EGEPOSTASI - Gazeteci Mithat Umutoğulları, Büyük İzmir TV'de yayınlanan 8. Gün programında Refik Pak’la birlikte İzmir siyasetindeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Umutoğulları, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne transferini yorumlarken, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin ve örgüt arasındaki gerginlik iddialarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Umutoğulları’nın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“İZMİR ÇOK ÖNEMLİ BİR BÜROKRATINI KAYBETTİ”
Siyasetçiler genelde kendi içlerinde yaşadıkları sorunları dışarıya vermezler. Tunç Soyer, Buğra Gökçe ile ilgili zaman kazanma süreci yaşadı. Gökçe’nin gidip gitmemesi konusunda bir tereddütü vardı. Biz Gökçe’nin görevden alındığı iddialarıyla ilgili haberi yaptıktan bir gün sonra ‘Periyodik olarak zaman zaman bunu yayıyorlar. Neden bunu yaptıklarını bilmiyorum’ şeklindeki açıklaması da bunu gösteriyor. Geldiğimiz noktada Buğra Gökçe’yle yollar ayrıldı. Ben Buğra Gökçe isminin önemli olduğunu ve İzmir’in çok önemli bir bürokrat kaybettiğini düşünüyorum. Hem Aziz Kocaoğlu, hem de Tunç Soyer döneminde belediyecilik yaşanan birçok problemde krizi çözen adam olarak gözüküyordu. Soyer’le yaklaşık 3-4 aydan beri kötü bir durumları vardı. Gökçe’nin İstanbul’a gitmesi aslında CHP içindeki kulisinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Gökçe Ankara ve İzmir’den sonra İstanbul’da da görev yaparak üç büyük şehirde görev yapacak ender bürokratlardan birisi olacak.
“SOYER GÜÇLÜ GENEL SEKRETER İSTEMİYOR”
Tunç Soyer’i bundan sonra zor bir görev bekliyor. Kendisi kadar güçlü bir genel sekreter istemiyor. Konuşulanlar doğruysa 6 ayda bir görev yapacak dönüşümlü bir genel sekreterlik istiyor. Tunç soyer böylece bütün işleri kendisine bağlamış oluyor. Her şeyi kontrol eden bir Soyer göreceğiz. Ama bu Tunç Soyer için yeterli olur mu? Çünkü bir büyükşehir belediye başkanının her şeye karar verme, onay verme şansı büyük bir kentte çok zordur. Arka tarafta işler nasıl yürüyecek tartışma konusu… Ben Büyükşehir’i zor bir dönemin beklediğini söyleyebilirim. Gökçe, ılımlı, devlet terbiyesi almış bir bürokrattı. Karizması öne çıktığı için problem yaşandığını söyleyebilrim. Bugüne kadar Aziz Kocaoğlu hem siyasette, hem belediyecilikte çok fazla insiyatif almadan yürüdü. Soyer ise beraber yola çıktığı arkadaşlarına mola verdirdi. Yeni yüzlerle siyaset yapmaya çalışıyor. Bu tercih açısından kendisine yeni bir yol açıyor. Umarım bu 3 yılda yapılan bütün yanlışları tekrar düzeltip arabayı doğru yola sokar.
“PARTİSİNİ CİMER’E ŞİKAYET EDEN ADAM YANINDA DOLAŞIYOR”
Bayraklı’da örgüt ve belediye arasındaki kriz ilçe kongresinde aşılmıştı. 1,5 - 2 yıl ciddi sıkıntılar yaşamış, küstürülmüş bir örgüt vardı. Yeni seçilen ilçe başkanının buraya gelirken görevi bu örgütü toparlamaktır. CHP Bayraklı İlçe Başkanı, belediye başkanının dayattığı aday olduğunu ve beldiyenin bütün imkanlarını kullanarak o koltuğa oturduğunu bilsin. Belediye başkanı ‘Ben bu kişiye güveniyorum. Göreceksiniz iyi bir ilçe başkanı olacak’ dedi. İlçe başkanı 2 ay boyunca mahallede kendince örgütü toplayıp, tanımaya çalışıyor. Akil adamlar ortadan kaybodu. Mahallelerde delegelerle toplantı yapıyorsunuz. Yanında getirdiğin adamlara bakıyoruz, Mehmet Ali Açık var. Daha önce de söyledim, Mehmet Ali Açık belediye meclis üyesi olduğu dönemde kendi partisini CİMER’e şikayet eden adamdır. Kınama cezası bitti, şimdi Didem Hanım’ın yanında dolaşıyor. Neredeyse bütün toplantılara katılıyor.
"CHP BAYRAKLI’DA TEMİZLİK VAR"
CHP’de her dönem aktörler değişebilir. Güç kimdeyse herkes gücün yanında olur. Bugün Serdar Sandal’ın yanında olanlar, yarın onun yerine kim gelirse onun yanında olur. Bayraklı’da bir önceki döneme ait bütün izler silinmeye çalışılıyor. CHP’de Hasan Karabağ’ın kurucu belediye başkanı sıfatıyla kurduğu belediyede ve örgütte bir temizlik var şu an. Ne kadar onun döneminde görev almış insanlar varsa saf dışı bırakılıyor. 3 dönem Bayraklı ilçe kadın kolları başkanlığı yapmış, il kadın kolları yönetiminde halen görev yapan Zeliha Avar disipline veriliyor. Disipline verilme gerekçesi ise Maltepe Mitingi’ne giderken torununu da yanında götürmek istiyor. Ama bu çocuk tek başına gelmiyor. Annesi, babası ve anneannesi de var yanında. Bütün sorumluluk onlarda. Engelleme şansınız var mı? Bu çocuğa bir şey olursa ilçe başkanının sorumluluğu yok. Anne ve babası var. Bu kişiyi sadece önceki dönemde görev almasından kaynaklı kişisel meseleyi bahane edip, tartışma yaşayarak kriz yaratıyorsunuz.
"İLÇE BAŞKANI MUAVİN MİDİR?"
Bir yönetici işi çözer ama siz her oturduğunuz yerde ‘Örgütün başı benim’ derseniz, o zaman olmuyor. Bunu AK Parti’de, MHP’de yapabilirsiniz. Ama CHP örgütleri dinamik örgütlerdir. CHP’nin en alt üyesi de partinin genel başkanını, genel başkan yardımcısını eleştirebilecek donanıma sahiptir. Partinizin genel başkanı özgürlüklerden, eşitlikten, demokrasiden bahsediyor. Ama siz kendi partinizin il yöneticisini bir çocuğu azarlar gibi azarlıyorsunuz. Ne yapacak susacak mı? O da size cevap verecek. Bir ilçe başkanı muavin midir, otobüse kimin ineceğine, kimin bineceğine karar verecek? Sen ilçe başkanısın, her otobüse bir sorumlu verirsin, senin yerine organize ederler. Otobüse binen, buradan 600 km yol giden o kadınların elini sıkar, teşekkür edersin. İlçe başkanı bunu yapar. Ama sen daha yola çıkarken kadın kolları başkanına bağırırsan, arabadan hoşuna gitmeyen insanları indirirsen, otobüste il kadın kolları başkan yardımcısına bağırırsan nasıl olacak bu iş? Böyle yaparsan Zeliha Avar’ın damadı da gelir sana ana avrat küfür eder, ağzını açamazsın. Bu adam küfür ettiyse önce karakola gideceksin. Siyasi malzeme yapıp Zeliha Avar’ı disipline vermeyeceksin. Karakola gittin mi? Gitmedin. Ama İzmir’e döner dönmez ilk yönetim kurulu toplantısında Avar’ı oy çokluğuyla disipline veriyosrun. Bu işin hiç kimseye bir faydası yok.
KILIÇDAROĞLU CHP BAYRAKLI’YA NE DEDİ?
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin ve belediye meclis üyeleri Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Genel Merkez'de ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nun ilk sorduğu soru ‘Bayraklı’da kavga bitti mi?’ olmuş. Genel Merkez'den döndükten sonra 3 dönem ilçe kadın kolları başkanlığı yapmış kişiyi disipline veriyorsun. Bunu Genel Başkana nasıl anlatacaksın?
“GÜLTEKİN ÖRGÜTLE KAVGA EDİYOR”
İlçe başkanının üslubu, konuşma şekli normal değil. Bir örgütün başkanı kendi partilileriyle toplantı yaparken, yoldaşlarına parmağını sallayarak ‘Beni dinleyeceksiniz. Bana saygısı olmayan adamın kolunu, bacağını kırarım’ der mi? Vatandaş dönüp diyor ki ‘Örügün kolunu, bacağını kıracak adamın ben dilini keserim.’ Bu tartışmaya niye giriyorsunuz? Bu belediye başkanı senin için herkesi niye karşısına aldı? Örgütü toparlamak, oyunuzu artırmak için. Siz ne yapıyorsunuz? ‘Örgünü başıyım’ diyorsunuz, otobüste, toplantıda herkesle kavga ediyorsunuz. Toplantıda adam ‘Başkanım size anlayamıyorum’ diyor. Dönüp ‘Hayırdır sen ne ayaksın? Sen kimin adamısın?’ diye cevap veriyor. Bir ilçe başkanı bunu söyler mi? Böyle bir ilçe başkanının olduğu partiye oy verir mi?
“BAYRAKLI BU TEMPOYLA GİDERSE…”
İlçe başkanı Avar’ın disipline gönderilmesiyle ilgili ‘Benim haberim yok’ diyor. Kara defteri imzalatan ilçe başkanı bunu söylüyor. Böyle bir ilçe başkanının söylediklerine örgüt nasıl kefalet verir? İnsan yalan söylerken bile usturuplu söyler. Ben Zeliha Avar’ı aradım. Söylediği cümleyi söyleyeyim. ‘Bunlar medyada konuşulacak konular değil. Parti örgütleri var. Partrinin ilgili kurulları gerekli soruşturmayı yapıp, kararı verir’ diyor. Öbürü de ‘Benim haberim yok’ diyor. Zeliha Avar 10 sene boyunca gece gündüz Bayraklı sokaklarında dolaşıyor. Eline broşürü alır kapı kapı gezer. Şu verdiği emeğe, akıttığı tere yazık. Bu insanı partiden niye koparıyorsunuz? Bayraklı’da kan kaybettikten sonra Zeliha Avar’ı tutsan en olur, partiden atsan ne olur? Senin işini gücünü bırakıp motive olman, örgütü kucaklaman lazım. Ama başkaları kaşıkla toplarken, hanımefendi kepçeyle dağıtıyor. Bayraklı İlçe Örgütü bu tempoyla gitsin, Serdar Sandal bu yapılanlara göz yummaya devam etsin, çok iddialı konuşuyorum Bayraklı’da CHP en az 30 bin oy daha az alacak. Böyle olursa CHP bir sonraki yerel seçimde Serdar Sandal’ı tekrar belediye başkan adayı gösterir mi?
‘SUNA KARABAĞ’ İDDİASI
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka İzmir’e geldiğinde Didem Gültekin hemen yanına gitmiş. Muhtemelen Suna Karabağ’ı bir yol bulup görevden almaya çalışacaklar.
"BAYRAKLI'NIN GEÇMİŞİNİ KİMSE SİLEMEZ"
Bu hanımefendi Bilecik’ten geldi. Belediyede çalıştı. Bir şeyi merak ediyorum, nasıl geçiniyor? Ne iş yapıyor? Didem Gültekin çıksın açıklama yapsın. Kimden maaş alıyor? Bu konuyu kurcalayacağım. Öyle ‘Buranın kralı benim’ tavırlarıyla bu işler olmuyor. Krallıkla, sultanlıkla bu işler yürümüyor. Kimse CHP’nin genleriyle oynamasın. Bayraklı’nın geçmişini kimse silemez.
"PARTİNİN ALEYHİNE ÇALIŞANLAR BUGÜN YÖNETİMDE"
Partide adam bırakmadılar. Yönetimin yarısı daha önce partinin aleyhine çalışan adamlardan oluşuyor. AK Partili var, MHP’li var, CHP’li yok. Partililer ‘Sizin gerçek partilillerle bir sorununuz mu var?’ diye soracak. 2014’te partinin aleyhine çalışanlar bugün meclis üyesi olmuşlar, ilçe yönetimine girmişler, çocukları belediyede çalışıyor, iş alıyorlar.
"BÖYLE YAPTIĞI SÜRECE GÜLTEKİN'İ ÖRGÜT KABUL ETMEYECEK"
Hasan Karabağ sokağa çıktğında 10 bin kişi geliyordu. Etkinlikler 40-50 bin kişi ile yapılıyordu. Şimdi adam toplayamıyorlar. Neden? İlçe başkanı ve özel kalem müdürü millet zorla belediye başkanının haberlerini paylaştırtıyorlar. Böyle mi milletin kalbine gireceksiniz? Örgütle uğraşan kimse başarılı olamaz. Bu koltuk gelip geçicidir. Daha önce Cemalettin Alper, Pınar Susmuş da ilçe başkanlığı yaptı. CHP İzmir'in en kudretli il başkanlarından birisi olan Kemal Karataş şimdi partisinin belediye başkanı aleyhine yazılar yazıyor. İnsanda adalet bırakmazsanız adaleti kendisi arar. İl başkanı, milletvekilleri bu işe el atmazsa bu işin sonu vahim. Böyle yaptığı sürece Didem Gültekin’i örgüt kabul etmeyecek. Serdar Sandal, Hasan Karabağ nasıl seçim kazanmış bir baksın. CHP örgütleri bayramlaşmayı Mustafa Kemal Spor Salonu’nda 3-5 bin kişiye yapıyordu. Bugün niye küçücük yapıyorlar, bence bunun hesabını yapsın.
"İNSAN KENDİ PARTİSİNİN VEKİLİNİ TANIMAZ MI?"
CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Serdar Koç, masada İzmir Milletvekili Ednan Arslan, diğer vekiller ve Serdar Serdar Sandal’la tokalaşıyor. Fakat Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ü es geçiyor. Süleyman Bülbül ‘Ben Aydın Milletvekili, aynı zamanda YDK Üyesiyim. Beni tanımadınız’ diyor. Serdar Koç’ta tabii ego tavan… ‘Ben de şu odanın başkanlığını yaptım. Şöyle yaptım’ diye konuşmuş. Bülbül de ‘İlçe başkanlığı yapıyorsun ama kendi partinin milletvekilini tanıman lazım’ diye bozuyor. İnsan kendi partisinin milletvekilini tanımaz mı? Yarın milletvekili adayı olacak bu adam. Kendi partisinin milletvekilini tanımayan adamdan milletvekili mi olur?