6 bin 400 kişiye ekmek kapısı açtık. Meydana gelen kazada en çok biz mağdur olduk. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık. Biz bütün işçilerimize, üst düzey amir ve mühendislerimize gerekli eğitimleri verdik. Her biri de belgelenmiştir. Söz konusu iş yeri devletin güzide maden ocaklarından bir tanesidir. Hatta bu maden ocağında profesörler olsun öğrenciler olsun madenle ilgili olarak bilgi amacıyla örnek madenlerden gösterilerek ziyaret edilmektedir. Biz iş güvenliği ile ilgili olarak emniyet iş güvenliği başmühendisimiz, iş güvenliği üç vardiya amirimiz iş güvenliğinden sorumlu vardiya amirleri, mühendisleri ve teknikerleri olsun yeterli sayılarda insan çalışmaktadır."
      
Soruşturma safhasında verdiği ifadesinde kazanan an itibariyle neden kaynaklandığını bilmediğini beyan eden Gürkan, "Benim söz konusu olay ile ilgili olarak kusur ve ihmalimin olduğunu düşünmüyorum. Üzerime atılı suçlama olursa kabul etmiyorum" dediği okundu.
      
''VİCDANİ OLARAK HER CEZAYA RAZIYIM''
      
Okunan iddianamede, davanın 2 numaralı sanığı şirket genel müdürü Ramazan Doğru'nun soruşturma safhasında alınan ifadesinde ise "yönetim kurulu üyesi olduğu ve kurulda yetki devri yapıldığı" iddialarını kabul etmediğini ancak genel müdür olarak sorumluluklara sahip bulunduğunu dile getirdiği okundu.
      
Doğru, bununla birlikte söz konusu kazanın öngörülemeyen bir kaza olduğunu, eğer öngörülebilir olsaydı mutlaka gerekli güvenlik önlemlerini alacağını beyan etiği ifadesinde, şu savunmaya yer verdi:
"Ben bu işletmede 25 yıldan beri Soma Havzasında çalışıyorum. Ölenlerin çoğunu tanıyorum. Hepsi benim canımdan çok sevdiğim çalışanlarımdı. Böyle bir elim kaza yaşadık ve çok üzgünüm. Bu üzüntümü tarif edemem. Keşke bu kazada ben de ölseydim. Bu olaydan dolayı vicdani olarak bana gelebilecek her türlü cezaya razıyım. Burada kesinlikle kendimi kurtarmak adına savunma yapmıyorum. Ben vicdan muhasebesi içerisindeyim. Bu olayda bir kusurum olduğunu düşünmüyorum. Ve suçsuzum. Üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum. Savunma ve beyanlarım şu aşamada bundan ibarettir."
      
Tutuklu diğer sanıklar işletme müdürü Akın Çelik, mühendis Ertan Ersoy, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Mehmet Ali Günay Çelik ve İsmail Adalı'nın da iddianamede yer alan savcılık ifadelerinde, kazanın oluşumuna ilişkin ihmallerinin söz konusu olmadığını savundular.


EN ÇOK BABAMLA BEN MAĞDUR OLDUK"
Can Gürkan, savunmasında ise şunları söyledi: Kazanın sabotaj olduğunu düşünüyorum. İş güvenliği uzmanlarıyla bu karara vardım. En çok babamla ben mağdur olduk. Kazadan hemen sonra Soma'ya gelemedim, provokatörler vardı.




AİLELERİN BAZILARI SALON DIŞINDA KALDI

Soma maden faciasının, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen ikinci duruşmada ölen 301 madenciden 35'inin yakını bulunmadı. 

Ölen madenci yakınlarının avukatlarından Özgür Karaduman dışarıda ailelere yaptığı açıklamada yaklaşık 450 kişilik salonun, duruşma salonu haline getirildiğini ve tamamen dolduğunu söyledi. Salon yakınlarında 500'ün üzerinde mağdurun içeri giremediğini belirten Karaduman, "Duruşmaya ara verildikten sonra biz mağdur avukatlarının bir kısmı dışarı çıkıp, sizi içeri aldıracağız" dedi. Bu sırada bazı şehit yakınları, "Siz niye çıkıyorsunuz, sanık avukatları çıksın" diye bağırdı. 

"BU ACININ NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİRİZ"

Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren de mahkeme önünde bir açıklama yaptı. Emniyet Müdürü Ceren açıklamasında, "Biz de teşkilat olarak çok şehit verdik. Bu acının ne olduğunu çok iyi biliriz. Kimseyi mağdur etmek istemiyoruz. Bugün aldığımız önlemlerle şehit ailelerin salona daha rahat girmelerini sağladık. Maalesef salonun yetersiz kapasitesi sıkıntılara neden oluyor. Polisler olarak münferit grupların sızmamasına dikkat ediyoruz. Davanın selametle yürütülmesi konusunda her türlü önlemi aldık" diye konuştu.

BARO BAŞKANINDAN DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA

Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, duruşma öncesinde bir açıklama yaptı. İlk duruşmanın ertelenme nedenlerini hatırlatan Arslan, "Soma faciasının gerçek sorumlularının ortaya çıkması amacıyla çaba sarf ediyoruz. 301 madencimiz bu faciada şehit oldu. Mağdur ailelerin acılarının bir nebze dinmesi için adaletin gerçekleşmesini istiyoruz" dedi.

Sadece buraya getirilen sanıkların değil, kamu görevlilerinin de bu olayda kusurlu olduğunu kaydeden Ali Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kamu görevlileriyle ilgili soruşturma izni vermemiştir. Manisa Barosu ve bir kısım müdahillerin yapmış olduğu itirazlar çerçevesinde Danıştay bu konuda aralık ayı içerisinde bir karar almıştı. Soruşturmanın tekrar yapılmasını ve kusurluların tekrar tespit edilmesini istedi. Bu konula ilgili takibimiz de devam ediyor. Geçen mahkemede de bu konunu akıbetinin sorulması karar verildi. Mahkeme bu konuda ilgili kurumlara yazı yazdı. Çünkü, 2009 yılında, Eynez Kömür İşletmesi'ni Soma İşletmeleri A.Ş.'ye devreden firma, 'Burada su baskını tehlikesi var. Burada kömürün kızışma tehlikesi var. Burada her an patlama olabilir ve bir facia ile karşılaşabiliriz. Bunun sorumluluğunu yüklenmek istemiyoruz. Bu ocağı devretmek istiyoruz' diyor. İlgili bakanlık bunu bilerek geri alıp, Soma A.Ş.'ye devrediyor. Bu anlamda bakanlık ile müfettişlerin büyük sorumluluğu var. Bu nedenle bu kişilerin de yargılanmasını gerekiyor." 

Baro Başkanı Arslan, duruşmanın başka bir ile alınmasını mümkün olmayacağının da söyledi.

37 TUTUKSUZ SANIKTAN 19'U KATILDI

Duruşma öncesi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Aytaç Ballı, avukatları ve izleyenleri cep telefonu kullanmamaları, duruşmaya müdahale etmemeleri konusunda uyardı. Ballı, kurallara aykırı hareket eden izleyicilerin dışarı çıkarılıp haklarında suç duyurusunda bulunulacağını bildirdi. Duruşmaya 8 tutuklu, 19 tutuksuz sanık katıldı. Tutuklu sanıklar Can Gürkan ve Ramazan Doğru'nun takım elbise, kravatlı olduğu dikkati çekti.


Ölen işçilerden Ali Kavak'ın eşi "Eşim üç günlüktü, 3 günlük" diye bağırdı.  İşçilerden Uğur Çolak'ın babası, sanıklara doğru bakarak "Bunun hesabını hem bizim hem de allahın önünde veremezsiniz" diye feryat etti.


CHP'Lİ VEKİL BAKANLARDAN DA KATILIM İSTEDİ

Manisa'ya Soma Davası için gelen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, bu davaya  Enerji ve Tabi Kaynaklara Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de dahil edilmesini istedi. Tutuklu sanıkların davaya katılmasını değerlendiren Balbay, "Bir maç yapılacak. 'Top olmasın' diyorlar. Olur mu öyle şe? Bu duruşmada da sanıklar olmayacaktı. Hiç değilse vicdana geldiler, yüreği madenciyle atan insanlarının yüreğine bir ölçüde su serptiler. Biz cellat değiliz. Biz intikamcı değiliz. Bu tür olayların yaşanmasını istemiyoruz" dedi. 

MADENCİ YAKINIYLA TEKRAR BASIN KARŞISINDA

Ölen madenciler hayrı için döktürülen lokma dağıtımına bir süre yardım eden Balbay, ardından duruşma salonuna girdi. Yaklaşık yarım saat sonra ölen madenci Erdal Sidal'ın babası Durmuş Sidal ve aynı adı taşıyan altı aylık torunu ile dışarı çıkan Balbay, "Davanın görüldüğü salonda kuru bir yangının olmadığını, içeride facianın devam ettiğini paylaştım. Kucağımdaki torun yıllar sonra 'Babam nerede' diye sorduğunda, 'Babanı öldürenleri yargıladık. Bir daha yaşanmayacak' diyebilmemiz lazım. Bunun için buradayız. Bu bir siyasi faaliyet değil. Bu bir insanlık dramıdır. Mahkeme salonunda dört tane çocuk kucakladım. Onlarından birisini ismi Şüheda'ydı. Şehit ismi koymuşlar" dedi. 

"İŞYERİ GÜVENLİĞİNDE TÜRKİYE DAHA GERİ GİTTİ"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na seslenen CHP'li Milletvekili Balbay, "Bu davalarda ve olaylarda sorumlu olanlar için Çalışma Bakanlığı'na sesleniyorum. Madenlerdeki iş güvenliğine dikkat etsinler. İşyeri güvenliğinde Türkiye daha geri gitti. Yanımdaki dede Erdal Sidal, 20 sene burnu bile kanamadan madenlerde çalışmış. Ancak oğlu, madende şehit olmuştur. Baba şimdi 'bu koşulları bilseydim oğlumu göndermezdim' diyor. Bu maden ruhsatını kim verdi, kim denetlemedi, işyeri eğitimini kim yaptırd? Bunlar ki? Sanık sandalyesinde bu kişilerin olması gerekir. Ama maalesef yok. Tıpkı siyasal cinayetlerdeki gibi sadece tetikçilerin yargı önüne çıkarılması gibi bu cinayette de sadece en uçta görünen kişileri sanık sandalyesine koymuşlar" diye konuştu.

ÇALIŞMA BAKANINA ÇAĞRI 

Adil yargılama istediklerini söyleyen CHP'li Balbay, "Adil yargılanmamanın ne demek olduğunu bilen kişi olarak; bu davada adil yargılama olmasını istiyoruz. Yargılamanı adil olması ve toplumun yüreğine su serpecek bir karar çıkmasını bekliyoruz. Burada Çalışma Bakanı da görmek isterdim. Müdahil olsun 'Ben suçlu değilim. Suçluların ortaya çıkmasını istiyorum' desin. Eğer müdahil olmayacaksa ben bakana sormak isterim; Siz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı mısınız yoksa Çatışma ve Sosyal Gerginlik Bakanı mısını? Eğer değilseniz gelin bu davaya. Enerji Bakanı ihalelerde var. Ama bu davada yok. Söylenecek çok şey var" dedi. 

"BUNLARIN GÖZÜNÜ PARA VE KAN BÜRÜMÜŞ"

Ölen madenci Erdal Sidal'ın babası Durmuş Sidal da, "20 sene madencilik yaptım. Hiç kimsenin burnu bile kanamadı. Bunların gözünü para ve kan bürümüş. İnsanların kanından nemalanan vahşi kapitalizmdir" dedi.


Sanıklar hakkında istenilen cezalar
      

Manisa'nın Soma İlçesi'nde geçen 13 Mayıs'ta, 301 işçi hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Faciadan yaklaşık 6 ay sonra Soma Cumhuriyet Savcılığı 3 Kasım'da fezlekeyi hazırlayıp Ağır Ceza Mahkemesi mevcut bulunan en yakın Akhisar Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Akhisar Cumhuriyet Savcılığı ise fezlekeyi inceleyip, hazırlamış olduğu iddianameyi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne 10 Kasım'da sundu. İddianameyi inceleyen Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi de 25 Kasım'da 4 noksan madde sebebiyle savcılığa iade etti. Bunun üzerine Akhisar Cumhuriyet Savcılığı iddianamenin iadesine itiraz etti. İddianame bu defa Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi ise eksikleri iki maddeye indirdi. Bunun üzerine geçen Aralık'ta Soma Savcılığı'na dönen dosyada eksiklerin giderilmesi için yeniden çalışma yapıldı. Facianın yıldönümüne iki ay kala 2 mart tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, “olası kastla öldürme'' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama'' suçundan 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istedi. Tutuksuz 37 zanlı için de, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmaö suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı üçte bir oranında artırılması talep edildi.

DURUŞMANIN SANIKLARI
Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 8 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan; maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy; Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 37 kişi ise, maden mühendisleri, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Caner Uysal'dan oluştu.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası