CHP İzmir milletvekilleri Atila Sertel ve Musa Çam, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan'ın yanı sıra çok sayıda gazetecinin katıldığı basın toplantısında konuşan İGC Başkanı Misket Dikmen, “Hukukun, muhalifleri, gazetecileri, aydınları yıldırma ve sindirme aygıtına dönüşmesi çok tehlikelidir. Bu tehlikeyi görüyor ve uyarıyoruz” dedi.
İGC Başkanı Dikmen, gazetecilerin yine zor bir sabaha uyandığını belirterek, “Gökmen Ulu ve Mediha Olgun'un tutuklanması çok acı ve kabul edilemez. Meslektaşlarımız gazetecilik yaptıkları için tutuklandılar.
Gazetecilerin terörle ilişkilendirilmesi, teröristlerle aynı kefeye konması vicdanlarda çok derin yaralar açıyor. Neredeyse her gün bir kaç gazeteci gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Aylardır iddianamelerini tutuklu bekleyen onlarca meslektaşımız var. Ülkemizde gazetecilik tutuklu. Gelen her gün bir öncekinden karanlık. Yurttaşların hukuka olan güvenleri bu kararla sarsılıyor.
Yargının bağımsızlığına olan inanç örselenirse demokrasiden söz etmek nasıl mümkün olabili? Hukukun bittiği yerde her şey biter. Hukukun, muhalifleri, gazetecileri, aydınları yıldırma ve sindirme aygıtına dönüşmesi çok tehlikelidir. Bu tehlikeyi görüyor ve uyarıyoruz” diye konuştu.
Hukuka ve adalet olan inancı yitirmeyeceklerini de dile getiren Dikmen, şöyle konuştu:
“Halkın haber alma hakkını yerine getirmek üzere mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz. Yaşanan ve yaşatılanların büyük bir yanlış olduğunu düşünüyor bir an önce bu yanlıştan dönülmesini umut ediyoruz. Mesleğini hakkıyla yapan, kalemini satmayan, dik duran tüm meslektaşlarımız onurumuzdur. Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Gökmen Ulu yalnız değildir, Gazetecilik suç değildir.”
“Komplo kurulmuştur”
CHP İzmir Milletvekili ve İGC Onursal Başkanı Atilla Sertel de, Gökmen Ulu'nun İzmir'in yetiştirdiği önemli bir isim olduğunu ve kalemin hiçbir zaman satmadığını vurguladı. Ulu'ya komplo kurulduğunu dile getiren Sertel, “Onu bir takım suç örgütlerine bulaştırmak isteyenlere sesleniyorum. O örgütlerle sizin ilişkiniz var. Ak Parti'yi kazısanız altından fetö çıkar, fetöyü kazısanız altından Ak Parti çıkar. Komplo kurulmuştur arkadaşlarımıza. Kendi üzerlerine yapışmış olan suçu başkalarının üzerine yıkmak istiyorlar. Gazeteci haber yapar başbakan ve cumhurbaşkanını takip eder. İstenmese de takip eder. Bu karar haksızlık, insafsızlık, akıl tutulması, akıl yoksunluğudur. Adalet yoktur ama adaletsizliğin bir bakanı vardır. Bugün iktidara yaranmak için tutuklamalar yapan, savcı maskesini takarak haksız ve hukuksuz iddianameler hazırlayanların sonu da bilinsin ki geçmişte haksızlık yapanların sonu gibi olacaktır. Özgürlükleri hapsemedemezsiniz. Suçsuz insanları mahkum edemezsiniz. Gün gelir bir gün siz de hesap verirsiniz. Cumhuriyetin onuru olan arkadaşlarımız, Cumhuriyetin sözcüleri bir dakika dahi içerde tutulmamalıdır. Toplumsal duyarlılığı da bekliyoruz” diye konuştu.
166 gazeteci tutuklu
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da, savcının hazırladığı suçlamadaki çarpıklıklara dikkat çekti. Çam şöyle konuştu:
“Savcının hazırladığı suçlamalarda 'örgüt içindeki hiyerarşiye dahil olmamakla birlikte' diye yazarken son paragrafta 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlaması eklenerek tutuklanmaya dayanak oluşturuldu. Cumhuriyet, Sözcü, Birgün ve Evrensel gazetelerine özel politika geliştirildi. Son olarak Sözcüye yapılan operasyonun amacı eğilmeyen bükülmeyen tüm medya kuruluşlarını teslim almak ve susturmaktır. Gazeteler bu şekilde kuşatılıyor, ele geçiriliyor. Baskı ve tehdit ile teslim alınmaya çalışılıyor.”
Çam, Ulu ve Olgun'un tutuklanmasıyla Türkiye'de parmaklıklar ardındaki gazeteci sayısının 166'ya yükseldiğini de vurguladı.
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan da, tutuklamaların basın, ifade ve halkın haber alma özgürlüğüne ağır darbe vurduğunu belirterek, “Bu baskıcı uygulamalara bir an önce son verilmesini istiyor, mesleklerini yaptığı için gözaltına alınan, tutuklu bulunan tüm gazetecilere özgürlük talep ediyoruz” dedi.
Gazetecilik tecrübesi olan 3 kişi tanık olarak dinlendi
Sözcü çalışanları için karar açıklandı: 2'si tutuklandı