EGEPOSTASI- Gazeteci Mithat Umutoğulları, Büyükİzmir TV’de Figen Avcıoğlu moderatörlüğünde yayınlanan 8.Gün programında önemli açıklamalarda bulundu.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi anlatan Gazeteci Mithat Umutoğulları, ‘’Ekonomik kriz aslında Türkiye’de herkesi çok etkiledi. Devlet geliri vergilerle toplanıyor. Karnınız açsa, faturalarınızı ödeyemiyorsanız vergiyi nasıl ödeyeceksiniz? Belediyelerin ve kamu kurumlarının durumu çok kötü. Bırakın belediyelerin proje üretmesini personel maaşlarını bile ödeyemez hale geldi’’ dedi.
"Belediyeler kendini döndüremez hale geldi"
AK Parti iktidarının kriz ile geldiğini hatırlatan Umutoğulları, ‘’Bu hükümet Türkiye’de yaşanan derin bir kriz ile geldi. 20 yıl sonra yine derin bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Bu 20 yılda güzel işlerde oldu ama geldiğimiz noktada Türkiye tarihinin en derin krizi... Halkın bu kadar yoksulluk çektiği bir dönemi daha önce hiç görmemiştik. Kamu kurumlarınında krizi bu kadar derin hissettiği bir dönem olmadı. Belediyeler kendini döndüremez hale geldi. Çiğli Belediyesi 1 milyar bütçe açıklıyor. Bundan 1 yıl önce 200-300 milyon civarıydı. Belediyelerin en büyük gideri personel maaşı. Bugün en düşük alan personel 10 bin lira alıyor ama geçinemiyor. Kriz neden kaynaklanıyor biz artık üreten bir ülke değiliz. Hayvancılığı, tarımı olan bir ülke olmaktan ziyade biz artık tüketen bir ülke haline geldik. Sebze meyve fiyatları, et fiyatları neden yükseliyor? Sebze meyve Antalya’dan geliyor. Akaryakıt zamları ortada, aradaki fark fiyatlara yansıyor. Çiftçi mazota, ilaca harcıyor. Bunlar dışarıdan ithal ediliyor. Doların bu kadar yükselmesi her şeye yansıdı çünkü biz her şeyi dışarıdan alıyoruz. Temel ihtiyaç duyduğumuz ürünler zamlandıkça alım gücümüz düşüyor’’ ifadelerini kullandı.
"Hükümet CHP’li belediyeleri engelliyor"
Karşıyaka Belediyesi’nin İller Bankası’ndan aldığı payın çok az olduğuna ve giderlerin her geçen gün katlanarak arttığına dikkat çeken Mithat Umutoğulları, ‘’Karşıyaka Belediyesi personel maaşını ödeyemez hale geldi. 400 milyon liralık bir bütçeleri var. Personellerinin maaşlarını belediye nasıl karşılayacak? Ülkede bir ekonomik kriz varsa, bu krizi yönetmek için ortak bir birliktelik olursa çözülür. Seçim yaklaştığı bir dönemde hükümet kendinden olmayan belediyelerin iş yapmaması için başkanları engelliyorsa sıkıntı olur. Kamu bankasından kredi talep ediyorsun, alamıyorsun. Borcunuz var diye bütün taşınmazlarınıza haciz gönderiliyorsa, gelirleri arttırmak yerine sizi vatandaş ile karşı karşıya bırakıyorlarsa nasıl gidecek bu işler? SGK Karşıyaka Belediyesi’nin taşınmazlarına haciz koyduğunda belediyenin bu krizi aşması için ne yapması lazım? Alacaklarını tahsil etmesi lazım. Belediye tahsilatını vatandaştan yapacak ama vatandaş zaten krizin içinde. Vatandaş önce karnını doyuracak. Belediye karnını doyurma önce borcu getir diyebilir mi? Bu kadar çok çalışan olduğu belediyelerde başkanlar ne yapabilir? Giderler azalsın diye personel çıkartabilir’’ dedi.
CHP’li belediyelerin ekonomik olarak zorlandığını ve hükümet tarafından destek alamadığını ileri süren Umutoğulları, ‘’AK Parti iktidara geldiğinde devlete ait kurumlar vardı. Telekom gibi kurumlar vardı. O kurumların hepsi özelleştirildi. Devlet kurumunun elinden çıktığında sermaye daha ucuz iş gücüyle işçi çalıştırıyor. Çalışanın emeğini sömürüyor. Türkiye coğrafyası ile inanılmaz muhteşem bir yer. Bugün biz kendimiz üretebiliriz ama üretmediğimiz için dışarıdan alıyoruz. Dolar artınca ürünleri daha pahalıya alıyoruz. Hükümetin yanlış politikaları içinde bulunduğu ekonomik krizin yanı sıra siyasi çekişmeler ve benden olmayan belediyeler çalışamasın hırsı yarın bir çok belediyelerde işçilerin işten çıkarılmasına yol açacak. Siz ‘A ya da B partisi belediyelerine destek vermeyin’ diyemezsiniz. Böyle bir süreçte biz başkanlara ne diyebiliriz? Karşıyaka Belediye Başkanı elinden geldiğince tutumlu davranıp en iyi şekilde yönetmiş ama giderler 7-8 kat artmış…’’ dedi.
Ekonomik krizin sorumlusu AK Partili hükümettir
Ekonomik krizin sorumlusu olarak AK Parti iktidarını işaret eden Umutoğulları, ‘’Hangi AK Partili Milletvekili Karşıyaka Belediyesi’nin taşınmazlarına haciz konduğunu dile getirdi. Hiç biri söylemedi. Sadece AK Partili belediyelerde mi sorun olduğunda hükümet kasanın ağzını açacak? Neden Menemen’de, Kiraz’da, Kınık’ta bu sitemler yok. Neden sadece CHP’li belediyelerde bu sitem var? Belediye giderleri bu kadar artmışken hükümetten gelen paylar arttı mı acaba? Hükümet siyaseti bırakıp her kurumlara aynı şekilde davranırsa bu çukurdan birlikte çıkabiliriz. O çukur büyüyor. Çukura düşmüşüz bunun sorumlusu yerel yönetimler değil. Sorumlusu AK Partili hükümettir. Bugün çocuklar bile ekonomiyi konuşuyor. Dünyada ekonomik krizleri diğer devletlerde yaşadı ama ayağa kalktılar, ayrıştırma yapmadılar ve siyasi alan yaratmak için birbirlerini engellemediler. Yoksulluğun sebebi ülkeyi yöneten kişi ya da kişilerdir. Hükümetin yaptığı hamleler bize ülkenin geleceğini gösterdi. Ülkede sizin can ve mal güvenliğiniz yoksa hangi yatırımcı gelip yatırım yapar. Muhalefet herkese lazım, bir ülkeyi bir insan tek başına yönetemez. Hiçkimse aynı anda doktor, avukat, mühendis olamaz. Muhalefet yanlışları göstermesi için var. İzmir’de belediye başkanlarının korumaları yok. Bugün bir bakan geliyor 10 tane polis ondan önce geliyor kimden korkuyorsunuz? Kimden kaçıyorsunuz? ‘’ dedi.
"Sadece A haber izleyerek bu ülke yönetilmez"
Halk arasında 'sansür yasası' olarak bilinen Dezenformasyon Yasasının meclisten geçmesine tepki gösteren gazeteci Umutoğulları, ‘’Yasa çıkarıyorsun basın sussun, vatandaş sussun diye. Sadece A haber izleyerek bu ülke yönetilmez. Bu ülkede sadece yasa çıkararak insanları susturamazlar. İnsanlar bu ülkede ne travmalar gördü o zamanlarda bile susmadılar. Bu ülkede Osmanlı gibi bir devletten sonra küçülüp Cumhuriyet’i kurdu. Böyle bir durumda kimi kimden kurtaracağız? Konuşma, tepki gösterme, sus… Biz robot muyuz? Konuşmaya devam edeceğiz. Hapise atsalar bile ben konuşmaya devam edeceğim. Kendisine saygısı olan biri hakkını arayacak. Biz hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Bugün bir haksızlık olduğunda onu haykıracağız. Bu ülkede TÜİK diye bir kurum var, yüzde 300 olan enflasyonu yüzde 82 olarak açıklıyor. Devletin kurumlarının doğru bilgi vermediği bir ülkede kime göre neye göre doğru? Madem enflasyon yüzde 82 biz niye alışveriş yapamıyoruz, neden bir kahve içemiyoruz? Dışarıda yemek yemek bile artık lüks oldu. Sen ekonomik sıkıntı yaşarken birileri milyon dolarlarla hayatını devam ettiriyor adalet bunun neresinde? ‘’ dedi.
Soyer’in yaptığı etkili konuşma iktidarı ürküttü
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında açılan davalara tepki gösteren Umutoğulları, ‘’Yahudi bakkal sıkışınca eski defterleri açarmış…9 Eylül, CHP ve Soyer açısından müthiş bir şey oldu. Bugüne kadar hep beceriksizlikle suçlanan bir İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı var. 9 Eylül günü iktidar Soyer’in İzmirliler tarafından sevildiğini gördü. İktidarı bu biraz ürküttü. Soyer’in yaptığı etkili konuşma iktidarı ürküttü. Ne tesadüf ki soruşturmalar hemen arkasından peş peşe geldi. Siyaset bir şov. Soyer o gece muhteşem bir şov yaptı. Cumhurbaşkanımızda dönem dönem çok etkili olduğu konuşmaları olmuştu. Soyer de o gün çok güzel bir konuşma yaptı. Tabanına çok güzel bir mesaj verdi. Cumhurbaşkanı da kendi tabanına güzel mesajlar veriyor. Çok uzun yıllardır siyaseti takip eden biri AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli çok etkili muhalefet yapıyor. AK Partili mesli üyeleri muhalefet yapıyor. İktidar partisi İzmir’de muhalefeti çok etkili’’ ifadelerini kullandı.
Soyer’in 9 Eylül konuşması sonrasında siyasette çok etkili olduğunu ileri süren Gazeteci Umutoğulları, ‘’ O konuşmadan sonra ulusal bir siyasetçi oldu. Ülkenin her tarafından Soyer’i takip eden bir kesim meydana geldi. Cumhurbaşkanı nasıl iktidara geldi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken şiir okuduktan sonra cezevine girdi. Çıktıktan sonra ulusal bir siyasetçi oldu. Kurduğu siyasi hareket ile yasaklı olmasına rağmen iktidara geldi. İstanbul’da İmamoğlu kazanmasına rağmen ilk seferde İstanbul’u vermediler. İktidarın köşeye sıkıştırma çabası halk tarafından tepki ile karşılanıyor. İnsanların çoğu Soyer’in yanında yer alıyor. Soyer seçildiği dönemde dahi bu kadar çok destek görmedi. Devlet kendi karşısında bir kahraman yaratıyor. Bu şekilde olduğunda Kerem Ali Sürekli’nin, AK Partili İzmir Milletvekillertinin yaptığı muhalefet etkili olmuyor’’ ifadelerine yer verdi.
Demokrasi herkese lazım
AK Parti’nin bir kırılma yaşadığını öne süren Umutoğulları, ‘’Türk halkının haksızlığa karşısında duran bir yapısı var. İktidarın kendi belediye başkanlarına yaptığı haksızlığa dahi halk prim vermedi. Melih Gökçek görevden alındı, Ankara seçimde kaybedildi. Yapılan baskılar ne vatandaşı doyuruyor, ne iktidara prim veriyor. Şuan işçiler eylem yapamıyor neden çünkü belediye başkanlarının elinde olmadığını biliyor. Beldiye çalışanı diyor ki ‘maaşı almamamın sebebi başkana kredi vermeyen ve muhalif belediye olduğum için hükümetin ilgili kurumlarıdır’ diyor. Sorunların onlar olduğunu dile getiriyor. İnsanlar sadece sizin ağzınızdan çıkan sözlere bakmıyor. AK Parti şuan bir kırılma noktası yaşıyor. Bir ülkede işler kötü gidiyorsa sadece altta kalan değil aynı gemide olan herkes etkileniyor. Sadece bu ülkenin geleceğini düşünen siyasi planları bir kenara bırakmış ve bu kentin gelişmesi için emek veren bir siyasi yapı olsun istiyoruz. Bu kentte iyi şeyler olsun. Karşıyaka, Buca ya da başka belediyelerde yaşanan sorunları AK Partili vekillerde hissetsin istiyoruz. İşçiler maaş alamadığında belediye başkanının yaşadığı duyguyu AK Partili vekillerde yaşasın istiyoruz. Bizim konuşmamız lazım. Başımıza bir şey gelir diye kaygılanırsak aynısını 5 ya da 20 yıl sonra çocuklarımız yaşayacak ve bize hesabını soracaktır. Cumhurbaşkanımız en çok haksızlık yaşamış kişilerden biridir, Cumhurbaşaknımızın döneminde bunları yaşanması çok üzücü. Demokrasi herkese lazım. Çıkan yasa bir gün onların aleyhine işleyecek. Belki onlar yarın öbür gün konuşamayacak. Biz bugün genel siyaseti konuşma ihtiyacı duyuyoruz. Benim bu stüdyoda CHP’yi çok sert eleştirdiğimde oldu ama içinde bulunduğumuz durum çok farklı. Ülke yangın yerine dönmüşken insanlar açlıktan kırılıken biz burada başka seyleri konuşursak kendimize haksızlık yaparız’’ dedi.