CHP, iktidarın 11’inci Yargı Paketi’ne yönelik karşı oy yazısı hazırlandı. TBMM Adalet Komisyonu Sözcüsü ve CHP Milletvekili Süleyman Bülbül, CHP’nin 11’inci Yargı Paketi’ne düştüğü şerhi BirGün ile paylaştı.
Şerhte, “Yargı reformu” adı altında iktidar tarafından Meclis’e getirilen 11 yargı paketi eleştirilerek, “AKP’nin yargı paketleri, Türkiye’ye demokratikleşme, özgürleşme ya da anayasal hakların korunması anlamında en küçük bir katkı sunmamıştır” ifadesi kullanıldı.
‘ANAYASA HÜKÜMSÜZ’
Karşı oy yazısında, yürütmenin yargı üzerindeki etkisinin son dönemde belirgin şekilde arttığına dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi:
“En kritik kırılma Anayasa Mahkemesi kararlarının alt derece mahkemeleri tarafından tanınmaması ve Hakimler Savcılar Kurulu’nun bu anayasal başkaldırıya karşı hiçbir işlem yapmamasıdır. Bu durum, Anayasa’nın 11 ve 153’üncü maddelerinin fiilen hükümsüz bırakılması anlamına gelir. Yargı birliği ilkesi çökmüş, AYM kararlarının bağlayıcılığı kâğıt üzerinde kalmıştır.”
Uyulmayan yüksek yargı kararlarından bazı örnekler, karşı oy yazısında şöyle sıraladı:
“Can Atalay hakkında verilen açık ihlal kararına rağmen tahliye edilmemesi ve milletvekilliğinin düşürülmesi, anayasal düzeni hedef alan ağır bir yargı krizidir. Aynı şekilde Tayfun Kahraman, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında verilen AYM ve AİHM kararlarının uygulanmaması, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. ve 18. maddelerini ihlal ettiğini ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstermektedir.”
‘KRİMİNALİZE EDİLİYOR’
Şerhte, “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe katılma”, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamalarının toplumu kriminalize ettiği de kayda geçirildi. Öğrencilerin, gazetecilerin ve siyasetçilerin, suçlamalar ile baskı altına alındığı belirtildi.
‘YARGI KULLANILIYOR’
CHP’nin 11’inci Yargı Paketi’ne karşı hazırladığı karşı oy yazısında, İBB soruşturmalarına da değinilerek şunların altı çizildi: “İBB soruşturması, yargı bağımsızlığının aşınmasını, kurumsal tarafsızlığın bozulmasını ve siyasal rekabetin yargı üzerinden dizayn edilmesini gösteren bir örüntünün parçası haline gelmektedir. Masumiyet karinesi ve adil yargılanma ilkeleri hiçe sayılarak CHP hakkında kapatma seçeneğinin dahi tartışmaya açılması, demokratik düzene yönelik tarihsel kırılmaları hatırlatan bir tablo yaratmaktadır.” Türkiye’nin ihtiyacı, anayasaya sadakati esas alan, kuvvetler ayrılığını kurumsallaştıran, yargıyı yürütmenin gölgesinden çıkaran, temel hak ve özgürlükleri evrensel standartlarda güvence altına alan gerçek bir demokratik dönüşümdür.”
KİMSE GÜVENMİYOR
Yargıdaki gerilemeyi gösteren bazı verilere, karşı oy yazısında şöyle yer verildi:
• Dünya Adalet Projesi 2023 Endeksi: Türkiye 142 ülke içinde 117’nci.
• Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü: Hukukun Üstünlüğü kategorisinde 173 ülke içinde 148’inci, Avrupa’da 45 ülke arasında sondan ikinci.
• OECD “Bir Bakışta Hükümet 2023” raporu: Yargıya güven 2010’da %59 iken 2022’de %33’e düştü.
• Freedom House 2024: Türkiye 33 puanla, “Özgür olmayan ülkeler” kategorisinde. Türkiye 2016’da, “Kısmen özgür” iken 2018’den bu yana istikrarlı biçimde, “Özgür olmayan ülke” statüsündedir. (BirGün/ Mustafa Bildircin)