İçişleri Bakanlığı tarafından DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne, Batman Belediyesi’ne ve Şanlıurfa'nın Halfeti Belediyesi'ne kayyum atandı. İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Ahmet Türk'ün yerine Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük'ün yerine de Batman Valisi Ekrem Canalp, Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan'ın yerine Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu görevlendirildi. DEM Parti'den kayyum atamalarına ilişkin olarak, "Biz çözüm ve barış için el uzatılmasını beklerken, halkın iradesine el uzatılmıştır. Biz sorunların diyalog ve müzakereyle çözülmesini beklerken, halkın çözüm beklentilerine tuzak kurulmuştur." açıklaması yapıldı.
Üçüncü kez kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye binası önünde de polisler tarafından güvenlik önlemleri alındı.
GÖREVDEN ALINAN AHMET TÜRK'TEN AÇIKLAMA
Sözcü TV yayınına telefonla bağlanan Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk sabah 06:00 sıralarında kapısını çalan polislerin kendisine tebliğde bulunduğunu tebligatta görevden alındığının bildirildiğini anlattı. Sabah kapıyı açtığında polislerle karşılaştığını söyleyen Ahmet Türk şunları anlattı:
"Pijama ile kapıyı açmıştım bir polis fotoğraf çekmeye çalışıyordu. Bunlara gerek yok" diye itiraz ettim. Halkın iradesine el konuldu. Arkadaşlarımız, partililer, milletvekilleri yavaş yavaş geliyorlar. Belediye önünde de TOMA'lar varmış. Ne yaptıklarını bilemiyoruz. Henüz bana kayyum ataması tebliğ edilmedi sadece görevden alındığım duyuruldu"
YERİNE KAYYUM ATANAN SÖNÜK: BELEDİYEMİZ BİZE HİÇBİR TEBLİGAT YAPILMADAN GASP EDİLDİ
Yerine kayyum atanan Batman Belediyesi Eş Başkanı Gülistan Sönük, "31 Mart seçimlerinde Türkiye geneli en yüksek oy oranıyla kadınların gençlerin ve halkımızın emeği ile aldığımız belediyemiz bize hiçbir tebligat yapılmadan bu sabah itibarıyla gasp edilmiştir. Bizler bu talan ve gaspçı rejimi kabul etmedik etmeyeceğiz. Belediyeler halkındır." açıklamasını yaptı.
DEM PARTİ'DEN İLK AÇIKLAMA
DEM Parti'den kayyum atamalarına ilişkin olarak, "Kayyım darbesi 85 milyon için demokrasi ve özgürlük sorunudur ve önü alınmazsa ne sadece Kürt illeriyle ne de şimdiye kadar gasp edilen belediyelerle sınırlı kalacaktır. Hangi partiden ve düşünceden olursa olsun, bu darbe artık bütün Türkiye halklarının seçme ve seçilme hakkına, siyasi iradesine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu vesileyle bütün demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir. " açıklaması yapıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
-Her koşulda halkın iradesini savunmak ve halkın yerel yönetimlerine sahip çıkmak partimizin varlık gerekçesidir. Bu yöntem ve saldırılar, her türlü çözüm arayışını ve yaklaşımını zehirlediği gibi, iktidarın samimiyeti konusunda da daha büyük şüpheler doğurmuştur.
"ÇÖZÜM İÇİN EL UZATILMASINI BEKLERKEN HALKIN İRADESİNE EL UZATILMIŞTIR"
-Biz çözüm ve barış için el uzatılmasını beklerken, halkın iradesine el uzatılmıştır. Biz sorunların diyalog ve müzakereyle çözülmesini beklerken, halkın çözüm beklentilerine tuzak kurulmuştur. Asla boyun eğmeyeceğiz, asla mücadeleden geri durmayacağız.
-Eğer iktidar iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılacaktır. Halkımız da her şart ve koşulda kendi iradesine sahip çıkacaktır.
KAYYUM ATAMASINDA DİKKAT ÇEKEN TARİH
4 Kasım 2016'da Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekilleri Ferhat Encü, Leyla Birlik, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, İdris Baluken, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım gözaltına alınmıştı.
DEM Parti de 4 Kasım'daki gözaltıları hatırlatarak açıklamasında, "Bu darbenin, 4 Kasım 2016’da Kürt halkının iradesine yönelik gerçekleştirilen Meclis darbesinin yıldönümünde gerçekleşmiş olması manidardır. Kürt halkını demokratik siyasette tasfiye etme saldırılarının 1994’ten beri devam eden iflas etmiş 30 yıllık tekrarıdır." değerlendirmesini yaptı.